Bazı şeyler vardır ki değerleri oldukları gibi bırakıldığında çok daha fazla
eder. Son zamanlarda rastladığımız çizgi romandan yapılan farklı çevrimler, buna
en iyi örneği oluşturacaktır muhtemelen. Önce filmleri yapılır, ardından
oyunları piyasaya sürülür. Ancak atlanan bir nokta vardır; dönüp baktığınız
zaman çizgi roman artık kendinden bazı şeyleri kaybetmiştir. Bu elbette çizgi
romanın kendine has olan değerini kaybetmesi değildir. Hele ki sevilen yapımlar
kaliteli filmler ile bir araya geldiği zaman çok daha fazla heyecan uyandırır.
Ancak film noktasında durmak gerekir, zira çoğu zaman filmlerle birlikte
piyasaya sürülen kalitesiz, oldubittiye getirilen oyunlar bu heyecanın sönmesine
neden olur. Tıpkı Iron Man’de olduğu gibi.
Uçabilen metal yığını
Iron Man oldukça beğenilen çizgi romanlardan olmakla birlikte, filminde
gösterilen başarı ile de takdir topladı. Ancak ne yazık ki oyunu kâr amacı ön
plana çıkan yapımcılar nedeni ile aynı başarıyı hangi platformda olduğuna
bakılmaksızın gösteremedi. PSP platformunda boy gösteren yapım, PlayStation 3 ve
XBox 360 platformları ile benzer içeriğe sahip olan tek kişilik oyun modunda 13
farklı görev barındırıyor. Hatta birbirileri ile aynı ara video sahnelerine
sahip olduklarını dahi görmek mümkün. Oyun ilk başladığı andan itibaren filmi
izlemeden içerik ve hikayeye dair bilgi sahibi olmanın biraz güç olduğu
görülüyor. Üstüne daha çok adımımızı atar atmaz bir hareket ve aksiyonun içinde
buluyoruz kendimizi. Görevler içinde lazer topları, süpersonik düşmanlar gibi
filmde rastlamadığımız şeylerde bol miktarda bulunmakta.
Yapımda görevleri üçüncü şahıs kamerasından oynanan Shooter’lar olarak
tanımlamak mümkün. Ayrıca görevler boyunca ihtiyacımız olan yedi açılabilir zırh
giysisi ve tercihimize göre geliştirmeler bölüm öncesinde seçilebilmekte.
Geliştirmeler mermi, zırh, silah gibi oyun içindeki ihtiyaçlarınızı
iyileştirmenize yarıyor. Aslına bakarsak yaptığımız şey sürekli bir dönüşüm
halinde etrafa ateş etmek, barikatları kırmak ve haritadaki hedef noktasına
ulaşmaktan başka bir şey yapmadığımızı görüyoruz. Bu bakımdan başta ne
yapıyorsak finalde de aynı şeyi yapıyor, tek düzelikten ne yazık ki
kurtulamıyoruz. Oyundaki muhtemelen en büyük aksiyon uçabilmemiz oluyor.
Havalandıktan sonra etrafa yukarıdan ateş edebilmek, gideceğimiz noktaya daha
hızlı varmak “Aksiyonu” oluşturan etkenlerden. Dökme demirden bir adamın nasıl
uçtuğunu bir kenara bırakırsak yapım oynanabilirlik açısından hiçbir şey vaat
etmiyor. Yapımın PC versiyonunu da deneme şansım oldu. Bununla birlikte PC
versiyonunun PSP’den çok daha kötü olduğunu söylersem yalan olmaz. Zira PSP’de
dahi vasat olan grafikler, PC versiyonunda sanki PSP’den port edilmiş gibi
duruyor.
İçerik olarak önüne geleni öldür, hedef noktasına ulaş tarzında olan tek
düzeliği ancak teknik detayların iyi olması kurtarabilirdi ki, ne yazık ki bu
bakımdan da durumu kurtarabilecek bir şey bulunmuyor. Grafikler ve kaplamalar
vasatı aşamazken, en azından Iron Man’in modellemesine dikkat edilebilirdi
demeden diyemiyoruz. Sesler bakımından da grafiklerden aşağı kalır yanı olmayan
oyunda, kontrollerden yana da şansımız ne yazık ki gülmüyor. Genel olarak
baktığımızda Iron Man’i oynayabilmek için, yapımın gerçekten çok büyük bir fanı
olmamız gerektiği görülüyor. Ne yazık ki çizgi roman ve filmin başarısı video
oyunlarına aktarılamamış.