Modern fantastik edebiyatta çığır açmış bir seridir Harry Potter kitapları. Üstelik “Dünyanın En Hızlı Satan Kitabı” ve “Dünyanın En Çok Satılan Çocuk Romanı” gibi unvanları da var. Benim için de yeri büyüktür bu ilginç büyücüğü çocuğun. Film ve oyunlardan bahsetmiyorum, onlar ne yazık ki gerçeklikten uzaktı benim gözümde. Ama serinin yedi kitabı, bir çocuğun hayal gücünü geliştirebilecek en iyi araçtır sanırım. İlkokul yıllarımda okuyup tanıştığım Harry Potter’ı lisede bitirmiştim. O yüzden hayal gücüm biraz daha genişse, biraz daha yaratıcıysam bunda ufak da olsa J.K Rowling’in payı vardır, o da şu an dünyanın en zengin kadınlarından biriyse onda da benim ufak bir payım vardır. 🙂
Velhasılıkelam artık Harry Potter eskisi gibi ilgimi de çekmiyor zira kitaplarla beraber bitti benim için, henüz filmi de izleme fırsatım olmadı. Eminim ki önceki film çevrimleri gibi kitabın başarısız bir uyarlamasıdır. Neden bunu yapıyorlar anlam veremiyorum. Farkındayım, hedef kitle belli, amaç belli. İsim bolca kullanılacak, gişe yapılacak ve başka bir film için işe başlanacak. Halbuki istenilse Lord of the Rings filmleri gibi başarılı da olunabilirdi. Kitapları okuyan herkes hayal kırıklığına uğradı çünkü gişe uğruna yapılmış bu filmlerde.
Oyunlar başarısız oldu
İşin diğer acı tarafı da aynı durumun Harry Potter’ın video oyunlarında da yaşanması oldu. Yapımcı ve yayıncı yanlış hatırlamıyorsam ilk oyundan beri Electronic Arts ki bilindiği gibi oyun dünyasının emperyalist şirketidir kendileri. Nerede tutmuş bir film veya herhangi para kazandırabilecek bir hikaye var, hemen el atarlar, oyuna çevirirler. Nitekim aynı şey Harry Potter için de geçerli. Bugüne kadar çıkan tüm Harry Potter oyunlarını oynadım ve hepsi de vasat yapımlardı maalesef. Tam altı adet video oyunun hepsinin de vasat olduğunu hatırlayınca, sanırım sizler de son çıkan oyundan pek bir şey beklemezsiniz. Ben de beklemiyordum zaten, ona göre yükledim, ona göre oynadım. Filmle aynı gün piyasaya sürülen, tamamen “kâr” maksatlı yapılan ve sadece serinin hayranlarına hitap eden bir yapım Harry Potter and the Deathly Hallows Part 1. Baştan söylemiş olayım yani, balık baştan kokar ne de olsa…
Bir film ve kitap oyunu olmasına rağmen Harry Potter basit bir giriş videosu bile sunmadan açılıyor ki bu durum da can sıkıcı gelir hep bana. Bu kadar para ve emek harcanmış bir oyuna, giriş videosu koymak çok zor gelmesin artık. Girer girmez, ana senaryoya başlamadan önce diğer seçenek ve ayarlara göz attım. Çözünürlük dışında neredeyse hiç bir grafik ayarı olmaması da ilginç geldi. Çoklu oyuncu modunu zaten kafadan es geçiyorum, hiç olmadı ve olmayacak da. Onun dışında her zaman olduğu gibi bir zaman geçirmelik “Challenges” seçeneği bulunuyor. Bakmayın zaman geçirmelik dediğime, en fazla 10 dakika oynayacaksınızdır zaten. Zorluk seviyesini de seçtikten sonra senaryo modunu oynamaya koyuluyorum. Oyun öyle bir başlıyor ki, direk bağırıyor: “Ben seriyi takip edenler için yapıldım.” Hagrid motoru sürerken, biz de Harry olarak peşimizdeki Ölüm Yiyenleri savuşturmaya çalışıyoruz. Senaryo klasik olarak yedinci filmin senaryosunu takip ediyor zaten, hiçbir detay alamıyoruz ve tamamen baştan savma bir şekilde ilerliyor. Dolayısıyla bir oyunun başında oturmanıza sebep olan en önemli etmenlerden biri, yani senaryo kısmı büyük bir “ofsayt” konumuna düşüyor. Oldukça zengin bir içeriğe sahip olan hikaye tamamen harcanıyor.
Senaryoyu ve diğer ekstraları bir yana atabiliriz. Peki, oynanabilirlik ne durumda? Eğlence dozu ne kadar yüksek? Oyunun çıkmasına henüz aylar varken yapımcılardan, şimdiye kadar ki en karanlık, en iyi Harry Potter oyunu olacak gibi açıklamalar duymuştuk. Maalesef aradığımı pek de bulduğumu söyleyemeyeceğim. Açıkçası ileri gideceğine geri adım atmış durumda oyun. Daha önceki oyunları bitirmek için bir sebebim olurdu en azından. Harry Potter and the Deathly Hallows ise en fazla iki saat dayanılacak bir oyun olmuş, yaklaşık sekiz saatlik bir oynanışı olmasına rağmen. Oyuna beklediğim gibi siper alma sistemi gelmiş ama istediğim gibi değil. Eminim herkes benimle aynı fikirde olacaktır bu konuda çünkü işleri kolaylaştırmaktan çok zorlaştırıyor. Siper aldığımızda kamera saçmalıyor, büyüleri yollayamıyoruz vesaire. Ben de daha fazla siper almakla uğraşmayıp düşmanların üzerine yürümeye başladım ki oyun o kadar kolay ki savaşlarda zorlanacağınıza asla ihtimal vermiyorum.
Savaş ve büyü sistemi önceki oyunları oynanabilir unsurlardandı ama bu sefer dediğim gibi geriye gitmiş durumda. Nasıl desem, o hissi veremiyor. Korkuluk gibi yığılan ölüm yiyenler ne sizi zorluyor ne sizi J.K Rowling’in yarattığı o evrene çekebiliyor. Oynarken ekranda herhangi bir sağlık barı vesaire yok ekranda hatta hiçbir şey yok. Yerden çeşitli sağlık iksirleri bulabiliyoruz. Sadece görünmezlik pelerini kullanımı birazcık hoşuma gitti. Onun dışında, dediğim gibi oyun sürekli kendini tekrar ediyor, çizgisel ilerliyor, aynı şeyleri yapıp duruyoruz. Bir saatten sonra “nişan al, büyüyü yolla” olayı baymaya başlıyor. Çünkü ne diyaloglar, ne senaryosu size bir şeyler vadediyor.
Karanlık atmosfer iyi yansıtılmış
Deathly Hallows’da atmosfer oldukça karanlık ki bu da hoşuma gitti diyebilirim. Daha ciddi bir hal almış oyun ama grafiksel bazda hala sıkıntılar mevcut. Öncelikle çevreyle etkileşim falan demeyeceğim hiç zira oyunda çevreyle, nesnelerle etkileşim adına hiçbir şey yok. Fizik motoru, “Nasıl daha kötü olur?” diyerek yapılmış gibi. Çevre kaplamaları fena gözükmüyor fakat karakter modellemeleri ve animasyonlarında ciddi eksikler var. Ana karakterler konuşurken yüz ifadeleri ve mimiklerine dikkat edin, ne kadar da kuklaya benziyorlar değil mi? Ana karakterlerde bile böyle eksiklikler varken, figüranları siz düşünün. Karşınızda sürekli aynı tipte, modelde düşmanlar varken ne kadar eğlenebilirsiniz ki? Tüm bunlar PC sürümü için geçerli ama sanırım konsolda da durum pek farklı değil. Şükür ki seslerde ve müziklerde daha iyi bir iş çıkarıyor oyun. Aksiyon esnasında araya giren müzikler, büyülerin ve Harry’nin sesleri, diğer seslendirmeler kulağa hoş geliyor.
Özetle Deathly Hallows Part 1 için en kötü Harry Potter oyunu diyebilirim. Part 2 daha iyi olur mu derseniz? Hiç sanmıyorum, çünkü artık son Harry Potter oyunu olacak ve EA sadece işin kaymağını yemeye bakacak. Yeni hiçbir şey vadetmemesi, eskimiş ve hatalı grafikleri ve en kötüsü de eğlendirmekten çok can sıkan oyun yapısıyla Deathly Hallows pek de tavsiye edebileceğim bir oyun değil. Eğer Harry Potter hayranıysanız, “önceki oyunları oynadım, bunu oynamamak olmaz” diyorsanız bir göz atabilirsiniz ama sadece göz atın derim.