Kaç sene oldu DVD teknolojisi hayatımıza gireli, bilen var mı? Yaklaşık olarak yedi sene geçmiş ilk yüksek çözünürlüklü görüntü, sıkıştırma oransız yapımlar evimizde bizimle buluşalı. 1996 yılında Sony ve Philips işbirliği ile baskıya girdiği kabul ediliyor. Gerçi komik olan DVD’nin araştırılmasına 1980 senesinde başlanmış olması. On altı sene gerçekten büyük bir rakam. Hele ki teknoloji için iyice yaşlanma devri denilebilir.
Öncelikle bu yazının kaleme alınma amacına gelelim.
Yaşadığımız bir tartışma gösterdi ki DVD sadece “depolama birimi” olarak görülmekte. Birkaç GB veryi içine tıkabileceğimiz basit bir ortam sanılıyor. Ama malesef ki iş öyle değil. Evet, kalitesi bozulmadan görüntü ve ses kaydı yapılabiliyor DVD üzerine fakat aynı veriler yazılım ya da oyun ise ne olacak? Ses ve videolarda görüntü kesintisi için her DVD yazıcı sahibi oyunu yeniden mi kodlamak isteyecek?
Tamam, karışık olduğunu kabul ediyorum daha baştan itibaren. Bu açıdan, önce DVD teknolojisini biraz açıklayalım, ardından da yöntemleri ve teknolojinin gerçekliğini biraz tartışalım.
Bir de unutmamamız gereken şu var ki DVD teknolojisi hala emekleme aşamasında. Sony’nin üçüncü nesil DVD medyaları ve “Blue Ray” (Blu-Ray) adını verdiği özel okuyucusu ile yeni denizlerde DVD adı korunarak ilerlenecektir. Çok daha büyük alanlar, çok daha kaliteli görüntüler ve sesler için hazırlıklı olmamız gerekiyor yani.
Bu yüzden şunu da ekleyeyim. Bu yazıda sözü geçen teknolojiler, çeşitli deyimler, teknikler ve bilgiler kısmen teknolojinin sahiplerinden (Sony, Thomson Technologies, Philips, Disney Studios), bir kısmı bu teknolojiyle yaşayan sitelerden (Adrenaline Vault, ToTheGame, 3Dgamers, Gamespot) ve kişisel yorumlar ile önermelerden bir araya toplanmıştır. Hata tabi ki olacaktır, bunun için şimdiden özür diliyorum. Daha öte bir tarihte tekrar ele alınabilinecek bir konu var karşımızda zaten.
DVD ne demek?
İki farklı tanımı var. Digital Versatile Disc ve Digital Video Disc. Dijital çok yönlü ortam ya da dijital video ortamı. Yani yapılış amaçları az çok belli olan bir medya.
DVD teknolojisinin gösterimi;
Normal bir CD medyası gibi, DVD’te aynı ebatlarda, 12cm çapındadır. Özelliği ise daha kısa aralıklarla çizilmiş hatlara daha sık veriler saklayabiliyor olmasıdır. DVD’lerin her iki tarafına da veri yazılabilir ve böylece depolama alanı boyutu iki katına çıkarılabilir. Bu yüzden birçok filmin sinematik ve geniş ekran versiyonları farklı yüzlerde saklanır.
Bir de DVD teknolojisinin dağılımı konusu var.
Dünya bu konuda toplam altı bölgeye dağılmıştır. Her bölge kendi kısmına ait videoları alıp kullanabilir. İllegal yöntemler veya özel araçlar olmadan farklı bölgelerin medyaları da bir şekilde paylaşılabilir. Ama yasaklanmış olduğunu unutmamak gerekli.
Ve şimdi esas nokta; “DVD Oyun” nedir? Var mıdır? Kelime oyunundan mı ibaret?
DVD teknolojisine baktığımızda aynı medya üzerine kaydedilmiş seçilebilir(!) DTS, AC3, DD, Stereo gibi ses formatları, 16:9, 4:3, 1:6:6 gibi rakamlarla ifade edilen video gösterimleri, farklı kamera açıları, en yüksek kalitede çıktılar gibi veriler elde ediyoruz.
Peki ya DVD(!) oyunlarda?
DVD üzerine yazılmış oyunlardan en bilindik örnekler Metal Gear Solid II, Silent Hill III, Yager ve Pro Evolution Soccer III olsa gerek şu günlerde. Bunların hepsini alın, daha sonra da DVD olmayan versiyonlarına bir göz atın. Hiçbir fark bulamayacaksınız. Peki bunun sebebi nedir? İşte bunun sebebi, benim savunduğum tezin teknolojiyle gelen cevabıdır. DVD oyun yoktur, DVD medyaya yazılmış oyunlar vardır.
Yükleme alanlarına baktığımızda, aradaki garip veriler de insanın gözünden kaçmıyor. Mesela Silent Hill III aldığımızda yükleme alanı hem DVD, hem CD versiyonlarında aynı. Bazı dosyalar CD versiyonda eksik ama oyunda zerre kadar fark yok. Demek ki bazı dosyalar gerçekten gereksiz ama var gibi?
Mesela bir diğer örnek Metal Gear Solid II. DVD sürüme bakarsanız tamamiyle açılmış, sıkıştırmasız veriler bulabilirsiniz. Nasıl mı anlayacaksınız? Oyunu tam sürüm kurun ve kurduğunuz klasördeki dosyalarla ve boyutlarla DVD içindekileri karşılaştırın. Şaşırdınız mı? Oyun tamamen yüklenmiş gibi işle yapıyor. Yüklendikten sonra açılan dosyalar zaten aslında varolan dosyalar. Yani yükleme ara yazılımı size zaten varolan 4GB kadar dosyayı tekrar yaratmaya yarıyor.
Bu kadar yüklenmek yeter, bizim hatalarımız neler bakalım?
Şurası bir hata ki tek bir kelime oyunu üzerine gitmemek lazım. DVD oyun ve DVD medyaya yazılan oyun. Bunun için şöyle bir örnek vermek istiyorum. Bir süre önce hemen hepinizin bileceği Divx formatı hakkında bir tartışma çıktı. Benim savunmam, Divx’in sadece ilk anlamında kullanılabileceği idi. Karşımdaki savunma ise VCD filmlerin bile gerekli çözücü kullanılarak Divx haline getirilebileceği.
Evet, çözücü yazılım kullanılarak VCD filmler Divx okuyucularla okunabilecek hale getirilebilir. Ama burada bir detay var. Divx’in çıkış sebebi, DVD kalitesinde filmi tek CD’lik bir medyaya sıkıştırabilmekti. Yani aslında karşı taraf tamamen kelime oyununa dayanmış, haklı çıkmaya çalışıyordu.
Bu konu ile ilgili attığım ilk mektuba gelen cevap (Sony Europe), DVD’nin veri depolama dışında bir anlamı olduğu ve bunun üzerine bir yazı hazırlayabileceğimdi. Haklılar ki ben de öyle yapmayı konu dile geldiği andan beri amaç edinmiştim. Eğer teknolojiye saygı duyuyorsak da zaten ve insanları kelimeleriyle değil düşünceleriyle karşılamayı öğrenirsek de ne dediğimiz açıkça anlaşılacaktır.
Başka sorunumuz nerede? Sorun şu ki DVD’nin teknolojisi ile oyun teknolojisi çok az noktada kesişiyor aslında. Evet, ses olanaklarının kullanılmaması saçma, oyunlardaki altyazıların seçilebilir olmaması da bir garipsenme olarak yerleşiyor kafalara. Ama bunlar bir yana, oyunları farklı açılardan oynamak, videolar oynarken açı değiştirmek gibi farez istekler de yapmamak lazım.
Ortak karar veren bazı siteler (adı geçen oyun siteleri) ise firmaların aslında DVD medya ile CD medya arasında fark görmediğini, maliyetleri eşit olduğundan dolayı DVD tercihi yapıldığını söylüyor. Yani CD ile DVD arasında sadece gene bizim dediğimiz gibi zerre kadar fark yok.
Dememiz şudur ki, DVD oyun yoktur. Ama reel manada yoktur. Yoksa laf çevirilerek, bin türlü kılıfa sokularak herşeyi gerçekleştirmek mümkündür. Teknoloji izin verir, her şeye izin verir. İnsanlar da her şeyi yapabilecek beyine sahiptir. Fakat verdiğim örnek gibi, her materyalin bir kullanma şekli, çıkış amacı olduğunu unutmamak gerekli.
Peki amacından sapmışsa ne olmuş, hata mı etmiş?
Etmemiş tabi ama kabullenmemek ve bunun üzerine fütursuzca yorum yapmak insanı yanlış fikirlere saplayabilir.
Mühim olan takibinden kopmamaksa devinimin, yakın zamanda gerçek DVD oyunları da bulabiliriz. En büyük arzumdur ki Myst serisinin yeni oyunu her tür açıdan, her tür ses formatında DVD olarak çıksın ki ağız tadıyla oynayabilelim.
Bekleyelim, belki piyango bizim isteğimize düşer.