2005 yılındaki ilk Guild Wars’ın üzerinden tam olarak 2 sene geçti ve günümüz
itibariyle üç oyuna ulaşan, toplamda da üç milyon oyuncuya varan bir seriyle
karşı karşıyayız. Prophecies, Factions ve Nightfall diyerek evvela Tyria’da
batıdan yeryüzüne yayılan bir kötülüğü safdışı bıraktık, ardından yolumuz
Uzakdoğu motifleriyle süslenmiş Cantha’ya düştü ve bu kez karşımızda Shiro
Tagachi vardı. Onun da hakkından geldikten sonra son olarak, bundan altı ay
kadar önce Elona’ya tekrar hükmetmek isteyen kötü tanrı Abbadon’u tahtından
ettiğimizde dünyaya huzuru tekrar getirmiş olduk. Eh, Guild Wars dünyası için
şimdilik asayiş berkemal sayılabilir. Yalnız yakın gelecekte tekrar yer yerinden
oynayacak ve Tyria’ya geri döneceğiz. Yalnız, bu sefer bu “yerin oynaması”
deyimi kelimenin tam anlamıyla gerçekleşecek ve derinliklerde yuvalanmış
kötülükler gün yüzü görerek adı efsanelerle anılan Tyria’ya sıkıntılı bir dönem
daha yaşatacak. Yapımcı ArenaNet’in Eye of the North adını verdiği bu depremsi
hareket yaz tatilinde bizlerle birlikte olacak ve dahası, söylenene bakılırsa
her şey bittiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Bu kötü/iyi kehanetin neticesinde bizi nelerin beklediği elbette ki meçhul.
Kaldı ki Ascalon’un kuzey ucunda Charr donanması güç kazanmaya devam ediyor ve
Prens Rurik’in yokluğunda Kral Adelbern, Büyük Kuzey Duvarı’nın göstermelik
korumasına rağmen halkına daha ne kadar kol kanat gerebilecek? Ascalon’un hemen
batısında yer alan Shiverpeak dağlarındaki Dwarf’lar arası iç savaş daha ne
kadar sürecek? Peki ya Cataclysm’den sonra Orr’un parçalanmasıyla Kryta’ya
yerleşip yemyeşil ovalara vahşet getiren Undead Army’nin Vizier Khilborn’un
ölümünden sonraki akıbeti ne olacak? Ve en önemlisi; Gwen nerede?!! Bunlarla
şimdi ilgilenmiyoruz; bu soruların hepsi Guild Wars Eye of the North ile
cevaplanacak. Biz şimdi şu “hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” zaman dilimine
geçelim ve Guild Wars 2 ile MMO oyunlarında yeni bir çığır açmaya niyetlenen
ArenaNet’in bizlere neler sunacağına bir bakalım.
Yıllar sonra Tyria
Guild Wars 2, adından da anlaşılabileceği üzere Guild Wars serisinin devamı
niteliğinde geliyor (hadi canım!) ve bir ek paket veya halefiyle aynı ismi
paylaşan apayrı bir oyun olmanın ötesinde benzersiz bir takım yeniliklerle
beraber mevcut düzeni büyük ölçüde değiştirecek bir yapım olarak planlanıyor.
Öncelikle bahsedilmesi gereken unsur oyunun geçtiği zaman dilimiyle alakalı.
Guild Wars 2, Eye of the North ile birlikte nihayete erdirilecek olan ilk Guild
Wars dizisinin bitiminden yüzlerce yıl sonraki tarihlerde geçecek ve basın
bülteniyle birlikte yayımlanan resim ve bir takım artwork’lere göre yine Tyria
kıtasında start alacak (fakat içerik, Guild Wars’da olduğu gibi birbirinden
bağımsız oyunlarla genişlemeyecek; onun yerine, üzerinde daha nasıl
olabileceğinde uzlaşılamamış genişleme paketleri veya mini-expansion pack’ler
oluşturulacak). Başlıca bir büyük yenilik de karakterlerimizin ulaşabileceği
maksimum seviye miktarında. Herhangi bir kesinlik belirtilmemekle beraber en az
100 ve onun ötesinde 100+, hatta sonsuz seviye miktarı ArenaNet tarafından
düşünülüyor. Bunun beraberinde getirdiği zırh ve silah farklılıkları ile onların
efektifliği de haliyle değişecek ve görünen o ki bambaşka kavramlarla
tanışabileceğiz.Az önce bahsettiğim bu yüzlerce yıl kavramının doğal bir sonucu olarak, ileride
eski dünya olarak anılacak mevcut Guild Wars’daki karakterlerinizi Prophecies,
Factions ve Nightfall’daki gibi birbiri arasında aktaramayacaksınız. Fakat bu
sizin o kadar uğraşıp da elde ettiğiniz title’ların bir anda çöpe gideceği
anlamına gelmeyecek. Eye of the North ile tanıtılacak ve onunla birlikte diğer
Guild Wars oyunlarında elde edeceğiniz/ettiğiniz title’ları kapsayacak bir
efsane sistemiyle (Hall of Monuments) etrafınızdakilere aile büyüklerinizin
(şimdiki mevcut karakterlerinizden bahsediyorum) ne kadar şanlı, şöhretli
olduğunu gösterme imkanınız olacak.
Guild Wars’ı akranlarından ayıran belli başlı bazı özellikler Guild Wars 2’de de
terk edilmeyerek yine kullanıcı dostu bir sunuma imza atılmak isteniyor. Bu
özelliklerin en başında bahsedilmesi gereken şey, elbette ki oyunun aylık ödeme
gerektirmeyen kısmı olsa gerek. Buna göre Guild Wars 2’de de herhangi bir aylık
ücretlendirme olmayacak. Bu iyi bir haber; bir diğer iyi haber ise oyunun PvE
kısmıyla alakalı. ArenaNet’in kurucu ortaklarından Mike O’Brian’ın “Guild
Wars’da sevdiğimiz her şey geliştirildi” sözleriyle açıklanan bu düzenek,
şehirlerden veya outpost’lardan çıkıldığı anda parti içerisindeki oyuncuları
kapsayacak şekilde oluşturulan dünyanın (instanced) yapısında yapılacak belli
bir takım yenilikleri hedefliyor. Artık persistance, yani bildik MMO oyunlarında
yüzlerce oyuncunun aynı bölgede oynamalarını sağlayacak bir sistem de Guild Wars
2 ile lügate eklenecek ve hem persistance, hem de instanced oyun modlarını
içeren uzun bir senaryo ilerleyişi ve quest çeşitliliği olacak.
Persistance yapının da Guild Wars’a özgü bazı önemli detayları yok değil.
Yapımcıların oyunu en baştan itibaren bu şekilde geliştirmemelerindeki asıl
neden, elbette ki kill-stealing ve böylesi hoş karşılanmayan davranışlardı.
Oyunu persistance oynadığımız sıralarda meydana gelebilecek benzer tehlikeleri
geri plana atma aşamasında herhangi bir yaratığın öldürülmesinde pay sahibi olma
durumuna göre bir tecrübe puanı kazanılacak ve altın, loot gibi haklardan da bu
oranda bir kazanım elde edilecek. Hepsini ayrı tutup Guild Wars’a özgü olan asıl
bahsedilmesi gereken noktada ise oyunun “zincirleme reaksiyonlara göre değişen
dünyası ve quest durumu” ayrıca önem kazanıyor. Az önce saydıklarımın yanında
üçüncü bir alternatif şeklinde var olacak bu oynanışın ise sadece persistance
şekilde var olabileceğinden söz eden ArenaNet, olayların zincirleme bir şekilde
akışına da şöyle güzel bir örnek veriyor. “Aniden gökyüzünde uçan bir ejderha
görüyoruz ve yok edilmemesi durumunda tehlike yaratacağı bariz. Bir oyuncu
olarak istersek o ejderhayı öldürüp büyük bir kazanç sağlayabilir, istemezsek de
önümüze bakıp hiçbir şey olmamışçasına ilerleyip gidebiliriz. Ama ikinci
seçeneği seçip onu öldürmezsek, ejderha az ilerideki bir köprüye saldırıp orayı
kullanılmaz hale getirebilir. Eğer ki böyle olursa, etraftaki ağaç işçileri
devreye girip köprüyü tamir etmeye çalışırlar ve o yakınlardaki bir haydut
sürüsü de bunu fark ederek işçilere saldırırlar; sizin de göreviniz o haydutları
öldürmek olur ve bunu da yapıp yapmamanıza bağlı olarak bambaşka olaylar peşi
sıra gelişmeye devam eder.” ArenaNet’in verdiği bu ufacık kesit, Guild Wars 2’de yer alması muhtemelen quest
çeşitliliği ve sayısının da bir nevi göstergesi. Kaldı ki aynı anda yüzlerce
oyuncuyu sığdıracak çok geniş bir oyun dünyası içinde buna benzeyen veya
benzemeyen onlarca olayla karşılaşmak ve onların da birbiri arasındaki
etkileşimiyle sıradışı bir manzara seyretmek kulağa hiç de imkansız gelmiyor.
3 milyondan fazla oyuncuya aynı anda persistance bir yaşam olanağı getirmek,
mekanların çok çabuk ve gereğinden fazla bir biçimde kalabalıklaşmasına neden
olabilir. Bu tehlikenin önüne geçebilmek için oyuncular karakter yaratım
ekranında birden fazla özdeş dünyadan (server) birini seçmek durumunda
kalacaklar, fakat dünyalar arasında geçiş yapabilme gibi bir imkan da herkese
tanınacak. Bu bahsettiğim dünyalar ise Kuzey Amerika, Avrupa şeklinde
adlandırılmaktan ziyade oyuna özgü terimler içerecek.
Dünya kavramının gelmesiyle birlikte World-vs-World adı altında yeni bir PvP
şekli de oyunda kendine yer bulacak. WvW’nin genel mantığı dünyalar arası bir
yerde (Mists) üç ayrı dünyaya ait birimlerin aynı anda Capture the Flag
düzeniyle stratejik bir savaş yapmalarına dayanıyor. Burada küçüklü büyüklü
görevlerle kurulu olan alanda bir bölgeyi, bir kuleyi veya bir kaleyi kontrol
altında tutmanıza da bağlı olarak puanlar kazanabilecek ve tarafların çeşitli
kaynaklarına erişim sağlayabileceksiniz. Factions’daki Kurzick – Luxon sınırına
benzer bir şemaya sahip olacağı sezinlenebilecek bu sistem yapımcıların
belirleyeceği belli bir zamanı kapsayarak ilerleyecek ve daha sonrasında
sıfırlanıp sürekli takip edilebilecek bir şekle sokulacak. World-vs-World ile
dünyaların kazanabileceği ekstraların neler olduğu konusunda herhangi bir bilgi
şimdilik bulunmamasına rağmen UW veya FoW tarzında bir şeyler beklemek olasıdır.
GvG kapsamında ise her iki tarafın da aynı silahlara, aynı skill’lere ve aynı
özelliklere sahip olarak mücadele edebilecekleri çok daha dengeli bir yapı da
mevcut düzenin haricinde düşünülüyor.
Yeni NPC’ler, yeni ırklar
Guild Wars’ın her duyurulan ayrı oyunuyla birlikte yepyeni karakter sınıflarıyla
maceralara atılmaya alışmıştık. Çekirdek karakterlere ilaveten Factions ile
birlikte Ritualist ve Assassin, Nightfall ile de Dervish ve Paragon aramıza
katıldı. Eye of the North’un bu konuda bir katkısının olmayacağı biliniyor,
ancak Guild Wars 2 bu bakımdan çok büyük bir değişikliği beraberinde getirecek.
Artık sadece sınıf değil, bir de ırk seçmek durumundayız. Bu ırkların isimleri
ise Charr, Human, Sylvari, Norn ve Asura şeklinde belirlenmiş durumda. Charr ve
Human ırklarını Prophecies’den biliyoruz; Eye of the North’da ise Asura’lar ve
Norn’ların nasıl olduklarını görüp, aynı zamanda da Sylvari’lerin doğumuna
tanıklık edeceğiz. Hepsinden kısacık bahsedecek olursak; Norn ırkı Viking tarzı
görünüşleriyle ve ayıya dönüşebildikleri efsanevi yetenekleriyle tanınıyorlar.
Bu ayı formu, onlara ekstra sağlık ve daha güçlü saldırılar yapabilme imkanı
tanıyor. Asura’ların ise yer altında yaşamakta olan, her alanda güçlü bir
uygarlık olduklarından söz edilirken, Sylvari’lerden ise doğanın ruhani
varlıkları olarak anlatılıyor.Irkların yanı sıra companion adı altında sahip olabileceğimiz oyun içi
dostlarımız bize her fırsatta fayda sağlayabilecekler. Bir Ranger’ın yanında
hayvan bulundurmasına benzer bir sistemle yanımıza eklenecek bu karakterleri
nereye gidersek yanımızda götüreceğiz ve tıpkı Hero’larda olduğu gibi sahip
olduğu skill ve özelliklerde oynamalarda bulunabileceğiz. Her oyuncunun bir
companion’u bulunabilecek ve bunlar, party listesinde ekstra bir bölme işgal
etmeyecek. Eğer yanınızda herhangi bir şekilde companion bulundurmak
istemiyorsanız, karakteriniz belli bir miktarda güçlendirilmiş biçimde
kontrolünüzde olacak ve herhangi dezavantaj yaşamamış olacaksınız.
Grafikler ve oyun dinamiği
İlk Guild Wars’ın onunla yakın zamanda çıkmış diğer oyunlara kıyasla çok daha
iyi grafikleri olduğu gayet açık ve net bir biçimde ortadaydı. Bu unsuru göz
ardı etmek istemeyen yapımcılar Guild Wars 2’de de kozlarını buna uygun bir
biçimde oynamaya hazırlanıyorlar. ArenaNet’in kurucu ortaklarından Jeff Strain
yeni oyunda yeni bir grafik motoru mu kullanıldığı sorusunu kaynak olarak
şimdiki motorun baz alındığını, ama her şeyin yeniden yapılandırılıp fazlasıyla
geliştirildiğini söyleyerek yanıtlıyor ve ilk oyunun çıktığı sene var olan
bilgisayarların nasıl ki performans konusunda herhangi bir sıkıntı
çekmediklerini hatırlatarak, Guild Wars 2’de de benzer bir durumun söz konusu
olacağını sözlerine ekliyor.
Grafiksel ve oyun dinamiği içerisinde irdelenebilecek bir başka başlık da
çevresel etkileşimlerin Guild Wars 2’de nasıl ortaya çıkacağı. Etrafımızda olup
bitenlerden artık daha fazla haberdar olacağız ve animasyonların da buna göre
değişimleri çok daha gerçekçi bir havaya kavuşturulacak. Buna istinaden belli
bir zemin üzerinde kayma, suda yüzme ve hatta bir yerden başka bir yere zıplama
gibi atraksiyonların çok da hayali olmadığını söylemek gerek. Son söylediklerim
geliştirilme aşamasında kesin değil, fakat oyun içerisinde bazı cisimlerin
görünüşleri zamanla değişebilecek ve, örneğin attığınız bir ok hedefi ıskalarsa
arkasındaki başka bir cisme çarpabilecek, eğer bu cisim bir canlıysa onu
vurabilecek. Skill’lerin uygulamaları ile birlikte hedefin bulunduğu yerler de
çevresel faktörlerden etkilenerek oyuna aktarılacak.
2008 yılının sonlarına doğru beta aşamasına girmesi beklenen Guild Wars 2’ye
epey zaman var. Onun öncesinde keşfedilmeyi bekleyen koskoca bir Eye of the
North ve onun dışında oyuna hiç başlamamış olanlar için inanılmaz bir PvP
olanağı da var. Guild Wars 2’nin yeniliklerle birlikte gelmesine ve ArenaNet’in
sadece buna odaklanmış olmasına dikkat edildiği taktirde, bu oyunun şu an
itibariyle uzun vadede en çok merak uyandıran MMO’lardan biri olduğunu görmemek
imkansız. Belki de “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır” lafı için en
uygun yer burası, ne dersiniz?