Kara Elf Üçlemesi

Kitapevi : Arka Bahçe 
Orijinal Adı: Dark Elf Trilogy

Güneş buraya hiç uğramaz, ışık korkulan bir yabancıdır. Karanlıkaltındaki tüm canlılar bu zalim ekolojiye uyum sağlamıştır. Hayatta kalmanın ilk kuralı sessizliktir. Ev sahipleri zalim oldukları kadar güzellerdir. 

Yeryüzünün hükümdarları insanlarsa karanlıkaltının efendileri kuşkusuz drowlardır. Kötü kraliçeleri Lloth’un emrinde yaşarlar. Kadın egemen toplumda erkekler sadece savaşçı kölelerdir. Toplum ailelere ayrılmıştır ve drowları en büyük sekiz ev yönetir. Evlerin sıralaması sık sık değişir. Savaşlar sinsice ve hiç iz bırakmadan yapılır. Hedef ailenin bütün soyluları öldürülmelidir. Eğer bir delil bırakılmışsa geriye cezaların en büyüğü bekler işgalcileri. Doğrusunu söylemek gerekirse burada bir sistem yoktur, kaos hüküm sürer. Drowların sürekli kardeş kanı döktükleri için gelişmeleri söz konusu olamaz, birlik onlar için hayaldir.

Masaüstü oyuncuları için drowlar mükemmel bir ırktır, doğuştan büyüye mukavemet gösterirler, çok güçlü büyülü eşyalar taşırlar. Soylularının ek özellikleri de vardır. Drow rahibeleri mistik silahları ve ölümcül büyüleri ile bu ırkın en güçlü bireyleridir.

Drowlar kötü kalpli canlılardır, kendilerine ve çevrelerine zarar verirler. Kahramanımız Drizzt ise bu cehennemde bir melektir. Öldürmekten tiksinir, ırkdaşlarının davranışlarını kavrayamaz. Yalnızlık en büyük korkusu ve düşmanıdır. Drizzt, Do’Urden ailesinin en küçük “ asil” oğludur. Kalbinin temiz olması esasında büyük bir sürpriz değildir. Fakat babası Zaknafein içindeki boşluğu ırkdaşlarını öldürerek doldurmaya çalışmaktadır. Drizzt’in doğumu Do’Urden ailesinin sekizinci eve saldırmasına rastlar. Küçük drizzt babasının desteği ile savaşçı olur. Farklı olduğunu yeryüzünün çıktığı ilk gecede anlar. Drowlar için en büyük onu bir yeryüzü elfi öldürmektir. Drizzt’ in eline bir şans geçer ama bunu yapamaz, arkadaşlarına yalan söyler. Devriye görevi sırasında gelecekteki can dostuna “ Guewhynwar” a rastlar. Yazılması da okunması kadar işkence olan bu panter bir heykelcikle Faerun’a çağırılan astral bir varlıktır. Mükemmel bir yazar olan Salvatore’in isim koyma konusunda pek başarılı olduğunu düşünmüyorum. “Drizzt” ismi de zaten kitap baskıya girmeden önce bir telefon konuşmasında aniden uydurulmuş. 

Kitapların içeriğine kısaca değinirsek Anayurt’ da Drizzt’ in doğumu, ailesinin diğer aileye saldırısı ve çocukluğu ,Sürgün ve Göç’te ise silah ustası olması ve yeryüzüne çıkışı anlatılıyor. Romandaki karakter sayısı çok kısıtlı olduğundan varolan karakterlerin düşünceleri ve psikolojik durumları 

Seriyi okunur kılan kitabın konusundan çok yazarın dehası diyebilirim. Drizzt o kadar iyi işlenmiş ki insan kendini hemen baş kahramanın yerine koyup kitabın bitmemesi için dua etmeye başlıyor. Salvatore‘da bu duaları kabul etmiş olacak onun üzerinde kitap yazmış. Çeviride sırıtan hiçbir bölüm yok, fakat Türkiye’deki yayınevlerinin kitap boyutlarına bir türlü alışamadım. Tsr’ in orijinal kitaplarında kullanılan font daha küçük ve kağıt kalitesi daha düşük. Bir kitabın ingilizcesini 6 dolara ( şu anki kurla 10 milyon) alırken türkçesini 14.5 (yerine göre 16.5) milyona almak bana açıkçası batıyor. Bütün kitaplar böyle satıldığına göre suç yayınevlerinde değil, benim de bilmediğim başka bir yerde olmalı. Ayrıca incecik bir kitabın bile göz boyamak için en kaliteli kağıt kullanılarak 10 milyona satılmasını anlayamıyorum. Kitap gözden çok cebe hitap etmeli, daha çok insan tarafından okunmalı. Bu konuyu burada kapatalım Icewind Trilogy’ in tüm kitaplarının çevirilmesini bekleyelim.

Exit mobile version