Marvel sinematik evreninde bir dönemin sonuna doğru geliyoruz. 26 Nisan 2019’da gösterime girecek olan Avengers: Endgame ile son sözler söylenecek, Thanos‘a karşı son kozlar oynanacak. Thanos’a karşı girişilecek büyük savaşta Yenilmezler’in en önemli parçası, en büyük silahı Captain Marvel bulmacanın eksik parçası gibiydi. 8 Mart 2019’da Kadınlar Gününde gösterime girecek olan Captain Marvel filmi ile bulmacanın eksik parçası da tamamlanıyor.
Captain Marvel İnceleme
Anna Boden ve Ryan Fleck’in yönetmen koltuğunu paylaştığı Captain Marvel hikayenin merkezine ilk kez bir kadın kahramanı alması sebebiyle özellikle kadınlardan büyük destek gördü. Filmde de sıklıkla bu “kadın olmak” kavramının üzerinde durulduğundan bahsetmek gerekiyor. Filmin alt metni o kadar göze sokularak anlatılıyor ki, direkt bu eleştiriyle film hakkındaki görüşlerimi aktarmaya başlamanın daha yerinde olacağını düşünüyorum. 2 saat süren bir “kahraman tanıtım filmi” izlemiş olmama rağmen, Captain Marvel – Carol Danvers karakterinin kim olduğu konusunda hala hiçbir fikrim yok. Tek aklımda kalan; Carol Danvers’ın “kadın gibi güçlü” bir kadın olduğu. Kadın olduğu evet. Captain Marvel bir kadın, sizin de tahmin edeceğiniz gibi inanılmaz güçlere sahip bir kadın. Gerçekten de Thanos’a kafa tutacak kadar güçlü özelliklere sahip olan bir kadın. Ancak hepsi bu. Ama kadın gibi güçlü bir kadın bunu unutmayalım.
Captain Marvel – Carol Danvers kesinlikle derinliği olan, ilgi çekici bir karakter değil. Soğuk, asker gibi ve evet bence “erkeksi” bir karakter. Karakter neden bu kadar soğuk çizilmiş, Brie Larson’un oyunculuğu ile ilgili bir sorun mu, yoksa senaryo ile ilgili bir sorun mu, emin değilim. Ancak Captain Marvel olağanüstü gücü dışında kesinlikle ilgi çekici bir karakter portresi çizemedi. Peki film Captain Marvel karakteri kadar donuk mu? Değil.
Hikaye, filmin son bölümüne gelene kadar çözümlenmiyor. Captain Marvel’ın aslında kim olduğu, bu olağanüstü güçlere nasıl kavuştuğu filmin son bölümüne kadar gizemini koruyor. Bu da filme belirli bir akıcılık kazandırmış. Jude Law’ın canlandırdığı Yon-Rogg tarafından sıkı bir eğitime tabii tutulan Vers, (Carol Denvers/Captain Marvel), aslında olduğu kişi değildir, çeşitli görüler görür, başka bir dünyada yaşanmış gibi görünen anılar sürekli kafasını meşgul eder. Vers, Terörist olarak adlandırılan Skrulls ırkı tarafından gerçekleştirilen bir pusu sonrasında kendisini bir anda 1995’in Amerika’sında bulur. Skrulls ırkının da dünyaya gelmesi ile birlikte, hem geçmişi ile ilgili gizemleri ortaya çıkartmak, hem de teröristler tarafından ele geçirilmemesi gereken “önemli bir maddeyi” korumak için, S.H.I.E.L.D ajanı Nick Fury ile birlikte hareket edecektir. Hikaye sırasında çok fazla ters köşeler yaşanır, o aslında öyle değilmiş de böyleymişler sık sık izleyiciye haaa! dedirtir.
Filmin de sürükleyiciliğini aslında bu hikaye anlatımı sağlamış diyebiliriz. Marvel Sinematik Evreni takipçilerin kafalarını kurcalayan pek çok soruya bu filmde yanıt verilmiş. Bu kadın Thanos’u nasıl dövecek. Evet dövebilir! Filmin aksiyon dozu çok yüksek mi? Değil. 90’lar havası filmde çok var mı? Yok. Atari salonları, Nirvana ve No Doubt şarkıları, bele sarılan kareli gömlekler ve Nick Fury’nin bebek gibi yüzü dışında 90’lar teması çok fazla hissedilmiyor. Çok fazla diyalog ve kapalı mekanda geçen sahne olması, “ölümüne aksiyon” bekleyen izleyicileri biraz hayal kırıklığına uğratabilir. Tabii her Marvel filminde olduğu gibi aksiyon final bölümünde zirve yapıyor. Captain Marvel’ın güçlerinin geçit törenine adeta şahitlik ediyoruz. Ancak baş kötünün pek de baş kötü kalibresinde olmaması, Captain Marvel’ın gücüyle boy ölçüşemeyecek seviyede olması filmin zayıf yanlarından. Belki de Thanos kapışması için bilinçli olarak böyle bir baş kötü tercih edilmiştir bilemiyoruz.
Captain Marvel bir kahraman hikayesi tanıtım filmi olsa da, karakterin derinliğine inebilen bir film değil. Daha çok, bunlar bunlar yaşandı, böyle olduğu için bu gücü aldı, bu arada Nick Fury’nin gözü şu sebeple şöyle oldu, bu arada daha önce söylemiş miydim? “kadınlar da erkekler kadar güçlüdür” diyen bir film. Ancak kesinlikle Marvel standardının altında kalan bir film değil. Nick Fury’nin karikatürize karakteri, filme dinamik bir hava katmış. Filmin baş rollerinden birisi diyebileceğim “Kedi” ile olan diyalogları, esprili göndermeleri, Nick Fury’nin ağırlığını biraz uçurmuş olsa da, filmi kadın hakları kamu spotu olma tehlikesinden kurtaran kesinlikle Nick Fury’nin varlığı olmuş. Uzun diyaloglarla zaman zaman filmin temposu çakılsa da, ufak tefek ters köşelerle heyecan belirli bir seviyede seyrediyor, film akıcılığı korunuyor. Çıtası belirli bir seviyenin altına düşmeyen Captain Marvel, Marvel filmleri arasında ne üst sıralarda ne de alt sıralarda yer alacak, tam ortaya yerleşecek bir film olmuş diyebiliriz. İzlemelik ve unutmalık.