Oyun İncelemeleri

Assassin’s Creed 4: Black Flag (PS4 İnceleme)

Assassin’s Creed IV: Black Flag, Playstation 4’ün çıkış oyunlarından birisi sayılır nitekim Ubisoft her zamanki kurnazlığını yaparak oyunu yeni platform için de hiç bekletmeden çıkarttı.

AC IV ile ilk defa Gamescom fuarında karşılaşmıştım. Nitekim bu aynı zamanda hayatımda ilk defa dünya gözü ile bir Playstation 4 gördüğüm ve oyununu oynadığım andı. Bunu zaten sizlere AC IV’ün PS3 incelemesinde de belirtmiştim.

BU yüzden oyunu esas anlamı ile incelediğimde büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Ubisoft bilerek mi yaptı yoksa Sony özellikle arada çok fark mı olsun istedi yoksa gerçekten PS3 ve PS4 arasında bu derece fark mı var bilmiyorum ancak iki aynı oyun iki farklı platformda tamamen “zıt ikizler” mantığı ile geliştirmişler.

Bu yazıda oyunun içerik yönünde çok bahsetmeyeceğim için oldukça kısa bir yazı olacak. Nitekim bunların hepsinden Assassin’s Creed IV: Black Flag PS3 incelemesinde bahsetmiştim. Burada sadece aynı oyunun PS3 ile PS4 arasındaki farkını anlatacağım ki o da zaten sadece grafik anlamında.
Yeni nesil konsolların mimarisinin PC mantığı ile oluşturulmasındaki en güzel yan artık bir miktar AA’nın da konsol dünyasına giriş yapmış olması. Belki PC kullanıcıları (ki bir tanesi de benim) oyunlar arasında yıllarca gidip gelmekten AA’sızlığın ne olduğunu unutmuş olabilir fakat konsol kullanıcıları için gerçekten oldukça hassas bir durum olmuş. Keskinliğin artması ve objelerin buna göre daha da netleşmesi konsolda kendi başına çığır açan bir olay olarak bile görülebilir. Bunu Killzone, Knack gibi PS4’ün Sony tabanlı çıkış oyunlarında farkedemezsiniz çünkü onları kıyaslayacağınız eski bir versiyonları yoktur. Oysa Black Flag ile bu fark gün gibi açığa çıkıyor.
Keskinliğin arttırılması yanında oyundaki diğer görsel efektler de güçlenince adeta bir görsel şölene kavuşuyorsunuz. Özellikle ışıklandırmalar bu konuda başı çekiyor.

Konusu ve teması itibari ile Black Flag resnk skalası oldukça geniş ve ışıklandırması çok aam çok öenmli bir oyun. Karayipler bol güneşli, bol sulu ve oldukça renkli bir doğaya sahip olduğu için her rengin detayının en üst seviyede olmasa da belli bir noktaya kadar yükseltilmesi lazım ki karma karşık ormanda farklı bitkileri görme imkanımız olsun ya da adadaki bir mağaradan çıktığımızda yüzümüze vuran güneş ışınlarını hissedebilelim.

Örneğin AC 3’te bu özelliklerin o kadar da önemi yoktu çünkü olayların geçtiği yer genelde şehir ya da fazla çeşitliliği olmayan bitki örtüsüne sahip ormanlar oluyordu. Üstelik oyunun belli bir bölümü kar kış silsilesi altında geçtiği için en hoş animasyon karda yürüyüşler ve kar tanelerinin uçuşması olmuştu. Fakat yeni çevre etmenleri ciddi anlamda Playstation 4’ün gücünü ve hatta ileride daha da neler yapabileceğini gösteriyor.

Ubisoft AC3’ü çıkarttıktan kısa bir süre sonra Black Flag’i duyurmuştu hatırlarsanız. Bütün oyuncular “Ne oluyoruz? Bu ne acele?” gibi tepkiler vermiş bunun üzerine firma biz bu oyuna zaten epeydir çalışıyorduk, duyurusunu şimdi yaptık yanıtını vermişti. Çıkış zamanını düşündüğümüzde oyunun aynı zamanda PS4 için de hazırlandığını ve bu durumda da Ubi’de daha AC3 döneminde bir PS4 SDK’sı olduğunu varsayarsak sanırız  bütün bu projenin yıllar önce bu noktaya gelmesi planlanmış.

AC IV hakkında ilginç bulduğum tek şey bütün seri boyunca kronolojinin ilk defa bozulmuş olmasıydı.

Altair ile Orta Çağ döneminde Haçlı Seferleri, Ezio ile Rönesans’tan Osmanlı’nın altın çağına, Connor ile 1700’lerin sonundaki Amerikan Devrimi’ne giderken yeni oyunun en azından yine Amerikan İç Savaşı ve hatta en mantıklı olanı Amerikan Devrimi’nden birkaç sene sonra ortaya çıkan Fransız Devrimi’ne gideceğimizi düşünüyordum. Kaldı ki dönemsel olaylar, Paris gibi bir şehir, Bastille hapishanesi ve Versailles sarayı gibi mekanlar, Kral 16. Louis, Marie-Antoinette, Maximilien de Robespierre gibi tarihi karakterlerle kronolojiye en uygun dönem oydu.

Fakat Ubisoft bunu yapmadı. Onun yerine en son oyundan neredeyse 100 sene sonrası geri döndü ve en son iki karakterimizin atası olan Edward Kenway ile bizleri 1600’lü yılların Karayiplerine götürdü. Bu olay başlarda beni de şaşırtsa da AC IV’ü özellikle PS4’te gördükten sonra anlıyorum ki mantıklı olanı yapmış.

Nitekim Fransız devrimi içerik olarak yeni bir AC oyunu için mükemmel olsa da PS4’ün gücünü Black Flag kadar gösterecek bir içeriğe sahip değildi. En fazla Bastille ve Versailles’yı gösterebilir, biraz da Fransız kırsalında gezdirirdi lakin Karayiplerin doğal güzellikleri, denizin berraklığı ve o renk skalası bir anlamda PS4’ü boşu boşuna harcamak olurdu Ubi için.


Activision kafasındaki Ubisoft’un da bir dönem, hele ki bu ilk dönemi, PS4 tarafından faydalanmaması da düşünülemeyeceği için tahminimce bu tarz bir yola başvurulmu ama ben hala modern çağa geçmeden, ya da şu Watch Dogs ile birleşip AC ismini rafa kaldırmadan Fransız Devrimi’ni konu alan bir AC oyunu bekliyorum açıkçası.

Uzun lafın kısası AC IV: BF yeni platformu Playstation 4’te gözlere şenlik bir serüvene dönüşmüş. Işıklandırmalar, kaplamalar, netlik ve renk skalasının daha da sağlamlaşması ile ağzınızın suları aka aka oynayacağınız bir oyun olacak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu