Sinema/TV - Kritik

Fargo Sezon 2 Bölüm 2

Bazı teknik sorunlar yüzünden bu hafta incelemesi biraz gecikti, anlayışınız için teşekkürler.

Yazı Fargo dizisine ait sezon ayırt etmeksizin “sürpriz kaçıran” kaynıyor, izlemeden okumayın, kesinlikle izleyin (ve okuyun).

İlk bölümde oluşan pisliğin iyice yayılma sürecini izlemiş olduk. Bölüm 2’de aslında olayla çözülüyor gibi gözükse de bu olayları çözmekten ziyade olayları iyice çıkmaza sokacak. Betsy’nin o silahı bulması soruşturmayı genişletecek örneğin. Ölen kişilerden birinin Fargo’da bir hâkim olması da olayları büyütecek. Yani aslında olaylar çözülmedi, olaylar zinciri devam ediyor. Fargo’nun ilk sezonu da bu düzeyde ilerliyordu, çünkü Fargo demek olaylar zinciri demek.

Aslında Fargo demek bir kuruluşun bir bölgesi demek, Fargo Kuzey Dakota’da bir bölgenin adı. Dizide tahminimce karanlık işlerle, uyuşturucu muhtemel, uğraşan bir kuruluş var ve her bölgeye adıyla sesleniyorlar. Fargo ise bu kuruluşun önemli duraklarından biri. Kansas Şehri ise Fargo ile aynı kuruluşa bağlı olan bir başka durak. İlk sezon da Fargo ve diğer şehir isimlerini derken bunu kastediyorlardı.

Gördüğümüz üzere ise bu “kuruluş” Gerhardt ailesinin işlerini de kendi üzerlerine almak istiyorlar. Kuruluş bu aileye özerk yönetim teklifinde bulundu, ancak geçen inceleme bahsettiğim ailenin şefi kim olacak sorusu bu teklifi ikinci plana itti. Ailenin annesi yani Floyd teyze daha tecrübeli ve mantıklı olduğu için “seçim hükümeti” olarak kendini aday gösterdi. Ancak ailenin en büyük abisi Dodd hakkın kendinde olduğunu iddia ederek asi davrandı ve gergin ortamın oluşmasını sağladı. Annesi ile işleri kısa süreli annesinin idare edeceği konusunda anlaşmış gibi gözükse de Rye gibi işleri “nane” edecek gibi gözüküyor. Anne ise sandığımız kadar tecrübeliyse Dodd’a güvenilmeyeceğini biliyordur zaten, erken davranıp onu “aradan çıkaracaktır”. Floyd teyzemiz ise Kansas Şehri’nin teklifine sıcak bakıyor, ancak sezon 1’den edindiğim gözlemler sonucu ortada bir Gerhardt ailesi yok, Sioux Falls faciasından sağ çıkamamış olabileceklerini düşünüyorum. Çıkanlar da genç kesim ise bu işlerden uzaklaşmış, Türkiye’ye yerleşmişlerdir. (heheh, evet, espri yeteneğim bu kadar Fargo için..)

Bir diğer konu ise bu bölümün asıl sahnesi, Hank Larsson’un o gerilimli yol kesme sahnesi.
Benzeri bir sahneyi ilk sezon Gus Grimly ile birlikte görmüştük. Lorne’u durdurmuş ancak gitmesine izin vermişti, bundan duyduğu pişmanlık ise soruşturmayı yürütmesine sebep olmuştu. Hank ise Kansas Şehri elemanlarını (kilit isim artık Mike Milligan!) durdurdu ancak bir delil bulamadığı için kimlik kontrolü yapıp gitmelerine izin verdi. Televizyon karşısında bu kadar gerildiğim nadir zamanlar olmuştur, bir tanesi de demin bahsettiğim Gus Grimly sahnesiydi, diğeri de bu bölümde bu sahnede oldu. Fargo bu sayede hayatımda iki de iki yaptı! Çünkü Hank Larsson’un olaylar sonucunda canlı çıkamayacağını biliyoruz, birinci sezonda gözükmemişti. Ne zaman öleceğini de bilmediğimiz için “acaba bu kadar erken mi?” diye sordum kendime o sahnede, eli de sürekli silahta olunca kendimi “bari birini de yanında götürsün, kuru kuru ölmesin!” derken buldum. Tabi ardından olaylar tatlıya bağlandı, Hank mantıklı bir şekilde “o zaman bölgeden çıktığınızı teyit etmem gerekecek.” dedi.

İkinci sezonumuz iki farklı olay çevresinde ilerliyor, bir noktada kesişmek zorundalar, çünkü diğer olay “Rye’ın ölümü”. Ed ve Peggy ise bu olayın başkahramanları. Özellikle Peggy’nin ilerleyen bölümlerde daha göz önünde olmasını bekleyebiliriz bence, çünkü bu sezonun Lester’ı olmaya aday gibi gözüküyor. Birine araba ile çarptıktan sonra eve gelip yemek hazırlamazsın, normal bir insan böyle bir şey yapmaz. Peggy’nin içinde ise güçlü bir karanlık taraf seziyorum ve bu zamanla ortaya çıkacaktır, hatta kocasından bile kurtulmak isteyebilir. Ed’in kasap sahnesi ise mide isteyen bir sahneydi, bir süre et yememeye, uzun bir süre de kasap kullanmamaya karar verdim şahsen, sahne sağ olsun. Ancak bu sezonun en sevmediğim yani Peggy’nin aktris seçimi olmuş, Kirsten Dunst hiç bu role uygun değil bence. Uzmanlık alanım da Marvel olduğu için her an bir yerlerden Peter Parker çıkacak, “ne oluyor kardeş burada?” diye Sioux Falls katliamını gerçekleştirecek hissi var üzerimde, ciddiye alamıyorum yani Kirsten Dunst’un karakterini, olmamış. Levent Ülgen’e Türk sinemasında “üçkâğıtçı, kurnaz” rolüyle alıştığımız gibi bir durum bu da. Kendisine Kiralık Aşk dizisinde zengin karakter oynaması nasıl yakışmıyorsa; Kirsten Dunst da Peggy rolüne o kadar yakışmıyor işte! (Yuh be Cihan, Fargo’dan.. nerelere diyorsunuz değil mi?)

Ancak Ed’in kasap sahnesinde de gerildiğimi belirtmem gerek, hangimiz o parmağı fark etmesini beklemedik? “Ed, derhal tezgâhtan uzaklaşmanı ve elini kafanın üstünde birleştirmeni istiyorum!” lafını duymayı beklemedik kelimesi kelimesine? Lou Solverson’un ölmeyeceği bariz ortada zaten, Ed’in de harcanabilir bir rolü var bana soracak olursanız, ya Peggy ya da Lou harcayacaktır ileride.

Fargo’nun ilk sezonunu da izlemiş biriyseniz Fargo’nun bir “detaylar” dizisi olduğunu da biliyorsunuzdur. Örneğin ikinci sezonun ilk bölümünü beraber izlediğim arkadaşım “bak arabayı park ederken, cesedin poposuna tenis topu vurdu” demişti, o bu detaya takılmıştı, ben ise çok önemsememiştim. Ancak bu bölüm o tenis topunu aynı yerde görünce detaya gözüm takıldı. İlk sezondan bu yana detaylar zaten çok başarılı işleniyor ve yönetmenler Çehov’un Silahı dediğimiz bu kuralı başarılı bir şekilde kullanıyor. Bilemeyiz belki o tenis topu bütün olayların çözülmesine yardımcı olacak bir ayrıntıdır, ya da sadece dikkatimizi dağıtmak için konulmuştur?

Önceki bölüm incelemesinde değindiğim UFO konusu ise tıpkı dizimizin konusu gibi o da gerçekten 1979 yılında Minnesota’da yaşanmış bir olaymış, biraz araştırınca İngilizce bir kaynaktan buldum, oraya bir gönderme yapılmış büyük ihtimal. Buradan ulaşabilirsiniz kaynağa.

Peki, sizler Fargo’nun ikinci sezonunun gidişatından memnun musunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu