Oyun İncelemeleri

Armed Assault

Operation Flashpoint dile kolay aradan kaç sene geçmiş. Daha dün gibi
hatırlıyorum, büyüklüğüyle, sistemleri kastırmasıyla o zaman kök söktürmüştü.
Zamanının krallarında ciddi zorlama yapmıştı. Oyunun en büyük özelliğini ise
çoğu kişi bilir, askerlik simülasyonuydu. FPS kamera açısından oynardık, ama
Quake gibi, Blood gibi elimize silahı alıp tek başımıza kral olamıyorduk.
Uymamız gereken emirler vardı, görevler vardı, pata küte düşmanlara kafalama
giremezdik. Sonuçta türü simülasyondu, direk olarak aksiyon değildi. Operation
Flashpoint beğenildi, birçok paketi çıktı. Hatta bazıları sadece belli ülkelerde
piyasaya sürüldü. Çeşitli modları yapıldı. Herkes ikinci bir Operation
Flashpoint beklerken Bohemia, Codemasters ile yollarını ayırdığı açıklaması
yapıldı. İşte Armed Assault’un hikayeside tam bu noktada başlıyor. Operation
Flashpoint’in resmi isim hakları Codemasters elinde kaldı. Bu yüzden Codemasters,
resmi olarak Operation Flashpoint 2’yi geliştiriyor. Ama oyunun asıl yaratıcısı
Bohemia bu sefer işin içinde değil. Fakat onlarda boş durmadan Operation
Flashpoint’in bana göre de asıl devamı olan Armed Assault’u geliştirdiler. Zaten
ARMA (A.k.a Armed Assault) resmi olmayan asıl ikinci oyun. Biraz karışık bir
mevzu gibi görünebilir, ama aslında değil.

İşgal kuvvetleri

Her şey Sahrani denilen bir ülkede başlıyor. Oyuna girer girmez bir spikerin
röportajı ile karşılaşıyoruz. Aslında bu tamamen cennet bahçelerini andıran
Sahrani’nin tanıtım haberi sayılabilir. Güle oynaya hayat devam ederken,
Sahrani’nin ufak bir yerleşim beldesine saldırı düzenleniyor. Bizde orada
bulunan bir Amerikan askeriyiz ve ufak birliğimizde bu saldırıyı engellemek için
olaya karışıyor. Daha sonrasında siyasi yollardan filan anlaşılma sağlanmaya
çalışıyor, ama uzlaşma olmuyor. Bunun sonucunda savaş burnumuzun dibine kadar
giriyor. Oyunun konusu kısaca böyle, zaten ARMA’dan farklı bir şey de
beklemiyordum.

Demo’da Multiplayer vardı, grafikler ve sesler hakkında fikir veriyordu, son
olarak botlara karşı oynayabiliyorduk; böylece yapay zeka hakkında da bir
izlenim olmuştu. Ama oyunun asıl hikaye kısmı ve neler içerdiğini tam olarak
kestirememiştik. Singleplayer’a geçtiğimiz zaman oyunun senaryosuna dahil
oluyoruz. İlk görevler aslında Operation Flashpoint’ten tanıdık gelecektir.
Bunlar oyuna ısınma turları ve tam olarak bir şey yapmadığımız görevler.
Komutanın verdiği emirde, belli yerlere oraya buraya koşarak görevi bitiriyoruz.
Silah seslerini vs… duyup da, çatışmaya girmeden “Görev bitti” aynen kendini
belli ediyor. Ama merak etmeyin, bir süre içinde çatışmalara girmeye başlıyoruz.
Hatta bazı çatışmalar tek kurşun atmadan dahi bitebiliyor. Bu ilk çatışmalar ve
görevler aslında ARMA’nın öğretici kısımları. Çünkü silah kullanımı, nerede ne
yapmamız gerektiği, sürünmek, eğilmek, pusulayı kullanmak vs… yapımla ilgili
detayları öğrenmemizi sağlıyor. Görevlerde hep bir asker olarak takımımızla
beraber, diğer askerlerle beraber hareket etmeliyiz. Emirlere uymalı ve
taktiğimizi bilmeliyiz. Tek başına kahraman olarak hareket etmek ARMA’da sıkar.
Çünkü yanlış hareketleri genelde canınızla ödüyorsunuz. Ama arada Ramboculuk
yapmak için bazı yan görevler var. Bu yan görevlerde takıma veya birine bağlı
değilsiniz. Tek başınıza buyruk olarak hareket edebilirsiniz. Ancak yan görevler
genelde kısa ve öz yapılmış. Bunlar kendi içlerinde çeşitleniyor ve ana görevler
de etki ediyorlar. Mesela düşmana yardıma gelen destek birliğini yan görevde
engellediniz diyelim. Ana göreve geçtiğinizde destek birliği olmayan rakipler
sizin için kebap gibi olacaktır. Kolayca üstlerinden gelip, ana görevi böylece
başarıyla tamamlayabilirsiniz. Bu yüzden karşınıza çıkan yan görevleri yapmanızı
tavsiye ederim, oldukça işinize yarayacaklardır.Asker kalk

ARMA içindeki yapay zeka demo’da başarılı gelmişti. Tam sürüm oyunda da genelde
başarılılar. Bir askerin ne yapması gerekiyorsa yapıyorlar. Sonuçta onlar içinde
siz düşmansınız. Oldukça keskin nişancılıkları var ve savaş alanında halay çeker
gibi ayakta beklemeyi feci şekilde cezalandırıyorlar. Daha önce dediğim gibi
özellikle ana görevlerde yaptığınız kritik hataları feci şekilde ödettiriyorlar.
Ama bazı zamanlar ipin ucunu da kaçırmıyorlar değil.

Genelde ARMA’da vurulmamız demek ölmemizle eş anlamlı, çünkü karakterimiz süper
kahraman olmadığından, en fazla birkaç kurşunda ölebiliyor. Vurulduğumuz zamanki
efektler cidden gerçekçi yapılmış. İlk ayrıntı kanlanan elimiz kolumuz (Demo’dan
hatırlanacağı gibi). Bunun asıl devamında eğer kolumuzdan vurulursak silahla
adam gibi nişan alıp ateş edememe veya bacağımızdan filan yaralanırsak
toparlayarak yürüme, koşamama gibi neticeler ortaya çıkıyor. Bu ince detayları
son olarak FPS kamera açısı kullanan Call of Cthulhu’da görmüştüm. Onda da
adamımız nişan alamıyor veya toparlıyordu. Her neyse sonuçta ARMA türü gereği bu
ayrıntıları göstermeliydi ve bunu da başarmış.

Yapım içinde çok fazla araç var. Singplayer’da zaten araçların çoğuyla haşır
neşir olacağız. Görev gereği onlara da bir el atacağız. Zodiac botlar, HMMWV
tanklar, Zırhlı araçlar, Sedanlar, uçak, helikopter vs… 30’dan fazla araç var.
Denizde, karada, havada her yerde gidebiliyoruz. Denizde ve karada kullandığımız
araçlar, havadakilere göre daha kolay ve basit. Zaten bir iki tur sonrasında
alışıyorsunuz. Ama havada gidenlere işte, burası ARMA’daki en kasıntı yerlerden
biri. Battlefield ve son olarak oynadığım Battlefield 2142’deki hava
araçlarındaki tecrübeme dayanarak, ARMA’da bir helikopteri gözüme kestirdim. Ama
ciddi olarak uçurmam ve bir süre havada pervane olduktan sonra düşmem bir oldu.
En başta bende hata diye dert yandım, ama açıkçası hava araçları gereğinden zor
olmuşlar. Ciddi olarak kontrol etmek için, çoğu kez alıştırma yapmanız lazım.

Hazır kıta

Oyun içindeki zengin araç çeşitlerine, silahları da eklersek tam olur. ARMA bu
konularda hiç çekinme yaptırmıyor ve birçok modeli oyun aktarıyor. Silahlar
bolca ve eksik edilmemiş. Genel olarak ateş ederken verdikleri tepkileri güzel
yapılmış. Ancak oyundaki bir hatadan kaynaklı olarak, bazı zamanlar ilginç
durumlar olabiliyor. Ateş ettiğim düşman öldüğü sırada, yanındaki diğer
adamlarda otomatik öldü. Dracula filan sandım öleni, hani o ölünce onun soyundan
gelenler ölür hesabı. Ama yakına gidip baktığımda cesetlerin hepsinin titreyerek
havada süzüldüğünü gördüm. Bu sadece bir kere başıma geldi, bir daha da böylesi
bir olayla karşılaşmadım.

Singleplayer’dan sıkılanlar için Multiplayer ciddi olarak ilaç olacaktır. İster
botlarla beraber, isterseniz diğer oyunculara karşı Multiplayer
oynayabilirsiniz. Devasa haritalarda kalabalık savaşlar yapmak mümkün. Haritayı
ele geçirme, klasik Capture the Flag veya Cooperative’i seçebilirsiniz. Ama ne
olursa olsun Multiplayer’ın zevkli olacağı kesin. Zaten oyunla ilgili çeşitli
modlar yapıldı ve halen yapılıyor. Hatırlarsanız Operation Flashpoint içinde
birçok mod yapılmıştı. Aynı gelenek devam ediyor.İsterseniz bu modlardan birini çekip, oyunu daha şen şakrak hale getirebilirsiniz. Karar size kalmış durumda.
Singleplayer’dan sıkılanlara Multiplayer, hatta hepsinden sıkılanların imdadına
modlar yetişiyor. Ama şundan emin olun ki, çoklu oyuncuya girdiğiniz zaman bir
daha senaryo moduna uğramayı keseceksiniz. Çünkü diğer oyuncularla beraber
oynamak çok daha harika oluyor. Şahsen ben ARMA’yı Multiplayer ağırlıklı
oynuyorum. İşin güzel kısımlarından biri çoklu oyuncu kodlarında herhangi bir
sorun yok. Oldukça temiz elden geçirilmişler, böylece oyundan kaynaklı bağlantı
problemi olmuyor. Sadece bir kere bağlantımın kesilmesi sorununu yaşadım o
kadar. Bunun dışında lag derdi çekmedim. Bu konuda Bohemia oldukça temiz bir iş
çıkartmış. Multiplayer’da öldüğünüz zaman kuş olarak etrafta dolaşmak da güzel.

Emirler

Demo’da en çok sıkıntı veren kısma yani grafik motoruna gelelim sıra. Demo’da en
fazla canımı sıkan nokta burası olmuştu. Nedendir bilinmez ama efektleri
kapadığım zaman bile, FPS oranı artmıyordu. Hatta azaldığını bile biliyorum.
Optimizasyon kötü olmuştu. Hatta sanırsam ARMA’nın İngilizce versiyonu çıkmadan
önce piyasaya sunulan diğer versiyonlarında da bu problem vardı. Bu yüzden
Bohemia’nın bir yama çıkartarak performans konusuna el attığını söylüyorlardı.
Tam sürümde şahsen şu FPS düşmeleri arada sırada bazı yerlerde yaşanıyor, ama
demo’da çektiğim sıkıntı ortadan kalmış. Belli ayarları elden geçirip FPS
artırımı yapılabilir. Ama ben tam tersi ayrıntı ve çözünürlüğü arttırıp oyuna
girdim. Genel olarak oyunun grafikleri, ARMA türünde olan ve devasa boyutları
çizen bir yapım için güzel. Supreme Commander’ı oynamışsanız nasıl olduğunu
bilirsiniz. Grafikler çok süper olmasa da, devasa haritaları ve bir çok birliği
çizmek için son derece yeterliydi. Hatta al benisi bile vardı. ARMA’nın da
durumu aslında böyle özetlenebilir. Çünkü oyundaki haritalar cidden çok büyük.
Böylesi devasa alanlardaki çoğu şeyi çizmek için grafik motoru elinden geleni
yapıyor. Hatta bazı zamanlar oldukça abartıyor; çünkü etrafta uçuşan toz toprak,
patlamalar ve yansımalar başarılı. Modellemeler ve kaplamalar grafikler
açısından ele alındığında süper ayrıntılı değil, ama ARMA için yeterli. Kısaca
Armed Assault, büyüklüğüne göre başarılı bir görünüm sunuyor.

Sesler için demo’da oyunu başarılı bulmuştum. Ama şahsen tam sürümde biraz
kaynama yapmış. Evet, silah sesleri fark ediliyor; ama bazı zamanlarda kulağa
arıza verebiliyorlar. Seslendirmeler gayet iyi. Multiplayer’da olsun,
Singleplayer’da olsun kim ne yaptığını söylerken veya durumunu rapor ederken ne
olduğu anlaşılıyor. Müzikler, özellikle menüde çalan Sahrani ele alındığında
ortama tam uymuş. Zaten çatışmalarda müzikleri es geçeceksiniz. Hatta direk
olarak ayarlardan bunları kapatın ve ortama böyle dalın, çünkü müzikler bu
durumlarda gereksiz kalıyor.

Düşman geri püskürtülür

Bohemia bence elinden geleni yapmış. Armed Assault kendi türünde tek kral. Bazı
zamanlar gereğinden fazla zor olmasıyla beraber; program, ses ve grafik bazı
hataları bulunuyor. Ancak bunların yanında adam gibi çıkmayan bir türün yeni
oyunu olması, askerliği yansıtması, taktik çeşitliliği, bolca silah araç
bulunması, sorunsuz Multiplayer’ı, uzun süren Campaign’i, modlara destek vermesi
gibi mükemmel artıları var. Eğer benim gibi Operation Flashpoint’i ve bu tür
simülasyonu sevmişseniz, Armed Assault kesinlikle kaçırılmayacak bir oyun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu