Global Game Jam 2010 Türkiye

Oğuzhan Öztürk

Ülkemizde bu yıl ikincisi düzenlenen Global Game Jam 2010 (GGJ), renkli
görüntülere sahne oldu. Bildiğiniz gibi dünya genelinde pek çok ülkenin katılım
sağladığı organizasyon, 29-31 Ocak 2010 tarihleri arasında ODTÜ Enformatik
Enstitüsünde gerçekleştirildi. Katılım fazlaydı, ancak maalesef başvuruların
hepsi kabul edilemedi. Biz de Merlin’in Kazanı (Murat Oktay ve Mutlu Oğuzhan
Öztürk) olarak bu değerli organizasyonda jüri olarak bulunduk.

Öncelikle yarışmanın geçtiği havadan ve takımlardan bahsedelim
Global Game Jam 2010’a dünya genelinde 4000’den fazla geliştirici katılırken,
toplamda 900’ün üzerinde oyun, 48 saat içerisinde ortaya çıkarıldı. ODTÜ ev
sahipliğinde gerçekleşen organizasyonun Türkiye ayağında ilgi gerçekten
fazlaydı. Cevat Yerli bir konuşma yaparken, çeşitli televizyon kanalları da
canlı yayın yaparak katılımcıları ekranlara taşıdı. Enformatik Enstitüsü’nde 4
adet oyun geliştirme odası mevcuttu.

“Organizasyona hoşgeldiniz!”
GGJ’de 15 farklı grup yer aldı, ancak en ilgi çekici olan kişi Yunus’tu. Bu üye,
arkadaşları tarafından terk edildiğini ve tek başına kaldığını, bu yüzden gruba
kendi adını verdiğini açıkladı.

GGJ Türkiye’de bulunan gruplardan tam tamına 19
oyun çıktı. Kimileri ilk oyunu tamamlayıp ikincisine geçerken, kimileri de
atmosfere fazlaca kapılıp üçüncü oyuna başladıklarını açıkladı. Ancak üçüncü
ürünü tanıtan topluluk hiç olmadı.Bunun yanında Türkiye’nin GGJ sıralamasında 19 oyunla 4. sırada olduğunu
belirtelim. Birinci sırada 66 oyunla Nordic Game Jam Denmark yer alırken, ikinci
sırada 36 oyunla Dutch Game Garden yer aldı. Bu ikiliyi ise 26 oyunla Israeli
Game Developers takip ederken METUTECH-ATOM Türkiye ise, 19 oyunla dördüncü
pozisyonda yer aldı.

Etkinlikte sadece tek bir ses grubu vardı. Böylece tüm geliştirin müzik
ihtiyacını da, bu arkadaşlar karşıladı; ancak pazar günkü ziyaretimizde
sesçilerin de bayağı yorulduğuna şahit olduk. Bu bağlamda ses ekibini
kutlamalıyız, zira oyun geliştiricilerinin işlerini büyük ölçüde
rahatlattıklarını düşünüyoruz.

GGJ 2010 için Türkiye’ye verilen anahtar kelime “Aldatmak’tı”. Geliştiriciler;
Wire (kablo), Lyre (arp) ve Deception (aldatmak) kelimelerinin oluşturduğu
çerçeve içerisinde çalıştılar. Ortaya çıkan 19 oyun içerisinde aldatmak
kelimesini eşler arasında kullananlar olduğu gibi, anahtar kelimeyi ‘kandırmak’
bazında işleyenler de mevcuttu.


GGJ içerisinde hiçbir teknik sıkıntının yer almadığını söyleyebiliriz. Bunlara
yiyecek – içecek gibi ihtiyaçların da dahil olduğunu belirtelim. Gözlemlerimiz
doğrultusunda makarnaların gelip, poğaçaların gittiğini, yarım ekmek tavukların
tek lokmada yutulup, soğuk sandviçlerin afiyetle yendiğini gördüğümüzü
söylememizde fayda var.

Tabii fazla dramatize de etmemek lazım; zira
katılımcılar yemekten çok oyun geliştirmekle ve kendilerini uyanık tutmakla
meşgullerdi. Hatta Microzombie oyununu geliştiren Spark adlı takımın yanında
sabahtan alınıp, öğlen saatlerine kadar unutulmak suretiyle dokunulmamış, resmen
taş olmuş bir sandviç gördüğümüzü de dile getirmemiz gerekiyor.Yarışmanın bitmesine kalan süre, her oyun geliştirme odasının içerisinde yer
alan perdeye yansıtılıyordu. Tabii bu etkenin geliştiriciler için ekstradan bir
baskı unsuru teşkil ettiğini düşünüyoruz.
Ortam olarak bahsetmemiz gerekirse, GGJ 2010 katılımcıları birbirleriyle
gerçekten kaynaşmış gibi görünüyordu. Gördüğümüz en genç katılımcı 17 yaşında,
yaşça en büyük katılımcı ise orta yaşlardaydı. Tabii kendisi erkenden yaşlanmış
da olabilir, o konu hakkında bilgi sahibi olduğumuzu söyleyemeyeceğiz. Bu arada,
en genç ve en yaşlı katılımcının aynı grup içerisinde olduğunu da belirtelim.



GGJ’nin katılımcılara sağladığı olanaklar vardı tabii, ancak kendi ekipmanlarını
getiren katılımcılar da mevcuttu. Ben de dayanamayıp tablet üzerinde bir çizim
yaptım. Vaktini ayırıp bu çizimi yapmamı sağladığı için Spark grubunun
Photoshop’çısı Cansu Özgün Kayacık’a teşekkürü bir borç biliyorum.

Katılımcıların üzerlerine eğlenceli yazılar yazıp, enstitünün çeşitli yerlerine
yapıştırdıkları kâğıtlar da ortama eğlenceli bir hava kattı. Bu kâğıtlara
organizasyonun düzenlendiği yapının genelinde rastlamak mümkündü.

Global Game Jam 2010’da yer alan yeniliklerden birisi Achievement sistemiydi.
Geliştiriciler 10 Achievement’tan dilediklerini oyunlarına ekleyebiliyorlardı,
ancak bu sistem oyunlara ekstradan puan getirmiyor, ortaya çıkan ürünlere birer
artı olarak yansıyordu.Dilerseniz GGJ 2010 Achievement’larına bir göz atalım:
– Instant Online Grafication Game: Oyunun Web tarayıcısı tabanlı olması.
– Singing the Body Electric: Oyunda tamamen insan üretimi sesler kullanmak
– The Hack: Oyunla ilgisi bulunmayan bir nesneyi ilişkilendirmek
– Take Five Game: 5 dakikadan kısa süre içerisinde biten bir oyun geliştirmek
– Lo-text Game: Minimum metin, kullanıcı etkileşimli Tutorial sistemi
– Over Achiever: 3 ya da daha fazla oynanış biçimini tek oyunda birleştirmek
– Community Game: Oyuncu sayısına dayanan değişken deneyim sistemine sahip bir
oyun çıkartmak
– Alternate Game: Bilgisayar üzerinde klavye ve diğer kontroller dışında
oynanabilen bir oyun
– Universal Language Game: Hçbir şekilde metin ve numara içermeyen bir oyun
geliştirmek
– EGA Lives Game: Işık ve gölgeler dahil en fazla 16 renkle yapılan oyun

“Tuna Şentuna, Spark grubunun Microzombie adlı oyunu test ederken arkada beliren “You Lost. Hahahahaha, Such a Looooooser” yazısı eğlenceli anların yaşanmasına neden oldu.”
Az önce de belirttiğimiz gibi, Global Game Jam 2010’a katılan 15 gruptan mobil
ve genel kategori dahil olmak üzere 48 saat içerisinde toplam 19 farklı oyun
çıktı. Bu vesileyle Türkiye, dünya genelinde en fazla oyun çıkaran dördüncü ülke
olma unvanını elde etmiş oldu.

Biraz da ödüllerden bahsedelim:
GGJ 2010 sonucunda mobil mategoride Xanka isimli grup, Abidino adlı oyunuyla
birinciliği elde etti. Genel kategoride üçüncü sırada Abidino isimli oyunlarıyla
yine Xanka grubu yer alırken, Wireland grubu da ‘Wireland’ oyunuyla ikinci oldu.

Not: Wireland grubu sözcüsü ödülünü almak için sahneye çıktığında, ilk üçe
girdiklerinde “ben eşeğim” şeklinde bağıracağı yönünde sözü olduğunu dile
getirdi ve hemen ardından verdiği sözü gerçekleştirdi.
GGJ 2010’un birinciliğini ise Tırt grubu, “Swaps N’ Traps” adlı oyunuyla
kazandı. Bunun yanında Cansu Özgün Kayacık, Global Game Jam 2010’un en çalışkanı
ödülünü aldı.

GGJ 2010 çerçevesi içerisinde hazırlanan bütün oyunlara
https://www.globalgamejam.com/games
adresinden ulaşabilirsiniz.

Organizasyona katılan gruplar ve oyunları ise;
– Jamboard – Prey
– Line-Art – Wizard and Viruses
– Beatbox – Beatbox
– Game Hormone – Belly Band
– Game Hormone – Belly Band (iPhone)
– Yunus – Cross Cards
– Object – Dreamwalker
– Parazit – Viral Fire
– Spark – Microzombie
– Delusion – The Golden Lyre
– xANKA – Fire Me UP
– xANKA – Abidino (mobil)
– Wireland – Wireland
– Tırt – Swaps N’ Traps
– God-Mode-On – Liar Lyre
– Deceptions – Soul of Nature
– Deceptions – Soul of Nature (mobil)
– Tayfa – Fire in the Bed (mobil)
– Tayfa – Zampara

Genel olarak organizasyonun çok keyifli geçtiğini söyleyebiliriz. Gruplar
arasındaki yardımlaşma ve samimiyet gerçekten çok hoştu. Zira kendi işini
bitirmiş olanların, diğer gruplara her türlü yardımda bulunduklarını gördük.

Global Game Jam Türkiye’yi bir “yarışma” olarak nitelendirmek belki biraz yanlış
olabilir. Çünkü orada bulunup, oyun geliştiren her katılımcı farkında olmasa da
‘bir şeylere’ büyük ölçüde katkı sağlamış oluyor.

Şayet siz de yaratıcılığınıza güveniyor ve 48 saat içerisinde ortaya bir
şeyler koyabileceğinize inanıyorsanız Global Game Jam 2011’de görüşmek üzere!

Exit mobile version