Half-Life 2’den bu yana isminden uzunca bir müddet söz ettirecek bir FPS oyunuyla karşılaşmıyorduk ki, F.E.A.R. isimli yapım tüm düşüncelerimizi değiştirdi. Half-Life 2 kadar olmasa da, fizik motoru ve grafikleriyle dikkat çeken oyun, asıl puanı atmosferiyle kazanıyordu! Çoğunlukla karşımıza çıkan FPS’lerde, maceraya ve aksiyona ağırlık verilirken, F.E.A.R. da bu iki öğe tek bir çatıda, “korku” başlığı altında birleştiriliyordu. Böylelikle ortaya atmosferinden kendinizi alamadığınız, hep bir adım sonra ne ile karşılaşacağınızı merak ettiğiniz, korku filmlerinde görmeye alıştığımız öğelerle bezeli, oldukça başarılı bir aksiyon oyunu çıkıyordu! Bu unutulmaz yapıtın mimarı ise Monolith Studio idi.
Monolith’in F.E.A.R.’ı piyasaya sürdüğü sırada yeni bir yapım üzerinde çalıştığı biliniyordu. Condemned: Criminal Origins isimli yapıt, ilk olarak yeni nesil oyun konsolu X360 için piyasaya sürüldü. PC kullanıcıları Condemned’in çıkış tarihi olan 11 Nisan’ı beklerken, Monolith tarafından oyunla ilgili yayınlanan materyaller ile adeta sabırları deneniyordu. Ekran görüntüleri ve videolar yeni projenin ikinci bir F.E.A.R. vakası olacağı hissini verdiği gibi, korku öğelerinin daha çok psikolojik boyuta taşındığının da göstergesiydi. Nihayet geçtiğimiz günlerde beklenen an geldi ve Condemned: Criminal Origins için demo yayınlandı! Biz de vakit kaybetmeden Monolith’in yeni yapımıyla ilgili ilk izlenimleri, demo sayesinde edindik…
Ajan Thomas olay yerinde!
Condemned demo, açılışı sade bir menü ile yaptı. İlk olarak Options’a uğrayarak, ayarlarımızı kendimize göre hazırladıktan sonra New Game’e tıklayarak, kısa bir yükleme süresinden sonra oyuna ilk adımımızı atıyoruz. FBI ajanı Ethan Thomas’ı kontrol ettiğimiz yapıma, bir cinayet vakası sonrası olay mahalinde başlıyoruz. Yanımızda 2 polis memuru var. Odada bir masa, üzerinde 2 tabak, 2 kadeh ve kan izleri bulunuyor. Masanın bir başında plastik bir manken oturuyor. Diğer başında ise sandalye devrilmiş ve bir bayan, yerde yatıyor… Yanımızda bulunan Detection Tools’u ‘T’ tuşu ile kullanarak, delilleri toplamaya başlıyoruz. Önce UV Light ile Ultraviole ışın vererek, kan ve diğer organik maddeleri görebiliyoruz. Laser Light ise bize geniş alanlardaki zerreleri ortaya çıkarmamıza yarıyor. Son olarak Gas Spectrometer’da havadaki koku ve elementleri ortaya çıkartıyor. Sırayla gerekli teçhizatlarımızı olay mahalinde kullanıp, delilleri topladıktan sonra memur Dickenson duman kokusu aldığı için çevreyi araştırmaya gidiyor. Biz de onu takip ediyoruz. Henüz aksiyonla tanışmadık ama huzursuz edici bir atmosfer hakim oyuna. Her an birşeyler olabilirmiş gibi hissediyorsunuz, nitekim de öyle oluyor! Dışarıdan gelen bir ses, harekete geçmenize sebebiyet veriyor! Kontrol etmek için memur Dickenson ve Becker yangın merdiveninden aşağı iniyorlar. Biz ise bulunduğumuz katı araştırmaya başlıyoruz. Kısa bir yürüyüş sonrasında karşımıza bir saldırgan çıkıyor. Elinde çivili bir tahta parçası ile bizi öldürmeye kalkıyor. Silahla onu kolaylıkla etkisiz hale getiriyoruz. İlerledikçe dikkatimizi çevre ile etkileşim çekiyor. Tıpkı F.E.A.R.’daki gibi çevrede hareket ettirebileceğimiz nesneler var. Yine HL-2 kadar olmasa da, fizik motoru gerçekçilik hissi uyandırıyor.
Yapımcılar Condemned’de ateşli silah ve kurşunun öyle dört bir yana saçılmayacağını belirtmişlerdi. Yani kurşununuz bittiyse silahınızı cebinize sokup, çevredeki su borusu, tahta parçaları gibi nesneleri elinize alarak ilerleyeceğimizi biliyorduk. Demo’da da bir nedenden dolayı silahımızı kaybediyoruz. Sonrasında ise demo’nun sonlarında tüfek bulana kadar(sadece 3 kurşunu var), çivili tahtalar, su boruları, dolap kapakları, itfaiyeci baltaları, inşaat demirleri bizim en büyük dostlarımız oluyor! Hepsi düşmanlar üzerinde aynı etkiyi yaratmıyor. Hatta iki tane aynı silah bile aynı etkiyi yaratmıyor. Bu arbede silahlarının da özellikleri var. Bunlar damage, speed, block ve reach olarak belirlenmiş. Kimisi daha çok hasar verirken, diğeri daha yavaş olabiliyor ya da kimisinin savunması iyiyken, bir diğeri daha uzağa kadar erişebiliyor.
Kanlı düvüşler!
Düşmanların hareket kabiliyeti, F.E.A.R.’da karşılaştığımızdan bile daha başarılı hazırlanmış. Öyle ki duvar diplerinde saklananlar, bir yere tırmananlar vb… özellikleri Condemned’da görebiliyoruz. Dövüş anları son derece çetin geçiyor. Zira karşı taraf tüm gücüyle elindeki silahı size doğru sallıyor ve sizin aldığınız darbe neticesinde anlık olarak görüntünüz kanlanıyor ve dengeniz bozuluyor. Hızlı davranmazsanız diğer darbeler de gecikmiyor. En sonunda ise bedeniniz yer ile yeksan oluyor.
Monolith, yapay zekaya çok güzel özellikler yerleştirmiş. Bazen vurduğunuz darbe, düşmanınızın silahını yere düşürmesine ve afallayıp, kendi ekseni etrafında dönmesine sebep oluyor. Bu anlarda kendine gelmeye çalışan düşmanınız, bir yandan da yerde silahını arıyor. Bulduğunda ise hiç vakit kaybetmeden, güçlü bir hamle ile onu size doğru savuruyor! Ayrıca silahı kırılan ya da kurşunu biten düşmanlar, ya yeni bir tane buluyorlar ya da kurşunu biten silahlarını (örn: tüfek) , sopa olarak kullanıyorlar. Ellerinde hiçbir şey yoksa, yakanıza yapışıp size kafa atıyorlar!!
Teknik olarak neler gördük?
F.E.A.R. ile neler yapabileceğini gösteren Monolith, Condemned’de de oldukça başarılı olmuş! Hatta başarısını bir adım daha ileriye götürmüş. Zira F.E.A.R.’ın ışık efektlerinin ne kadar muhteşem göründüğünü ama buna karşın sistemleri ne kadar zorladığını, oyunu oynayanlar hatırlayacaklardır. Condemned’de yapımcılar grafik motorunu çok iyi optimize etmişler. F.E.A.R.’ı oynamakta güçlük çeken makineler, Condemned’de şov yapabilirler! Öyle ki bizim kullandığımız sistem: P4 2.8 GHz işlemci, 1024 MB RAM ve 128 MB ATI Radeon 9800 PRO ekran kartı içeriyor. Grafik ayarlarının “Detail” sekmesinde herşey maksimumdayken, 1024×768 çözünürlüğünde gölge ayarları düşükteyken ve Antialiasing 2x olarak, oldukça rahat bir oynanış yakaladık. Böylelikle oyunun harika ışık efektlerinden ve görsel detaylarından da mahrum kalmadık. Hep bir huzursuzluğun hakim olduğu sesler de başarılı. Özellikle zaman zaman görülen hayallerde, atmosferi gayet iyi tamamlıyorlar.
Demo oldukça kısa sürüyor. Bu yüzden defalarca farklı zorluk seviyelerinde bitirebilirsiniz. 11 Nisan’da yapımın tam sürümü ile de tanışmadan önce nelerle karşılaşacağımızı görmek açısından, bu demo oldukça iyi oldu diyebiliriz. Kısaca toparlarsak, artık Monolith’in yapacağı her FPS oyunu, ayrı bir sabırsızlıkla beklenecek gibi gözüküyor. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…