90’larda çocuk olup da Sylvester Stallone filmleri ile büyümeyen çocuk yoktur. Hele ki Rocky filmlerinin gazıyla, bir nesil boks tutkunu olmuş, geceleri uykusuz kalarak Amerika’da düzenlenen boks maçlarını yarı uykulu gözlerle takip etmiştir. Aradan geçen uzun yılları ardından Rocky efsanesi bitti, boks filmleri artık izlenmiyor, Stallone çok yaşlandı derken, “boks filmi” diyerek geçiştirilmeyecek kadar iyi bir film olan, Creed: Efsanenin Doğuşu, izleyiciden geçer not almayı başardı. Rocky’nin bayrağı devrettiği Adonis Creed’in hikayesi Creed II: Efsane Yükseliyor ile devam ediyor.
Creed II – Efsane Yükseliyor İnceleme
2015’te vizyona giren ilk film Creed, Sylvester Stallone‘nin muazzam oyunculuğu, Michael B. Jordan’ın başarılı performansı ve Yönetmenlik başarısı ile dikkat çeken bir yapımdı. Oyunculukların, hikaye işleyişinin başarılı olduğu filmde parlayan yönetmen Ryan Coogler daha sonra Black Panter ile, muazzam bir gişe başarısı da yakalayacaktı. Creed, başından sonuna, temposu doğru, karakter derinliğini iyi veren, oyunculukları öne çıkartan iyi bir yapımdı. Creed II’de, oyuncu kadrosu korunmuş olsa da, yönetmen koltuğundaki isim değişti. Steven Caple Jr.’ın yönettiği Creed II’de ne yazık ki yönetmen değişikliğinin izlerini görebiliyoruz.
Apollo Creed’in oğlu Adonis Creed, Rocky Balboa’nın da desteğiyle birlikte kariyer basamaklarını büyük bir hızla tırmanmıştır. Artık dünya boks şampiyonu unvanını elinde bulunduran Adonis’in, ünvanı elinde tutabilmek için çok önemli bir sınavı vermesi gerekmektedir. Babasının ölümüne sebep olan Ivan Drago’nun oğlu Victor Drago, Adonis Creed’e meydan okumuştur. Bu mücadele Adonis için bir ünvan maçından çok daha fazlasıdır, babasının “katilini” döverek, adeta babasının intikamını almak isteyen Adonis bu motivasyonla mücadeleye hazırlanır. Ancak Rocky Balboa, Adonis’in bu motivasyonunun ona zarar vereceğini düşünür ve Adonis’i eğitmeyi reddeder.
Creed II, aslında ilk filmle hemen hemen aynı formülle ilerleyen bir film. Yönetmen bu konuda risk almamış ve zaten sevilen ilk filmin ayak izlerinden yola devam etmeyi tercih etmiş. Yani daha çok, çalkantılı kişiliği, aile ilişkileri babası ve kariyeri arasında kalan Creed’in sık sık buhranlı yaşantısından parçalar gördüğümüz bir boks filmi Creed II. Sylvester Stallone ise ilk filme oranla çok daha küçük bir rolle karşımıza çıkıyor. Aslında filmde rol aldığı süre çok kısa olmasa da, Sylvester Stallone‘nin Creed II’deki rolü ilk filme oranla vurucu olmaktan çok daha uzak. Ancak yine de Rocky reisi beyaz perdede tekrar görmek güzel bir duygu.
İlk Creed filmi aslında adeta ilk Rocky filminin bir klonu gibiydi, duygusallık, drama, spor, hırs, azim arkadaşlık duygusu hespsi çok dengeli bir şekilde filme dağıtılmıştı. Temposu da oldukça iyi ayarlanan filmi hiç sıkılmadan izlediğimi hatırlıyorum. Ancak Creed II için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim filmin temposunda ve az önce bahsettiğim unsurların dengesinde biraz sorun var gibi hissettim. Film olması gerekenden çok daha durgun ve evet zaman zaman da sıkıcı olabiliyor. Gelişme kısmı o kadar uzun tutulmuş ki, yeter artık kapışın da bu dramdan biraz sıyrılalım diyorsunuz. Finaldeki kapışma her ne kadar iyi çekilmiş olsa da, hikayenin gelişme kısmı kadar uzun olmadığı için her şeyin bir anda olup bittiği izlenimi veriyor. Yani final kapışması size yetmiyor.
Creed II, ilk filmin izinden giden bir yapım olsa da, yönetmen değişikliği filmde hissediliyor. Eğer ilk filmi izlediyseniz, aynı seviyede bir devam filmi bekliyorsunuz ikinci filmden. Ancak beklediğiniz bulamıyorsunuz. Tempo biraz daha arttırılsa, İvan Drago, Rocky Balboa, Victor Drago, Adonis rekabitinin içi biraz daha doldurulsa ve Rocky karakterinin ilk filmde yaratılan derin karakteri ikinci filmde de devam ettirilmiş olsa Creed II, çok daha iyi bir film olabilirmiş. Oyunculukların iyi olduğu, kapışmaların iyi çekildiği Creed II, ilk filmi izleyenler için hayal kırıklığı olsa da, yine de kötü bir film kesinlikle değil. 2 saat 10 dakikalık fena olmayan bir drama izlemek istiyorsanız, Creed II’yi beğeneceksiniz.