BAKIŞ AŞISI #12
Artık oyunlardan kafamızı kaldıramayacağımız döneme girmiş bulunuyoruz. Geçen hafta piyasaya çıkışını yapan Destiny’le beraber, Wasteland, The Sims 4, FIFA 15 derken ipi ucu fena kaçacak gibi görünüyor.
Kendi açımdan evde The Sims 4 ofiste Destiny ile vakit geçiriyorum, halimden baya mutluyum. İki oyunu da deli gibi beklediğimden mi, iyi yönlerini görmeye çalışmamdan mı bilmiyorum ama bir şekilde oynuyorum işte.
Destiny mevzusu inceleme, video gibi şeylerle kapanacak gibi değil. Beklediğimin epey altında kalmış bir oyun olsa da merak etmeyin eğlenceli bir iş olmuş. Bunu söyleme ihtiyacı hissetim çünkü okurlar düşük puanı görünce biraz şaşırmışlardı.
Güzel oyun elbet ama incelemede belirttiğim gibi “o” oyun olmaktan hayli uzaktaydı. Arkadaşlar göz var nizam var: Şu oyun Halo’nun biraz bile üstüne çıkabilmiş mi? Gerçekten bir MMO RPG olmayı başarabilmiş mi?
İşin fanboyluk kısmına cevap veremiyorum çünkü daha çıkmamış bir ürünün fanboyu neden olalım ki? Özetle Destiny hem sevdirdi hem nefret ettirdi. Oynatıyor mu oynatıyor, orasını ben de kabul ediyorum.
Benim takıldığım konuysa Destiny incelemesinin altına gelen Titanfall yorumları oldu. Uzun süredir bu konu hakkında Bakış Aşısı’nda konuşmak istiyordum, kısmet bugüneymiş.
Merlin’in Kazanı için sürüsüyle içerik hazırlardım. İnceleme, makale, haber, video… Ne var ki Titanfall incelemesi kötü de olsa önemli bir dönüm noktası oldu. Her önemli şey süper olacak diye kaide yok, olmamalı da. İşte 12. Bölüm’de size o çok tartışılan incelemeden bahsedeceğim.
Dediğim gibi daha önce de yazabilirdim, hatta çok düşündüm ama samimiyetime ne kadar inanırsınız bilmiyordum. Eh, Bakış Aşısı’nı takip ettiğiniz süreç boyunca artık aramızdan bayağı bir duvarı kaldırdık diye düşünüyorum.
Öncelikle Titanfall ne yaptı, ne yapamadı?
Titanfall kesin bir biçimde AAA FPS oyunlarının yönünü değiştirdi. Konsept sıkıntı çeken büyük FPS oyunları için önemli bir yapı taşı olma özelliğine sahipti. Titanfall’a benzer bir oyun olarak Crysis’i sayabilir miyiz bilmiyorum, çünkü Crysis daha fazla mekaniğe sahip olsa da oyun içine bunu yedirmede inanılmaz zorlanmış bir oyun serisi.
Titanfall’u ben daha çok Prince of Persia ve Call of Duty’nin birleşmiş hali olarak görüyorum. Mirror’s Edge’in başarıyla uyguladığı FPS/Parkur mekaniklerini öyle bir harmanladı ki ortaya çıkan yapım neredeyse Quake kadar tempoya sahipti. Bazen hız olarak onu bile geçtiğini söyleyebiliriz.
Bunun dışında vuruş hissi, çatışma mekanikleri olarak yıllar önce kendini kanıtlamış bir ekip tarafından hazırlandığı için üst düzeydeydi. O çok laf edilen grafiklere değinirsek, görselliği sadece gerçekçilik olarak almamamız gerektiğini düşünüyorum.
Unutulmaması gereken nokta, oyunun tamamen Multiplayer’a odaklanmasıdır. Battlefield 4 gerçekçi grafik olarak en üst düzeyde olan FPS oyundur. Onun bile Single Player’ı ve
Multiplayer’ı arasında dağlar, tepeler kadar fark vardır.
Tüm bunların dışında mechaları muhteşem bir şekilde oyuna yedirilmesi, Titanfall’u ön plana çıkartıyor. O Titan’ın gücünü hissedince kolay kolay bırakmak istemiyorsunuz. Yüzeye iniş yapmasından, içine girdiğimiz ana kadar her şey mükemmel bir işçilik ve detayla bezeliydi.
MOBA mekaniklerinin de oyuna eklenmesi ilginç bir tecrübe sağlıyordu. Onları öldürerek puan ve Titan süresi kazanmak, hatta Spectre’lerin programlarını kılarak kendimize bağlamak, böylesine yüksek tempoda müthiş anlar kazandırıyordu.
Peki… Titanfall 99 puanı hak ediyor muydu?
“Bu arada unuttum. Titanfall incelemesinde nasıl salakça bir puan verdiğini her daim Emin’in kafasına kakıyoruz. Ancak değiştirmiyoruz. Onu görüp bir daha aynı şeyi yapmasın diye.”
Bu yazı ne bana ne de bir okura ait. Murat abinin bizim forumlarda yazdığı bir cevap. Evet, Titanfall’a verdiğim puanın tek açıklaması budur: Salakça.
Oyunu yazdıktan sonra değerlendirme aşamasına geçtiğimde kafamda sadece oyunun ne kadar iyi olduğu vardı. Verdim, gitti. Bilmiyorum, belki o dönem neredeyse tüm oyunların 95 üstü puan alması beni etkilemişti, belki hakikaten oyunun 99’luk olduğunu düşünmüştüm…
Puanı verdikten sonra ortalık fena karıştı, inanın incelemeyi girdikten sadece yarım saat sonra “Lan ne yaptın sen manyak?” diye evin içinde dolanıyordum. Bu konuda hakaret olanlar hariç –çünkü bunun bir oyun olduğunu unutup cidden saydıran insanlar vardı- gelen her eleştiriyi kabul ettim. Yok, birde etmeseydim, yedik haltı bir kere.
Bu yazı için beni asıl teşvik eden kişiyse “BrutalLooter” isimli bir kullanıcımız oldu.
“Destiny’yi betada deneme şansı buldum ben de pek beğenmedim. Tam sürümünü oynamadığım için yorum yapmıyorum bu konuda fakat o puan çok şişirmeydi, çok iyi bir oyun tamam da koskoca 99 puan. 100 kriter belirlesek sadece 1 tanesi eksik demek oluyor bu. Bunun Destiny ile bir alakası olduğundan yazmadım, sadece Titanfall konusunda yeterince objektif miydiniz, gerçekten bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyor musunuz ?”
Yazdığı yorumun bir kısmı işte böyleydi. Aslına bakarsanız işin objektif olup olmamakla hiç bir ilgisi yoktu. Diyorum ya: İzahı bile olmayacak bir hata. Objektif olmakla ilgili bir sorunum olsaydı zaten ESO’ya gider 90 üstü bir puan verirdim. Ya da hastası olduğum Battlefield’a 78 puan vermezdim.
Peki, Titanfall kaç puanı hak ediyordu? Gerçekten 99’luk bir oyun değil miydi? Neydi lan bu oyun?
Titanfall şu süreç boyunca harita paketleri hariç tüm içeriklerini bedava olarak oyuncuya sunan yapısıyla benim takdirimi kazandı. Zaten Titanfall 2 Playstation platformuna da geleceği için ileride oyuncu sayısı da hayli artacaktır.
Birçok oyun için şu an bile ilham kaynağı olmuş durumda. Hatta hızlı dediğimiz Call of Duty bile ona yetişmeye çalışıyor. En önemlisi o “büyük” firmalardan birine ait değil ve bu sayede işini kendi gönlünce serbest bir şekilde yapıyor. Sanılanın aksine Titanfall bir EA oyunu değil. EA oyunu olsa şu oyun DLC’den geçilmezdi, emin olun. EA oyunun sadece yayıncılığını ve yayın haklarını üstleniyor. Respawn’ın daha iyi oyunlar yapacağının en büyük kanıtı da bu zaten. Bioware, Infity Ward gibi firmaların halini biliyoruz.
Ha derseniz ki, “Kaç puan verirdin?” diye, cevabım için az daha bekleyin. O inceleme için hepinizden özür dilerim. Hayatta insanlar bazen büyük hatalar yapabiliyorlar, hele işiniz basın olunca işleri geri almak mümkün olmuyor.
99 puan hem sitede hem de Metacritic’te durmaya devam edecek arkadaşlar ve her baktığımda bana bazı şeylere dikkat etmem gerektiğini hatırlatacak. Titanfall balon oyundur, hata ettim demek istemiyorum, zaten öyle bir durum söz konusu değil. O hala çok önemli bir oyun, hatta yüksek ihtimal bu yılın en iyi FPS oyunu. Ama puanı 99 filan değil. 90-93 arası bir puanı uygun görmem gerekirdi.
Neyse, bu hafta kendimden çok fazla bahsettim. Siz okurlardan tek istediğim yazdıklarımı yanlış anamamanız, haftaya yeni Bakış Aşısı’nda görüşmek üzere.