Tam Çözüm

Commandos 2: Men of Courage

Night of the Wolves: (Lupin)

Evet bunlar komando oldukları için, tek başlarına bir orduya bedeller. Zaten bu bölümde yapmanız gereken kampı temizlemek değil sadece üç beş şey çalmak. Tabi ki yüzlerce askerlerin arasından. Oyunun başındaki demoda bir adamın kovalandığını göreceksiniz. Bu adamı hapishaneye atacaklar. Onunla konuşmamız lazım. Eğer bu adamın hangi binada olduğunu takip edemediyseniz, o zaman oyunda sağdaki ikonlarda soru işaretinin altında defter gibin bir yer var. Onu açın ve oradan bölümdeki yapmak istediğiniz görevlerden birini seçin. Sonra oyunda en üstte bir yerde ok işareti çıkacak. Ona tıkladığınızda zaten size hangi binada olduğunu gösterecek. Neyse hemen hapishaneye arka kapıdan girin. Sonra shift tuşuna basarak adamla konuşun adam size bir de köpek verecek ondan sonra oradan çıkın ve o iki askerin yanlarındaki kapıdan sürünerek içeri girin. (merak etmeyin görmüyorlar) Sonra o binada Natasha ile konuşun o da size bir sürü şey anlatacak. Sonra geldik işin zor kısmına. Kamp asistanın bulunduğu odaya gidin. Orda yerde bir kasa var. Kasanın içine Natasha’nın bulunduğu binadaki raflardan aldığınız sleeping pilslerden atın. Onlar içki içer içmez uyumaya başlayacaklar. Rahat ve sakin olun. Kamp asistanından anahtarları alın. Ondan sonra Natasha ile Natasha’nın söylediği odaya gidin. Orada Natasha çalmamız gereken makinenin bulunduğu odadaki generali çağıracak. Bunun üzerine hemen o odaya gidin ve oradaki makineyi çalın. Sonra oradan uzaklaşın ve devriyelerin gezmediği bir yerde soluklanın. Ondan sonra kampa ana girişin oradaki küçük odada bulunan telsiz ile bizim ana karargahla irtibata geçin. Onlar size orada kampta kalmanız gerektiğini söyleyecekler. Sizde mecburen eyvallah diyerek belirtilen odadaki yatağın altına girerek sabahın olmasını bekleyin. Evet bir görev daha bitti.

Das Boot, Silent Killers: (Fins-Inferno-Spooky-Lupin-Whiskey ve oyunun ilerleyen safhalarında Tiny)

Bu bölüme başlamadan önce Natasha’nın nereye gittiğini bir düşünsenize. Ben düşündüm bulamadım ve bulan olursa da bana mail atsın. Kafayı taktım o kadına (ehe). Şimdi oyunun başında yeni ekip geliyor. Size hikaye kısmına girmeden ne yapacağınızı anlatıyorum uzun bölüm çünkü. İlk önce Fins ile dalgıç giysilerinizi giyip su mayınlarını etkisiz hale getirin. Güney yakasından adaya çıkın. Inferno ile mayınları bulun ve etkisiz hale getirin. Sonra Lupin ile köpeğinize çalmış olduğunuz zarfları verin ve köpeğinizi o binadan çıkardıktan sonra spy ile buluşturun. O kağıtları köpekten alın. Sonra spy ile en güneydeki generali öldürün ve onun kıyafetlerini alın. Oradaki araca girin ve yoldan ilerleyin. Bir süre sonra güvenlik şifreniz onaylanacak. Böylece içeri girin. Gene görevlerin yazılı olduğu yerden Tiny’i çağırmak için kullanacağınız telsizin bulunduğu binaya spy ile girin ve telsiz yardımıyla Tiny ile konuşun. Sonra onu en aşağıdaki paraşüt düğmesi ile diğer askerlerinizin yanına indirin. Spy ile o binadan çıkın ve gardiyandan anahtarı alın. (tabi gardiyanı öldürmeyi unutmayın)Sonra denizaltlıların bulunduğu yere giderek, allied askerlerinin bulunduğu binaya girin ve onları kurtarın. Askerler bir süre orda kalsın. Hangar kapısının açılacağı odaya gidin. İlk önce kaptanı kurtarın. Sonra o bölümdeki askerleri öldürün ve oradaki kasadan kodların bulunduğu kağıtları alın. Hangarın kapısını da açtıktan sonra önünüzde iki seçenek var. İsterseniz kaptanın bahsettiği yerleri havaya uçurabilirsiniz, ya da diğer allied askerlerini ve kaptanı aldıktan sonra komandolarınız eşliğinde denizaltının içine girebilirsiniz. Bence onları havaya uçurmanıza gerek yok. Sonuç olarak ikisinde de görevi tamamlamış olacaksınız.White Death: (Tiny-Fins-Inferno-Spooky-Lupin gene aynı takım zaten geçen görevin devamı)

Ya ben ne kadar iyi bir insanım ki, bu işkence gibi yazıya hala devam ediyorum. Yani bir oyunu oynamak farklı tam çözümünü yazmak farklı. Sakın ha bizimkilere “kötü yazmış” falan diye mail atmayın, vururum sizi haberiniz olsun (ehe). Şaka maka eleştirilerinizi bana da atarsanız memnun olurum. Sonuç olarak ilk oyun yazım olduğu için, belki bir şeyler saçmalamışımdır falan. Neyse şimdi bu bölümü anlatayım. Oyunun başında bir denizaltında bulunuyoruz. Meğersem bizimkiler giderken Almanlara yakalanmışlar. Bir tek de Fins kurtulmuş. Zaten ben size söyleyeyim, oyun boyunca bunlar batırıyor, arkalarından biz temizliyoruz. Oyunun başında bir kere buraya gelmenizin vermiş olduğu tecrübe ile denizaltını temizleyin. İçerde adam kalmasın. Sonra yukarı çıkın ve Inferno (Sapper) ile buluşun. Ondan sonra gidip Tiny’i kurtarın. Yalnız dikkat edin eğer bir adamınız içine kürk giymezse o zaman soğuktan dolayı donmaya başlıyor ve canı azalıyor. İki adamınızla balonun etrafındaki askerleri temizleyin. Balon ile belirtilen noktaya uçun ve kasaların içinden bombaları alın. Gemiye bir şekilde giriş yapın. Ondan sonra ise taa üç görev önce çaldığımız aleti gene çalın. Çaldıktan sonra yolunuza devam edin ve komandolarınızı ve denizaltının mürettebatını kurtarın. Tabi her görevde olduğu gibi kaptanı da başka yere tutsak etmiş oldukları için tam gaz yola devam. Kaptanı da kurtardıktan sonra telsiz ile ana karargahı arayın. Sonra Tiny, Inferno ve Spooky ile gemiye geri dönün ve geminin kazan dairesini havaya uçurun. Ondan sonra Tiny ve Sppoky ile geminin yanındaki uçağın içine girin. Bu sırada Inferno geminin silahlarının bulunduğu kazan dairelerini bombalarıyla patlatsın. Patlattıktan sonra Lupin ve diğerleri ile denizaltınıza geri dönün. Tebrik ederim bir bölümü daha bitirdiniz.

Target: Burma: (Tiny-Duke-Tread-Lupin)

Evet beyler bayanlar. Açıkçası bu bölümü gördüğümde, bu oyun daha da hoşuma gitmeye başladı. Çünkü şunu gördüm ki, artık oyun firmaları 2. Dünya Savaşının sadece Almanlar, Amerikalılar ve İngilizler arasında olmadığını anlamışlar. Bölümün başlığından anlaşılacağı gibi bu bölümde artık Japonların sömürgelerine de saldırma planları içine giriyoruz. Bu bölümü ilk gördüğümde bir tahminde bulunmuştum ve ne yazık ki bu tahminim doğru çıktı. Bizim Spooky Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, İspanyolca ve İtalyanca bildiğinden dolayı, Japonlara karşı yapılan görevlerde yer alamıyor. Ama önemli değil. Bizim komandolar dünyaya bedel. Aslında benim en çok merak ettiğim konu acaba bizim Türk oyun firmaları da bir gün böyle bir oyun yaparlarsa ne olur? Ben size cevabını vereyim “Süper olur”. Düşünsenize Battal, Barbaros falan diye askerler olduğunu. Adamlar saldırdıklarında “Allah Allah” diye bağırsalar. Ben gene geyiğe sardım. En iyisi bölümü anlatayım.

Oyunun başında bahçe gibi bir yerdeyiz. Hemen ilerde bulunan köprünün üstünden geçin ve o orta da kısmen büyük olan binanın içine girip, orada ayin gibi bir şey yapan adamla konuşun. Yalnız size şunu hatırlatmak isterim ki, Duke ile bir direğin üstüne çıktıktan sonra ateş edebiliyorsunuz. Özellikle Duke’un özel silahının çok uzun menzilli olduğunu düşünürsek çok faydalı bir özellik olduğu ortaya çıkıyor. Sonra o adamı güvenli bir yere çekin ve allied askerlerini kurtarmak için harekete geçin. Allied askerlerini bir yerde sıkışmış ve kendilerini korur halde bulacaksınız. Onlarla konuşun ve size söylediklerine göre telsiz ile bağlantıya geçilmesi gerekiyormuş. Tam o telsiz olayının oraya gidin ama çok dikkat edin. Çünkü telsiz ile konuştuktan sonra kamp alarma geçiyor. Bu yüzden size vereceğim taktikleri aynen uygularsanız, burnunuz bile kanamadan bu işten kurtulursunuz. İlk önce o ilk başta kurtardığınız adamı da alın ve telsiz ile konuşacağınız binaya götürün. Allied askerlerini ve Lupini telsizle konuşacağınız ikinci kata çıkarın. Diğerleri ise kapının orada ateş açmak için hazır pozisyonda bulunsunlar. Hani o x tuşu olayı vardı ya, işte ona basın. Sonra telsizle konuşun. Askerleriniz Japonca konuşacaklar. Sizin de içiniz bir hoş olacak. (ehe) Kamp alarma geçtiği için Lupin ile aşağı inin ve ölen askerlerin silahları ile komandolarınızın silahlarını doldurun. Yaklaşık olarak 10 dakika sonra, kamp içinde asker kalmayacak çünkü neredeyse tüm askerler direk olarak binaların içine girmeye başlıyorlar. Neyse askerleri de öldürdükten sonra, görevi bitirmek için Allied askerlerini ve o ilk kurtardığınız adamı alarak kayığa binin. Bölüm bitti.

Bridge over the River Kwai: (Tiny-Fins-Tread-Lupin)

Anlaşılacağı gibi Japonlarla daha işimiz bitmedi. Ama size şunu söylemem lazım ki, iki bölüm sonra Almanlara saldırmak için can atar bir hale geliyorsunuz. Ama sanırım benim böyle düşünmemdeki en büyük etki, Almanca biliyor olmam oldu. Yani o askerlerin “Alarm! Bize saldırıyorlar!” lafını her duyduğumda “Eh be iyi ki Almanca biliyorum” diyorum. (ehe) Evet bu seferde tehlikeli bir görev, ama daha önceki görevlere göre daha rahat bitirebileceğiniz bir görev. İlk olarak etrafı temizleyin ve bir fil ile karşı kıyıya geçin. Ondan sonra tutsağı kurtarın ve tuzağın bulunduğu yerden tuzağı alın. Ondan sonra kurtardığınız adamla beraber generallerin bulunduğu odadaki model hakkında konuşun. Konuştuktan sonra dışarı çıkın ve nehrin üstünde kafeste hapis olan askerleri kurtarmak için harekete geçin. Fins’e dalgıç kıyafetini giydirin ve suya daldırın. Bu sırada başka bir komando ile asılı oldukları ipi serbest bırakın. Sonra gene Fins’i seçin ve suyun altından hemen kafesin kapısını açın. Böylece adamları kurtardınız. Bunu yaptıktan sonra köprünün ortasında bulunan tuzak bölmelerine tuzağı yerleştirin ve telsiz ile haber yollayın. Siz haber yolladıktan sonra bir tren gelecek ve köprünün ortasında bum.The Guns of Savo Island: (Tiny-Fins-Inferno-Tread)

Evet bu bölüm daha zor ve bitirmesi daha uzun sürecek bir bölüm. İlk olarak bir bottayız bottan hemen kıyıya yanaşın ve oradaki hayalperest ile konuşun. Bu adamı da takımımıza katacağız. Ama kendisi silah kullanabilme yeteneğine sahip değil. Aynen köpek gibi düşmanın dikkatini dağıtabiliyor ve düşmanın arasında gezebiliyor. Adamın adı Wilson. Nedense bu adama 1. Dünya Savaşı sırasındaki Amerika Cumhur Başkanının adıyla aynı adı vermişler. (ehe) Neyse onunla konuştuktan sonra hemen doğudaki sahilden çıkarma yapın. Oradaki mağara gibi yerlere gidin ve patlayıcıları yüklenin. Sonra batmış geminin oradan Fins ile dalın ve oradaki düşman askerlerini öldürün. Sonra ise İngilizce adı “Blow Torch” olan olayı alın. Aldıktan sonra tekrar su yüzeyine çıkın ve Pilotu kurtarın. Pilotu kurtardıktan sonra aşağıya inmeniz için gerekli olan anahtarı alın ve aşağıya inin. Ancak kapı sürgülenmiş olduğu için o Blow Torch denilen olayı kullanın ve sonra anahtar ile açın. Aşağı indikten sonra adamları temizleyin ve o ağır silahların hepsini teker teker patlatın. Yanlış anlamadıysam o ağır silahlar gemilere karşı yapılmış. Neyse bu işi de halledince deniz üstünde duran uçağa pilot ile beraber gidin ve havalanın.

The Giant in Haiphong: (Tiny ve sonra Inferno-Lupin)

Evet artık Japonlarla ilgili son görevimiz. O yüzden bu görevin tadını çıkarın. Sonra gene Almanlara geri dönüyoruz. İlk olarak kullanabileceğimiz tek karakter Tiny olduğundan, tüm kampı dağıtıyoruz ve dükkandaki adamla konuşuyoruz. Ondan sonra Natasha’yı kurtarıyoruz. Tabi ki Inferno ve Lupin’i de kurtarmayı unutmayın. Neyse bunları yaptıktan sonra bombaların bulunduğu binadan bombaları alıyor ve belirtilen noktaları nokta harekatı ile patlatıyoruz. (ehe). Ondan sonra ise kamyonun arkasına saklanıyoruz ve görevi bitiriyoruz.

Saving Private Smith: (Tiny-Duke-Inferno-Lupin)

Oyunun başında bizim komandolar kavga ediyorlar ve tam görev sırasında yakalanıyorlar. Bir tek de Lupin kurtuluyor (bak sen). Neyse tüm adamları sırası ile kurtarıyoruz. Ondan sonra hemen kurtarmamız gereken askeri, yani Smith’i kurtarıyoruz. Kurtardıktan hemen sonra Radyo ile merkezle bağlantı kurmak için radyo kodlarını çalıyoruz. Hemen bundan sonra da bölümü bitirmenin verdiği mutluluk ile havalara uçuyoruz.

Castle Colditz: (Tiny-Duke-Tread-Spooky ve sonra da Lupin)

Hani geçen sefer Lupin diğer komandoları kurtarmıştı ya, işte şimdi de diğer komandolar ile Lupin’i kurtarıyoruz. Ama bu bölümde en çok beğendiğim olay şu oldu. İlk olarak Tiny ortaya çıkıyor ve “One in position” diyor. Sonra Duke çıkıyor “Two in position” diyor. Ondan sonra Tread çıkıyor ve “Three in position” diyor ve sonra bizim Fransız Spooky’miz çıkıyor ve lehçesinin okunuşu ile “För in pozittion” diyor. İşte o anda nedense bayağı hoş oldum. Bunlar küçük ayrıntılar ama nedense benim çok hoşuma gidiyor. Neyse oyunun başında hemen dışarıda bulunan düşmanları temizliyoruz ve Duke ile öldürdüğümüz ilk general ile hemen Spooky’i bulunduğu kiliseden dışarı çıkartıp suya atlatıyoruz ve yüzdürüp Duke ile buluşturuyoruz. Böylece artık generalimiz olduğu için rahat bir şekilde hareket edebileceğiz. Neyse kalenin dışında bulunan tüm askerleri öldürdükten sonra kalenin içine girip Lupin’i kurtaracağız ama nasıl? Çok basit Tread ile askerlerin ortasına zehir atın hepsi bayılacaklar. (Yeşil bir şişe) Askerler bayılınca hepsini Tiny ile öldürün ve Lupin’i kurtarın. Şimdi sıra geldi en önemli bölüme. Hızla size oyunun başında belirtilen üç tane generalin bulunduğu odalara girin. Orada bulunan herkesi öldürün ve Almanların planlarını çalın. Ondan sonra telsiz ile ana karargah ile konuşun. Size söyleyecekleri bir balona binmeniz olacak. Haydi o balona binin ve bölümü bitirin. Ama unutmamanız gerek bir şey var ki, o da alarm verilmesi durumunda Lupin’in öldürülmesi ve o planların yok edilmesi. Bu yüzden asla alarm çaldırtmamanız lazım.

Is Paris Burning?: (Evribadi. Tamam kabul ediyorum çok iğrenç oldu)

Bu bölümde tüm elemanları kullanıyoruz. Yani son bölüm. Hikaye bölümünü anlatmıyorum gelince görürsünüz. Neyse oyunun başında hemen Natasha ile buluşun. Ondan sonra o size bir sürü şey anlatacak. Ama en önemlisi kulede bulunan telsiz ile irtibata geçmeniz gerektiği ve kulenin en üst bölümün anahtarının bir SS Generalinde olduğu. Hızla ilerleyin ve generali öldürün ondan sonra Inferno ile generallerin bulunduğu odada bulunan telsizi bozun, artık birbirleri ile haberleşemeyecekler. Bu telsizi bozduktan sonra bir tek Spooky ile (Güvenli olması için diyorum. Tek kişi ya da hep beraber gitmeniz pek fark etmiyor) gidin ve telsiz ile bağlantı kurun.

Tebrik ederim hem bölümü hem de oyunu bitirdiniz. Bir numarasınız. Artık siz de bir Commandos hastası olmuş sayılırsınız. Şimdi yapacağınız en sonda ki karizma demoyu izlemek. Ama bence en başta izlediğimiz demo daha güzeldi. Neyse önemli değil. Bu arada şimdi dediklerimi yapacak olursanız, uykusuz gecelerin yeniden başlayacağına size garanti verebilirim. Şimdi ilk olarak oyundan çıkın ve tekrar Commandos’a girin (bakın bu olayı başka yerden öğrenemezsiniz haberiniz olsun. Ben keşfettim. Özellikle ilk defa Commandos oynayanlar için bire bir.). Girdikten sonra sanki tekrar oyuna başlıyormuş gibi adınızı falan yazın ve oyunu Hard seçeneğinde oynayın. (ehe)

Gene geldik bir yazının sonuna. Umarım yazıyı beğenmişsinizdir. Eğer takıldığınız bir yer olursa veya bir eleştiriniz varsa, mail adresim yukarılarda bir yerde olacak. Oradan atarsınız. Size elimden geldiğince yardımcı olurum.(Boğaziçi mezunundan Commandos dersleri verilir diye bir afiş hazırlamayı düşünüyorum ehe) Şimdi şu siteyi kapatmadan önce gidin bir de Magic yazılarımı okuyun, öğrenin, bilgilenin.Bu caniler arasında kalmaktan bizde oyun yazıları yazmaya başladık.(ehe) He derseniz ki benim oyunlarla alakam yok, hele tam çözümlerle de hiç alakam yok; o zaman gidin Magic yazılarımı okuyun. Neyse zaten oyun uzun, bir de böyle yer tutmayalım.

Şimdi eğer bu oyunu oynamadıysanız ve bir yerde takılmadıysanız, bence bu yazıyı okumayın. Sitede bir yerlerde oyun hakkında genel bir yazı olacaktı ilk önce onu okuyun. Oyunu alın, bakın ve sonra da bunu okuyun.

Bu arada ben bir Commandos hastası olduğumdan (yani oyunu şaka maka iyi oynarım) oyunu very hard’da bitirmiş olmama rağmen, oyunu normal seviyesinde de bitirdim ve normal seviyesi için açıklıyorum. Çünkü öbür türlü bu oyunu very hard’da oynamayanlar ne dediğimi anlamayabilirler. Zaten tam çözüm okuyan bir insanın very hard’da takılması da pek akla yatkın değil. Takılıyorsanız herhalde normal seçeneğinde oynuyorsunuzdur. Sonra ben genelde en çok Green Beret ve Spy’ı sevdiğim için genelde onları kullandım, bu da size biraz abartı kaçabilir. Oyunda bir çok insanın çözemediği ve takıldığı bir nokta var. Oyun üç boyutlu tasarlandığı için bir evin arkasında da asker olabiliyor. Onları görmek içinse yapılması gereken “Alt” tuşuna bastıktan sonra mouseun sol tuşu ile tıklamak. Bu arada oyunun başında komandolarınızın kendi aralarındaki konuşmaları KESİNLİKLE dinleyin. Son olarak şunu söylemem gerekiyor ki oyunda soru işaretinin altında yapmamız gereken görevleri görebiliyoruz. Yapmamız gereken şey ise bir görevin üstüne tıkladıktan sonra oyuna dönerek, ekranın üstünde beliren o hedef işaretine tıklamak. O ok size görevi yapmanız için nereyi gitmeniz gerektiğini belirtiyor.

Evet artık oyundan ilk bölümle başlıyoruz. Allah sonumu hayır etsin. Ama önce karakterlerin ne işe yaradıkları:

  • Tiny: Yeşil bereli adamımız. Bıçağı ile çok ölümcül bir insan halini alıyor.
  • Duke: Sniper. Genellikle onu “What is the new target?” sesi ile tanıyacaksınız.
  • Fins: Denizcimiz. Su altında iş görüyor ve bir çoğu bölümde de işe yarıyor.
  • Inferno: İşte bu da bombacı.
  • Tread: Arabacı (yani tank falan genelde bu kullanıyor. Yalnız lafa bak arabacı) ve tuzak kuruyor. Yani çok önemli bir şahsiyet.
  • Spooky: Gizli ajanımız. Düşman askerlerinin giysilerini girebiliyor ve giysisi general giysiyse o zaman askerlere emir de verebiliyor. Ama eğer normal rütbesiz bir asker ise ve rütbeli bir asker ile karşılaşırsa o zaman casus olduğunu anlayabiliyorlar.
  • Natasha: Bu da bizim seksi ve çekici kadınımız. Düşman askerleri etkileme gibi bir kabiliyeti var. Ancak generaller ve SS-Subayları tarafından fark ediliyor.
  • Lupin: Kısaca hırsız. Çok hızlı bir mahlukat (ehe)
  • Whiskey: Köpek. Bir bölümde yanımıza alacağız ve toplam üç bölümde kullanacağız.

    Training Camp 1: (Inferno-Lupin)

    Çok kolay bir bölüm. Inferno ile orada nöbette bekleyen askeri yumrukla etkisiz hale getirin ve sonra shift tuşuna tıklayarak onu iple bağlayıp sessiz bir yere çekin. Silahını alın ve oradaki diğer iki askeri temizleyin. Sonra sürünerek çalılar arasındaki askeri de temizledikten sonra Lupin ile anayoldan içeri girin. Haritanın üstünde bir askerin orda kilitli bir kasa olacak. Onu açın ve içindekileri alın. Sonra anayoldan geri dönün. Oradaki telleri kesin. Inferno ile mayın var mı diye bir bakın (ki var). Mayınları etkisiz hale getirin. Sonra Lupin’den bombayı alın ve Inferno’ya verin. Inferno ile silah olarak bombayı seçin ve ortadaki askerlerin tam ortasına atın. Tebrikler ilk bölümü geçtiniz.

    Training Camp-2 (Tiny-Inferno-Tread)

    Kısmen daha zor bir bölüm. Orada nöbette bekleyen askerleri (aşağıdakiler) zamanlama yardımı ile öldürün. Valla nasıl öldüreceğinizi yazmıyorum, çünkü her askeri nasıl öldüreceğinizi anlatsam en azından 500 sayfa sürer. Zaten Matrix’de denildiği gibi “Kapıyı gösterecek benim, ama içeri girecek sensin.” Sonra hemen generalin üstündeki anahtarları alın ve yukarıdaki askerleri de temizledikten sonra, oradaki binaya girin ve içerdeki askerleri öldürün. Sonra Allied askerleri ile bağlantı kurun artık onlara emir verebileceksiniz. Binanın içinde bulunan telsiz ile ana merkezle konuşun. Oradan size oyunun ilerleyen kısımlarında bolca tanıyacağınız bir ses size kısaca “Almanlar geliyor hazırlanın ve gelecek TANK’I yok edin” dediğinde sakın kalp krizi geçirmeyin. Oradaki sandığı alın. Oradan bir bomba ve mayın çıkacak. Tabi ki bu mayın tanklar için. Bu arada unutmadan telsiz ile konuştuktan sonra sağ aşağıda bir ikon çıkacak. Sakın “aaa bu ne yahu?” diyip ona basmayın, çünkü bu tuş Alman askerlerinin gelebileceği iznini veriyor. Neyse bu tuşa kısaca Action Tuşu da diyebiliriz.(ehe) Sonra yolun başlarına bir yerine Inferno ile mayını döşeyin. Sonra askerleriniz dizin. Yalnız dikkat edin Allied askerleri çok çabuk ölüyorlar ve bir tanesinin ölmesi oyunu kaybetmeniz için yeterli. Neyse bu işi de bitirdikten sonra Inferno ile bombayı askerlerin geleceği merkez bir noktaya koyun. Askerler geldiğinde Inferno bombalarını sallasın ve bombayı patlatsın geri kalanları da, düşman geldiği anda öldür emri verdiğiniz komandolarınız halleder. Bu arada bu tuşu kullanmak için x tuşuna basmanız yeterli olur. Neyse askerler ölünce bir tank gelecek. Ama mayın bu tankın işini bitiriyor ve sizde bu bölümü geçmiş oluyorsunuz.

  • Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Başa dön tuşu