Son dönemde, dövüş oyunları platformunda deyim yerinde ise bombalar ardı
ardına patlıyor. İlk olarak Def Jam; bizi yer altı dünyasında yasa dışı dövüşün
tadını yaşattı. Ardından Mortal Kombat: Deception ile dövüşürken, kan ve dehşeti
bir arada yaşadık. Bizler hangisi daha iyi diye tartışır, hangisi almalı ya da
hangisinin kombolarını ezberlemeye başlayalım diye düşünürken, Dead or Alive’ın
yenilenmiş versiyonu bir anda Xbox’ımızda boy gösterdi. Dead or Alive’ı hepiniz
en azından duymuşunuzdur. Göğüs dekolteli çıtır kızlar ve dövüş teknikleri
herkese ilan etmeye yeminli gençler ile gönüllerimize taht kuran, sadece
Japonya’da değil tüm dünya’da büyük beğeni toplamış bir oyundu. Son çıkarılan
oyunları Dead or Alive Xtreme Beach Volleyball ise biraz reyting kaygısı ile
çıkarılmış ve bikinili kızların güzelliklerine sığınılmıştı ama neyse ki
yaklaşık 1 buçuk sene gibi süre sonunda oyun özüne döndü ve yine dövüş
severlerin beğenisine sunuldu.
Team Ninja’nın sürprizi.
Dead or Alive Ultimate, Xboxçıların çok iyi tanıdıkları, geçtiğimiz senenin en
iyi aksiyon oyunlarından biri olan Ninja Gaiden’in yaratıcısı Team Ninja
tarafından yapılmış. Eski oyun severlerin bileceği üzere Dead or Alive ilk
olarak SEGA Saturn’de boy göstermişti. Büyük beğeni toplaması üzerine tüm oyun
platformlarına birer örneği yapılmıştı. Oyunu Xbox’a farklı bir yol izleyerek
port eden yapımcılar 2 DVD’lik bir set hazırlamışlar. Eğer SEGA Saturn
versiyonunu oynamamış birisi iseniz; birinci DVD’yi konsolunuza taktığınızda
afallayıp; “Bu ne rezalet” diyebilirsiniz. Çünkü göreceğiniz 640×480
çözünürlüğündeki, şimdiki oyunlara kıyasla vasat altı grafikler epeyce
şaşırtacaktır. Ancak oyunun bu ilk DVD’sinin SEGA Saturndeki oyunun bir iki
grafik düzeltme haricinde orijinal hali olduğunu anladığınızda tüm düşünceniz
değişecektir. Çünkü yapımcılar orijinal oyunu oynamayanların ya da oynayıp da
tekrar hatırlamak isteyenlerin tam isteyeceği gibi bir DVD dolusu oyunu
koymuşlar kutuya.
Asıl incelememiz gereken oyun Saturn versiyonu olan “Dead or Alive 1” değil ama
çok kısa olarak değinmek istiyorum. DoA1 Saturn’e çıktığı zamanlarda deyim
yerinde ise büyük patlama yapmıştı. O zaman için mükemmel olan grafiklerinin
yanı sıra oldukça başarılı dövüş sistemi ile pek çok fan kazandırmıştı kendine.
Bayan karakterlerin çoğunlukta olduğu ve genellikle her birinin göğüslerinin
fazlasıyla oynak vaziyette olmasından dolayı da epey beğeni kazanmıştı. Ancak
asla kenara atılmayacak bir unsur vardı ki; o da animasyonların mükemmele yakın
derecede gerçekçi olmasıydı. İşte oyunumuzda yapılan bir iki grafik detay
haricinde tamamıyla orijinalinin aynısı.
Belki asıl oyunu oynamak istediğinizden belki de grafiklerinden ötürü burun
kıvıracağınızdan bu eski oyunla fazla vakit geçirmeyeceksiniz. Ama asıl oyunu
belli süre oynayıp daha sonra buraya geri dönerseniz; 97 yılında SEGA’nın nasıl
bu kadar başarılı animasyonlarla oyun yarattığına alkış tutacaksınız.
Nihayet, Dead or Alive Ultimate
İlk DVD ile işiniz bittikten sonra 2. DVD’yi takarak asıl oyunumuza geçiyoruz.
Olağanüstü derecede kaliteli ve bir o kadar da uzun olan film kıvamındaki açılış
videosunun ardından biraz dengemiz bozulmuş olabilir ama oyunu geçtiğinizde daha
da fazla sarsılacağınızdan emin olun.
Dead or Alive Ultimate, belli süre oynadıktan sonra fark edeceğiniz üzere ilk
DVD’deki orijinal oyunun makyajlanmış versiyonu. Tüm karakterler, kıyafetlerine
kadar aynı (en azından oyuna başladığınız zaman) ancak gerek teknolojik
ayrıntılarla gerekse eklenen modlarla oyun, olduğundan çok daha fazla başarıyı
hak edecek kaliteye ulaşıyor. Karşılaştığımız ilk menü ile oyun modlarının
çoğaldığını görüyoruz. İlk olarak kendimize profil oluşturup oyuna başlıyoruz.
Menüde; DOA2 Story, Time Attack, Survival, Tag Battle, Team Battle, Versus,
Sparring, Watch, Collection ve DOA Online seçenekleri ile karşılaşıyoruz. Gelin
bu seçeneklere bir göz atalım.
DOA2 Story: İlk videoda izlediğiniz olayların devamı niteliğinde hikaye
modu. Burada karakterimizi seçtikten sonra, her karakterin kendine ait
hikayesini oynuyoruz. Karşımıza çıkan karakterlerin her biri ile ilgili önce
minik demolar izliyor, hikayenin gidişatı ile ilgili minik ayrıntılara
giriyoruz. Ardından dövüş ringinde kozlarımızı paylaşıp bir sonraki karaktere
ilerliyoruz. Her karakterin kendine ait senaryosu farklı ancak herkes son olarak
aynı boss ile dövüşüp oyunu bitiriyor. Her bitirişte minik bir demo izleyip,
karakterin yeni kıyafetini açıyoruz.
Time Attack: Karakterimizi seçiyor ve en kısa sürede karşımıza çıkanları
yenmeye çalışıyoruz. Bu modun aynı zamanda takım seçeneği de var. Böylece belli
bir takım oluşturup karşımıza çıkanlar ile dövüşürken karakterimiz yenilirse
takımdaki diğer arkadaşı devreye giriyor.
Survival: Adından da anlaşılacağı üzere hayatta kalma modu. Burada
karakterimiz ile dövüşürken karşımıza sürekli düşmanlar geliyor. Amacımız ringde
en fazla süre kalmak. Her düşmanımızı alt ettiğimizde yenisi gelmeden evvel az
da olsa biraz sağlık kazanıyoruz. Ancak karşımıza çıkanlar hep tam güçlü
olduklarından bizi zorlamaları kaçınılmaz. Burada dikkat edilmesi gereken en
önemli unsur; yendiğimiz her karakterin bir güç paketi bırakması. Bu güç paketi
arenanın her hangi bir noktasına düşebiliyor. Paketi almak için genelde pek
vakit bulamıyoruz çünkü düşmanlar hiç vakit kaybetmeden sahneye çıkıyorlar. Son
olarak Survival modunda puanlamanın şeklinden bahsedelim. Burada puan üç şekilde
hesaplanıyor. Birincisi; pistte kaldığınız her saniye puana ekleniyor. İkincisi;
her yendiğiniz düşman sonunda hatırı sayılır puan alıyorsunuz. Üçüncüsü; her
yumruk sonucunda puan alıyorsunuz. Kısacası hem çok düşman dövmeli hem de pistte
fazla kalmalısınız.
Tag Battle: Bu moda iki karakter seçerek başlıyorsunuz. Amerikan
Güreşinde olduğu gibi iki karakter dönüşümlü olarak piste çıkıyor ve yeri
geldiğinde birbirlerine yardım ediyorlar. Sadece tag battle’a mahsus bazı kombo
hareketleri değişiyor. Çünkü bu hareketler iki kişi birlikte yapılıyor ve daha
çok güç götürüyor. İki kişi aynı anda pistte olmadığından, pist kenarında duran
karakterin kenarda durduğu sürece gücü tazeleniyor. Black tuşuna basarak oyunun
istediğiniz anında karakter arası geçişleri yapabiliyorsunuz.
Team Battle: Bu modda kendinize 1 ila 7 arası dövüşçüden olaşan bir takım
kuruyorsunuz. Daha sonra dövüş mekanını seçip başlıyorsunuz. Karakterler
dövüşürken, gücü bitenin yerine diğeri geliyor ve tüm karakterler tamamlanana
kadar dövüş devam ediyor. Dövüş sonunda detaylı bir istatistik gelip; “kim, kimi
yendi?” “kim, ne kadar pistte kaldı?” gibi sorulara cevap veriliyor.
Versus: İki veya dört game pad ile aynı konsol üzerinde
dövüşebiliyorsunuz.
Sparring: Bir nevi alıştırma tarzında olan bu bölümde kendi
karakterinizi ve rakibinizi seçiyorsunuz. Burada yapmanız gereken en yüksek
hasarı veren vuruşu ve komboyu yaratmak. Rakibiniz başta hiç kıpırdamadan
duruyor. Böylece istediğini hareketi yapabiliyorsunuz. İsterseniz menüdeki
ayarlardan rakibinizin koruma almasını ya da istediği gibi dövüşmesini
seçebilirsiniz. Bu mod içerisinde eğer alıştırmayı seçerseniz; oyun size
karakterinizin yapabildiği tüm hareketleri söyleyecektir. Siz de her hareketi
yaptığınız da bir sonrakine geçerek karakteriniz hakkında bilmediğiniz hiçbir
şey kalmayacaktır.
Watch: Bu seçenek baştan çok saçma gelse de özellikle oyunu tanıtmak, ne
tür hareketler olduğunu görmek ve daha da önemli oyunun ne denli kaliteli
olduğunu anlamak için birebir. İki karakter ve dövüş arenası seçiyorsunuz. Bu
iki karakter güç barı olmaksızın dövüşüyorlar. Ancak kamera açısı asla sabit
durmuyor ve en mükemmel açıları gösteriyor. Bazı güzel hareketler yavaş çekimde
gösteriliyor. Eğer seçtiğiniz karakterler bayansa ve dekolteleri ya da frikik
veren etekleri varsa, ağır çekim ile birlikte gözleriniz bayram ediyor. Akşam
oturup film izlemek yerine Kasumi’nin dövüşünü izlemek daha iyi seçim olabilir.
Collection: Survival modunda yere düşen hangi objeleri topladığınız
gösteren bu bölümde daha toplamanız gereken ne kadar obje var diye
öğreniyorsunuz.
DOA Online: Açıkça anlaşılacağı üzere oyunu internet üzerinden oynama
modu. Burada oyun oynayabilmek için öncelikle MS Dashboard üzerinde hesap
açmanız gerekiyor. Eğer daha evvelden her hangi bir xbox oyununu online
oynamışsanız hesabınız var demektir. Şimdi DOA Online’a bağlanabilir,
istediğiniz oyun modunu dünyadan herhangi bir oyuncuya karşı oynayabilirsiniz.
Kimler var kimler
Birbirinden güçlü dövüşçüleri biraz yakından tanıyalım.
Ülke: Japonya
Meslek: Ninja
Doğum tarihi: 23 Şubat (17 yaşında)
Boy – Kilo: 1.58 – 46
Kan grubu: A
Lakabı: Hot chick
Mugen-Tenshin stilini erken yaşta öğrenmiş genç bir savaşçı. Görünüşüne
aldıranları fazlasıyla pişman eden ve çok seri dövüşen savaşçılardan. Dekolte
kıyafetleri ve düzgün fiziği ile her erkeğin rüyalarını süsleyecek bir lolita.
Fu:
Ülke: Çin
Meslek: Kitap dükkanı işletiyor
Doğum tarihi: 5 Haziran (65 yaşında)
Boy – Kilo: 1.59 – 66
Kan grubu: A
Lakabı: Geezer
Efsanevi Demir yumruk dövüş stilinin yaratıcısı, “yıkım”ın diğer adı. Turnuvaya
sadece verilen büyük para ödülü için katılan Gen Fu yaşına ve görünüşüne hiç
uymayan dövüş stiline sahip. Son derece hareketli ve vuruşları gayet kuvvetli.
Ülke: Amerika
Meslek: Güreşçi
Doğum tarihi: 6 Aralık (22 yaşında)
Boy – Kilo: 1.80 – 52
Kan grubu: 0
Lakabı: Superstar
Bayan güreşçilerinin superstarı, yenilmeyen güreş şampiyonu Bass Armstrong’un
kız kardeşi. Güzelliği ve mükemmel dövüş kuvveti ile Dead or Alive
turnuvalarının değişmezi. Bir bayandan beklenmeyecek ölçüde kuvvetli ancak çok
hızlı değil.
Ülke: Amerika
Meslek: DJ
Doğum tarihi: 3 Nisan (25 yaşında)
Boy – Kilo: 1.83 – 79
Kan grubu: 0
Lakabı: Zack Atineah
Kick box, thai box ve sokak dövüşünün karışımı stile sahip, pek iri yarı olmayan
bir dövüşçü. Para ve şöhret için turnuvaya katılıyor. Hem hızlı hem de seri
komboları var. Vuruşları çok etkili değil bekli ama gafil avladığı düşmanlarını
asla affetmiyor.
Lee:
Ülke: Çin
Meslek: Dövüşçü
Doğum tarihi: 27 Kasım (20 yaşında)
Boy – Kilo: 1.75 – 75
Kan grubu: AB
Lakabı: Hanafi
Ruhundan gelen güdülerle dövüşen Jann Lee, uzak doğu dövüş sanatlarının en
ünlüleri ile eğitilmiş. Dövüş arenalarına hep en güçlü dövüşçülerle çıkmayı
seçen Lee’nin neden dövüşmeyi seçtiği ve neden tüm hayatını sadece dövüşe
adadığını hiç kimse bilmiyor.
Ülke: Japonya
Meslek: Ninja
Doğum tarihi: 5 Ağustos (16 yaşında)
Boy – Kilo: 1.57 – 46
Kan grubu: AB
Lakabı: The Gift
Kasumi’nin kardeşi, ninja suikastçi. Ninjutsu ve ölümcül dövüş teknikleri ile
eğitilen Ayane, sadece Kasumi’nin karşısına çıkmak için turnuvaya katılmış.
Tıpkı ablası gibi cüretkâr bir lolita olan Ayane hiç hafife alınmayacak kadar
güçlü kombolara sahip.
Ülke: Japonya
Meslek: Ninja
Doğum tarihi: 15 Haziran (23 yaşında)
Boy – Kilo: 1.81 – 70
Kan grubu: A
Lakabı: Hayabutski
Ninja Gaiden oynayanınız var mı? Peki bu arkadaş kime benziyor dersiniz? Ninja
Gaiden’ın baş kahramanı Hayabusa, “Super Ninja” olarak adlandırılan sınıfın
üyesi. Baş kötü Tengu’yu öldürmek için çıktığı yolculuk onu bu turnuvaya dahil
olmaya itmiş. Son boss’u öldürmek için yeminli…
Ülke: Fransa
Meslek: Opera Sanatçısı
Doğum tarihi: 30 Ocak (21 yaşında)
Boy – Kilo: 1.74 – 49
Kan grubu: AB
Lakabı: Singer
Dünya çapında soprano sanatçısı olan Helena, bir konseri esnasında öldürülen
annesinin intikamını almak için yollara düşmüş. Katilin bir şekilde bu turnuva
içinde olduğunu öğrenen Helena hiç vakit kaybetmeden dahil olmuş. Son derece
hırsla ve kuvvetle dövüşen Helena bayanlar arasında en güçlülerden birisi.
Ülke: Amerika
Meslek: Güreşçi
Doğum tarihi: 4 Temmuz (46 yaşında)
Boy – Kilo: 1.99 – 156
Kan grubu: 0
Lakabı: Hulk Hogan
Tina’nın babası. Her baba gibi o da kızının seksi bir biçimde kendini ilan
etmesinden ve ona bakan ters gözlerden rahatsız. Kızını korumak amacı ile
girdiği turnuvada tek korktuğu kişinin de kızı olduğunu söylüyor. Elbette
karşısına çıkarsa dövmekten eksik etmeyeceği de kesin. Bass çok kuvvetli ancak
bir o kadar da yavaş.
Ülke: İtalya
Meslek: Paralı asker
Doğum tarihi: 14 mart (42 yaşında)
Boy – Kilo: 1.97 – 144
Kan grubu: B
Lakabı: Babu
Dünyayı dolaşan yalnız bir asker. Sevgilisinin kollarında ölürken söylediği;
“Sevdiğim adam, dünyanın en güçlü insanı…” demesini kesinlikle unutmayan Leon,
bunu ispatlarcasına her turnuvada kendini göstermeye çalışıyor. Kaybedecek
hiçbir şeyi olmayan herkes gibi “ölümüne” dövüşüyor.
Ülke: Çin
Meslek: Üniversite öğrencisi
Doğum tarihi: 23 Nisan (19 yaşında)
Boy – Kilo: 1.65 – 50
Kan grubu: B
Lakabı: Babu
Dövüş dehası olarak tabir edilen en genç dövüşçülerden biri. Tek amacı Jahn
Lee’yi alt etmek olan Leifang, çevik hareketleri ve seri komboları ile
tanınıyor. Oldukça cüretkâr dizayn edilmiş etekleri ile gözleri tersine
çeviriyor…
Ülke: Bilinmiyor (ama Almanya)
Meslek: Karate öğretmeni
Doğum tarihi: 3 Temmuz (23 yaşında)
Boy – Kilo: 1.83 – 74
Kan grubu: A
Lakabı: Fish-Net Man
Almanya’nın balta girmemiş ormanlarında, gizli bir dövüş öğretmeni tarafından
ölüme terk edilmiş bir vaziyette bulunan Ein, karate tekniklerinin hepsini çok
kısa bir sürede öğrenmiş. Kendini kimin tuzağa düşürdüğünü bu turnuvadaki
insanlardan öğreneceğini ümit eden Ein, komboların ustası.
Detaylara girelim artık
Dead or Alive gerek görsellik, gerekse gerçekçilik açısından oldukça başarılı
grafik çiziyor. Kontroller inanılmaz derecede rahat ve hareketler hemen
öğrenilebilecek biçimde tasarlanmış. Hemen her hareketin bir korunma yöntemi ve
kontra vuruşu mevcut. Dövüşürken karar verebilme konusunda üst düzeyde olan
oyun, uzaktan değil sürekli yakın mesafeden dövüşmeyi zorunlu kılıyor. Bu da
gerçekçiliği arttırıyor. Her dövüşçünün 70 adet vuruş, fırlatma, kombo
hareketleri var. Kıyafet konusu ise tam bir cümbüş. Her karakterin sayısız
kostümü var. Özellikle bayan karakterlerin gittikçe daha da azalan kumaş miktarı
ile gözleri tersine çeviren bolca kıyafetleri mevcut. Elbette bunları açmak için
dövüşleri kazanmak lazım. En iyi yol senaryo modunu defalarca bitirmek. Çünkü
senaryo modu hem kısa sürüyor hem de bitirdiğinizde bir adet kıyafet açılıyor.
Dövüş arenaları ise hiç görmediğiniz tarzda. Her arena çoklu katlardan
oluşuyor, rakibinizi yuvarladığınızda veya fırlattığınızda dövüşe o katta devam
ediyorsunuz. En güzeli ise arenaların her zaman kare olacak diye bir şartı yok.
Bazen arenalar “L” şeklinde ya da uzun koridor şeklinde olabiliyor. Hatta kimi
zaman bir asma köprüde dövüşüyorsunuz ve aşağı düşmek farz oluyor. Arenaların
bir diğer özelliği ise pek çok ayrıntı ile donatılmış olması. Mesela arka sokak
arenasında etraf tellerle çevrili, Afrika arenasında her yer hayvanlar ve
kayalarla dolu. Bazı haritalarda ise dokunulduğunda elektrik veren platformlar
var. Burada önemli olan çevredeki cisimleri kullanarak düşmanınıza daha fazla
hasar vermek. Mesela düşmanınızı duvara yaslayıp tekme attığınıza iki kat daha
fazla gücünü götürüyorsunuz. En güzeli ise Afrika haritasında düşmanınızı filin
yanına atmak. File çarpan düşman en az duvara çarpmış kadar hasar alıyor.
Görsellik üst düzeyde
Dead or Alive Ultimate’ın grafikleri tek kelime ile mükemmel. Zaten Team Ninja
gibi Ninja Gaiden örneği bulunan bir gruptan böyle grafikler beklenirdi. Her
karakter çok detaylı, animasyonları harika. Üzerlerindeki kıyafetler ve saçlar
aldıkları hasarla veya yaptıkları hareket ile doğru orantılı savruluyor.
Bayanların havaya tekme atmasını eteklerinin açılmasından dolayı sevsek de her
hareketlerinde göğüs bölgelerinin fazlasıyla oynaması da hem güzel hem de
esprili bir ayrıntı. Arenalar zaten çok detaylı olduklarından başarı ile dizayn
edildikleri su götürmez gerçek. Kameralar da en az grafikler kadar güzel bir yol
izliyor. Eğer sıkışacağı noktaya denk gelirse hemen oradaki duvar ya da cisim
transparan oluyor. Böylece görünüşte hiçbir eksiklik olmuyor. Grafiksel olarak
belki de tek eksik yan “kan” olmayışı ancak o da zaten oyunun yapısı gereği yok.
Oyunun sesleri, grafikleri gibi güzel denebilir. 5+1 sistemine destek vermesi
ise ayrı bir gurur kaynağı. Eğer bu sisteme sahipseniz oyunu oynarken çevre
seslerine hayran kalacaksınız. Örneğin sağ taraftan araçların geçtiği bir
arenada bir anda kamera döner de sola kayarsa araçların seslerinin etrafında
döndüğünü hissedince gerçekten o arenada bulunuyormuşsunuz gibi
hissedebiliyorsunuz. Özellikle arenadan arenaya değişen yankı çok başarılı.
Müzikler de ortama gayet uymuş.
DVD’yi çıkartmadan evvel
Dead or Alive Ultimate için ne söylesem az. Uzun süredir Xbox’ta oynadığım, Def
Jam ve Mortal Kombat’ın bir anda yerini bu aldı desem abartmış olmama sanırım.
Elbette kızlar ve onların dekoltelerinin etkisi oldu ama asıl oyunun
gerçekçiliği ve dövüş stili çok hoşuma gitti. Özellikle 2 DVD’lik set olarak
düşünülmüş bu oyunun çok yerinde bir taktik izlediğini ve ilk DVD’ye orijinal
DoA’ı eklemelerinin benim gibi eski SEGA fanatiği biri için ne kadar yüksek
anlam ifade ettiğini bilemezsiniz. Son sözüm şudur; eğer dövüş oyunlarını
seviyorsanız bir saniye bile düşünmeden bu oyunu alın.