Bazı oyunlar özeldir. Bazıları büyük reklam kampanyaları ile gelirler ve bekleneni verirler. Bazıları da sessiz sedasız gelir, oyun gündemine bomba gibi düşerler. Bazıları o kadar sevilirler ki, ek paketlerini bırakın bir yana, gerçek hayatta, alt kültür olarak kendilerine yer bulurlar. Birkaç arkadaş bir araya geldiğinde, bu oyun hakkında ufacık bir söz edilse, muhabbet saatler bile sürebilir, konu o yapımın evreni hakkında oradan oraya atlar, uzar da uzar. Hepimiz için böyle bir oyun vardır elbet. Misal benim için bir adventure klasiği olan Broken Sword: Shadow of the Templars. Adventure tarzı dışında düşündüğümde ise aklıma bambaşka bir oyun geliverir, Half-Life!
Bir hikaye başlıyor
1998 yılında çıkan Half-Life, o inanılmaz gerilimli atmosferi, içerdiği karakter etkileşimleri, merakla sonu beklenen hikayesi ve aksiyonu ile oyun dünyasında bir anda bomba etkisi yarattı. Black Mesa adlı bir merkezde çalışan Gordon Freeman adlı fizikçi olarak oynadığımız oyunda sıradan başlayan bir iş günü, bir anda cehennemi bir yolculuğa dönüşüyordu. Yapılan bir testte işlerin ters gitmesi sonucunda, Xen adlı alternatif bir boyuta açılan kapı, Black Mesa’yı korku saçan uzaylıların merkezi haline getirir. Bir yandan bu dehşetten kaçmaya çalışırken, bir yandan da merkezi ve içerisindeki, biz de dahil herkesi yok etmesi için yollanan askeri kuvvetleri savuşturmak, hayatta kalmak zorundaydık.
Ah, unutmadan… bir de gizemli G-Man’imiz vardı. Nereden geldiği, nereye gittiği belli olmayan iş adamı kılıklı G-Man’imiz maceranın sonunda bizi derin bir uykuya yatırıyor ve yok olan Black Mesa’dan bizi uzaklaştırıyordu. Ardından gelen ek paketlerde ise önce bir Marine’i, Adrian Shephard’ı oynayarak müdahalede bulunmak için yollandığımız bu tımarhaneden kaçmaya çalıştık, sonra gelen içerikte ise neredeyse tamamen savunmasız olan bir güvenlik görevlisi olan Barney ile hayatta kalmaya çalıştık.
Hikaye devam eder
Ardından yıllar geçti ve uzun bir bekleyişten sonra özel bir oyun motoru ile karşımıza Half-Life 2 çıktı. Neredeyse 20 yıllık bir uykudan uyanan Gordon Freeman, Combine denen işgalcilerle kuşatılan dünyaya merhaba dedi. Wallace Breen’in insanlığı Combine’a sattığı bu macerada ise isyancı Eli Vance, kızı Alyx Vance ve eski dostlar Isaac Kleiner ve Barney ile yeni bir yolculuğa çıkıyorduk. Hikayemiz Half-Life 2 ile bitmedi ve ardından bir üçleme olacağı söylenen “Episode”lar geldi. Daha doğrusu tam anlamı ile gelemedi. Episode 1 ve 2, 2006 ve 2007 yıllarında çıktı. Uzunluk olarak oyuncuları biraz üzse de, Half-Life’ın gücünden hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi. Ve ardından sıra Episode 3’e geldi, her şey tıkanıverdi. Son oyundan, yani Episode 2’den beri neredeyse 4 yıl geçti ama halen ortada Episode 3 yok. İşin can sıkıcı yanı ise, yapım hakkında doğru düzgün ne bir materyal var, ne güncel bir haber, ne de ümit verici açıklamalar.
Hikaye devam edecek mi?
Hikaye bakımından dananın kuyruğunun kopacağının beklendiği Episode 3 yapım aşamasında. Evet, bunu biliyoruz. Peki ya daha ötesi? Episode 3, Half-Life efsanesinin son ayağı mı olacak? Bildiğimiz kadarı ile hayır, zira Valve’i hak ettiği yere getiren asıl oyun Half-Life. Öte yandan hikaye açısından cevaplanacak sorular olduğu gibi, oyunun sahip olduğu evren o kadar geniş ki, istendiği takdir de, Valve’in de güçlü yaratıcı zekası ve yeteneği sayesinde bu hikaye daha olabildiğine uzayabilir. Daha önceki yapımlar gibi bir içerik sunacaksa da, bizim bu duruma bir isyanımız olmaz. Half-Life olsun, çamurdan olsun da diyebiliriz bu duruma.
Peki Episode 3? Henüz resmi bir çıkış tarihi yok. Henüz oyun içi, ağız sulandıran görselleri yok. Henüz bir oynanış videosu yok. Elimizde sadece, oyunun yapım aşamasında olduğu ve öyle ya da böyle bir gün çıkacağı bilgisi var. Hatta Valve’in dilsizler için yaratılmış olan konuşma dilini öğrendiği, bu konuda çalışmalar yaptığı, bu sebepten de oyunda dilsiz bir karakterin önemli bir yer tutacağı da söylenenler arasında. Öte yandan Newell’ın geçtiğimiz sene verdiği bir röportajda, Episode 3’ün serinin duygusal renk paletine göre bakılırsa, tekrar ilk oyun gibi korku tonunun yoğun olacağı bir yapım olması da kesin gibi.
Çok küçük bir ihtimal daha var
Başka bir nokta ise oyunun çıkış tarihi ve içeriği ile ilgili. Yapım bu yıl içinde, yani 2011’de çok ama çok küçük bir ihtimalle çıkacak. Bunun sebebi ise Valve’in geçen sene yaptığı bir açıklama. Duyuruya göre Valve, 12 aylık bir dönemde tam üç önemli isim çıkartacaktı. Bunlardan biri Portal 2 oldu. Diğeri ise neden Half-Life 2: Episode 3 olmasın diye düşünmüyor değiliz. Diğer bir önemli konu da, Episode 3’ün gerçekten bu isimle çıkıp çıkmayacağı. Kulislerde konuşulanlara göre karşımıza bir Episode 3 değil, Half-Life 3 de çıkabilir. Bunun en büyük sebebi de aradan geçen uzun yılların, Half-Life 3 gibi büyük bir yapımın oluşturulması ile geçmiş olabileceği düşüncesi. Çünkü Valve’in sırada Half-Life ürününün yeni nesil grafiklere sahip, özel bir oyun olmasını istediği de biliniyor.
Bir diğer heyecan uyandıran gelişme ise GameInformer dergisinin Half-Life 3 için, 2011 yılında çıkacak şeklinde bir duyuruda bulunması. Dürüst olmak gerekirse, bu kadar uzun bir aradan sonra, sadece birkaç saatlik oyun deneyimi sunacak bir Episode 3’tense, uzun sürecek ve hem hikaye hem de grafikleri ile devrimsel özellikler taşıyacak yeni bir yapım, Half-Life 3 çok daha güzel olur. Newell’ın, Episode 3 üzerine konuşmamamızın iyi bir nedeni var demesinden de, Half-Life 3 mü geliyor gibi ümitlere kapılmamak elde değil.
Gabe şaşırma, sabrımızı taşırma!
İşin korkutucu yanı ise şöyle: Geçtiğimiz aylarda internette dolanan bir dedikoduya göre, bir Valve çalışanı ağzınan bir takım şeyler kaçırmış. Bunlar arasında Episode 3 için pek çok orijinal fikirlerinin olduğunu, ancak uygulama safhasına geldiklerinde bunun başarısız olduğu, oyunun da uzun süre sonra çıkabileceği gibi moral bozucu bilgiler de var.
Uzun lafın kısası karşımızda bir yün yumağı var ve baştan sona birbirine girmiş durumda. Episode 3 ne zaman gelecek, gelecek mi, beklenenleri verebilecek mi, yoksa karşımızda Half-Life 3 gibi yeni bir oyun mu var, yoksa Valve kendini Left 4 Dead’e fazla kaptırdı da, Half-Life’ı unuttu mu? Bizim fikrimizi soracak olursanız, evet Episode 3 gelecek, hatta ümidimiz Half-Life 3 olarak gelecek olması. Ama ne zaman derseniz, işte onu bilmiyoruz. Tek bildiğimiz şey, eğer Valve böyle devam ederse oyun yapımı konusunda Blizzard ile bir tür gecikme ve oyuncuları yaşlandırma yarışına girmiş olacakları. Siz ne dersiniz, karşımızda ne var? Bizi Half-Life evreni ile ilgili bekleyen şey nedir?