Her yıl onlarca oyun piyasaya çıkıyor. Bunların kimisi büyük beklentiyle
gelip, hayal kırıklığıyla giderken, kimisi ise sessiz sedasız sabit disklerimize
yerleşiyor. Hem de uzun süre kalıcı olmak için.
Böyle bir piyasada eğer adı sanı hiç duyulmamış bir iş yapacaksanız, bazı
yeniliklere imza atmanız gerekir. Çünkü kullanıcıların, oynamamış olsalar bile
duydukları bir isim var ki, çıtayı epey yükseltti. Half-Life 2!
Gerek grafikleri, gerek fizik motoruyla olsun, HL2 hakettiği yeri alarak yılın
oyunu ünvanını ele geçirdi. Hal böyle olunca gelecekte çıkacak FPS’lerin bu
muhteşem yapımdan daha başarılı olmaları gerekiyor. Aksi halde çıkarılan tüm
birinci şahıs görünümlü oyunlar, HL2’nin gölgesinde kalacaklardır.
Kan vahşet nereye kadar?
Oyunumuz Country Justice, yeni bir FPS olarak karşımıza çıkıyor. 17 yaş üzeri
için satışa sunulan oyunda kan ve vahşet hat safhada denilebilir. Denilebilir
diyorum çünkü bu yapım diğerlerinden çok değişik. Oyuna başladığınız daha ilk
dakikalarda farkı hissedeceksiniz. Öncelikle oyuna girişten bahsedelim. Bir kaç
saniye süren kısa bir video ile beraber karşımıza menü geliyor. Arkaplanda ise
videoda gördüğümüz yeşil sıvı, kasabanın su yatağına akıyor. Ne olduğuna anlam
veremediğimiz bir durum söz konusu. Muhtemelen kasabanın kullandığı suya karışan
yeşil sıvı, canlılarda bazı organik değişimlere yol açacak. Daha fazla
beklemeyip, New Game’e tıklıyoruz ve uzunca bir süre bilgisayarımızı kendi
haline bırakıyoruz. Aksi halde makinanın kilitlendiğini düşünüp reset atmanız
muhtemel. Bu yüzden bahsi geçen uzun yükleme devresini, kendinizi mutlu edecek
işler yaparak geçirin.
Nihayet oyun başladı. Yönettiğimiz karakter iki elini açmış bir şekilde sanki
bir polisin gelip, kelepçe takmasını bekliyor. Biraz çevreye göz gezdirmeye
çalıştığımızda mouse’un işimizi zorlaştırmak için elinden geleni ardına
koymadığını görüyoruz. Çünkü mouse ile yaptığımız çok kısa bir hareket bile
oyunda çok fazla algılanıyor. Hemen options’tan mouse sensivity ayarlarını
kurcalıyoruz. Sonuç büyük oranda olumsuz. Oynanabilirliğin daha ilk dakikada
adeta çökmüş olduğunu görüyoruz.
Şüpheli cisimler var!
Mouse ile ekranı biraz ortalayıp, mümkün olduğunca az sağ sola dönmeye
çalışarak, kasabayı dolaşmaya başlıyoruz. Çevrede bazı karavanlar ve evler var.
Ortam bomboş değil tam aksine insanlar dolaşıyor. İleride sağda duran çiflik
evine yaklışıyoruz. Çitlerin içinde ufak bir bahçe var. Burada bulunan şüpheli
cisimler dikkatimizi çekiyor. Parlayan yumurtalar! Belki evde bulunan birileri
yardımcı olur diye içeri giriyoruz. Karşımıza çıkan çiftçi ile konuşmaya
başladığımız zaman sırada, dışarıdan acaip sesler geliyor. Çifçiyi bırakıp, evin
verandasına çıktığımızda, yumurtaların yerinde evrim geçirmiş horozların var
olduğunu görüyoruz. Üstelik bu kadar da değil! Birde insanlara saldırıyorlar.
Öldürdükleri insanlar tekrar canlanıp, yaşamlarına zombi olarak devam ediyorlar.
Bu yüzden silah bulup tavukların işini en kısa sürede bitirmeniz gerekiyor. Aksi
halde ortalık Michael Jackson’ın “Thriller” klibine dönüyor. Bu saldırgan
tavuklardan kurtulduktan sonra çevreyi biraz dolaşın. Arabanın anahtarını
almanız gerekiyor. Zaten alınabilecek nesneler, parlak ve belirgin bir ışıkla
aydınlatılmış. Bu yüzden bulmakta zorluk çekmeyeceksiniz. Tabi arada tüfek,
tabanca, bezbol sopası gibi teçhizatları es geçmeyip, yanınıza alın.
Anahtarı bulup araca bindiğinizde, kontrolleri klavyeden yaptığımızdan ötürü,
oyun biraz göze hoş görünmeye başlıyor. Hatta kasabada yaptığınız ufak bir
gezinti sonunda jipin suspansiyonlarının ne kadar esnek olduğunu görüyoruz.
Artık kasabadan çıkmamız gerek. Bunu yaparken insanlara çarpmamaya özen
gösterin. Çünkü öldürdüğünüz her normal canlı(yani zombi olmayan) tekrardan
canlanıyor fakat yaşayan ölü olarak. Bu yüzden kasaba halkını zarar vermeyin.
Zaten onların size bir nebze olsun yararı oluyor. Çünkü malum küçük bir
kasabadayız. Çevrede ne tür tehlikeler var bilinmemekte. Her şey olabilir. Bu
yüzden tüm insanların silahı var. Bir zombi görüldüğü yerde direk ateş ediliyor.
Fakat ne kadar isabet ettikleri tam bir muamma!
Neyse ki kasabadan çıktınız. Oyunun son derece başarısız mekan tasarımları devam
ediyor. Gerek karakter çizimleri olsun gerek binalar olsun çağın çok gerisinde.
Grafikleri bir nebze olsun katlanıp, yolumuza devam ediyoruz. Kısa süre sonra
karşımıza bazı hayvanlar çıkıyor. Malum her yer yeşillik, her yer çiftlik vb…
Çevredeki hayvanlara biraz yaklaştığımızda karşımıza mutasyona uğramış canlılar
çıkıyor. Öyleki uzun bir süre katil sivrisinekler, canavar inekler, 3 başlı
köpekler, zombi atlarla uğraşmak zorundayız!
Yapay zeka mı? Bu oyunda yapay zeka var mı?
Country Justice’de yapay zeka’dan söz etmek pek mümkün değil. Örneğin kasabadaki
herhangi bir insanın alnına nişan alıp ateş ettiğinizde, size karşı herhangi bir
tepkisi olmuyor. Hadi saldırmasından vazgeçtim bare kaçsa! Düşmanların yapay
zekası ise adeta güdümlü füzeyi andırıyor. Sizi gördükleri anda tamamen size
odaklanıyorlar. Eğer öldürmezseniz peşinizden fizana kadar geliyorlar(!)
Kısacası son yıllarda çıkan bir çok FPS’den alıştığımız, çeşitli stratejiler
kuran yapay zekayı bu yapımda kesinlikle bulamayacaksınız.
Bir diğer saçmalıkta belirli bir mesafeye kadar düşmanın sizi görememesi. Bu
durumdan yararlanıp, zombileri uzaktan öldürebilirsiniz. Açıkcası son yıllarda
bu kadar kötü bir yapay zeka ile karşılaşmamıştım.
Thriller, thriller night…
Genel olarak baktığımızda Country Justice çok başarısız. Adeta amatör bir grubun
yapıtı gibi görünüyor. Grafikler çok geride kalmış. Önemli olan oynanıştır
dediğimizde, oynanabilirlik ciddi bir sabır gerektiriyor. Aslında oyun zor değil
fakat çok zayıf kontrollerle tam manasıyla işkence çekiyorsunuz. Seslere
geldiğimizde duyduklarımızın ne sesi olduğunu ekranda görmesek anlayamayacağız.
Öyle silah sesleri var ki, basit bir midi efektine benziyor.
Açıkcası bu oyunu değil oynayıp zevk almak, dalga geçmek, gülüp eğlenmek için
bile almayın. Çünkü sesler ve grafiklere bir noktaya kadar tahammül edilebilir
ama oynanabilirlik affedilmez bir hatadır. Buna ek olarak oyunun elle tutulur
bir konusununda olmadığı aşikar. Umarım bir gün bir yerlerde PC’nizin yolu bu
yapımla kesişmez. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…