Karargâhın önü, uzun zamandır olmadığı kadar kalabalıktı, fakat buna rağmen kimseden ses çıkmıyor, zihinlerdeki savaşın kokusu saf bir şekilde etrafa yayılıyordu.
Rütbeli bir asker, komuta odasına daldı.
– “Ne düşünüyorsunuz efendim?”
– “Tiberium evreni yok olmayacak, ama 15 yıldır süre gelen savaş bitecek!”
Kane, karanlık odaya ışığın süzülmesine izin veren pencereye doğru yürüdü ve ordularını izledi.
– Yeni kazanımlar için, bazı şeyleri yok etmek gerekir. Askerlere emir ver, harekete geçiyoruz!
Command & Conquer serisi, 4 numaralı yapımla birlikte yıllardır süren savaşı sona erdirecek. GDI ve NOD ırkları arasından süren savaş, aslında savunma kuvvetleri ve Kane’in mücadelesi demek. Bir orduyu yok edebilirsiniz, ama eğer komutanı yaşıyorsa, başarısız olmuşsunuzdur. EA Games, ünlü RTS serisinin yeni üyesi Tiberian Twilight için beta testi başlattı. Biz de bu beta kapsamında safımızı belirledik ve hem savaş alanını, hem de savaşçıları görme imkânını yakaladık. Tabii ki savaşmayı da ihmal etmedik.
Hesap vakti yaklaşıyor
Beta itibariyle Tiberium evrenine online olarak dalış yapıyoruz. 1 vs 1’den başlayarak 5 vs 5 mücadeleye kadar seçimlerimiz var. Bu aşamayı seçtikten sonra, sıra saflarımızı belirlemeye geliyor. İki ırk mevcut; GDI ve NOD. İstersek iyi tarafı seçip evreni kurtarmak, istersek de Kane’in tarafında yer alıp insanlığı yok etmek için mücadele edebiliriz. Seçim ekranının ardından sıra, dahil olacağımız haritaya geliyor. Bunu da ekrandaki server ve oyuncu sayılarına bakarak ayarlayabiliyoruz. Tüm oyuncu slotları dolduğunda da savaş başlamak üzere haritaya adım atıyoruz.
Betada oynayabileceğimiz birden fazla farklı harita bulunuyor. Tasarımlarını beğendiğimi söyleyebilirim. Her haritada iki ana bölge ve kapılması gereken bölgeler var. İlk başladığımız nokta, mozaiklerle kaplı. Burası bize ait bir bölge ve oynanış sırasında çoğu kez tekrar bu noktaya gelebileceğiz.
Şöyle ki, eğer savaş sırasında başarısız olursak, operasyona tekrar dahil olabilmek için ilk adımı bu bölgeden atmamız gerekiyor. Bir bakıma güvenli bölge olarak da tanımlayabiliriz. Harita üzerinde işaretli olarak görünen ve henüz bir hüküm koyucusu olmayan diğer bölgeler ise, mutlaka ele geçirilmeli. İki ırkın da temel amacı bu. Diyelim ki beş adet bölge var ve her birinde teknolojik araçlar veya doğal kaynaklar yer alıyor. Her birini ele geçirirseniz oyunu kazanıyorsunuz. Tabii ki bu o kadar da kolay değil. Aynı bölgeye iki taraf sahip olmak isteyince, husumet de kaçınılmaz olur haliyle.
Gelelim birimlerimize. 3 farklı sınıf bulunuyor; Savunma (piyadeler), saldırma (zırhlı tanklar ve komandolar) ve destek kuvvetleri (havacılar). Güçlü saldırılara odaklı bir oyun istiyorsanız, saldıran bir ekibi kontrol etmelisiniz. Eğer takımınız bir bölgeyi ele geçirdiyse, sonsuza dek sizin olarak kalması düşünülemez. Onu korumalısınız. Bu görevi üstlenirim diyorsanız, savunma birimlerini yönetebilir, bir tesis veya madenin etrafına konuşlandıracağınız savaşçılarınız sayesinde o bölgeyi dokunulmaz kılabilirsiniz. Savaşta önemli olan birşey varsa o da “destektir”. Hücum ve savunma birimleri, giriştikleri yoğun aksiyonlar sonucunda güçsüz düşebilir, hatta kaybetmeye varan sonuçlara bile mahkum edilebilir. İşte tam bu sırada yapacağınız yardımlarla, kaybedilmek üzere olan bir savaşın seyrini lehinize çevirebileceksiniz. Tabii ki destek ünitelerini kabul ederseniz. Savaş hattı
Askerlerimizi savaş alanına ulaştırmak için mobil üsler kullanıyoruz. Bu yeni bir uygulama. Şöyle özetleyelim: Size ait güvenli bir bölgede üretim tesisi kurdunuz ve buradan çeşitli birimler üreterek savaş bölgelerine gönderiyorsunuz. Bu durum ister istemez zaman kaybına yol açabiliyordu. Tiberian Twilight’da ise yöntem farklı. Savunma, saldırı veya destek sınıflarından birini seçtiğinizde, size mobil bir üs veriliyor. Onu yöneterek savaş bölgesine en yakın güvenli alana götürüyor ve tek bir tıkla onu üsse çevirebiliyorsunuz. Böylelikle ihtiyacınız olan askerleri en kısa mesafeden savaşa dahil edebiliyorsunuz. Böylelikle üretim için tek bir alana bağlı olma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Ayrıca birden fazla farklı bölgeden, tüm askerleri aynı bölgeye toplamak için Q tuşuna basmak ve mouse ile yer belirtmek yeterli.
Saldırı şiddetini belirleyen en önemli etkenler silahlardır.
Yapımda kullanabileceğimiz silahlar, 5 ana başlıkta toplanmış; Mermili silahlar, top, füzeler, bombardımanlar ve ışın silahları. Her bir silah, doğru yerde kullanıldığında çok iyi sonuçlar veriyor. Bir top kullanarak hava birimlerini yok edemezsiniz. Bunun için füze kullanmak şart. Öte yandan kara birlikleri için mermili silahlar yeterli olacaktır. Işın silahları kullanarak daha iyi bir saldırı da yapabilirsiniz, ancak bu da israfa yol açabilir. Önemli binaları yok etmek istiyorsak da yardımımıza güçlü patlayıcılar yetişecek.
Katliam çeşitleri
Tiberian Twilight’da kazanmanın farklı anlamları var. Başarılı olmaktan kasıt, sadece tüm bölgeleri ele geçirip, bölümü kazanmanız demek değil. Yok ettiğiniz her birimden, elde ettiğiniz her bölgeden ve keşfettiğiniz her doğal kaynaktan ötürü gelişim puanı (XP) kazanıyorsunuz. Bu da sizin seviyenizi geliştirmeye yarıyor. Siz yükseldikçe, özellikleriniz de yükseliyor ve daha önce kullanamadığınız silahları da kullanabiliyorsunuz. Bir örnek vermek gerekirse, mobil üsleriniz hareket halindeyken savunma yapamaz, ama üzerine silahlar entegre ederseniz, bu kez kendisine gelen saldırılara karşılık verebilir. Şunu da belirtelim ki gelişim puanlarınız, iki farklı ırk için de ayrı ayrı toplanıyor.
Grafikler başarılı. Tiberian Twilight’da, önceki C&C oyununda kullanılan RNA motorunun geliştirilmiş versiyonu tercih edilmiş. Tüm ayalar en yüksek seviyede ve AA açık olarak, ekranda kalabalıklaşmalar olsa dahi yavaşlamalarla karşılaşmıyorsunuz. Bu da güzel bir etki bırakıyor. Karakterlerin diyalogları ve savaş sesleri de gayet iyi. Ana menüde çalan müziği de oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Command & Conquer 4: Tiberian Twlight, yeni gelişim sistemi, çoklu oyuncu modları, görselliği ve tabii ki 15 yıllık savaşı sona erdirecek senaryosuyla, önümüzdeki yıla damgasını vuracak yapımlardan birisi olacaktır.