Guild Wars

MMORPG, yazıldığı kadar oynanması zor bir oyun tarzı değil. Kesip, biçip
ilerler, level atlarsınız. Çok tercih edilen oyun türlerinden biridir. GuildWars
da bu tarz oyunlardan. Ama onu benzerlerinden ayıran çok önemli bir özelliği
var. Bu özellik oyunun yapımcılarından kaynaklanıyor. Birçok oyunsever için
Blizzard ismi çok farklı bir anlam ifade etmektedir. WarCraft, StarCraft ve
Diablo isimleri bunun sebebini kolayca açıklıyor. Ancak oyunun yapımcısı
Blizzard değil. O halde, böyle bir bilginin konumuz ile alakasını henüz
çözememiş olabilirsiniz. O zaman devam edelim; Blizzard’ın özellikle Diablo’yu
geliştiren ekibinin ayrılıp ArenaNet adı altında toplandıklarını ve ilk
oyunlarının bu olduğunu söylediğimde, sanırım taşlar yerine oturacak ve
GuildWars’a çok daha farklı bir göz ile bakacaksınız. Beta test sırasında elde
ettiğim görüşlerimi aktaracağım için bazı noktaları yüzelysel olarak geçeceğim.

Açık söylemek gerekirse bugüne kadar Everquest dışında bu türde başka bir oyun
oynamış da değilim. Beni çok fazla çekmiyordu. Ama bir Blizzard hayranı olan
benim bu oyunu kaçırmamın çok doğru olacağına inanmadığım için Open Beta
Test’ine katılmayı uygun gördüm. Beta test 29-31 ekim tarihleri arasında
gerçekleştiriliyor. Oyun 2005’in mayıs ayında çıkacağı için bu tarih süresince tüm
işlerimi bıraktım ve oyuna kelime yerinde ise balıklama daldım. Teste net’ten
indirilen 200 mb’ye yakın bir download ile isteyen herkes de katılabildi.
70k’lık setup dosyasını indirerek oyunu yüklemeye başlıyoruz. Bundan sonra 256k
bağlantı ile toplam yarım saat içinde oyunun tüm kurulumu tamamlanıyor.

Adından anlaşılacağı gibi oyun klan savaşları üzerine kurulu bir yapıya sahip.
Alacağınız çeşitli görevleri tamalayabilmek için ekiplere katılacak ve yola
çıkacaksınız. Ama önce karakterimizi seçerek işe başlamamız gerekmekte.
Cinsiyeti, ten rengi, sınıfı gibi özellikleri belirledikten sonra oyuna
geçiyoruz. Sınıf seçerken birincil ve ikincil olmak üzere iki farklı öğe
belirliyoruz. Seçeceğimiz yetenek grupları arasında Warrior, Necromancer,
Ranger, Monk, Mesmer ve Elementalist bulunuyor. Buna bağlı olarak savaşma ve
büyü özelliklerimiz de ilerliyor. Bundan sonra oyuna başla diyoruz ve sonu zor
gelecek gibi gözüken yüklemelere başlıyor. Sürekli olarak indirdiği dosyalar
başlarda canınızı çok sıksa da, bir defalık olduğunu düşünürseniz pek sorun
kalmıyor.

Şöyle soldan soldan atlılar geliyor

Başladığınızda kısa bir tutorial ile nasıl hareket edeceğinizi ve savaşacağınızı
öğreniyorsunuz. Ardından ilk şehrinize gelerek ekiplere katılmak ya da kendi
ekibinizi oluşturabilmek için çalışmalara başlıyorsunuz. Şehir içinde bulunan
çeşitli eğitmenlerden ders alarak karakterinizi geliştirebilir, savaşlarınıza
daha güçlü katılabilirsiniz. Oyunu yavaştan tanımaya başlayınca hemen bir ekibe
katılıp, görevlere doğru yola çıkıyorsunuz. İlk görevinizde şehri korumanız
gerekiyor. Kapıdan çıktığınız anda büyüklerimizin dediği gibi “şöyle soldan
soldan atlılar geliyor”. Aynı anda ekibinizde kim varsa olaya girişiyor tabii.
Birlikte yaratığa saldırabildiğiniz gibi tek tek diğer yaratıklara da
gidebilirsiniz. Bu başarı yüzdenizi düşüreceğinden ben genelde ekiptekilerin
saldırdığı yaratığa büyülerimi yollamayı tercih ettim. Ayrıca yukarıda da
bahsettiğim gibi ölebiliyorsunuz da. Bu durumda yol arkadaşlarınızdan birinin
sizi yeniden canlandırması gerekmekte. Bu arada yanlış anlamaları engellemek
için, tek rakibiniz yaratıklar değil tabii ki. İsterseniz kıl tüy sebepten ötürü
diğer ekiplerle de savaşabiliyorsunuz. Ama bunun yaratıklar kadar kolay
olmayacağını garantileyebilirim. Rakipleriniz çok daha sistematik bir şekilde
saldıracaklar.

Bunların yanında karakterinizin duruma göre verdiği tepkilerde etkileyici.
Yaralandığınız zaman topallayabiliyor ya da yere çökebiliyor. Bu da yara aldıkça
daha kolay ölmenizi kaçınılmaz kılıyor. Ya da toprak zeminde yürürken yerdeki
ayak izlerinizi takip etmek ilginç geliyor. Yalnız özellikle Unreal serisinde
benim çok hoşuma giden suda çıkan izler gibi yer etkileşimlerini bu oyunda
görememek beni biraz üzmedi değil. Ama oyunun çıkmasına daha uzunca bir süre
olduğunu ve üzerinde çok daha değişiklik yapılacağını düşünürsek bu tarz
eksikliklerin giderilebileceğini varsayabiliriz.

Grafik optimizasyonu iyi olmuş

Need For Speed’de olduğu gibi grafikler birçok ekran kartına göre oldukça iyi
optimize edilmiş. Fx 5200 ekran kartında dahi 1208X1024 çözünürlükte, üstelik
maksimum detaylar ile oldukça kaliteli sonuç aldım. Haritaların çok geniş
olmasına rağmen herhangi bir yavaşlama da hissetmedim. Birçok grafik motorunda
olan, objelerin içinden geçme sorunu bu oyunda da karşımıza çıkıyor.

Ortamlarda bulunan kule ve kutsal su kaynakları görsel şölen sunuyor. Büyülerde son derece hoş efektler ile süsleniş. Kutsal suya girdiğinizde artan
enerji düzeyiniz, büyü yaptığınızda akan alevlerin hepsi bir araya geldiğinde bu
oyunun single player görevlerinin olması için dua edeceğimizi gösteriyor.

Ayrıca GuildWars’un başında çıkan müzikler ve oyun sırasındaki seslerde ekibin
kaliteli bir iş çıkartabilmek için çok çalıştığını gösteriyor. Birçok oyunda
olan standart tek ses vuruş ve tek ses inleme efektleri yerini her seferinde
farklı sonuçlar veren seslere bırakmış. Ayrıca Eax desteklediğini de belirtmem
gerekli. Oyunun içine gereğinden fazla gömülebiliyorsunuz. Kimi zaman arkadan
bağırarak gelen bir yaratık korku ile mouse’ı bırakıp kafanızı arkaya
çevirmenizi sağlarsa hiç şaşırmayın.

GuildWars MMORPG dünyasına çok fazla bir yenilik getirmiyor olmasına rağmen çok
tutulacağına eminim. Bunun en önemli sebeplerinden biri oyuna sadece satın
alırken para ödeyecek olmamız. Onun dışında aylık ekstra aidat bulunmuyor.
Kulağa hoş geliyor tabii ki. Blizzard’ın kemik kadrosunun kurduğu ArenaNet
bundan sonraki favori firmam olma yolunda çok sıkı bir adım atıyor.

Exit mobile version