Detective Pikachu filmini izledik
90’lar nesli olarak Pokemon markasıyla çok küçük yaşlarda tanıştık. Bu tanışma, kimimiz için o ünlü anime serisiyle, kimimiz için ise Nintendo konsollarında oyunlarıyla oldu. 90’lar nesli için artık nostalji sıfatı taşıyan Pokemon serisi, çok kez beyaz perdeye uyarlandı. Manga serisinin yanında oyunlarıyla da bizlere farklı hikayeler gösteren Pokemon, 2D animasyonlarıyla çoğunlukla kendi kitlesi için film üretti. Ancak geçtiğimiz dönemlerde duyurulan Detective Pikachu filmi ise ilk defa büyük kitleyi hedefleyen bir film olarak karşımıza çıktı. Klasik Pokemon hikayelerinden farklı olarak Pikachu’yu bu kez çok farklı bir maceranın içerisine atan yapımcılar, ünlü Pokemon’umuzu ana karakterimiz olan Tim ile konuşturma kararı almış. Şimdiye kadar bize gösterilen hikayelerde ana karakterimizle Pikachu’nun konuşarak anlaştığını görmemiştik. Bu nedenle Detective Pikachu filmi, bu sebepten dolayı Pokemon evreninde çok ayrı ve özel bir yer edinecektir.
Detective Pikachu filmini izledik
Filmin hikayesi, ana karakterimiz olan Tim’in babasının kaybolmasıyla başlıyor. Ryme City olarak adlandırılan şehirde Pokemon’lar ile insanlar birer partner olarak yaşıyor. Detective Pikachu karakteri ise ana karakterimizin babasının polis partneri olarak filmde yer ediniyor. Babasının kayboluşunun ardından kendilerini çok farklı bir hikaye gidişatının içerisinde bulan Tim, Pikachu ile birlikte sonu çok bariz olan bir maceraya atılıyor. Filmde yetişkinlere hitap edecek herhangi bir hikaye detayı maalesef yok. Genel olarak çocuklara hitap eden bir hikaye yazan senaristler, bu yüzden pek bekleneni verememiş. Şahsen ben filmden daha oturaklı ve esprili bir Pikachu bekliyordum. Ancak tam tersi olarak Disney’in gençlik filmlerinden hallice bir karakterle karşılaşınca, biraz hayal kırıklığına uğradım.
Filmin oyunculukları ise maalesef yeterli olamamış. Justice Smith’e büyük bir rol veren yapımcıların yanlış bir oyuncu seçimi yaptığını düşünüyorum. Karakterin yanına eğlenceli, sıcakkanlı ve fırlama bir Pikachu koyan yapımcıların Justice Smith’i neden bu kadar soğuk bir şekilde ekrana yansıttıklarını merak ediyorum. Ne bir eğlenceli anda, ne de bir dram anında Justice Smith, beklenen duyguyu seyirciye yansıtamıyor. Yan karakterlerimizin oyunculukları da maalesef pek üst düzey değil. Ancak filmde yardımcı rollerde bulunan Ken Watanabe ve Bill Nighy gibi oyuncular, filmin oyunculuk kalitesini yükseltmeyi başarmış.
Filmin animasyon kalitesi ise bekleneni fazlasıyla veriyor. Pokemon’ların 2D halinin 3D’ye çevrilmesi başarıyla yapılmış. Her bir Pokemon için tek tek uğraşan yapımcılar, şimdiye kadar gördüğümüz (grafiksel kalite anlamında) en kaliteli 3D Pokemon filmini ortaya koymuşlar.
Her bir Pokemon’un sesini seriye sadık kalarak filme ekleyen yapımcılar, bu konuda bizden tam puan aldı. Özellikle Pikachu karakterinin animasyonları, tek kelimeyle mükemmel olmuş. Detective Pikachu filminin müziklerinin de en az filmin animasyon kalitesi kadar iyi olduğunu söyleyebiliriz. Eski animasyon serisinde duyduğunuz tınıları filmde duymak, oldukça hoşunuza gidecektir.
Sona geldiğimizde Detective Pikachu filmini, eğer hayvanat bahçesi misali Pokemon seyretmek için izleyecekseniz, film beklentinizi karşılayacaktır. Ancak filmden herhangi bir hikaye gidişatı, karakter gelişimi, belli seviyede espri düzeyi veya arka plan hikayesi sağlam kötü karakter bekliyorsanız, Detective Pikachu’nun sizi hiç tatmin etmeyeceğini söyleyebilirim.
Artık Pokemon yapımcılarının, bu markayı takip eden kitlenin çocuk olmadığını, aksine erişkin bireylerin bu markayı ayakta tuttuğunu bilmesi gerekiyor.