Merlin’in Kazanı olarak video oyunları dışında bu kültürün temelini oluşturan pek çok öğe ile ilgili yazmaya devam ediyoruz. Bilişim Çağının yayılmasıyla birlikte insanların en büyük problemi olan zamansızlık ve kısıtlı zamanlarını iyi değerlendirmek istemeleri şaşılacak bir şey değil. Bu sebeple sizlere her hafta Kara Ekran’da uluslar arası televizyonun en iyi örneklerini inceleyip, dizi incelemeleri yapacağız.
Çocukluğundan hatırlayanlar olacaktır, “Vikingler” diye bir çizgi film vardı, Vicki isimli ufak bir Vikingin maceralarını izlerdik. Boynuzlu miğferleri ve korkusuzluklarıyla benim çocukken en sevdiğim tarihsel figürlerden olan Viking savaşçıları, her zaman medyanın ilgi odağı olan kültürlerden olmuştur.
Bu bağlamda son dönem çıkan Game of Thrones tadında yüksek bütçeli prodüksiyonlardan en önemlisi sanırım “Vikings”. Emmy ödüllü seri The Tudors, Elizabeth ve Elizabeth: The Golden Age gibi başarılı işler ile tanınmış senarist Michael Hirst tarafından History Channel için yapılan seri, gerçekten oldukça “olmuş” görünüyor.
İrlanda’da çekilen Vikings, tarihsel olarak doğru bir anlatımla sunulan bir çeşit dramatizasyon aslında. Yani hikayeler gerçek temellere sahip fakat formatı sebebiyle eklemeler ve çıkarmalar olabiliyor. Vikings’de ana karakterimiz Ragnar Lodbrok. Tarihte gelmiş geçmiş en büyük Viking kahramanlarından biri olan Ragnar, İngiltere’ye ilk ayak basan ve baskın gerçekleştiren savaşçı grubunun lideri. Eşi Lagertha ve kardeşi ile birlikte “Batı’ya gitme” hayali ile yanıp tutuşan Ragnar, bu hayalini gerçekleştirmek adına çok büyük bir maceraya atılır ve olaylar gelişir.
Vikings hikayesini erken orta çağ İskandinavya’nın epiklerinden almakta, özellikle baskınlar, ticaret ve keşif ile ilgili pek çok destan ve anlatıyı eksenine alarak görsel olarak çok doğru bir portre çizen yapım, bunları anlatırken Viking kültürünün ufak parçalarını izleyiciye tanıtarak, tarihsel bir paralellik yakalamayı amaçlamış gibi görünüyor. İlk bölümde Ragnar ve bulunduğu bölgenin lideri Haraldson’ın çakışan vizyonları üzerinden giden hikaye, ikinci bölümde oldukça açılarak işin içine erken dönem Hristiyanlığını katarak oldukça enteresan bir yapıya bürünüyor.
Kadrosunda Travis Fimmel, Katheryn Winnick gibi çok yüzü eskimemiş fakat oyunculuk anlamında oldukça sağlam isimleri eksen karakter olarak görürken Gabriel Byrne ve Jessalyn Gilsig gibi tecrübeli oyuncular atmosferi oldukça destekleyerek skalayı dengeliyor.
Şunu söylemek gerekiyor ki, dizinin yaratıcısı Michael Hirst daha önce The Tudors ve The Borgias gibi tarihsel dramatizasyonlarda çok başarılı işler çıkarttığı için Vikings’in ilerleyen bölümlerinin diziyi bozacağına inanmıyorum. Genelde dramatizasyon projelerinin senaryosu ve gidişatı zaten belli olduğu için eğer Spartacus gibi çok fazla çizginin dışına çıkmıyorsa başladığı gibi gider. 40 Milyon dolar bütçeye sahip yapımın çekimleri İrlanda’da geçtiğimiz Temmuz ayında başlamış. İrlanda seçiminin ardında parasal sebepler yatarken, ilk sezonun %70 kadarı dış mekanda çekilmiş.
İlk sezon beş bölümden oluşuyor, gelecek sezonlara yeşil ışık ise şimdiden yakılmış durumda. Rollo’yu oynayan aktör Clive Standen’ın dediğine göre gelecek sezonlar Alfred The Great, Leif Ericson ve Ivar the Boneless gibi Nordik destanlarından pek çok karakteri içerirken, Ragnar’ın hikayesi gereğince pek çok farklı ülkeyi kapsayabilir.
Vikings, entrika ve derinlik olarak bir Game of Thrones olmayabilir fakat atmosfer ve hikaye açısından gerçekten bu sezonun en iyi işlerinden biri. Eğer tarihsel dramaları seviyor ve Rome, Tudors tadından hoşlanıyorsanız, içine hafif fantastik serpiştirilmiş Vikings gerçekten bu sezon favori dizilerinizden olacak.
Vikings IMDB’de şu anda 8.6 puan ile seyretmekte.
Bunu seven bunu da sevdi
1- Rome
2- The Tudors
3- The Borgias
4- Game of Thrones
5- Spartacus