Her şeyde olduğu gibi Pekin’de gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları’nın
oynanması ile piyasaya video oyunlarının da çıkması bir oldu. Electronic Arts’ın
zaten klasikleşmiş şekilde her sene piyasaya sürmeyi alışkanlık haline getirdiği
spor oyunları ya da popüler bir film ardından yapılan filmin oyunlarına
alışmıştık. Öyle görülüyor ki, bundan sonra da her olimpiyat akabinde oyunlarını
da bizzat oynamaya alışacağız. Yeni jenerasyon konsollarda özellikle grafikleri
ile dikkatleri üzerine çeken Beijing 2008, ilginçtir ki PSP’ye uğramadan
olimpiyat oyunlarını tamamladı. İçinde bol miktarda farklı spor türünden mahrum
kalan PSP severlerin imdadına ise International Athletics yetişti. Beijing
2008’i PSP’de oynayamamanın verdiği burukluk nedeni ile bu yapıma dört elle
sarıldım. Ben onu oynamak için oldukça istekliydim, ancak öyle görülüyor ki o
kendisinin o kadar da oynanmasına meraklı değilmiş…
Gerek yeni jenerasyon konsollardaki Beijing 2008, gerekse PSP’deki International
Athletics’i gördüğümde aklıma gelen ilk soru, sporların nasıl oynandığı
yönündeydi. Futbol ve baskete alışığız. Ancak bir koşma ya da uzun atlama gibi
sporlar nasıl oynanıyordu. Burada elbette kullanılan tuşlardan ziyade merak
konusu olan, Train Simulator’de de olduğu gibi koşarken zaten belli olan
parkurda seri şekilde tuşlara basmanın keyifli olup olmayacağıydı. Yazının
devamında kontroller ile birlikte işte bu soruya, yani buton basmanın bizi
tatmin etmeye yetip yetmeyeceğine değineceğim. Belki olimpiyat başlığı altında
değil ama olimpiyattaki sporlar ve temalar konulu olan International
Athletics’de on dört spor etkinliği bulunuyor. Çok sayıda rakibe karşı oynanan
bu etkinlikler arasında 100m koşu, uzun atlama, atış, yüksek atlama, engelli
koşu, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma, hareketli hedef vurma, okçuluk gibi
spor türlerini görüyoruz. Birden fazla koşu tipi gibi benzer sporlar olduğundan
aslında tüm sporlar birkaç tane ana başlık altına giriyor. Tüm bu sporlar ise
Quick Event, Decathlon ve Tournament olmak üzere üç ana modda oynanabiliyorlar.
Quick Event ile tahmin edeceğiniz üzere oyunun daha geniş bir kısmını oynamak ya
da kısıtlı vakitte hemen zaman geçirmek için istediğiniz sporu hızlıca deneyim
etme şansımız oluyor. Decathlon’da ise klasik şekilde on farklı sporu arka
arkaya oynuyoruz. Tournament’da ise farklı ülkelerden yarışan kişileri eleyerek,
podyumda madalyaları taşıyan kişi olmaya çalışıyoruz.
Buton çılgınlığı
Yazının başların belirttiğim gibi sıra geldi kontrollere, yapımın buton tabanlı
olduğuna değinmiştik, şimdi sporcularımızı nasıl yönettiğimize bakalım. Temel
olarak kullanılan tuşlar arasında analog kol, X butonu ve L-R omuz tuşlarının
yer aldığını söyleyebiliriz. Örneğin koşu sporunda L ve R tuşlarına seri bir
şekilde basarak koşuyor ve eğer biri ile yakın bir mücadele içindeysek çizgiye
gelince baş farkı ile kazanmak için çizgide X’e basıyoruz. Gülle atmada analog
kol ile kendi eksenimizde dönüyor, X ile ise altta yer alan metreye göre iyi bir
atış belirlemeye çalışıyoruz. Ekrandaki metreler, büyük oranda sonucun ne
olacağı hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Keza metre üzerinde bir atışı
ne kadar erken ya da geç yaptığımızı görebiliyoruz. Her şey butonlar ile olup
bittiğinden ve sporlar arasında buton kullanım farkı olduğundan, etkinliğe
başlamadan önce yükleme esnasında o sporda hangi tuşların nasıl kullanılacağı
gösteriliyor. Her oyunun zorluğu farklı olduğundan da dekatlon ve turnuvada
rakiplerinizin zorluk seviyesini değiştirebilmemize de imkan verilmiş. Ancak
sporların zorluk seviyeleri birbirini pek tutmadığı söylenebilir.
Yaptığımız yarışmalar neticesinde elde ettiğimiz süreye göre bir de dünya rekoru
kırma özelliği eklenmiş. Ekranın sol üst köşesinde dünya rekor zamanlaması ve
sizin yaptığınız süre görülüyor. Özellikle rekor kırdıkça eğlenceli sahnelere
tanık olduğumuz söylenebilir. Görsel açıdan baktığımızda yapımın oldukça vasat
seviyede kaldığını görüyoruz. Çevre öğeleri dışında karakter modelleme ve
animasyonlarının da pek başarılı olduğu söylenemez. Seslerinde grafiklerden
aşağı kalır yanı olmadığından, yapımın teknik açıdan başarılı olmadığını çok
rahat söyleyebiliriz. International Athletics’in daha çok teknik eksikleri
nedeni ile oynanabilirliğini yitirdiğini söylersek muhtemelen yanlış
olmayacaktır. Bu nedenle yapımı daha ziyade farklı türdeki çok sayıda sporu tek
pakette oynamak isteyen, ancak beklentilerini yüksek tutmayan oyunculara
önerebilirim.