F.E.A.R. 2: Project Origin
Son yıllarda özellikle Japon korku sinemasının etkileri, Hollywood başta olmak üzere oyun sektöründe de görülmeye başladı. Küçük kız ve yaydığı korku faktörü, ilk olarak F.E.A.R. ile oyunculara sunulmuştu. Yapımın arkasındaki isim Monolith, özellikle hazırladığı yapay zeka ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış, bir çok ödüle layık görülen bir projeye imza atmıştı. İlk oyunun ardından yapımcı ve yayımcı şirketler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle ayrılık kararı çıktı. Böylece F.E.A.R.’ın düşüşü de başlamış oldu. Oyunun isim hakları Sierra’da kalınca, birbiri ardına gelen ek paketler ve F.E.A.R.’ın X360 versiyonu haricindeki diğer konsol uyarlamaları, başarısız oldu. Tüm bunların arasından bir ses yükseldi ve Monolith, yeni oyunun hazırlanacağını duyurdu. İsim hakları elinde olmadığı için, yeni bir isim bulmak gerekliydi ve bu konuda oyuncuların seçimlerinden yararlanılarak “Project Origin” isminde karar kılındı. Oyunun geliştirme süreci devam ederken bir haber daha geldi ve F.E.A.R. isminin haklarının alındığı da duyurulunca yeni projenin ismi, F.E.A.R. 2: Project Origin olarak son halini aldı.
Nerede kalmıştık?
Project Origin, ilk oyunun devamı niteliğini taşıyan bir yapım. Yapımcılar, neden ek paketler üzerine bir oyun hazırlamadıklarını şöyle ifade ediyor: “Diğer ekiplerin hazırladığı ek paketlere saygı duyuyoruz, ama biz Alma’nın hikayesini devam ettirmek istiyoruz ve bu nedenle ilk oyunun devamı olarak hareket ediyoruz”. Project Origin, ilk oyunun finalinden 30 dakika öncesinde başlıyor. Bu kez yöneteceğimiz karakter, Delta ekibine mensup Michael Becket ve beraberinde hareket edeceğimiz takımı olacak. Ayrıca ilk oyundaki Spen Jankowski’nin erkek kardeşi de bu takımda yer alan karakterlerden bir tanesi. Başkarakterimiz Becket, oldukça önemli birisi. Gizemli bir karakter olan Becket, ayrıca oyunun esrarlarından da bir tanesini oluşturuyor ve Alma için çok önemli. Tabii ki bunun nedenini ve gerçeği oyuncular yapım içinde öğrenecek.
Alma, intikam istiyor
İlk oyun için Japon korku sinemasından ilham aldıklarını doğruluyor yapımcılar ve şimdiki amaçları da, bunu daha ileri seviyelere taşıyabilmek. Alma, intikam istiyor deniyor ve bu kez daha şahsi oynuyor. Yapımcıların deyişiyle Alma artık işkencelere maruz kalan küçük bir kız değil, yetişkin biri ve doğal olarak daha sinirli. Bu karakter hakkında yapımcıların etkilendiği tek unsur değil Japon sineması. Bir de işin isim boyutu var. Alma isminin nereden esinlenildiğini, ilk oyunun baş tasarımcısı Craig Hubbard açıklamış. Söylenene göre, favori kitaplarından birisi olan Ghost Story’de yer alan Alma Mobley isimli karakterden esinlenmiş.
Daha geniş
Bu kez, araştırma tesislerine mahkum olarak ilerlemiyoruz. Büyük patlamanın sonrasında etkileri şehre yayılmış ve yaşanmaz bir ortam halini almıştı. İşte şimdi dışarıdayız ve hareket alanımız daha da geniş. Yıkık binalar, yollar ve yaşam belirtisinden yoksun bir şehir, ama kesinlikle boş değil. Alma’nın psişik güçleriyle kontrol ettiği Combine benzeri askerler haricinde, bu kez doğaüstü güçlere sahip yaratıklarla da karşı karşıyayız. İlk oyunun eksi yönlerinden bir tanesi olan düşman çeşidinin azlığı, yeni oyunda giderilmeye çalışılacak. Tabii ki bunlara karşı aynı silahlarla mücadele etmeyeceğiz. Yapımcıları oldukça heyecanlandırdığı belirtilen “Lazer silahı” kullanabileceğimiz silahlardan bir tanesi. Bir de Powered Armor’dan bahsediliyor. Basit tabiriyle kullanabileceğimiz robotlar diyebiliriz. İki adet Minigun, omuzlarda füzeler ve zırh yenileyici sisteme sahip (ADMS isminde) bu makineler, ayrıca seri hareket edebilir şekilde hazırlanıyor. Bu sayede düşman saldırılarına karşı çabuk önlemler alabiliyor olacağız.
Daha gelişmiş
İlk oyunda eleştiri oklarına maruz kalan bir diğer yön ise renk paletinin fazlaca gri tonlarını kullanıyor oluşuydu. Bu konuda bazı tepkiler aldıklarını söyleyen yapımcılar, yeni oyunda bu gibi bir sorunla karşılaşılmayacağından söz ediyor. Zaten videolardan da aşina olduğumuz kadarıyla şehri oluşturan her parçanın, gerektiği renklerde olduğunu görebiliyoruz. “Yeni bir şey eklemedik, elde ne varsa onu geliştirdik” denilirken, bunu haliyle grafik motoru da kapsıyor. Project Origin ilk yapımda ve Condemned 1-2’de kullanılan grafik motorunun gelişmiş bir versiyonunu kullanıyor. Buna ek olarak motorun DirectX 9’un yanında DirectX 10’a da destek vereceği açıklandı. Dinamik ışıklandırma ve gölgelendirme, Motion Blur gibi efektler sayesinde daha korkutucu bir oyunun bizi beklediğinden söz edebiliriz. Şüphesiz korku unsuru için ışık ve gölge efektleri önemli. Loş ve görüş açısı zor olan bir mekanda gördüğünüz şeyin ne veya kim olduğunu kolay kolay kestiremezsiniz ve bu sizin gerilmenize zemin hazırlayabiliyor.
Şubat 2009’da oyuncularla buluşması beklenen F.E.A.R. 2: Project Origin hakkında açıklananlar gayet güzel. Bu kez ilk oyundan farklı olarak yapım, hem PC hem de PS3 ve X360 için eş zamanlı geliştiriliyor. Yapılan röportajlarda, şimdilik multiplayer hakkında bilgi vermekten kaçınan yapımcılar, Project Origin’in finalinde oyuncuları büyük bir şeyin beklediğini ve oldukça korkutucu bir etki bırakacağını da sözlerine ekliyorlar.