Oyun piyasasının en güçlü ve köklü firmalarından EA’nın Atina’da düzenlenen toplantısında yerimizi aldık. Türkiye’nin en ciddi oyun ithalatçılarından biri olan Aral İthalat’ın katkılarıyla katılım sağladığımız ve tam gün süren fuarda, EA’nın yapımlarına yakından göz atma fırsatı elde ettik. Gördüklerimizi aktarmaya başlamadan önce bizi havaalanında bekleterek ve her türlü zorluğu çıkararak kendi bildiğini okuyan pasaport görevlisine hiçbir sevgi ve saygı sözcüğü içermeyen bir selam gönderiyorum.
İlk olarak EA’nin birçok alanda güçlü yapımlarla saldırıya geçeceğini gördük. Hemen her oyun türünde iddialı yapımlarla EA, pazardan büyük bir pay kapmaya çalışıyor. EA bu kadar alanda birden mücadele ederek başarıyı ne derece yakalar, onu tam olarak kestirmek mümkün değil. Oyun fuarı için fazla ciddi olan bir otelde EA’nin bu amaç doğrultusunda geliştirdiği projeleri inceledik. Büyük ekranlara kurulu konsol ve PC’lerde FIFA 08, NBA 08, Medal of Honor Airborne Wii versiyonu, Need for Speed: ProStreet, Half-life Orange Box ve Crysis’i oynadık. Yapımcılarla oyunlar hakkında konuştuk, gördüklerimizi oyuncu arkadaşlarla paylaştık.
WOW’A RAKİP
EA’nin bir diğer hedefi kitlesel çılgınlığa dönüşen World of Warcraft’a rakip çıkarmak. Bu amaçla oyuncuların takdirini kazanmış Warhammer serisinin, Warhammer Online: Age of Reckoning ismiyle karşımıza çıkacak yeni oyununu yakından gördük. Grafik olarak oyun Warcraft 3’ün sanat tasarımına fazlasıyla yakın. Bunun dışında oyun içinde birçok oyuncuyu etkileyecek türde görev ve dev savaşlar mevcut. Ancak gördüğümüz kadarıyla WOW hayranı birinin o dünyadan kopup Warhammer’e geçmesi biraz zor. Ancak MMORPG dünyasına adım atmak isteyen yeni oyuncular için Warhammer iyi bir başlangıç olabilir.BURUK BİR GOL SEVİNCİ
Bu yılın en flaş isimlerinden Hellgate London’ı bizzat görme şansını yakaladık. Oyunun bitmiş halini yapımcılar 45 dakika boyunca bizlerle paylaştılar. Bugüne kadar izlemiş olduğumuz Helgate London videolarının hepimizin iştahını kabarttığı bir gerçek. Özellikle yüksek çözünürlükte izlediğimiz videolar bir dönem Blizzard’ın Warcraft ile gerçekleştirdiği eşsiz görsel şöleni hatırlatmadı değil. İblis, şeytan ve vampirlerin Londra sokaklarını talan ettiği birbirinden güçlü karakterlerle savaştığımız oyunun oynanabilir haliyle karşılaştığımda, durumun değiştiğini üzülerek söylemeliyim. Oyunda birçok sınıf bulunmakta. Büyücü, keskin nişancı, savaşçı, mühendis gibi sınıflar boy, kilo ve saç gibi birçok özellik katılarak kişiselleştirilebiliyor. Ardından oyunun birçok bölümünü farklı bir karakterle oynadık. Üçüncü gözden ilerleyen oyunda sağdan soldan üzerinize saldıran birçok canavarı seri fare hareketleriyle ortadan kaldırmanız gerekiyor. Düşmanları öldürdükçe de seviye atlıyorsunuz. Oyunun tüm mantığı bu. Tekdüzelik ve birçok düşmanla mücadele etmek kısa sürede sıkıcı hale geliyor. Her ne kadar sınıfların farklı özellikleri olsa da, bu özelliklerin oyun içerisinde fazla bir etkisi olmuyor. Küçük düşmanları tek hamleyle, büyükleri iki ya da üç hamleyle öldürüp bir süre sonra bölüm sonu canavarını da özel güçlerimizle ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu tarz hack’n slash oyunlar bence çoktan ömrünü doldurdu. Fakat oyun piyasada tutunacaktır. Diablo tarzı oyunlar (her ne kadar beğenmesem de) kolay oynandığı için ve uzun süredir de bu tarz bir oyun yapılmadığı için kullanıcılar tarafından beğenilecektir. Yine bana göre beklentilerin çok altında bir yapım. Bu olası başarı buruk bir gol sevincinin ötesine geçemeyecektir.
YENİ GEARS OF WAR
Çok kısa bir videosunu izlemiş olsak da bence Army of Two bu senenin Gears of War’u olmaya aday. Gears of War’un iki kişi için tasarlanmış ve adamların çok daha atletik olduğu bu yapım, görsellik ve İnternet üzerinden sağlayacağı avantajlarla bence devrim yaratacak. Orange Box’ın içinde yer alan Half-life 2: Episode Two’nun ve Need for Speed: ProStreet’in biraz sönük kaldığını söylemeden geçemeyeceğim. Görsel olarak Episode Two ilk oyunun hemen hemen aynısı. ProStreet’deki hasar modellemesinin de çarpma hızına göre hafif, orta ve ağır olarak birkaç kademede gerçekleşmesi fazla yüzeysel kalmış.
Genel olarak bakıldığında böyle bir organizasyon çok daha başarılı olabilirdi. Hiçbir masraftan kaçınılmayan organizasyon daha çok Yunanistan distribütörünün boy gösterisi şeklinde geçti. Fuarda yaşadığım en büyük aksaklık, oyunlar hakkında bilgi verecek elemanların eksikliği, hatta neredeyse hiç olmamasıydı. Bu düzeyde uluslararası bir buluşmada teknik bilgi almak için mücadele etmek yaşamamız gereken son şeydi. Yunanistan’ın orijinal oyun kullanımı ve korsan düzeyi ülkemize göre fazla bir olumlu tablo çizmiyor. Yakın bir zamanda çok daha profesyonel bir organizasyonla bu fuarın kat be kat iyisini ülkemizde görürsek şaşırmayın. Şimdiden bu tüyoyu sizlerle paylaşalım.