Close Combat, 90’lı yılların sevilen strateji serilerinden birisiydi. Çeşitli oyunları yapıldı ve her birinde, 2. Dünya Savaşı farklı bölümleriyle bizlere sunuldu. RTS türündeydi, görevlerde başarı sağlayabilmek için değişik stratejiler geliştirmemiz gerekiyordu. Sonunda teknoloji girdabı, Close Combat’ı içine aldı ve evrim geçirmesini sağladı. Close Combat: First To Fight, değişimin ilk meyvesi ve taktiksel bir FPS olarak karşımıza çıkacak.
Serinin geçmişinde olduğu gibi Close Combat: First To Fight da 2. Dünya Savaşı’nı sıcağı sıcağına yaşatmaya çalışacak. Genel olarak, Orta Doğu’da geçecek, gerçekçilik konusuna ise çok önem veriliyor. Yapımın gerçekleşme sürecinde, Irak ve Afganistan operasyonlarına katılmış olan asker ve kıdemli kişilerden yardımlar alınıyor. Şöyle bir durum da var, First To Fight, iki şekilde hazırlanıyor; ilki biz oyuncular tarafından bilgisayarlarımızda oynanmak üzere geliştiriliyor. Diğerini ise U.S. Marine’ler, çalışma ve askeri tatbikat amaçlı olarak kullanacaklar. Bu da gerçekçi bir yapım olması gerektiğinin bir kanıtı şeklinde karşımızda duruyor.
First To Fight’da, bizimle beraber 3 yandaşımız ile görevlere katılıyor ve başarılı olmaya çalışıyoruz. Yanımıza aldığımız her bir adamımızın kendine has özellikleri ve bölümler içinde üstlendikleri görevler bulunuyor. Biz grubun liderliğini üstlenirken, bir yanımızda keskin nişancımız, diğer yanımızda ağır makineli kullanan askerimiz geliyor. Arkamızı ise, ani pusulara karşı koymak üzere başka bir yandaşımız koruyor. Bu düzen içerisinde çeşitli stratejiler belirleyebiliyoruz. Görevler esnasında verilebilecek tüm emirleri kendilerine verebileceğiz. Saldırma, geri çekilme, siper alma, kontrol etme, eşlik etme, bomba atma, eğilme gibi daha birçok emiri savaş sırasında kullanabiliyoruz. Bunu yapmak için kullanışlı bir menü hazırlanıyor.
Oyunun gerçekçi olması gerektiğinden bahsetmiştik. Bu konudaki en önemli görevi, hiç kuşku yok ki yapay zeka üstlenecek. Yapay zeka, ne kadar mantıklı ve doğru bir biçimde geliştirilirse, gerçekçilik o kadar ön plana çıkmış olur. First To Fight, bu konuda aklımızda soru işaretleri kalmasını engelleyecek nitelikte geliştiriliyor. Yandaşlarımızın herşeyden önce benimsedikleri ilk olay, bizi korumak. Bunun için çeşitli dizilimler uygulayacak, etrafı kontrol edip buna göre hareket edecekler. Emirlere doğru tepkiler verip, doğru bir biçimde yerine getirmeye çalışacaklar. Düşmanlar da bizi uğraştıracak cinsten olacak. Savaşırken manevralar kullanabilecek, siper alıp ateş edecekler. Zor durumda kaldıkları zaman arkadaşlarını çağırabilecek, hiç beklemediğimiz bir anda arkamızda pusu kurabilecekler. Destek birim çağırma olayı bizim için de geçerli. Bazen savaş, içinden çıkılmaz bir hale gelecek, sıkıştığımız zaman destek birimler çağırıp, buna göre hareket etmemiz mümkün olacak.
Arkadaşlarımızın bizi korumasının yanında, bizim de onları kollamamız çok önemli. Burada yine gerçekçilik unsuru devreye girecek. Adamlarımız, gelişen olaylara göre tepkiler gösterip, olaya göre ruh durumlarına bürünebilecek. Moralleri bozulabilecek, ya da gaza gelip daha içten savaşarak verimli olabilecekler. Savaşırken takım arkadaşlarını kaybettiklerinde, bir sivil öldüğünde ya da yaralandıklarında moralleri bozulacak, bu gibi durumlarda verimleri düşecek. Düşman indirdiğimizde, araçarını havaya uçurduğumuzda ise moralleri tavana vuracak, görevin başarılı olması için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaklar. Askerlerimizin ruh durumları da böylece savaşa olumlu ya da olumsuz etki edebilecek. Görevlerde 1-2 asker kaybetmemize rağmen bölümü geçmeyi başarırsak, diğer bölümde tekrar yerlerine geliyorlar. 2’den fazla askerimizin ölmesi, başarısızlık anlamına gelecek ve görevi baştan oynamak zorunda kalacağız.
Close Combat serisinin FPS’ye dönüşmesi, grafik olarak ileri bir değişiklik yaşamasını sağlamış. Screenshot’lardan gördüğümüz kadarıyla, ışık ve gölgeleme efektleri gayet güzel. Bundan çok daha önemlisi ise, geliştirilen karakter animasyonları ve hareketleri. Askerlerimizin farklı bir insan olduğunu hissedebileceğiz. Değişik karakterleri, yüz hatları ve hatta ses tonları olacak. Konuşmalarda ya da gelişen olaylar doğrultusunda, duruma göre yüz hatları değişecek, böylece tepkilerini anlayabileceğiz. Savaş sırasında kullandıları replikler bile, kişisel olarak nasıl olduklarını bizlere göstermeye yetecek.
Silahlar tamamen gerçek hayattan alınma ve U.S Marine silahlarından oluşacaklar. Hepsi, görüntüleri ve sesleriyle birlikte birebir bulunacak. Ses sistemi bize savaşı tüm sıcaklığı ile yansıtabilmek için, Dolby Surround 5.1 desteği bulunduracak. Oyunu multiplayer olarak da oynayabileceğiz.
Close Combat, senelerin stratejisi olarak tanındıktan sonra, şimdi taktiksel bir FPS olarak karşımıza çıkacak. Bazı oyunlar vardır ki, üzerlerinde köklü bir değşikliğe gidilirse, gözden bayağı düşer. Close Combat: First To Fight ise böyle bir duruma maruz kalacağa benzemiyor. Yeni oynanışı ve yarattığı gerçekçilik ile dikkati çekiyor. PC’nin yanında, Xbox için de hazırlanan oyun sonbahar aylarında piyasalarda olacak.