Deliler gibi Prince of Persia oynadığım dönemlerdi. Oldum olası aksiyon ve platformu birleştiren oyunları çok sevmişimdir. Bu türün insana verdiği oyun hazzı gerçekten bambaşka. Önceliği her zaman oynanışa veren bir oyuncu olduğum için türün verdiği bulmaca çözme, oyunda aşama kaydetme gibi keyif veren özelliklerin hastasıyımdır.
Açıkçası God of War ilk çıktığında (2005) PlayStation 2’im yoktu. O dönem Prince of Persia benim için dokunulmaz bir konumdaydı. Hatta kendimi bilmez bir şekilde, bilip etmeden God of War’a laf etmişliğim bile vardır. Elbette tüm bu talihsiz duygular, PlayStation 2 edinince sona erecekti.
Jak & Daxter ile birlikte edindiğim ilk oyundu God of War. Ne kadar laf edip burun kıvırsam da herkesin dilindeki bu oyunu denemezsem olmazdı. Peki umduğumu bulabilmiş miydim? Oyun bahsedildiği kadar var mıydı?
Eğer söz konusu Jak & Daxter ise, Naughty Dog’a Crash serisiyle tutulan bendeniz fena halde Jak & Daxter’ı sevmişti. Ama yok eğer konumuz God of War’sa söyleyebileceğim tek şey: Ne beğenmesi yahu, ağzım açık kalmıştı!
Bakış açısının bir bölümünde PlayStation 2’yi anmıştım. O zaman da God of War’dan bahsetmiştim. Net bir bakış açısı sunmam gerekirse, şahsi kanaatime göre God of War tüm zamanlar en ihtişamlı oyunuydu. Bu hiçbir zaman değişmedi. Bakın, oyun iyi yada kötü demiyorum. İhtişam bambaşka bir olay. Antik Yunanistan’ın sunumu öylesine çarpıcı ve muhteşemdi ki oyunu oynarken edecek laf bulamıyordunuz.
O günden beri God of War’ın çok fazla değiştiği düşünmüyorum. Daha ilk oyundan doğru sistemi bulunca insanlar “Yahu aynı şeyleri yapıp duruyorlar.” diyebilirler, ben böyle düşünmüyorum. Aynı eleştiriler hep Batman için de yapılmıştır. Daha ilk oyunuyla beraber Batman serisi aksiyon oyunlarının savaş mekaniklerini toptan çöpe attı. Eh, ilerleyen zamanda tamamen değişmeyip, üzerine koyarak ilerlediği için bu tarz eleştirilere mahkum kaldı.
Peki, God of War? PlayStation 4 Remastered versiyonunu oynadıkça God of War: Ascension’ın sorununu çok iyi anlayabiliyorum. God of War en başından itibaren hep ihtişamlıydı. Tanrıların arasında yürüyen bir ölüm makinesiyle, mitolojinin en korkunç yüzleriyle hesaplaşma hikayesiydi. God of War, tanrıların düşüşüydü, belki de o yüzden Ascension o kadar sevilmedi. Kendi adıma o ihtişamın emaresini bulamamıştım. Güzel oyundu, hoş oyundu orası ayrı, ama bir Alex değildi maalesef.
“Yenilenmiş God of War III ne kadar iyi?” derseniz, cevabım tüm Remastered oyunlarla aynı olacaktır. Çok güzel, pek şahane ama daha önce defalarca oynadıysanız bir kez daha satın almanız için çok fazla neden sunmuyor.Gerçi söz konusu Türk oyuncusu olduğunda bu sorunun cevabı kesinlikle almalısınız da olabilir. Nedeni birazdan söyleyeyim de paragraf çorbaya dönmesin.
Oyunla hayli uğraşmışlar. Kratos’un son yolculuğu, “ZUUUUUUUUUS” bağırışları her zaman olduğu gibi yine epik, yine heyecanlı. Oyun yeni nesle geçtiği için 1080p çözünürlük ve 60fps kare/saniye hızı sunuyor. Kaplamalar, modellemeler elden geçirilmiş ve God of War III çok temiz görünüyor.
Akıcı oynanışın etkisini anlamak istiyorsanız, önce The Witcher 3, Batman: Arkham Knight açın, sonra God of War III’e girin, şoka uğruyorsunuz. Zaten oyun da inanılmaz hızlı yapıda olduğu için (mekan bulmacalarını saymazsak) saatlerin nasıl gittiğini anlamıyorsunuz bile.
Tamamen aynı oyun olduğu için oyunla ilgili başka ne denebilir diye düşündüğümde hoşuma gitmeyen bir durumdan bahsetmek isterim. Oyun başladığında ihtişam da kendini gösteriyor. Titan’ların sırtında (asında Gaia) Olimpos’a tırmanıyorsunuz. Her şey epik! Oyun tarihinin en sağlam ilk bölümlerinden biri olan Poseidon ile savaş, vahşi Kratos…
Ama neden bu kadar vahşi? Neden Kratos tanrılara bileniyor? İşte bu soruların hiçbirinin cevabı God of War III’ün içinde yer almıyor. God of War III epik bir sonun hikayesi. Oyun tek olarak sunulduğu için daha önce God of War oynamayan oyuncular hikayeyi direkt sonuç kısmından görecekler. “Her şey nasıl bu noktaya geldi?” sorusunun cevabı önceki iki oyunda yattığı için keşke Sony ve Santa Monica sadece üçüncü oyunu değil bütün üçlemeyi bizlerle buluştursaymış dedim. Ne ikinci oyundaki ihanet, ne de ilk oyundaki Ares olayları bu oyunda olmadığı için hikaye takip etmek isteyenler biraz hayal kırıklığına uğrayacak.
Türk oyuncular içinse güzel haber elbette ki oyunun tamamen Türkçe arayüz ve altyazılarla gelmesi oluyor. Eğer şu sıcaklarda eski bir dosta yeniden merhaba demek isterseniz Kratos’un epikler ötesi macerası sizleri bekliyor. O zaman:
“ZUUUUUS!!!