Hayat gerçekten çok ilginç… İnsanlara ne şartlar altında, ne gibi dersler
vereceği belli olmuyor. Bazen de; var olan ama unuttuğumuz dersleri
hatırlatıyor. Arka arkaya piyasaya sürülen birkaç başarılı film uyarlaması
oyundan sonra; acaba makus kader değişti mi diye kendi kendime sormuştum. Lego
serisi, Batman: Arkham Asylum gibi muhteşem olmaya aday bir yapım ve
Ghostbusters beni umutlu olmaya itmişlerdi. G.I Joe: Rise Of The Cobra’yı
inceledikten sonra şu yanıtı verebilirim; istisnalar olsa da, film uyarlamaları
genellikle özensiz ve oyun piyasasına hiçbir şey katmayan, aksine o piyasadan
çalan yapımlardır.
G.I Joe; çocukluğumuzun en önemli yapımlarından biriydi. Her ne kadar çoğu
yönden popülist bir yapım olsa da, keyifli zaman geçirttiği gerçeği
yadsınamazdı. Bu animasyon yapımı, günümüze kadar sürüp gitti ve birçok
izleyicinin beğenisini topladı. Bu kadar popüler olan bir yapımın önce filminin
çekilmesi, ardından bu filmin oyununun yapılması kaçınılmazdı. Kaçınılmaz ne
yazık ki gerçekleşti, eğlenceli filminin aksine ortaya oldukça kötü bir oyun
çıktı.
“Yapımın grafikleri, 2000’li yılların başındaki kaliteyi aşmakta bile zorlanıyor.”
Yo Joe mu? Hayır, ben almayayım
Oynanış açısından G.I Joe: Rise of the Cobra’nın, Gears of the War’ı andırdığını
söyleyebilirim. Vurguya dikkat etmenizi öneririm, çünkü yalnızca uzaktan
andırıyor. Yapımı çalıştırdığımızda, üç sınıf arasında seçim yapabildiğimizi
görüyoruz. Bu sınıflar; Commando, Heavy Weapons ve Soldier. Commando’ya,
ninjamız Snake Eyes’ı örnek gösterebiliriz. Yakın dövüş, çeviklik ve hız üstüne
kurulmuş bir sınıf ve bu oyun için eğlencede söz edilebilirse oynanışı en
eğlenceli olanı. Heavy Weapons ise bekleyeceğiniz üzere, uzak mesafeli silahlar
üstüne kurulmuş. Vur, kır, parçala ve nişancılık becerilerini geliştir. Soldier
ise iki sınıfın dengesinde kuruluyor. Buna da esas oğlan Duke örnek
gösterilebilir. Aksiyon oyunlarından bekleneceği üzere yapımda birçok bonus
mevcut. Kendinizi power-up’larla güçlendirebiliyorsunuz. Üstün zırhlarla
silahlar kuşanabilir, sonik hızlara ulaşabilirsiniz. Hatta zaman zaman yapımdaki
taşıtları bile kullanabilirsiniz. Ancak power-up’lar kısa süreli eğlence vaat
etseler de, oyunun durağan yapısında eriyip gidiyorlar.Grafikler de, Rise of the Cobra’nın başka bir eksikliği. Double Helix Games,
Silent Hill: Homecoming’in yapımcı firmasıydı. Oyun pek çok yönden
eleştirilebilirdi, ancak grafiklerine pek laf edilemezdi. Anlaşılan firma, Rise
Of the Cobra’yı yeterince ciddiye almamış. Yapımın grafikleri, 2000’li yılların
başındaki kaliteyi aşmakta bile zorlanıyor. Buna berbat kamera açılarını da
ekleyin. Bu kamera açıları ile RPG grubuymuşçasına yanınızda savaşan dostlarınız
kurtların arasına kuzu haline geliyor. Ne onları koruyabilirsiniz ne de onlar
kendilerini koruyabiliyor. Hoş düşmanlarınız da pek Einstein sayılmazlar. Rise
of the Cobra’nın yapay zekâsı fena halde IQ eksikliği çekiyor.
“Takım arkadaşlarınızın yapay zekası yok. Ne sizi, ne de kendilerini koruyabiliyorlar. Düşmanlarınız da pek Einstein sayılmazlar. “
Aynı tas, aynı hamam
Durağan yapısı ile Rise of The Cobra’dan sıkılmanız bir saatten fazla sürmüyor.
İlk bölümü geçtikten sonra, diğer bölümleri adeta ezberliyor ve düşmanın
nereden, ne zaman çıkacağını adınız gibi biliyorsunuz. Yapım en ufak bir heyecan
unsuru sunamıyor. Daha önce de bahsettiğim üzere; power-up’lar biraz keyif
sunuyor lakin bunlar anlık patlamalardan öteye gidemiyor ve fena halde sıkıyor.
Rise of The Cobra’nın, iyi denilebilecek unsuruysa ses ve müzikleri oluyor.
Filmdeki oyunculardan pek çoğu, oyuna da seslendirme desteği vermiş. Power-up’lardan
topladığınızda, TV’nizin hoparlörlerinden “Yo Joe” çığlığını duyuyorsunuz. Arka
plandaki müzikte hiç kötü sayılmaz. Yapım insanın içini kaynatamasa da, müzik
kaynatıyor.
Oyun yapımcılarının, artık büyük prodüksiyonların isimlerinden yararlanmayı
acilen bırakması gerekiyor. Ya bu tür bütçelere uygun yapımlar ortaya çıkarmalı
ya da oyunseverlerle alay etmeyi bırakmalılar. Çünkü bu tür yapımlar,
oyundünyasını birkaç yıl geriye götürüyor ve meraklılara biraz hitap etmekten
fazlasını yapamıyorlar.