Orijinal adı : Books of Blood – 2
Yayınevi : Maceraperest Kitaplar
Çeviren : Dost Körpe
Sayfa sayısı : 239
“Korku kadar büyük bir haz yoktur. Bir trende, bekleme salonunda ya da ofiste
iki kişinin arasında görünmez bir halde oturabilmemiz mümkün olsaydı,
sohbetlerinin dönüp dolaşıp bu konuya geldiğini duyardık. Bambaşka bir şeyden
bahseder gibi görünebilirlerdi. Diyelim, ülkenin durumundan, yol kazalarından,
dişçi fiyatlarındaki artıştan… Ama konuşmalarını metaforlardan, imalardan
soyutlayınca, sohbetlerinin özündeki korku açığa çıkardı. Tanrı’nın doğasından,
ölümsüz hayat ihtimalinden bahsetmeyiz ama ufak tefek acıları konuşmaya
bayılırız. Sınır tanımaz bir sendromdur bu. Aynı ritüel hamamlarda da, seminer
salonlarında da yinelenir. Dilimizle ağrıyan bir dişimize dokunur gibi
kaçınılmaz bir biçimde, dönüp dolaşıp korkularımıza gelir, oturup onlardan
hevesle bahsederiz, dumanı tüten bir tabak dolusu yemeğin karşısında duran
iştahlı bir adam gibi.”
Bir gerilim yazarından ne de güzel bir korku tanımı; korkuyu ve onu neden
sevdiğimizi anlatan ne de güzel bir paragraf. Clive Barker ismini oyun dünyası
ile iç içe olanlar daha çok Undying ile hatırlarlar. Undying’in tüm zamanların
en dehşet dolu korku aksiyon oyunları arasında gösterilmesi, onun, usta Clive
Barker ile yaratılmasının sonucudur. Temmuz 2004’te Oğlak Yayıncılık
bünyesindeki Maceraperest Kitaplar tarafından birinci cildi yayımlanan serinin
ikinci bölümü de geçtiğimiz Mart ayında raflarda yerini aldı. Bu kitapta da
Clive Barker’in hayal gücünü ve inanılmaz yaratıcılığını gözlemlemeniz mümkün.
Birbirinden heyecanlı beş öykü daha burada sizleri bekliyor.
Okulumdaki sınav bolluğunu üzerimden attıktan sonra bir haftalık Ankara tatilim
sırasında uzun süredir beklediğim bu kitabı kitapçıda görmem ile almam bir oldu.
Bir çırpıda da bitirdim. Özellikle yazının başında, ilk paragrafta yazılanları
içeren ilk öykü kitap için inanılmaz bir başlangıç. “Korku” adlı bu öykü 50
sayfa, ve kitapta bunun gibi ortalama 50’şer sayfalık dört öykü daha bulunuyor.
Birinci ciltteki aksiyon unsurları burada da fazlasıyla var ve her öyküde
bambaşka konulara kendinizi kaptırıyorsunuz. Yalnız bu noktada belirtmem gereken
bir şey daha var; o da, Kan Kitapları serisinin, yazarın yazdığı ilk kitaplar
arasında olması. Yani, eğer Clive Barker’ın son zamanlarda yazdığı herhangi
başka bir kitabı okuduysanız, örneğin Galilee ya da Kutsanma Ayini’ni, Kan
Kitapları’nda yazılanların biraz kuru, biraz daha basit olduğunu fark
edebilirsiniz. Zira bunu yazarın kendisi de doğrulamıyor değil. Ama bu demek
değildir ki Kan Kitapları gereksiz bir seri. Aksine Clive Barker’ı öne çıkaran,
en önemli öyküleri burada yer almakta. Kitabın fiyatı 12 Lira ve verdiğiniz
parayı sonuna kadar hak ediyor. Gerilim türü romanlardan hoşlanan herkesin
kesinlikle okuması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum.