Gençlik yılları en deli dolu zamanlarımız, kanımızın kaynadığı dönemlerdir. Arkadaşlarımızla güzel vakitler geçirir, vücudumuzun izin verdiği kadar doyasıya eğleniriz. Özellikle tatil dönemi geldiğinde, arkadaşlarımızla ayrı olarak tarile çıkmanın keyfi de bir başkadır. Mümkünse yanımızda kız arkadaşımız ve en yakın dostlarımızla doyasıya eğlenir, nereye gittiysek gidelim orası bizim için bir cennettir.
Peki bu denklemin tatil etmenini biraz değiştirelim. Doğal olarak ülkemiz sınırları içinde değil de, tropik bir adada tatil yapmaya ne dersiniz? Siz, kardeşleriniz, kız arkadaşınız ve en yakın dostlarınız… Bilmediğiniz diyarlara çıktığınız bir yolculuk ne kadar güzel olurdu değil mi? İşte Far Cry 3 bizlere, bu masumane hayalin nasıl tam bir kabusa dönüşeceğini belki biraz abartıyla ama tüm çarpıcılığı ve etkisiyle gösterdi.
Deyim yerinde ise “şehir çocuğu” olan karakterimiz, insanın istese bile deneyimleyemeceği zorluklarla karşılaşıyor, bu yükün altında ezilmemek için değişiyordu. Hayatta kalmak için güçlü olmak zorundaydı. Çünkü adada güçlüler ayakta kalırdı. Karşılaştığımız düşmanlar kadar çevremizde bulunan doğal yaşam da bizler için ölümcül bir tehditti. Yaşamak için savaşmalı ve bu savaşı kazanmalıydı.
Adada bulunan herkes, bizlere şahsi çıkarları için yaklaşıyorlardı. İstediklerini karşıladığımız anda ise bize sırtlarını dönüyor hatta canımızı almaya çalışıyorlardı. Bunlar bize dostça yaklaşıp gerçek yüzlerini daha sonra belli eden insanlardı. Bir de Jason’ın düşmanlarına değinelim. Hepsi birbirinden deli ve bir o kadar da akılları başlarında olan “insanlardı”. Özellikle burada Vaas’ı belirtmeden geçemeyiz. Deliliğin kıyılarında yaşayan Vaas… Alice Harikalar Diyarı hikayesine ve hikayede bulunan karakterlere taş çıkartacak deliliğe sahip olan Vaas, bir nebze de olsa hayata bakış açımızı değiştiriyordu.
Ubisoft, 2012 yılında çıkan ve neredeyse bütün otoriteler tarafından yılın oyunu seçilen Far Cry 3’te bunları başarmıştı. Vaas’ın deliliği, Jason’ın karakter değişimi ve adanın güçlüye olan bağlılığı; bizleri tamamen başka diyarlara, belkide Alice Harikalar Diyarı’na taşımıştı. Böylesine büyük bir başarıdan sonra Far Cry 4’ün gelmesi ise su götürmez bir gerçekti.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Far Cry 4, tıpkı selefi gibi Ubisoft Montreal tarafından geliştirilmekte yani oyunun kalitesi hakkında endişelenmek için fazla bir sebebimiz yok. Açık dünya oynanışına sahip olan Far Cry 4, bizleri tropikal ormanlardan Himalayalar’ın karlı dağlarına bırakıyor. Far Cry 4 Himalayalar’da geçiyor çünkü kimliğine bürüneceğimiz ana kahramanımız Ajah Ghale, aslen Himalayalı. Ajah Ghale, annesinin son istediğini yerine getirmek adına memleketine gelir ancak burada kendini diktatör ilan eden hatta ülkenin parasına kendi resmini bastıran bir rejimle, çaresiz halk arasında patlak veren sivil savaşın tam ortasında bulur.
İlk olarak sizlere ana karakterimiz olan Ajah Ghale’i ve bizi bizden daha iyi tanıyan Pagan Min’i tanıtalım.
Ajah Ghale, Pagan Min’in yönetimine baş kaldıran ilk kişi olan Mohan Ghale’in oğludur. Ayrıca Mohan ile Pagan, aynı kadına yani Ishwari isimli bir kadına aşık olurlar. Bunun ardından Ishwari, Mohan’ı yani bizim babamızı seçer ve Pagan, olanlanların ardından Kyrat’a deliliğin ne demek olduğunu öğretmeyi kendine borç bilen birine dönüşür.
Ajah Ghale olarak Himalayalar’a annemizin son isteği üzerine gidiyoruz ancak sadece annemizin son isteği üzerine değil, henüz nedenini bilmediğimiz bir şekilde Pagan Min’in onur konuğu olarak gidiyoruz. Annemizin isteği üzerine henüz kendisini tanımadığımız bir delinin ardından anarşi ve kaosun kol gezdiği uçsuz dağların ülkesine geldiğimizde, her ne kadar bir Himalayalar vatandaşı olsak da, şehre bir o kadar yabancıyız. Biz Ajah Ghale olarak Pagan Min’i tanımayabiliriz ancak o, neredeyse bizi bizden daha iyi tanımakta. Anlayamadığımız bir biçimde bizi tanıyor ve bu bilgileri yeri geldiğinde alnımıza dayıyor. Bizim dünyamız yerle bir olurken ve kimliğimizi sorgularken, Pagan Min için ise sadece günlerden Cuma’dır. Psikolojik açıdan uç noktalarda yaşayan Pagan; eğlenceli, karizmatik ancak bir o kadar da sadist bir kişiliğe sahiptir. Katliamın tam ortasında, her yeri ceset kokusu ve kanın kapladığı bir mekanda sizlerle “ne olacak bu havaların hali” muhabbetine girebilecek bir kafadadır. Son olarak Pagan Min, Vaas’ın aksine tamamen psikopat bir karakter değil aksine yumuşak ve duygusal bir kişiliğe de sahiptir. Bu konuyu fazla deşmeden sadece sırtındaki ceketini annesinin uğruna giyiyor dersem ne demek istediğimi anlarsınız diye düşünüyorum.
Gelelim Far Cry 4’ün haritasına ve oynanış yapısına…
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
İlk olarak Far Cry 3’ün harita büyüklüğü benim için yeter de artar diyenlerdenseniz yazacaklarıma oldukça sevinebilirsiniz çünkü Far Cry 4’ün haritası, neredeyse Far Cry 3’ün haritasıyla aynı büyüklükte olacak. Aslına bakılırsa Far Cry 3’ün haritası epey büyük olduğu için bu oyuncular adına fazla bir sıkıntı çıkarmayabilir.
Haritanın görece büyüklüğü sizleri yanıltmasın, Far Cry 4’te tam anlamıyla yaşayan bir Himalayalar ile karşılaşacağız. Yani ortalık yerde dolaşırken köylüler sizden türlü olaylarla karşılaştıkları için yardım isteyebilir, yada yabani hayvan sürülerinin saldırılarına maruz kalabilirsiniz. Ayrıca Far Cry 4’te tam anlamıyla dolu bir dünyayla karşılaşacağız ve keşfedebileceğimiz mekanlar, Far Cry 3’e göre bir hayli fazla olacak.
Far Cry 4, seriye bir yeniliği daha ekleyecek. Karma Events denilen bu özellik sayesinde yerel halka yardım ettiğimiz yada onları Pagan’ın ellerine bıraktığımızda, oyunda bulunan “hayat” ve “kader” seçeneklerini derinden etkileyeceğiz. Artık Far Cry 4’te gerçek anlamda birden fazla son bulunacak ve bu karma sistemi, oyunun sonunu oldukça etkileyecek. Örnek verecek olursam artık Far Cry 3’teki gibi iyi son için A’ya kötü son için B’ye tıkla seçeneği olmayacak.
Malum Himalayalar’a çıkacağımız için Far Cry 4’te okyanuslar bulunmayacak ve bundan dolayı eğer aranızda köpekbalıklarıyla yüzmeyi sevenler varsa, Far Cry 4 sizin oyununuz değil çünkü okyanuslar olmadığı için köpekbalıkları da oyunda bulunmayacaklar arasında. Merak etmeyin, yine yüzebileceksiniz ve köpekbalıklarının yerine bu sefer iblis balıklarıyla ve bal porsuklarıyla dostluk(!) kurabileceksiniz. Son olarak Himalayalar’da bulunduğumuz için dağ tepelerinden rastgele bir şekilde çığ düşebilecek ancak oyuncular doğa ananın işine karışamayacak yani bu çığ olayları oyuncular tarafından ayarlanamayacak.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Far Cry 4’ün haritasından bahsettikten sonra özellikle oyuncular tarafından merakle beklenen fillere değinmeden olmaz. Far Cry 4’te fillerin, oyunda büyük bir etkileri olacak. Filleri istersek bir ulaşım aracı olarak kullanabilecek, istersek te bir yıkım aracı olarak kullanabiliriz. Tabii filleri sürmek sandığınız kadar kolay olmayacak çünkü filleri sürebilmek için o yeteneği açmamız gerekecek. Yeteneği açtıktan sonra filleri istediğimiz gibi kontrol edebilecek hatta oların gövdesiyle düşmanlarımıza karşı türlü saldırılar gerçekleştirebileceğiz.
Hazır fillerden bahsetmişken artık tek tehlikeli alan denizler ve karalar olmayacak. Himayalar’ın vahşi ve dağlık yapısından dolayı artık yukarıdan gelen kartalların ve şahinlerin saldırılarından da korunmak zorundayız. Yani gözünüzün önünde uçan bir dağ keçisi görürseniz bu oyunun bir hatası değil, onu pençeleriyle avlayan kartalın suçudur.
Far Cry 4’ün dünyası artık çok daha tehlikeli bir hale gelecek. Örnek verecek olursak dağların tepesine çıktığımızda yada soğuk suya girdiğimizde hipotermi olabilecek yada vahşi hayvanlar bizleri ısırdığında onlardan türlü hastalıklar kapabileceğiz. Anlayacağınız Far Cry 4’ün vahşi doğası, serinin bir önceki oyununa göre daha zorlu bununla beraber daha etkileşimli bir dünya olacak. Dahası, uçsuz dağların tepelerine yaklaştıkça oksijen oranı düşecek ve bu tepelere ulaşmak için yanımıza oksijen tüpü almamız gerekecek.
Far Cry 4’te bulunacak yaratıcı özelliklerden biri de, bazı sinematik sahnelerde olaya müdahale edebilecek olmamız. Tabii müdahale edip edemeyeceğimiz bize oyun tarafından söylenmeyecek ve bu interaktif sahneleri kendiniz bulmak zorundasınız. Ayrıca oyunda bulunan HUD ekranına dilediğiniz gibi müdahale edebilecek hatta tamamen kapatabileceksiniz. Böylece göz zevkinize göre bir Far Cry 4 oynayabilecek ve oyun zevkinizi arttırabileceksiniz.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Himalayalar’daki dikdatör rejimini sonlandıracağımız için, sadece yürüyerek Pagan Min’e karşı direnemeyiz. Bundan dolayı artık dağlara tırmanabilecek ve daha önce keşfedilmemiş yıkıntıları keşfedebileceğiz. Ayrıca Far Cry 4’te karşılaşacağımız yeniliklerden biri de Wingsuit olacak. Wingsuit ile dağların arasında süzülebilecek ve bizi kovalayan düşman gruplarını atlatabileceğiz.
Far Cry 4 ile gökyüzüyle olan etkileşimimiz hiç olmadığı kadar artacak. Oyuna eklenen Gyrocopter ile artık Pagan’ın adamlarını gökyüzünden avlayabilecek, kalelerini gökyüzünden fethedebileceğiz. Tabii Gyrocopter’i her yerde göremeyecek, sadece belirli alanlarda bu sevimli ve işe yarar aleti kullanabileceğiz.
Far Cry 4, bize vaad ettikleriyle seriyi gerçekten ulaşılması zor bir yere çıkartıyor. Ajay Ghale ile kendimizi tanımak ve annemizin son isteği doğrultusunda çıkacağımız bu yol, çok büyük gelişmelere gebe. Pagan Min, pek çok konuda Vaas’la karşılaştırılabilir ancak bana çizdiği portre ile Vaas’tan çok daha farklı bir karakter olarak görünmekte. Tabii ki Pagan Min’in terör estirdiği Himalayalar’ın durumu, anne ve babamızın geçmişi, Pagan ile olan bağımız derken Far Cry 4; an itibariyle gümbür gümbür geliyor. Bütün bu özelliklere rağmen Far Cry 4, oyuncuların gözünde beklenmeyen bir performans çizebilir çünkü oyuncuların, Far Cry 3 gibi bir oyunla tanıştıklarından dolayı serinin bir sonraki oyunu için iyiden iyiye beklentilerini yükseldi ve bu durum oldukça doğal.
Far Cry 4; PC, PS4, Xbox One, PS3 ve Xbox 360 sahipleri için geliştirilmekte. Oyun, 18 Kasım tarihinde bizleri Himalayalar’a doğru uzun bir yolculuğa çıkartacak.