Dragon Ball: The Breakers inceleme: Oyun daha önce Dead By Daylight, Friday 13th ve Evil Dead: The Game gibi çeşitli örneklerini gördüğümüz katilden kaçıp hayatta kalma türünü, anime hayranlarına uygun bir biçimde hayata geçirmek üzere tasarlanmış bir oyun.
Dragon Ball: The Breakers inceleme / PC
Dragon Ball serisinin ünlü kötü karakterlerinden kaçıp kurtulmaya çalışan siviller olarak oynadığımız Dragon Ball: The Breakers ne kadar iyi olmuş, formül animeye ne kadar uyumlu, uzun süre oynayıp sıkılmayacağımız bir oyun olmayı başarmış mı, gelin birlikte inceleyelim.
KAMEHAMEHA!
Dragon Ball serisini izlememiş olsanız bile Son Goku, Vegeta ya da Krillin gibi karakterleri mutlaka görmüş olmalısınız. O karakterlerin hepsini unutun, bu oyunun başrolünde daha zayıf kişiler bulunuyor. Bahsettiğimiz karakterler Yamcha gibi kendi klasmanında güçlü sayılabilecek tipler de değil, hiçbir dövüş yeteneği ya da gücü olmayan siviller. Günlük yaşamını sürdüren insanlar bir anda güçlü düşmanların saldırısı altında kalınca, diğer sivillerle iş birliği yaparak hayatta kalmaya ve mümkünse saldırganı geri püskürtmeye çalışıyorlar.
Dragon Ball serisini takip etmişliğiniz varsa, zaman yolculuğu konseptinin yeni bir şey olmadığını biliyorsunuzdur. Burada da alternatif zaman dilimleri var ve normalde bulunmaması gereken kötüler bu zaman dilimlerini tehdit ediyor. Raider adı verilen kötüler, seriden de tanıdığımız Frieza, Cell ve Majin Buu’dan oluşuyor. Hayatta kalmaya çalışanlar ise kendi oluşturduğumuz sivil karakterler ve Bulma gibi serinin güçsüz yan karakterleri.
Raider’ın ne kadar güçlü olduğu ve takım çalışmasına ne kadar yatkın olduğunuza bağlı olarak sağ kurtulmak için yapabileceğiniz üç farklı seçenek mevcut. Etrafta dolaşıp çeşitli cihazları aktif hale getirecek anahtarları bulmak ve sonunda zaman bozulmasını düzeltecek cihazı çalıştırmak. Etrafta gezerken bulduğumuz enerji küpleri ve ejder topları ile Raider’a karşı koymak ve bir ihtimal onu etkisiz hale getirmek de seçeneklerden birisi. Son olarak cihazın başarısız olması durumunda kaçış kapsülüne binip, diyarı terk etme şansımız var.
Oyun aslında eğlenceli bir sisteme sahip. Aşırı güçlü ve uçma yeteneğine sahip bir düşmana karşı zayıf bir tabanca ve ufak tefek yetenekler ile hayatta kalmamız gerekiyor. Amacımız ise zamandaki bozulmayı düzeltecek cihazları aktif etmek. Sahip olduğumuz yetenekler ve etrafta bulduğumuz cihazlar kötüleri durdurmaktan çok, kaçmak için zaman kazanmamıza yarayacak türden. Uzağa kaçmamıza yarayan bir kanca, yükseğe fırlatan bir trambolin ya da düşmana az miktarda hasar veren roketler var. Dragon Change için seçtiğiniz karaktere göre alabileceğiniz bazı özel yetenekler de var tabi.O konuya sonra değineceğim.
Raider karşısında hayatta kalmaya çalışmak aslında eğlenceli, kalp atışları hızlanan karakterimiz ile uygun bir yere saklanıp, bizi görmeden geçip gitmesini umuyoruz. Eğer sivil olarak Oolong’u seçtiysek kılık değiştirip etraftaki bir nesne gibi gözükebiliyor ve bizi görmemesini umuyoruz ya da Bulma ile kısa süreliğine sersemleştirebiliyoruz. Raider karşısındaki çaresizlik hissini ve kaçış heyecanını çok güzel yaşatıyor.
Fakat karakter kontrollerinin zayıf olması ya da kameranın karaktere yetişememesi gibi durumlar yüzünden düşman ellerine düşmek mümkün. Raider çok yakınımdayken harika bir kaçış planı yapıp, kameranın düzgün takip edememesi yüzünden kendimi alakasız bir yerde bulmam ve Raider’ın tepeme binmesi çokca başıma gelen bir durum.
Aşırı güçlü kötüler karşısında tamamen savunmasız değiliz, Dragon Change adı verilen bir güç ile kısa süreliğine karakterimiz güçlenip Raider ile dövüşebilecek seviyeye geliyor. Bunun için etraftan topladığımız enerji küplerini biriktiriyor ve 3 farklı seviyeye sahip olan Dragon Change’i kullanarak kahramanların güçlerine sahip olabiliyoruz. Burada seçtiğimiz kahramanın özel yeteneklerini kullanmak mümkün ama tek başınıza onu durdurabileceğinizi sanmayın. Seviyeler eşit bile olsa karşınızdaki çok daha güçlü bir düşman ve dönüşüm yalnızca kısa bir süreliğine kullanılabiliyor. Ardından tekrar kullanmak için beklemek gerekiyor.
Dragon Change güzel bir özellik ama kameranın basit bir sivilken bile ne kadar iyi olduğunu düşünürsek, havada uçup düşmanı kovalarken neler yaptığını hayal edebilirsiniz. Birebir dövüşler genellikle saldırı ve kaçış tuşlarına rastgele basıp rakibe denk geldiğini umarak geçiyor. Tüm ejder toplarını bir araya getirip 4. seviye dönüşüm geçirmediğiniz sürece Raider’a tek başınıza kafa tutmanız mümkün değil, bunun yanında zayıf dövüş sistemi saldırıların biraz şans işi olması da eklenince dönüşüm etkileyiciliğini kaybediyor. Takım olarak saldıramıyorsanız dönüşümü kaçmak için kullanıyorsunuz.
Over 9000
Şimdiye kadar hep zayıf sivillerin oynanışından bahsettik, bir de diğer tarafa bakalım, serinin kötü karakterlerini kontrol ettiğimiz Raider sınıfına. Elimizde ilk formları ile başlayıp, mükemmel formlarına dönüştürebileceğimiz 3 farklı karakter bulunuyor, Frieza, Cell ve Buu. Her karakterin saldırı şekli ve yetenekleri farklı olsa bile amaçları aynı, tüm sivilleri öldürmek.
Raider olarak etrafta gezip binaları yıkıyor, sivilleri bulup makinayı aktif hale getirmeden öldürmeye çalışıyorsunuz. Bu sırada çeşitli NPC sivilleri yakalayıp öldürerek karakteri güçlendirip bir sonraki aşamaya getirmek de mümkün. Oyunculardan birini öldürüp evrim geçirdiğinizde haritanın bir kısmını ortadan kaldırıp, içindeki herkesi öldürmek gibi bir yeteneğiniz de var.
Raider olarak oynamak, sürekli Dragon Change açmış sivil ile oynamaya benziyor, istediğiniz gibi uçup kurbanınızı arıyor, taş üstünde taş bırakmıyorsunuz. Karşınızdaki oyuncular hızlı bir şekilde güçlenip ortak saldırılar düzenlemediği sürece yenilmez bir karakteriniz var. Fakat yine dövüş sisteminin zayıf olması ve kameranın kafasına göre hareket etmesi yüzünden sıkıntılar devam ediyor. Gerçekten oyunda ne zaman dövüşe girsem Dragon Ball Xenoverse 2 ya da FighterZ oynamak istedim.
Raider hakkında daha fazla şey anlatmak isterdim, her karakterin yetenekleri, neler yapabileceği gibi konuları konuşmak isterdim ama oyunda Raider olmak çok zor. Tercih edilen karakteri Raider olarak seçseniz bile rastgele bir oyuna giriyorsunuz ve neredeyse hiçbir zaman Raider olmuyorsunuz. Toplam 8 kişi ile oynanan bir oyunda hep Raider olmayı beklemiyorum zaten ama 3.5 saat boyunca bir kere bile Raider olamadıysam bu sistemde bir sorun var demektir.
Daha önce betayı oynamamış olsam Raider karakterler hakkında neredeyse hiç fikrim olmayacaktı. Oyunda geçirdiğim sürenin neredeyse hepsi (yaklaşık 10 saat ayırdım) sivil olarak Raider’lara karşı oldu. 2 kere Raider olma şansı yakaladım, birinde öyle bir takım geldi ki ben karakteri oynamayı çözene kadar beni öldürdüler. Diğerinde artık elim alıştığı için neler yapacağımı bilerek oynadım ve keyif almayı başardım.
Oyunda yalnızca 3 Raider olması ve bazı yetenekler hariç aşırı fark olmaması biraz canımı sıktı. Daha fazla yorum yapabilmek isterdim ama dediğim gibi, fazla yorum yapacak kadar oynayamadım Raider tarafını.
Ejder Gacha Topları
Dragon Ball: The Breakers ücretsiz bir oyun değil, dünya genelinde 30 dolardan satışa çıkmış bir oyun ve ülkemizdeki satış fiyatı 300 TL, en azından kur güncellemesi yapılmadıysa hala bu şekilde. İçerisinde 3 farklı harita bulunuyor ama bunların görsellik dışında bir değişikliği yok. Kendi karakterinizi oluşturmanın yanı sıra Bulma ve Oolong skinleri ile oynayabiliyorsunuz. Ücretsiz olarak gelen Season Pass’i 50. seviye yaparsanız serinin çoğunda gözüken çiftçiyi de skin olarak kazanıyorsunuz.
Oyunda bir de gacha sistemi var. Ülkemizde Genshin Impact ile iyice tanınan, uzak doğuda mobil oyunların en sevdiği sistemlerden biri olan gacha sistemi, belirli bir havuz içindeki şeylerden rastgele birini kazanmak üzerine bir sistem. Karakterinizin Dragon Change formunda Vegeta’ya özel bir yetenek ve kıyafet kullanmasını mı istiyorsunuz, hemen giriyorsunuz dükkana ve şansınızı deniyorsunuz. Yamcha mı geldi, olsun, basın parayı bir daha deneyin. Oyunu oynayarak kazandığınız paraları burada harcamak ya da yetenekleri geliştirmek gibi seçenekleriniz var. Hem yetenek geliştireyim hem de karakter düşüreyim diyorsanız kredi kartınızı kullanabilirsiniz.
Gacha sistemini rahatsız edici bulmuyorum, mobil oyunlarda oyuncuyu daha fazla oynamaya ve belki de ödeme yapmaya itiyor ama sonuçta ücretsiz bir oyun oynuyoruz, çok gerekli olmadıkça ekstra bir para ödemek zorunda değiliz. Oyuna para verdiğimizde ise düşüncem “Ben 30 dolar verdim bu oyuna, neden 3 yıldız Yamcha seti için ekstra para ödüyorum” şeklinde değişiyor. Zaten oyuncu sayısı belli, cross-play yok, cross-region yok, maç bulması duruma göre uzun sürüyor, üstüne bir de kısa süre kullanabileceğim yetenekler için niye şans oyunları oynuyorum?
Karakter kıyafetlerini ve bazı animasyonları özelleştirmekte kullanabileceğimiz şeyleri satan bir dükkanımız da var. Buradaki ürünleri de yine oyun içi para ile ya da premium para birimi ile (kredi kartı demenin kibarcası) alabiliyoruz. Tabi ki “şu çok güzelmiş” dediğiniz her şey yine premium para birimi ile alınabiliyor. Ben oyunlarda bu tür şeylerden sıkıldım, hem para ödeyip hem de içerikleri için ayrıca para ödemek büyük bir eksi. “Battle Pass var, ücretsiz premium para veriyor” denebilir ama aşırı grind isteyen bir kısım ve zaten o para bile az.
Oyun tamamen şansa bağlı, iyi takım arkadaşları gelecek, aradığınız eşyaları şans eseri bulacaksınız ve rakip de iyi oynayacak, o zaman gerçekten eğlenceli ve mücadele dolu bir maç yaşıyorsunuz. Gerçekte ise ya rakip çok kötü oluyor (çünkü muhtemelen 10 saattir survivor oynuyor) ya da takım arkadaşlarınız son ejder topunu size vermek yerine 1 seviye Dragon Change ile düşmana saldırmaya karar verip planları hiç ediyor.
Sonuç
Dragon Ball: The Breakers F2P bir oyun olarak gelse ve şu an sunduklarını vaad etse “hiç olmazsa ücretsiz, denerseniz pişman olmazsınız” diyebilirdim. Animeyi izlememiş olsanız bile oynanışı eğlenceli olduğundan keyif alabileceğiniz maçlar ortaya çıkması mümkün. Ama 30 dolar ya da 300 TL verip alacağım oyundan beklediğim performans bu değil. Yahu oyunda düzgün bir tutorial bile yok, çoğu şeyi oyun sırasında deneyip öğreniyorsunuz, düşen karakter yeteneği iyi mi kötü mü anlamaya vakit bile kalmıyor!
PC’de sorunsuz bir şekilde oynadım, takım olarak oynadığımız maçlarda eğlendim, animeyi seven biri olarak görsel stili hoşuma gitse de haritaların bomboş olmasını sevmedim. Ben Dragon Ball seven bir oyuncu olarak oyundan bir süre sonra sıkıldım. Gelecek içerik güncellemeleri ile doldurur, daha fazla seçenek sunarlarsa dönüp oynarım ama şu haliyle 10 saat oynamak bana yetti. Büyük bir arkadaş grubu ile, herkesin kavga gürültü oynayabileceği çok eğlenceli bir oyun olabilir ama bunun için bile 30 dolar verilir mi tartışılır.
Dragon Ball seviyorsanız, katilden kaçıp hayatta kalmaya çalıştığınız tarz size göreyse, oyuna 300 TL ve istediğiniz karakterler için daha fazlasını ödemek rahatsız etmiyorsa bu oyunu önerebilirim. Bunun dışında kalan insanlara oyunu indirimde bile önermekte zorlanıyorum çünkü oyuncu kitlesinin az olacağını şimdiden görebiliyorum. Hiç olmazsa diğer konsollar ile oynayabilseydik, cross-region lag yüzünden yapılmamış olabilir ama cross-play olmalıydı.