Dünya üzerinde sadece tek bir uygarlık kalmış ve o da işleri yoluna koyabilmek için bir topa güvenmiştir. Evet, top! Tabii ki kontrolü bizde olmak üzere, bulunacağımız birbirinden zorlu platformları; tuzaklara düşmeden, sabırsız davranışların kurbanı olmadan ve gecikmeden aşmalıyız. Ta ki dünyanın bozulan dengesini düzeltene kadar. Gears, iPad’in yanından iPhone ve iPod Touch için de geliştirilmiş.
Yapımcıları Gears’ı, türün yeniden bir tanımlaması olarak gösteriyor. Eh, sevgili Erhan dostumuzun iPad’inde de bu oyunu görünce, denemeden edemedim doğrusu. Gears’da 3 farklı ana bölüm, bunların altında da tamamlanmayı bekleyen 27 farklı platform var.
Yapımın grafikleri fena görünmüyor. Özellikle iPad’in görüntü kalitesiyle oyun oynamak, ayrı bir zevk gerçekten. Çok detaylı tasarımlar bulunmuyor, ancak çoklu seviyelerde tasarlanan bölümler ve kamera açıları, çoğu zaman hoşunuza gidiyor. Arada yaşanan ufak tefek görsel hataları ve nadiren de olsa kamera açılarında yaşanan sorunları görmezden gelirsek, grafiksel olarak başarılı bir yapım Gears.
Hadi başlayalım o zaman
3 ana bölümün olduğunu söylemiştik. Bunlar: The Brass Menagerie, Rivers of Magma ve The Cavern of Omens. Kimi zaman beton yapılarda, kimi zaman kızgın lavlarla dolu volkanlarda, kimi zaman tuzaklar içeren, ıssız ormanlarda, mağaralarda gezineceğiz. En başta her bölüm açık olmadığı için, ilk seçeneği işaretleyip başlıyor ve sonraki bölümleri de oynanabilir hale getirmek için çabalıyoruz.
Gears’ın temelini hareketler ve dokunuşlar oluşturuyor. Bu sebeple kontrol sisteminin hassasiyeti de oldukça önemli. Neyse ki bu konuda sıkıntımız olmuyor. En ufak temaslarla bile topumuzu hareket ettirebiliyor ve “su yolunu böyle bulur” misali ona yol gösteriyoruz. Tasarlanan platformların sürprizlerle dolu olması, aktif halde olması ve her an bizi yok oluşa götürebilecek kadar tehlikeli olması, Gears’ın oyuncuya verdiği heyecanı her daim üst seviyede tutabiliyor.
Topu parmağınızla ne kadar hızlı iterseniz, o kadar hızlı hareket ediyor. Tam tersi de mümkün. Zamana karşı yarıştığımızda, hızlı hareket etmek önemli, ama bunu yaparken de heyecanımızın kurbanı olmamalıyız. Bu gibi durumlarda en baştan başlamak sıkıntılı olabiliyor, lakin kayıt noktasına ulaşmayı başarabildiyseniz, başarısız olduğunuzda yine bu noktalardan devam edebiliyorsunuz oyuna.
Platform tasarımlarından biraz daha söz edelim. Bazen öyle bir yere geliyoruz ki, çok ince bir çizgi üzerinde hareket etmemiz gerekiyor. Dönen dişlilerle fazla içli dışlı oluyoruz zaten. Bunun dışında üzerinde fazla duramayacağınız, çünkü yok olup giden dayanıksız zeminler, zıplamanızı sağlayan bölgeler ve hareket eden yerler de var. İlerleyen görevlerde, bu kez karşınızda tek bir yol görmeyeceksiniz. Acaba sağdan mı, yoksa solda mı gitsem diye düşünürken vakit kaybedecek, belki de seçenekleriniz sonucunda hüsrana uğrayacaksınız. Çünkü tuzaklar sizi bekliyor olacak. Yanlış bir yola sapmak da, en önemli zaman kaybını yaşatacaktır size.
“Tüm engelleri aştım, çok yoruldum, dur biraz dinleneyim” demeyin, bir an evvel platformların sonunda bulunan hunilerin içine girmeye bakın. Böylelikle bir sonraki göreve adım atabiliyorsunuz. Tabii ki burada amaç, sadece huniye ulaşarak yeni görev elde etmek değil. Güzergahınızın üzerinde yıldızlar göreceksiniz, ki tam sayısı ekranın sol üst köşesinde yer alıyor. Bunları olabildiğince fazla toplayarak da en yüksek puanınızı elde etmelisiniz. Game Center uygulaması sayesinde, diğer oyuncularla puan yarışı içine girebiliyorsunuz.
Grafikler güzel dedik. Kontrollerden bahsettik, daha doğrusu bir tanesinden bahsettik. Şimdi diğerini de söyleyelim; yani harekete göre tepki veren kontroller. Oyunun ayarlar kısmına giderek, dokunmatik kontrolleri kapatabilir, sadece iPad’i sağa sola, öne arkaya sallayarak da topunuzun kontrolünü sağlayabilirsiniz. Bu yöntem, diğerine nazaran daha zor bence. Öte yandan, yine ayarlar kısmından grafiksel detayları ve zorluk seviyesini de değiştirebiliyorsunuz. Eğer en kolay zorluk seviyesinde oynamayı seçerseniz, görevlerde zaman sınırlaması bulunmuyor ve acele etmek zorunda da kalmıyorsunuz. Bunu da ek olarak belirtelim.
Sonuç olarak Gears’ın gayet eğlenceli bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki bunun için biraz da sabır faktörü gerekiyor. İlerledikçe daha uzun ve zorlayıcı platformlar, sizi tekrar tekrar denemeniz zorunda bırakabilir ve bu da genelde sinir bozucu olabilir. Denemekten vazgeçmeyin. İyi oyunlar!