Edward Nigma, Nygma veya Nashton isimleri ile de bilinen “Bilmececi”, ilk olarak 1948 yılında Detective Comics çizgi romanının 140. sayısında karşımıza çıkar. Bill Finger ve Dick Sprang tarafından oluşturulan bu karakter daha sonra pek çok farklı yayında da gözükmüştür. 2009 yılında Riddler, IGN’de “Çizgi Romanlardaki En Muhteşem Kötü Adamlar” listesinde 59. sırayı almıştır.
Bir bilmecem var çocuklar
Bilmeceler, zeka oyunları ve kelime oyunlarına kafayı takmış olan Riddler genellikle suç işlemeden önce gerek Batman’e gerekse polise şifreli ipuçları bırakır. Bu da onun işlediği suçları daha azametli ve fiyakalı göstermektedir. Kelimelerle arası oldukça iyi olan Riddler’ın aslında bu konuda, yani ardında ipucu bırakma konusunda, doktorlar tarafından konulan obsesif kompulsif teşhisini doğru çıkarır nitelikte takıntıları bulunmaktadır. Nitekim 1965’deki Batman çizgi romanında Riddler ardında hiçbir ipucu bırakmak istemese de bunu başaramaz.
1999’daki Gotham Adventures’da da işlediği bir suçun ardında hiçbir bulmaca bırakmak istemez ancak kendisini tutamaz. Hatta daha sonrasında Batman’e “Anlamıyorsun… Ben gerçekten sana hiçbir ipucu bırakmak istemedim. İnan, Arkham Tımarhanesi’ne geri dönmek istemiyorum. Ama yine de sana bir ipucu bıraktım. O yüzden ben… Ben oraya geri dönmek zorundayım. Çünkü yardıma ihtiyacım olabilir. Ben… Ben gerçekten delirmiş olabilirim” diye seslenir.
Riddler’ı suça teşvik eden şeyler içine o kadar derin bir şekilde işlemiştir ki kendisini bunu yapmaktan alıkoyacak güce sahip değildir. Özellikle üstünlüğü sağladığında karşısındaki düşmanı asla doğrudan öldüremez, onu mutlaka bir ölüm tuzağının içerisine sürükler. Bu şekilde rakibini çözemeyeceği entelektüel bir ölüm kalım savaşı içerisine sokar. Ancak Batman’in diğer düşmanlarının aksine Riddler’ın takıntısı biraz daha esnektir, bu da onu bir bilmece, bulmaca olarak tanımlayabileceği her türlü suça kalkışmasını sağlar.
Peki Riddler nasıl bu hale geldi? Onu bu suç dünyasına teşvik eden şey neydi? Şimdi buna biraz bakalım.
Bir öğretmen yayımlanan bulmacayı en hızlı şekilde çözebilene ödül
verilecek olan bir yarışmayı anons ettiğinde genç Edward Nigma kafasını
bu yarışmayı kazanmaya takar. Niyeti her ne verilecek ise, büyük ödülü
kazanmak değil ancak zafere ulaştığında elde edeceği tatmin ve şana
ulaşmaktır. Dolayısı ile gece gizlice okula girer ve öğretmeninin
masasından bulmacayı aşırıp bir dakikanın altında çözebilecek seviyeye
gelene kadar üzerinde çalışır. Tahmin ettiğiniz gibi yarışmayı kazanır
ve ödül olarak ona bilmece kitabı hediye edilir. Hileyle kazandığı kitap
ile Edward bilmecelerin bütün gizemini benimser ve en sonunda
müşterilerini her türlü garip bilmece ve zihin oyunları ile kandırarak
onları dolandıran bir karnaval çalışanı olur.
En sonunda bu kadar üstünleştirdiği yeteneğine karşılık bulamamaya başlar nitekim karşısına çıkan herkesi bilmeceleri ile alt edebilmektedir. Dolayısı ile en son rakip olarak kendisine Batman’i görür. Nitekim o, kayda değer bir mücadeledir.
Edward’ın bu duruma gelmesindeki başka bir sebep de çocukken maruz kaldığı aile baskısıdır. Edward okuldaki bazı önemli sınavlardan en yüksek puanları alır. Ancak babası oğlunun bir dahi olduğunu kabullenmek yerine onu hile yaptığı gerekçesi ile sürekli olarak dövmektedir. Bu da, teoride, gerçeği söylemek ve suçsuzluğunu kanıtlamak adına güçlü bir tutku doğurur. Zaten bilmecelere olan takıntısı da bu tutkusundan doğmaya başlar. Deliliği ve genel anlamdaki suçlu kökü de küçüklüğünde takılı kaldığı tanınmazlığının üstüne çıkmak için saldığı köklerlerden doğmuştur.
Nigma mı? Nashton mı?
Edward Nigma veya bazı yazarlara göre Edward Nashton, büyüdükçe karnavaldaki işi kendisini tatmin etmez olur ve bu zekasını suçta kullanabileceğini düşünür. İlk başlarda çok başarılı bir profil çizse de Batman devreye girdiğinde işler biraz zorlaşır.
Elbette Riddler’ın gerek geçmişi, gerek imajı, gerekse motivasyonu başka yerlerde farklı şekillerde gelişmiştir.
Riddler’ın genellikle yanında iki kadın yardımcısı olur; Query ve Echo.
Lakin Batman Secret Origins Special’da Ridler dört adet yardımcısı
olduğundan bahseder; Mark, Mark, Mark ve Mark.
Riddler genellikle iki şekilde karşımıza çıkar, ya yeşil bir tayt ve mor
bir göz maskesiyle ya da yeşil bir takım elbise, melon şapka ve yine
göz maskesi ile. Ancak her iki durumda da mutlaka elinde tutacak kısmı
soru işareti şeklini almış bir bastonu bulunmaktadır.
Çizgi romanlar ve animasyonlarında bile diğer birçok suçluya oranla daha
az karşılaştığımız Riddler’ı ilk defa beyaz perdede 1995 yılında
yapılmış olan Batman Forever filminde görmüştük, elbette ondan önce
gümüş ekranda Batman dizisinde. Dizide karakteri Frank Gorshin oynamıştı
ve çılgın tavırları uçuk bilmeceleri ve hiperaktifliği ile daha
sonrasında filmde rolü kapan Jim Carey’e de ilham olmuştu.
Jim Carrey’nin hayat verdiği Riddler
Ancak Jim Carrey’nin Riddler rolü bazı yönlerden daha farklıydı.
Öncelikle geçmiş hikaye olarak filmde Edward Nigma’nın, Wayne
Enterprises’da bir bilim adamı olarak çalıştığını görürüz. İcat ettiği
bir zihin kontrol cihazını Bruce Wayne’e tanıtan ve bununla büyük
başarılara imza atılacağını iddia eden Nigma, patronundan olumsuz yanıt
alınca birazcık kafayı sıyırır ve sonunda kimin haklı olduğunu ona
göstermeye çalışır. Aslında dikkatlice bakarsanız filmde de yukarıda
anlattığımız karakteristik özellikleri taşıdığını görürüz. Nitekim Jim
Carey’nin canlandırdığı Riddler’da kendini kanıtlamaya çalışan, suçsuz
olduğunu ispatlamak isteyen ve bulmacalara kafayı takmış bir insandır.
Oyuna geldiğimizde hepinizin de bildiği gibi Asylum’da Riddler bize
sadece sesi ve bilmeceleri ile eşlik ediyordu. Bilmecelerin ve etrafa
saklanmış olan soru işaretlerini topladıktan sonra bizimle konuşurken
kullandığı radyo sinyallerinden yerini bulduğumuz Riddler’ı polislere
ihbar ediyor ve yakalatıyorduk. İkinci oyunda ise Riddler’ın kanlı canlı
bir şekilde karşımıza çıkacağı belirtiliyor.
Bu arda yeni çıkacak olan Batman filmi Gotham City’de de Riddler’ın
bulunacağı söylenirken bunun iptal edildiğini belirten görüşlerde yer
almaktadır. O zaman size soruyoruz;
“Temizken siyah, kirliyken beyaz olan şey nedir?”