Stuart Black ismini, ilk olarak 2006 yılında PS2 için piyasalara sürdüğü Black yapımı ile duymuştuk. O yapımcılar şu sıralar, yepyeni projeleri Bodycount üzerinde çalışıyor ve yine kendine has orijinal bir yapım olacağa benziyor. İzlediğimiz videolardan edinebileceğimiz fikir şu yönde, görsel olarak bizi çok şey bekliyor ve oynarken epey yorulacağız gibi gözüküyor. Hareket ve adrenalin seviyesi epey yüksek ve üzerine bastığımız yer bile bizim için bir tehdit unsuru.
Devirin kolonları
Hikâyesinin detayları henüz açıklanmayan yapımda yüzeysel olarak The Network isimli organizasyon için çalışan, John Doe isimli karakteri kontrol edeceğiz. FPS türündeki oyun, aslında bir shoot’em up – yani karşına çıkanı vur, mantığıyla işleyecek. Bölümlerde, karşımıza grup olarak düşmanlar gelecek ve bunları ne şekilde öldürmek istediğimiz tamamen bizim inisiyatifimizde olacak. Birbirinden farklı silahlarımız ile direkt olarak üstlerine mermi kusabilir ya da tamamen çevresel etmenleri kullanabiliriz. Codemasters’ın EGO motoruyla birlikte, çevre gerçekçi olarak hasar görecek. Gerekirse tavanı çökertebilir, üst katımızdaki düşmanları da haklayabiliriz. Etraftaki cephaneleri almak zorunda değiliz, bu cephaneleri patlatma yoluna gidebilir ve toplu katliam da yaratabiliriz.
Yapımcılar, çok geniş savaş alanlarının bulunmayacağını ve ufak yerlerde stratejik davranmaya sevk edileceğimizi söylüyor. Nitekim, çevreye verdiğimiz hasarla birlikte, kendi siperlerimizi de yaratabiliyoruz. Aynı şekilde, düşmanlarımız da bizim gibi düşünebilme yeteneğine sahip olacak. Onlar da siper alacak ve sürekli yer değiştirir durumda olacaklar. Şarjörlerini mutlaka siperlerin arkasında değiştirecekler. Yapay zeka üzerinde de ayrıntılı bir çalışma yürütülüyor. Biz çevreyi ne kadar kullanabiliyorsak, tüm avantajlar aynen düşmanlarımız için de geçerli. Her türden ve boyuttan olabilecekler. Değişik şekillerde öldürdüğümüzde, çeşitli güç gelişimleriyle de ödüllendirileceğiz. Bu güç gelişimleri içerisinde hava saldırıları düzenleme ya da mini gun kullanma gibi seçenekler olabilecek.
Bize her türlü karşı koymaya çalışan düşmanların, aynı zamanda kendi karakter sınıfları da olacak. Kimi zaman karşımızda bir sıhhiye olabilecek, hem kendi hem de arkadaşlarının yaralarını sarabilecek. Bir de scavenger tipi bir karakter sınıfı var. Bu karakter sınıfı da bizim yararlanabildiğimiz güç gelişimlerinden yararlanabilecek ve az evvel de bahsetmiş olduğumuz hava saldırılarından düşmanlarımız da faydalanabilecekler. Ayrıca, silahlarını geliştirip bizler için daha tehlikeli ve zorlayıcı hale gelebilecekler. Bodycount hakkında ufak bir not daha; yapımcılar kullanılabilecek araçların olmayacağını belirtiyorlar.
Bol bol adam öldürmenin dışında, zaman zaman bize hikayeyle ilgili çeşitli seçenekler de sunulacak ve buna göre karar vermemiz gereken yerler olacak. Bodycount’un en iddialı olabileceği konulardan biri de; çoklu oyuncu sistemi. Sahip olduğu özellikler, multiplayer sistemini oldukça zevkli kılabilecek türden. Özellikle çevreye hasar verebilme sisteminin de olması, oyunculara keyifli dakikalar geçirtecek gibi tahmin ediyoruz. Deathmatch ve 12 kişiye kadar Team Deathmatch özelliklerini barındıracak olan Bodycount’ta, son zamanların modası, iki oyuncunun aynı anda ilerleyebildiği co-op sistemi de aynen yerini alacak.
Patlatın etrafı
Yine videolardan edindiğimiz izlenimler; patlama ve parçacık efektlerinin gayet başarılı gözüküyor olması. Yapımcılar, her patlamanın farklı şekillerde de fiziksel kurallara uygun olarak gerçekleşeceğini, bir kutu parçalandığı zaman etrafa çok gerçekçi biçimde saçılacak. Bu gibi ayrıntılar başarılı bir şekilde kotarıldığında Bodycount, oynanışı çok zevkli ve göze hitap eden bir yapım olacakmış izlenimi uyandırıyor. PC’nin yanında; PS3 ve Xbox 360 için de hazırlanan yapım, 2011’in ilk çeyreğinde piyasalarda olacak.