Snowblind Studios’un 2001 yılında PS2 için hazırlamış olduğu ilk Baldur’s
Gate oyunu olan Dark Alliance, kuşkusuz PlayStation 2’nin Real Time savaş
sistemine dayalı en iyi RPG oyunuydu. Interplay, Dark Alliance 2’nin yapımını
Black Isle Studios’a verince Snowblind Studios’ta, Sony Online Entertainment
için ‘’Champions of Norrath’’ isimli yeni bir oyun üzerinde çalışmaya
başlamıştı. Bu olanlardan sonra Black Isle Studios oyunun yapımını tamamlayıp
2004’ün hemen başında piyasaya sürmüş ve DA2 kalitesiyle büyük beğeni toplamaya
başlamıştı; fakat bu oyunun çıkışından birkaç hafta sonra Champions of
Norrath’ın PS2’de boy göstermesi gerçekten Dark Alliance 2’nin üzerine kâbus
gibi çökmüştü; çünkü Dark Alliance 2 her ne kadar kaliteli bir oyun olsa da
Snowblind’in Norrath’ı bir gömlek üstündü.
Snowblind’in bu alandaki başarısı Dark Alliance ve Champions of Norrath’tan
sonra zaten tartışılmaz; Return to Arms ise Norrath’ın kalitesini aynen devam
ettiren bir ek görev paketi.
Innoruuk’un kristalleri…
Return to Arms bir ek görev paketi havasında olduğu için oyunda senaryo adına
pek bir şey yok denebilir, amacımız Innoruuk’un çeşitli boyutlara saçılan
kristallerini bulup toplamak ve bu şekilde Norrath’ın güvenliğini sağlamak.
Oyuna başladığınızda Normal Game ve Internet Game olmak üzere seçebileceğiniz
iki ana başlık bulunuyor. Normal Game’i seçtiğinizde ise Play Missions ve The
Arena olmak üzere iki mod sizi bekliyor. Adından da anlaşılacağı gibi The Arena,
geliştirdiğiniz karakterlerle belli alanlarda seviye seviye ilerleyerek
savaştığınız küçük bir oyun modu. Çoklu oyuncu modunda da 4 oyuncuya kadar
oynanabilen Arena’yı Cooperative ya da Versus olarak oynayabilmekte mümkün.
Bizi asıl ilgilendiren seçenek olan Play Missions ise oyunun senaryo modunu
oluşturuyor. Bu moda adımınızı atar atmaz oyuna yeni katılan karakterler olan
Iksar Shaman ve Vah Shir Berserker sizi karşılıyor. Bu karakterlerden bir Shaman
olan Iksar kertenkele ailesinden bir yaratık ve sağlık yönünden diğer
karakterlere göre kendini çok daha hızlı bir şekilde yenileyebiliyor. Bunun
dışında Iksar, farklı birkaç büyü gücüne de sahip. Berserker olan Vah Shir ise
hücum yönünden oldukça atak bir savaşçı. Oyuna yenilik ve renk katan bu iki
karakterin dışında eski karakterler olan Barbarian Warrior, Wood Elf Ranger,
High Elf Cleric, Erudite Wizard ve Dark Elf Shadow Knights’ta oyundaki yerlerini
seçilebilir dişi ya da erkek cinsleriyle koruyorlar; Iksar ve Vah Shir’in ise
böyle bir alternatifi bulunmuyor, fakat farklı skinler ile değişikliğe gitmek
mümkün. Bunların dışında eğer Champions of Norrath’ın save dosyaları hâla Memory
Card’ınızda duruyorsa Import menüsü yardımıyla önceki oyunda uğraşıp
geliştirdiğiniz karakterleri Return to Arms’a aktarabilmeniz de mümkün. Senaryo
modunun en eğlenceli tarafı ise kuşkusuz bu modu da 4 oyuncuya kadar
oynayabiliyor olmanız. Arkadaşlarınızla farklı sınıflardan seçtiğiniz
karakterlerle, yardımlaşarak oynamak gerçekten büyük keyif veriyor.
Norrath’ın yeni şampiyonu siz olun!
Yukarıda bahsettiğim gibi oyunda senaryo adına tam bir hikaye örgüsü
olmadığından ne bölüm geçişlerinde ne de quest maceraları sırasında bir iki kısa
konuşma hariç Champions of Norrath’taki gibi geçiş animasyonlarıyla
karşılaşmıyorsunuz. Bu nedenle bir yerden sonra oyundan hikaye yönünden bir şey
beklemiyorsunuz ve olayın sadece belli quest’leri yerine getirmek olduğunu
anlıyorsunuz. Açıkçası özellikle Norrath’tan sonra çok fazla bir yeniliğin
olmaması ve oyunun senaryo yönünden pek bir şey içermemesi de Return to Arms’ı
biraz ruhsuzlaştırıyor; dolayısıyla Dark Alliance ya da Champions of Norrath
gibi oyunları oynayıp bitirmiş olanlar bir yerden sonra sıkılabilir.
Tabi oyunda Iksar ve Vah Shir gibi karakterlerin dışında hiçbir yeniliğin
bulunmadığını söylemek de yanlış olur. Mesela yeniliklerden bir tanesi şu:
Oyunun hemen başlarında karşılaşacağınız bir karakter sizden ‘’İyi ya da Kötü’’
tarafta olmanız için bir seçim yapmanızı istiyor, aslında hangisini seçerseniz
seçin oynanış adına pek fazla bir değişiklik olmuyor ama yine de gidişat
esnasında bazı farklı konuşma ve sahnelerle karşılaşmak mümkün. Bunun dışında
eski karakterlerin sahip olabileceği yeni silah ve büyülerin olduğunu da
belirtmem gerekir. Gerçi bunların sayıları çok fazla değil ama yine de yeni
büyülerin ve güçlerin olması iyi düşünülmüş. Bir yenilik sayılmaz ve hatta çok
çok küçük bir detay ama belirtmeden geçemeyeceğim; Return to Arms’ta
öldürdüğümüz düşmanların üzerinden çıkan altınları almak Norrath’a göre daha
kolay. Evet bu kadar küçük bir detay da belirtilir miymiş diyebilirsiniz ama
Return to Arms’ı oynadıktan sonra tekrar Norrath’a bakarsanız bu olay acayip
şekilde göze batıyor.
Yeni düşmanlar ve mekanlar…
Macera sırasında quest’leri yerine getirmeye çalışırken önceki oyundan tanıdık
gelecek bazı mekanlarla beraber çok farklı yerlere de gidiyorsunuz. Makinelerin
bulunduğu bir dünya, tropik adalar, su altı dünyası, ateş boyutu, fırtına boyutu
gibi toplam 12 farklı boyut var. Bunlardan final dövüşünün yapıldığı küçük
alanın olduğu son boyutu saymazsak toplam 11 farklı boyutta mahzenler, ormanlar,
mezarlıklar ve zindanlar gibi EverQuest evrenine tanıdık yerlerde bulunuyoruz.
Tabi yine buralarda Orc’lardan iskeletlere, yılan dilli yaratıklardan boğa
adamlara kadar karşılaşacağımız çok geniş bir düşman listesi oluşturulmuş.
Bunların dışında ‘’Medal Rounds’’ denen mini görevler de mevcut. Yukarıda
bahsettiğim 11 boyutun bir çoğunun yanında ek olarak bu mini görevler bulunuyor.
Bu görevlerde oldukça çeşitli olabiliyor; mesela belli bir süre zarfında aynı
Pac-man oyunundaki gibi bir labirentte bulunan kurbağaları toplamak, bir arenada
belli sayıda hayat iksiri kullanarak süvarileri öldürmek gibi çok çeşitli mini
oyunlar bulunuyor. Bu mini oyunları tamamladıkça da hem bonus Online haritalar
gibi materyaller açılıyor hem de karakterinize ekstra gelişim puanları
veriliyor.
Görsellik ne durumda?
Oyuna görsel açıdan baktığınızda Champions of Norrath’tan hiçbir fark
göremiyorsunuz, yani kaliteli ve görsel yönden zengin tasarımlar kendini devam
ettiriyor. Bunun yanında ne yazık ki eski oyunda olan frame yavaşlamaları da
hâla belli yerlerde hissedilir bir biçimde gözleniyor. Oyunda öldürdüğünüz
düşmanlar yok olmayıp hep yerlerinde kaldıkları için bu olay bazı kalabalık
yerlerde oldukça kendini belli ediyor, fakat buna rağmen görsel kalitenin çok
iyi olduğu kabul edilir bir gerçek.
Kameranın Zoom özelliğini çok iyi bir şekilde kontrol edebilsek de bazen yolun
çok ilerisini görememek tehlikeli bir düşmanla bir anda ve hazırlıksız
yakalanmamıza neden olabiliyor; fakat bu çok ender rastlanan bir durum.
Kontroller için söylenecek tek eksik ise ok ve hançer gibi uzaktan atılan
silahların her zaman istediğiniz yere gitmemesi ve özellikle küçük böcekler gibi
bazı düşmanlarla burun buruna kaldığınızda onlara vurmak istediğinizde ıska
geçip etraflarında dönmeniz, ama inanın bunlar o kadar küçük noktalar ki oyunu
uzun saatler oynamadıkça fark etmeniz, fark etseniz bile çok da rahatsız olmanız
mümkün değil.
Müzikler ise oyuna yakışır bir şekilde seyrederken bazen bir anda ortamı hiç
yokken alevlendirip sanki bir tehlike yaklaşıyor havası hissettirmesi dışında
bence çok iyi, zaten Norrath’ı oynayanlara hem müzikler hem de ses efektleri çok
tanıdık gelecek.
Belirtmekte fayda var: Karakterinizin seviyesine göre seçebileceğiniz toplam 4
zorluk derecesine ayrılmış oyunda, seçeceğiniz karaktere, zorluk derecesine ve
tüm gizleri açığa çıkarmak yönünden harcayacağınız vakte göre her zorluk
seviyesi için ortalama 15-25 saatlik bir oynanış süresi gerekiyor. Bu da gayet
yeterli bir süre sayılır; fakat dediğim gibi bu türün meraklısıysanız ve benzer
oyunları oynayıp bitirdiyseniz Return to Arms artık biraz monoton gelebilir. Yok
eğer durum bu şekilde değilse Return to Arms oynamaya başlasanız iyi olur; çünkü
emin olun EverQuest Evreni’nde hâla keşfedilecek çok yer var…