Bioshock serisi, Irrational Games tarafından geliştirilen birinci şahıs aksiyon oyunudur. Serinin yaratıcısı olan Ken Levine’in daha önce üzerinde çalıştığı oyun olan System Shock’ın ruhani devamı olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar hikayelerin birbiri ile bağlantılı olduğu varsayılsa da iki seri arasında resmi bir kesişim noktası oluşturulmamıştır.
Bioshock Dünyasına Giriş
2007’nin ağustos ayında hayatımıza giren Bioshock serisi, başlangıçta
iki oyun olarak planlanmıştır. Dağıtımcı şirketin Rapture şehrinde geçen yeni
bir oyun talep etmesi sebebiyle 2010 yılında Bioshock 2 piyasaya sürüldü. Bu zamana kadar çıkan tüm Bioshock oyunlarının
içerisinden sadece bu oyunun yapımında Ken Levine yer almamıştır. Levine, o
sıralar bambaşka bir Bioshock hikayesi ve evrenini anlatan Bioshock Infinite
ile uğraşıyordu.
Bioshock’un yeni oyununun “Parkside” kod adı ile, 2K’in yeni stüdyosu olan Cloud Chamber Studios tarafında geliştirildiği geçtiğimiz aylarda doğrulanmıştı. Ken Levine ile yollarını ayıran serinin hikayesinin nasıl devam edeceği ise merak konusu.
Bioshock serisi; sadece üç oyuna ve John Shirley tarafından yazılan öncül bir romana sahip olmasına rağmen oldukça karmaşık hikaye yapısını da içerisinde barındırır. Fallout oynayanların aşina olduğu Retrofütürist bir dünyanın ütopyalarını kendine has mizah anlayışı ve teknolojisi ile konu alır.
Bu makale serisi boyunca Bioshock evreninin karmaşık
yapısını kalemim yettiği kadarı ile sizlere anlatmaya çalışacağım. Kronolojik
sırayı takip edeceğimiz yazı dizisinin dört bölüm olmasını planlıyorum. Evrenin
genel hatlarına ve Rapture Şehri romanına kısa bir göz atacağımız ilk bölümün
ardından, çıkış sırasına göre tüm oyunları ve hikaye DLC’leri konu alınacak. Her
ne kadar kronolojik sıraya göre gidecek olsam da Bishock Infinite’in hikayesi
sırasında geçmiş ve gelecek sürekli karışacağı için dallanıp budaklanacak olan
bir zaman çizgisi sizleri bekliyor.
Hazırsanız başlıyoruz.
Bioshock evreninin başlangıcını öğrenmek istiyorsanız eğer
Andrew Ryan ismini bir kenara not edin. Kendine ait bir gelecek vizyonuna sahip
olan bu iş adamının doğumu ve yaşadıkları, Bioshock serisini bizim dünyamızdan
ayıran en önemli kırılma noktası diyebiliriz.
Andrew Ryan’ın Hayatı
“Ben Andrew Ryan ve siz bir soru sormak için buradayım: Bir insan kendi alın terinde hak sahibi olamaz mı? Hayır, der Washington’daki adam. O ter, fakirlere aittir. Hayır, der Vatikan’daki adam. O ter, Tanrı’ya aittir. Hayır, der Moskova’daki adam. O ter, herkese aittir. Ben bu cevapları reddettim. Bunların yerine başka bir şeyi seçtim. Ben imkansızı seçtim. Ben… Rapture’ı seçtim. Sanatçıların sansürden korkmayacağı bir şehir. Bilim insanlarının gereksiz bir ahlakla sınırlandırılamayacağı bir şehir. Mükemmelin, değersizler tarafından sınırlanmadığı bir şehir… Alın terinizle, Rapture sizin de şehriniz olabilir.”
Andrew Ryan, Rusya’nın Minsk
şehrinin yakınlarındaki bir köyde dünyaya geldi. Asıl adı Andrei Rianofski olan
Ryan, Yahudi bir ailenin yanında büyüdü. Çar’ın hala ülkeleri üzerinde
egemenliğinin yüksek olduğu bu dönemlerde, Minsk Birinci Dünya Savaşının ön
safhalarında bir şehirdi. Savaşı birinci gözden gören bu çocuk, 1917’de yaşanan
ve Bolşevik’leri iktidara getiren bir Rus devrimine de tanık oldu. Devrim aynı
zamanda Ryan’ın aile işini de yok etmişti.
Komünist rejime karşı çıktıkları öne
sürülerek Bolşevik’ler tarafından teyzesi ve amcasının ölümünü deneyimlemek
zorunda kalan Ryan, babasıyla beraber
Konstantinopolis’e kaçar. Sovyet yönetimi altında geçirdiği bu acımasız
deneyimler sonucunda kendi gelecek vizyonu da oluşmuştu. Onun gözünde modern
dünya sadece kendi yollarını çizmeye çalışan güçlü erkekler tarafından
yaratılabilirdi. “Parazitler” olarak adlandırdığı devlet adamlarını ise dünyayı
yok eden asıl kişiler olarak görür. Henüz hala bir çocukken, büyük bir adamın
kendini geliştirebileceği bir yer olduğuna inandığı Amerika’ya göç eder. (1919)
Adını Andrew
Ryan olarak değiştirip onu kabul eden bu ülkeye olan hizmetlerini eksiksiz
yerine getirmeye başladı. Karlı yatırım aracı olarak gördüğü Petrol’e yaptığı
yatırımlar sayesinde oldukça başarılı ve kendinden emin bir iş adamı haline
geldi. Sosyalizm ve Kolektivizmin ideallerin küçümseyen Ryan, başkalarının alın
terinden haksız kar elde edenleri “Parazitler” olarak görmeye devam etti. Ona
göre kişi sadece kazandığına sahip olabilirdi.
Kendisine ait
özel bir ormana sahipti. Birçok insan ormanın “Tanrıya ait olduğunu” öne sürüp
halka açık bir parka dönüştürülmesi konusunda baskı yapıyordu. Hükümetin ormanı
kamusallaştırma girişimlerini öğrenen Ryan, kendi emeği ile kazandığı mal
varlığını parazitlere vermemek için yakmayı tercih etmişti. Çocukluğundan beri
içerisinde tanrının ve parazitlerin olmadığı kendi bölgesinin hayalini kuran
Ryan için bu orman henüz başlangıçtı.
“Parazitler üç şeyden tiksinir: özgür irade, özgür ticaret ve özgür insanlar.” -Andrew Ryan
Rapture fikri
Her şey 1945 yılında, New York şehrinde; başarılı iş adamı
olan Andrew Ryan ve onun güvenlik şefi Sullivan arasındaki bir konuşma ile
başlıyor. Ryan; ABD’nin Horshima ve Nagasaki’ye attığı nükleer bombanın sonunda
iki şehrinde neredeyse yok olduğunu öğrenir. Dünyadaki savaşın sevimsiz bir hal
aldığına dair inancı daha da artar. Sullivan’a kafasında yıllardır planladığı
bir hayali gerçekleştirmeye başlamak istediğini söyler. Nükleer savaşın
kaçınılmaz olduğunu düşündüğü için kendisine bir koloni kurup yeni bir dünya
yaratmak istiyordur. Rapture Şehri onun için artık bir hayal olmaktan çok
uzaktır. Savaşın harap ettiği dünyadan kaçıp canlarını kurtarmak için kimsenin
onu bulamayacağı tek yeri seçer: Kuzey Atlantik okyanusunun dibi.
Andrew Ryan, şehrin inşaatına başlamadan önce şehrin
inşaatını sorunsuz bir şekilde gerçekleşecek birçok yetenekli mühendisi işe
alır. Bu kişilerden biri Rapture Şehri romanının başrollerinden biri olan Bill
McDonagh olur.
Rapture’ın
inşaatı
Ryan, taşımacılık için Olympian adını verdiği özel gemisini
kullanır. İnşaat malzemeleri şehrin kurulması için belirlenen ve özelleştirilen
bölge olan 63° 2′ Kuzey, 29° 55′ Batı koordinatlarına taşınmaya başlanır. (Grönland
ve İzlanda arasında kalan Kuzey Atlantik bölgesi.) 1945 yılının sonlarına
doğru, ilk olarak Sinker adını verdikleri yapı platformunu Olympian dan indirip
malzeme ve işçilerin çalışmasını sağlayacak alan oluşturuldu. The Sinker, aynı
zamanda Rapture’ın başlangıç noktasıydı. Bu platform, inşaatın başlamasından
kısa bir süre sonra suyun altına gömüldü. Şehrin yapıları hazır alüminyum
parçalarla yüzeyde oluşturulduktan hemen sonra, önceden indirilen Sinker’a
bağlanmak suretiyle kasıtlı olarak denizin dibine batırıldı.
Rapture kendi kendine yetebilen bir sistem içinde tasarlanmıştı.
Dünyanın çekirdek enerjisini, tüm şehri ayakta tutmak için kullanılması planlandı.
Yemek üretimi, su arıtma sistemleri, elektrik akımı; kısacası tüm enerji
denizin dibinde doğal yollarla açılan volkanik bacalar sayesinde sağlayacaktı.
İnşaat süreci boyunca yaşanan kazalarda hayatlarını kaybeden
inşaat işçilerinin ölümü Ryan’ın şirketi tarafından örtbas edilir. Bu sırada
Andrew Ryan’ın kendisi bilim, sanayi ve sanatın hiçbir devlet adamı ve dinin
etkisi atında kalmadan özgürce gelişmesi planlanan bu şehrin elit kitlesini
oluşturmak adına arayışlarda bulunuluyordu. Kimi insan Andrew Ryan’ın bizzat
kendisi tarafından şehre davet edilirken, kimi bu durumdan dedikodular sayesinde
haberdar olup kendileri vatandaşlık için talepte bulunuyordu.
Şehrin sıkıntılı inşaatı; girişlerin gerçekleşeceği,
Rapture’ın suyun yüzeyindeki tek bölgesi olan Deniz Fenerinin tamamlanması ile
sonlanır. Okyanusun ortasında, İskenderiye Fenerini andıran görüntüsü ile bu
gizemli yapı, dış dünyanın rastgele karşılaşma imkanının olamayacağı bir yere
konumlandırılır. Andrew Ryan’ın mirası ve düşüncelerini simgeleyen bir
karşılama büstü fenerin girişine ekleniyor ve altına şehrin ana vizyonu şu
sözlerle ekleniyor; “Tanrılar ve Krallar giremez, sadece insanlar.” Sıcak bir
karşılama vermek için deniz fenerinin girişinde La Mer’in enstrümantal
versiyonu bile çalınıyor.
Rapture’ın inşaatı tam olarak 1951 yılında bitiyor olmasına
rağmen şehre göçler 1949 yılında başlıyor. Başlangıcında şehrin dikkate
alınması gereken tek bir kuralı oluyor: “Giren bir daha çıkamaz.” Bu kural
Andrew Ryan’ın kendisi dışında neredeyse tüm personel ve yerliler için geçerli
oluyor. Şehrin yöneticisi olan Andrew Ryan ise aralıklı olarak dış dünyaya çıkmak
zorunda kalıyor. Zamanla tüm şirketini ve varlığını Rapture’a taşıyan Ryan dış
dünya ile olan bağlantısını tamamen kesiyor.
Rapture kendine has bir para birimine sahiptir. Esasında
Dolar ile neredeyse aynı olan paranın tek farkı üzerinde Andrew Ryan’ın fotoğrafının
bulunuyor olmasıydı. Başlangıçta şehre gelen insanların ellerindeki Amerikan dolarının
-tek seferliğine- Rapture dolarına dönüştürülmesine izin verilmişti. Bu sayede
Ryan’ Rapture’ın inşaatını tamamlamak konusunda istediği ekonomik yardımlara da
sahip olmuştu.
Ekonomik
Yapı (Mükemmel Zincir)
Rapture’ın ekonomik durumu esasında serbest piyasa ekonomisinin
distopik bir tasvirindir. Ryan’a göre ekonomisinde bireyler ve satıcılar kendi çıkarlarını
sağladıkça ekonominin düzgün işlemesini de sağlar. Tüketim ve üretimin doğal
bir döngü olduğunu ve her insanın bu eylemleri gerçekleştirmek amacı ile gerçekleştirdiği
tüm çabaları ekonomiyi etkiliyordu. Tamamen kişinin kendi kararlarını öne çıkartan
bu yapıda, satıcılar istediği fiyatı belirleyebiliyordu. Buna karşılık olarak
tüketiciler de taleplerini ayarlayarak bu fiyata karşılık verebiliyordu. Andrew
Ryan, Rapture’ın bu ekonomik sistemine Mükemmel Zincir adını vermiştir. Ekonominin
en önemli parçası olarak gördüğü bireyin de bu zinciri birbirine bağlayan bağlantı
noktası olarak görür.
Rapture’ın ekonomik yapısı bocalamalarla geçen bir başlangıç
sürecinde tam oturamaz. Satıcıların belirlediği yüksek fiyatlar yüzünden birçok
insan Rapture’da evsiz yaşamak zorunda kalır. Kurnaz olanlar Rapture’ın elit
kesimleri arasında yerlerini alırken, pasif durumda kalanlar ise birer
birer silinmeye başlar.
Rapture’ın ekonomik hayatına, hatta sosyal yaşamına çok büyük değişiklikler getirecek olan kişi Andrew Ryan değildir. Henüz şehirde
bulunmayan bu gizemli adamın gelişiyle birlikte Rapture’da tam anlamıyla yer yerinden oynayacaktır.
Frank
Fontaine’in Rapture’a gelişi
Rapture’a göç eden insanlar için dış dünyada verilen kayıp
ilanları sonuçsuz kalsa da yüzeydeki insanlardan biri Rapture’a ve Andre Ryan’a
fazlasıyla ilgiliydi. Kendisine Frank Gorland adını veren ama aslında birçok
farklı isme ve kişiliğe sahip olan bu adam kendini Rapture şehrine aldırmak
için oldukça zorlu bir mücadeleye girecekti.
Genç yaşta yetimhaneden kaçan Frank, kendisine bir tiyatroda
iş bulur. Kısa sürede oyunculuk alanında kendini geliştirdikten sonra birçok
farklı kişiliğe bürünebildiğini fark eder. Kendisine farklı kişilikler ve soy
isimler belirleyerek dış dünyada yaşamına devam etmeye çalışır. FBI tarafından
aranan Frank, soy adını Gorland olarak değiştirip kendisine sahte bir doğum
belgesi bile oluşturur. Frank Gorland olarak New York’a yerleşir ve sahip
olduğu eczanenin bodrum katını bir bahis şirketine dönüştürür.
New York’daki yaşantısı sırasında kumar yolu ile kazandığı,
Clanger isimli bir rıhtım barının sahibi olur. Kendi barında barmenlik yaparken
Frank’in yolu Voss isimli bir FBI ajanı ile kesişir. Frank’in geçmişini ve
gerçek kimliğini bildiğini öne süren bu ajan, Andrew Ryan’ın “Kuzey Atlentik
Projesi” adını verdiği inşaatı hakkında araştırma yapıyordur. Voss bu araştırma
için Frank’ten yardım ister.
Günler sonra Clanger’a gelen bir kadın, Andrew Ryan’ın
inşaat işi sırasında gizemli bir şekilde ölen kocasından bahseder. Bu bilgi onu
daha fazla kuşkulandırır ve rıhtıma demirleyen Olympian gemisini bir federal
ajan rolüne girerek sorgular. Aldığı bilgileri Voss’a ileten Frank, Rapture
projesinden artık haberdardır.
Frank, Ryan’ın bu kadar ileri gitmesini şaşkınlıkla ve bir o
kadar da kıskançlıkla karşılar; daha fazla bilgi almak için Rapture’a balık
temin eden Fontaine Balıkçılığın içerisine sızmayı kafasına koyar. Fontaine
Balıkçılık, aslında arka planda Küba’dan ABD’ye balık kaçıran bir kaçakçı olan
Frank Fontaine’e aittir. Kaçakçıya FBI’ın kirli işlerinden haberdar olduğunu ve
tek kurtuluş yolunun balıkçı şirketini satmak zorunda olduğunu söyler. Fontaine
balıkçılığı satın alacak olan kişi elbette kendisinden başkası değildir.
Frank, aynı adı paylaştığı balıkçı ile birlikte şirketin
gemilerinden birinde buluşur. Gemide sadece bir mürettebat, Frank Fontaine ve
kendisi vardır. Asıl amacı satışı tamamlamak olan bu buluşma, balık
kaçakçısının satıştan vazgeçmesi ile sonlanır. Planları suya düşen Gorland,
çıkarttığı bir arbedede balık kaçakçısı ve diğer çalışanını öldürür ve
cesetlerini okyanusa atar. Aynı isme sahip olduğu bu adamı bir sonraki kişiliği
olarak belirler ve ismini Frank Fontaine olarak değiştirir. Fontaine
balıkçılığın tüm çalışanlarını değiştirir ve Rapture’a balık sevkiyatını bizzat
kendisi yapmaya başlar.
Rapture’a götürdüğü her teslimatta Andrew Ryan’a övgü dolu
mektuplar yazan Frank, onun ideallerini ve şehrini benimsemek istediğini belirtir.
Asıl amacı Rapture’ın içine sızmak ve bu ütopik toplumu olabildiğince dolandırarak
bu işten karlı çıkmaktır. Fontaine’in teklifi 1948 yılında kabul edildi. Rapture’da
kendi balıkçılık şirketini kuran Frank Fontaine zaten temelleri zayıf olan
Rapture Kolonisini yok oluşa götüren kişi olacaktı.
Rapture’ın
yükselişi ve çöküşü
Bilimin gelişmesini engelleyecek tüm etik ve dini düşünceler
yok sayıldığı için Rapture bilim insanları inanılmaz şeyler başarmıştı.
Brigid Tenenbaum adlı başarılı bir bilim kadını bulundukları
bölgede üreyip çoğalan özel deniz salyangozlarını keşfeder. Bu salyangozlar
yardımı ile insanların genetik yapılarını değiştirip birtakım güçler (Plasmid) kazanmalarını
sağlayan bir madde geliştirir. Adam (Adem) adını verdiği bu kimyasal sıvı
yardımı ile insanlar daha önce hayalini bile kuramadığı şeyleri yapmaya başlar.
Bu güçleri kullanmak için vücutlarının ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayan
ikincil maddeye de Eve (Havva) adı verilir.
Artık bir balıkçıdan çok daha fazlası ola Fontaine, bu buluşu
yakından takip eden insanlardan biridir. Geliştirdiği şirketi Fountaine Futuristics,
Adam’ın patentini kendi üzerine alır. Yoktan elektrik ve ateş yaratma, suyu
dondurma, başka canlıları kontrol etme gibi birçok özellik Rapture şehri
sakinlerine ücretli olarak sunulmaya başlar. Özel güçlerin hayatlarına gelişiyle
birlikte Rapture halkı kısa sürede bu güçlere bağımlı hale gelir ve Fontaine
Futuristics’i tekelci bir güç haline getirir.
Başlangıçta Fontaine’in bu girişimi konusunda övgülerde
bulunan Andrew Ryan ilerleyen süreçte sosyal yapının sallandığını fark eder. Aynı
süreç içerisinde Fontaine’in kaçakçılık yaptığına dair birçok şüpheli olay
meydana gelir. Tüm bunların sonucunda, İstemeden de olsa kendi vizyonunu
çiğneyerek Adam üretimine kısıtlama getirir.
Ryan, 1958’in sonlarına doğru Fontaine’in adının
kaçakçılığın yanında cinayet ile de anılmaya başladığını öğrenir ve tutuklama
girişiminde bulunur. Arbede sırasında Fontaine kendine sahte bir ölüm planlar
ve kimsenin bilmediği bir kimliğe bürünerek Rapture’da kayıplara karışır.
Fontaine’e ne olduğunu bir sonraki bölüm, ilk Bioshock oyununu incelerken
öğreneceğiz.
Brigid Tenenbaum, Rapture halkının aslında güçlere değil,
onlara bu gücü bahşeden Adam’lara bağımlı olduğunu anlar. Uyuşturucu etkisi
gören bu maddenin, insan vücuduna sık ve düzensiz alındığı durumlarda akli ve
fiziki birçok sorunu ortaya çıkarttığını öğrenir. Ne yazık ki Adam’ın yan
etkileri çok geç fark edilmiştir. Rapture halkının yarısından fazlası,
özellikle evsiz kesim, bu maddeye bağımlı hale gelmiştir.
Küçük Kız
Kardeşler
“Bak Bay Kabarcık, bir melek var…” -Küçük Kız Kardeş
Ryan, Fontaine’in yokluğunda Plasmid satışlarını kendi
şirketinin kapsamına sokar. Kısıtlamalara rağmen hala o kadar çok Plasmid
satılıyordur ki bulundukları bölgedeki tüm Deniz Salyangozları tükenmenin
eşiğine gelir. Deniz salyangozu yoksa Adam da yok demektir. Bir an önce buna
bir çare bulunması gerektiğini düşünen Ryan, Tenenbaum’dan bu sorunu çözmesini
ister.
Tenenbaum, Fontaine’in açtığı yetimhanede büyümek zorunda
kalan küçük çocukların üzerinde deneyler yapar. Teoriye göre; eğer deniz
salyangozlarını küçük çocukların genetik yapısına düzgün bir şekilde
ilişkilendirmeyi başarırsa, ölen insanlardan Adam çekmek mümkün olacaktı. Deney
ilk başta başarısızlıkla sonuçlanmış ve birçok çocuğun ölümüne sebep olmuştu. İlerleyen
dönemlerde deniz salyangozlarının sadece küçük kız çocukları ile bağ
kurabildiğini fark eden Tenenbaum, Küçük Kız Kardeşler projesini hayata
geçirdi. Planlanan süreç şu şekilde işleyecekti. Ölen bir insan henüz çürümeden
önce kanında yoğun miktarda Adam kalıyordu, küçük kız kardeşler de genetik mutasyonları
sayesinde kanın içerisindeki Adam’ı ayrıştırabiliyordu.
Proje kapsamında başarıya ulaşılan ilk küçük kız kardeş Eleanor
adında bir yetim oldu. Tüm deneylerde başarıya ulaşan bu kız artık Adam
üretmeye hazırdı, ancak bir sorun vardı. Deney süresince mutasyona uğratılan
küçük kızların hepsinde benzer anomaliler meydana gelmişti. Tenleri
beyazlamıştı ve halüsinasyonlar görmeye başlamışlardı. Gün geçtikçe
birbirlerine benzeyen küçük kızlar akıllarını da aynı şekilde kaybediyorlardı.
İçerine yerleştirilen salyangozlarla sohbet ettikleri bile oluyordu. En büyük
sorun ise normalde olduklarından çok daha kırılgan bir vücut yapısına sahip olmalarıydı.
Bu kadar hassas bir varlık, bir o kadar değerli olan bir maddenin taşıyıcısı
olacaksa iyi bir şekilde korunmalılardı.
Big Daddy’lerin
ilk ortaya çıkışı
Bir başka başarılı bilim insanı olan Dr. Yi Suchong, küçük
kızlara koruyucular yaratmak için çalışmalara başladı. Big Daddy (Koca Babacık)
adını verdiği bu yaratıklar esasında yarı insan yarı robot bir melezdir. İsmine
eklenen “Baba” kelimesini tam anlamıyla görev edinen, edinmek zorunda bırakılan
bir varlıktır.
Big Daddy projesindeki ilk başarılı denek Johnny Topside adında bir evsizdi.
Bu adam hakkında o kadar az şey biliyoruz ki adının bile gerçek olup olmadığı
konusunda spekülasyonlar var. Bioshock 2’den spoiler vermemek adına bu
karakterin detayına çok fazla girmeyeceğim. Şu an için onun yaratılan ilk Big
Daddy olduğunu ve ona Denek Delta olarak seslenildiğini bilin yeter.
Denek Delta, şartlandırmadan başarı ile ayrılan ilk Big
Daddy olarak Rapture tarihine geçiyor. Onu ve yaratılan ilk küçük kız kardeş Eleanor’u başarılı bir şekilde birbirlerine bağlıyorlar. Denek Delta
Eleanor’u kendi kızı gibi görürken, Elenore da karşısındaki bu metal yaratığı
çok sevdiği babası olarak görüyordu.
Yaratılan bu ilk Big Daddy’den sonra işi daha da ilerleten Suchong,
seri üretime başladı. Seçtiği kişiler genelde hırsızlar, katiller ve evsizler
oluyordu. Bu yüzden kimse Big Daddy’lerin nereden geldiğini veya asıl
varlıklarını sorgulamıyordu.
Sonuç –
Bioshock 1’in hemen öncesi
31 Aralık 1958 günü şehir ikiye bölünmüş bir haldedir. Zarar gören toplum yapısı ve iç savaşlar, Andrew Ryan’ı konseyi feshedip otoriter bir hükümdar olarak Rapture’ın başına geçmeye zorlar. Bir yandan Atlas adındaki bir kurtarıcının önderliğinde toplanan Rapture’ın fakir kesimi, diğer yandan özel salonda yeni yıl kutlamak için hazırlık yapan elit kesim sürekli bir savaş halindedir.
Atlas, hiç beklemedikleri bir anda yeni yıl kutlamak için
toplanılacak alanlardan biri olan Kashmir Restorant’a büyük bir saldırı
düzenler. Kısa sürede Rapture’ın büyük bir kısmını ele geçiren Atlas’ın bir
sonraki hedefi Andrew Ryan’a ulaşarak şehrin anahtarını ele geçirmektir. Bunun
için yapması gereken tek şey ufacık bir rica olacaktır…
Bioshock’un öncü hikayesi bu şekilde başlıyor. Olur da hala
oynamayan varsa ve bu makaleden sonra oynamak isterse diye oyunların keyfini
bozmamak adına birçok olayı atlayarak yazmak zorunda kaldım.
Bu bölüm anlattığım bilgilerin tamamı John Shirley
tarafından yazılan Rapture Şehri romanına dayanıyordu. Bir sonraki bölümden
itibaren anlatacaklarım tamamen oyunlarda deneyimlenebilir kısımlar olacak.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Biochock serisinin tüm oyunlarını buraya tıklayarak satın alabilirsiniz.