“Çocukluğumuzun mahalle maçları vardır. Hani top kiminse herşey onun istediği
gibi gerçekleşir. Takımları o belirler, oynanacak yeri o belirler… Hatta
kaleye geçmeyecek yegane kişi de o dur. Ardından maça başlanır. Plastik
toplarla, iki ağaç arası kalelere atılan minicik goller… Kaybetmek yoktur
aslında, var olan tek şey çocukluklarımızın paylaşımından ibarettir. Bu yüzden
dizlerdeki yara bereler acımaz. Çünkü onlar, keyifli birkaç saatin, bedende
bıraktığı izleridir…”
Demiştik Pro Evolution Soccer 5’in ilk ön incelemesini yaparken. Yine aynı
paragrafla başlamak istedim. Malum futbolun en güzel meyvesinin “gol” olduğu su
götürmez bir gerçek. Binlerce seyirci, sırf o anı izlemek için topun çizgiyi
geçip, kale ağlarıyla buluştuğunu görmeye, stadyumlara akın ediyorlar. Tek
beklenti futbol! tek beklenti gol!
Futbolu bilgisayar ortamında bize en gerçekçi sunan yapım hiç şüphe yok ki
Football Manager! Sigames’in bu yegane yapımı, sunduğu gerçekçilikle her daim
rakiplerinden bir adım önde. Bilindiği üzere geçtiğimiz ay EASports’un
menajerlik serisi FIFA Manager (Total Club Manager) 06’nın demo’su yayınlandı.
Bu demo’nun ortalarda dolaşmasının hemen ardından Sigames aceleyle bir hamle
yaparak, henüz tamamlanmamış olmasına karşın Football Manager 06 (beta) demo’yu
yayınladı. Oyunla ilgili ilk izlenimler genellikle olumluydu ancak demo’nun beta
aşamasında olmasından ötürü hiç birşey kesinlik kazanmıyordu.
Sürpriz!
Eylül ayı yerini Ekim’e bırakırken, FM 2006’nın daha önce 4 Kasım olan çıkış
tarihini, Sigames çok güzel bir sürpriz yaparak, erkene 21 Ekim’e aldı! Oyunun
fanları için harika bir sürpriz olan bu haber, kuşku yok ki oyunu oynamak için
sabırsızlanan fanlara ilaç gibi geldi. Ancak Sigames’e bu da yetmemiş olacak ki,
bir sürpriz daha yaparak, Football Manager 2006’nın Gold demo’sunu yayınladılar!
Fakat 2 farklı versiyon olarak! Vanilla ve Strawberry isimleriyle yayınlanan
demo’larda, sadece Quick Start’lar mevcut. 70 MB olan Vanilla’da İngiltere ve
İskoçya Quick Start’ları mevcut. 400 MB boyutundaki Strawberry ise İngiltere,
İskoçya dahil İtalya, İspanya, Almanya, Fransa, Hollanda, Portekiz başta olmak
üzere içerisinde birçok ülke liginin Quick Start’ını barındırıyor.
Strawberry!
Oyunun Strawberry versiyonunu büyük bir heyecanla indirip, kurdum. Nasıl
heyecanlanmam! Football Manager 2005’i, yaklaşık 2 aydır oldukça seyrek oynamaya
başlamıştım çünkü yapımın 2006 versiyonunun ayak sesleri gelmeye başlamıştı.
Böyle zamanlarda eski versiyonlara karşı ilgim maalesef azalır. İşte tam o
zamanlardan birini yaşıyordum ki Gold demo geldi çattı! Daha fazla beklemeden masaüstündeki icon’a çift tıkladım. Nihayet o bildik sima,
yüzünü gösterdi. Yalnız bu sefer tarihler 2006’yı göstermişti. İlk olarak
Prefences’e tıklayarak, ayarları gözden geçirdim. Bir kere demo’da 4 adet skin
var. Metallic 2006(oyun açıldığında karşımıza çıkan), Metallic(FM 2005’in
görünüşü). Bu ikisinin haricinde Chameleon 2006 ve Cappuccino isimli skin’ler de
mevcut ancak görsel bakımdan pek de başarılı olmadıklarını söylemek zorundayım.
Yeni oyunla beraber futbolcuların boy ve kilolarının gözüktüğünü atlamamak
lazım. Bu yüzden ayarlar ekranından, boy ve kiloları hangi ölçü birimleriyle
görmek istediğinizi belirleyebiliyorsunuz. Prefences ekranından gerekli
ayarlamalarımızı yaptıktan sonra çıkıyoruz. Ana menüde Load Quick Start’a
tıklayarak, oynamak istediğimiz ligi seçiyoruz.
La Liga’da Barcelona rüzgarı
İçerisinde bulundurduğu yıldızları ve oynanan futbolu oldukça beğendiğim İspanya
ligini seçerek başlıyorum oyuna. Takımımı da La Liga’nın en köklü ekiplerinden
Barcelona olarak belirliyorum. Ronaldinho, Eto’o, Xavi, Deco, Puyol, Iniesta
gibi yıldızların forma giydiği Barcelona, her daim ilgimi çekmiştir.
Takımın başına geçer geçmez, başkan Joan Laporta kulübün benden beklentisini ve
bütçesini açıklıyor. Tahmin edileceği gibi Barcelona’nın ilk hedefi şampiyonluk.
Bütçemde hiç azımsanacak gibi değil. Burada önemli bir ayrıntı mevcut. Yeni
oyunda bizde kontrat yapıyoruz. Bu yüzden başlangıç için kulüp bize sadece 1
yıllık kontrat imzalatıyor. Ne kadar aylık aldığımızda kendi “profile”
ekranımızda belirtilmiş. Şöyle söyleyim başlangıçta bana verilen aylık,
neredeyse Ronaldinho’nun aldığının 8’de 1’i.
Her teknik adam gibi ilk olarak kadroya göz gezdiriyoruz. Göze ilk çarpan “Wing
Back” mevkinde oynayabilen futbolcular. Bu mevkinin özelliği defansif
ortasaha(DM) oyuncularının kanatlardaki versiyonları olmaları. Tabi burada
oynayacak oyuncular, tıpkı Roberto Carlos ve Cafu gibi defans kadar hücumu da
düşünmeliler. Zira Wing Back’lerin normal beklerden en büyük farkı, hücuma
yaptıkları katkıdır.
Taktikler varyasyonlar
Kadromuza göz gezdirdikten sonra taktik ekranına giriyoruz. İlk bakışta pek bir
değişiklik görünmüyor ama formasyonun direk 4-2-3-1 olarak belirlenmesi ilginç.
Team Instructions’a baktığımızda burada dikkati çeken en önemli husus “Time
Wasting” oluyor. Bu özellik zaman geçirmeye oynayıp oynamayacağımızı belirliyor.
Örneğin son dakikasına 1-0 girdiğiniz önemli bir kupa maçında, bu özelliği
sonuna kadar kullanıp zamana oynayabilirsiniz. Tabi tersi bir durumda
oyuncularınızın acele etmesi için bu özelliğin bulunduğu çubuğu “rarely”ye
getirmelisiniz.Dikkati çeken bir diğer nokta da, FM-2005’ten bildiğimiz hedef adam(Target Man)
özelliğiyle ilgili. Yeni oyunda, artık sadece hedef adam seçip bırakmayacağız.
Hedef adamımıza topun nasıl ulaştırılacağını da belirleyebileceğiz. Şöyle ki
Target Man Supply ile! İster koşu yolu üzerine, ister hava hakimiyeti iyi olan
futbolcuların kafasına, isterde havadan uzun toplarla target man olarak
belirttiğimiz oyuncuya topu gönderebileceğiz. Bu özellik şüphesiz stratejik
açıdan oyuna çok şeyler katacaktır. Böylelikle özelliklerini bildiğimiz
oyunculardan oldukça fazla yararlanacağız. Örneğin Anelka’ya koşu yolu pası
atmak çok akıllıca olacaktır ya da Hakan Şükür’e kafa ile indirmesi için yüksek
toplar atmak. Yurt dışından bir örnek vermek gerekirse Thierry Henry’e atılan
yüksek uzun bir top, bu futbolcunun yetenekleriyle buluşunca, çok ciddi bir gol
tehlikesi olabilir.
Team Instructions ekranındaki bir diğer yeni özellik te, Set Piece Marking.
Duran top organizasyonlarında ne tarz bir markaj sistemi uygulayacağımızı
buradan belirliyoruz. Öyle ki çağımızın futbol anlayışı, “alan markajı”
gerektirsede, kaleyi çaprazdan gören bir yerden atılacak serbest vuruşta, adam
adama markaj uygulatmak en doğal tercihimiz olacaktır. FM 2005’te bunu ayırt
edemiyorduk ama yeni versiyonda bu da bizim insiyatifimize kalmış.
Player Instructions’a geldiğimizde yenilik olarak Swap Position dikkatimizi
çekiyor. Manchester UTD’nin maçlarını takip edenler hatırlayacaklardır. Kanatta
oynayan Ryan Giggs ile Cristiano Ronaldo maç içerisinde sıklıkla yer
değiştirirler. Bu taktiğin özelliği hem rakibi yanıltmak, hemde rakip bek
oyuncuların dengesini bozmaktır. İşte Swap Position ile uygulayabileceğimiz
sistem böyle birşey. Oyun içerisinde futbolcularımızın yer değiştirmesini
sağlayabileceğiz. Örneğin ileri uçtaki 2 futbolcunuzdan biri rakip defans
oyuncusu tarafından adam adama markajla tutuluyorsa, yapmanız gereken şey diğer
forvet oyuncunuzla posizyon değiştirmesini sağlamak. Böylelikle karşı defans
oyuncusu adam adama oynadığı için kendi yerini boşaltacak ve sizde ofansif
ortasaha oyuncularınızla şahane fırsatlar yakalayacaksınız.
Antrenman şart!
Birçok FM’cinin uğruna saatler harcadığı bölüme yani antrenman bölümüne geldi
sıra. Eski versiyona oranla oldukça değiştirilen bu ekran, açıkçası eskiye
nazaran hem biraz daha kolay hem biraz daha zor. Şöyle ki artık hangi antrenmanı
yaptırsam gibi seçenekleriniz yok. Onun yerine antrenman kategorileri mevcut.
Buralarda püf noktası hangi koçun hangi antrenmanı yaptırması gerektiğini
belirliyoruz. Öyle ki bir koç ile her anrenmanı yaptırabiliriz ancak bu durum
onun verimini düşürüyor. İşte bu noktada koçlarımızın özelliklerine bakarak,
bazı antrenmalardan onları alıkoymamız gerekiyor. Bu sayede diğer
kategorilerdeki verimliliğinin arttığını sağ tarafta bulunan “rating” bölümünden
takip edebiliyoruz.Training Schedules’e baktığımızda Workload dikkatimizi çekiyor. Burada “New
Schedules” açıp, kendi antrenman programımızı hassas çubuklar yardımıyla
hazırlıyoruz. Burada da dengeyi kurmak bizim elimizde…
Personel ve oyuncular
Demo’da görüldüğü kadarıyla yeni oyunca atacking, defending gibi yeni personel
özellikleri de mevcut. Bunların haricine dikkatimi fizyoterapistler çekti.
Bilindiği üzere FM 2005’te tüm fizyoterapistlerin, Physhiotherapy özelliği 20
oluyordu. Yani en zayıf takımında fizyoterapisti 20, en iyi takımında
fizyoterapisti 20 seviyesindeydi. Ancak FM 2006’da durum böyle cereyan etmiyor.
Artık Physhiotherapy oldukça düşük fizyoterapistler bile mevcut.
Oyunculara geçtiğimizde, onların artık boy ve kilolarını görmek oldukça
sevindirici. Oyuncu ekranında bulunan Positions, yapımdaki bir diğer yeni
özellik. Burada futbolcunun hangi mevkilerde nasıl oynayabileceği yazıyor. Bir
diğer yenilik ise Preferred Moves. Bunda futbolcunun özel tekniklerine yer
verilmiş. Açıkçası FM 2005’tede olan bir özellik olmasına karşın, ancak editör
kullanıldığında oyuncuların özelliklerini görebiliyorduk. Sigames yeni oyunda,
Positions ekranının altında futbolcuların özel tekniklerini açık bir şekilde
vermiş.
Stats ekranı bir diğer önemli nokta! Burada oyuncuyla ilgili bir çok istatistik
tutuluyor. Bir teknik adam olarak bize oldukça yarar sağlayacak bu ekran. Yine
oyuncu ekranında training adı altında bir bölüm gözüküyor. Burada da futbolcunun
kişisel antrenmanlardaki özellikler belirtilmiş.
Maç başladı
Maç motoruna yeni eklenenlerin başında sakatlıklar var. Artık oyuncu
sakatlanınca, yuvarlak icon’un hemen üstünde “+” işareti çıkıyor. Böylelikle
kimin sakatlandığını ve sakat bir şekilde ne kadar oynadığını, kolaylıkla takip
edebiliyorsunuz. Bunun haricinde futbolcuların maç içerisinde çok sık
sakatlandıklarını belirtmek isterim. Özellikle kaleciler, daha önceki hiçbir
FM(CM)’de görmediğim kadar sık sakatlanıyorlar. Açıkçası bu durumun demo’dan
kaynaklanma olasılığı da yok değil.
Demo’da belirtilen maç anındaki en önemli yenilik hızlı taktik verebilme imkanı.
Split Screen ile maçı ekranın bir kenarından izlerken, diğer kenardan
takımınızın taktiksel dizilişi gösteriliyor. Burada formasyondaki istediğiniz
değişikliği yapıyorsunuz. Onun haricinde maç ekranı da eskiye oranla daha şık
gözüküyor. Yedek kulübesi gayet hoş olmuş.
Devre arasında ve maç sonunda ister futbolcularla tek tek ister tüm takım ile
konuşabiliyorsunuz. Bunun yararı ve zararı maçtaki performanslarını etkiliyor.
Bu yüzden sözlerimizi son derece dikkatli seçmeliyiz.
21 Ekim’e gün sayıyoruz!
Son olarak maçların eskiye oranla daha zor geçtiğini belirtmek isterim. Açıkçası
maç motorunda bazı rötuşlar var. Örneğin karambol anlarında çok şut çekiliyor. 6
ay süren demo’da gözükenler genel olarak bunlardan ibaret. Özellikle oyunun ağır
toplarından biri olan medyayı tam sürümde daha net inceleyebileceğiz. Sigames 21
Ekim’de yine bomba gibi bir oyunla kendini gösterecek. Bizede 21 Ekim’e gün
saymak kalıyor. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…