King Arthur 2

Neocore Games’in yapımcılığını üstlendiği, 2009’un sonlarına doğru çıkan King Arthur – The Role-playing Wargame birçok eksiği bulunmasına rağmen başarılı bir yapımdı ve bu türü sevenler tarafından beğenilerek oynanmıştı. İlk oyunu kısaca özetlemek gerekirse, adından da anlaşılacağı gibi Kral Arthur efsanesini ve Britanya birliğini konu alan, RPG elementleriyle harmanlanmış bir stratejiydi. Ardından gelen ek paketlerle de başarısı pekişince haliyle bir devam oyunu da şart olmuştu. Nihayet, beklenen haber geçtiğimiz haber Paradox Interactive’den geldi; üstelik etkileyici bir de trailer’la. Peki, bu yıl çıkması beklenen King Arthur II neye benziyor?

Cadı Kraliçe Morgawse

Devam oyunu, ilk oyunun bıraktığı yerden başlıyor ve tıpkı önceki oyun gibi senaryo ve hikaye anlatımı oldukça etkileyici: Şövalyeler ve ejderhaların yaşadığı uzak bir çağda, kutsal imparatorluk Britanya huzuru bulmuştur. “Kutsal Kase” geri getirilmiştir ve refah tüm topraklara hakimdir. Buna rağmen, ufukta kara bir bulut vardır. Karanlıktaki yeni bir tehdit, Kral Arthur ve onun şövalyelerinin üzerine inmeye hazırlanmaktadır. Ve sonunda, Britanya’nın ötesinde uyanan bu eski ve güçlü tehdit Kutsal Kase’ye ulaşır ve büyüsüyle bu muazzam eseri yok eder. Bu kişi kuzeydeki Orkney Adaları’ndan Cadı Kraliçe Morgawse’dir.

Kral Arthur’u da öldürmek için birini yollar ve krallığının kalbini korumaya çalışırken Arthur asla iyileşemeyecek şekilde yaralanır. Arthur ve onun toprakları arasında gizemli bir bağ bulunmaktadır ve hastalığı yavaş yavaş tüm toprakları yok etmektedir. Ormanlar çorak arazilere dönüşür, kara bulutlar gökyüzünü kaplar… Camelot çöküşe doğru gitmektedir, yuvarlak masa şövalyeleri ise ya kaybolmuştur ya da birbirlerine karşı anlaşmazlığa düşmüştür; diğerleri ise karanlığa karşı tek başına hayatta kalmaya çalışırken savaşı kaybetmiştir. Ardından, arazilerde hüküm süren yaratıklar ve eski toprakları için savaşan krallar… Kısacası, Britanya’nın birliği artık bozulmuştur. Britanya’nın ve geleceğin büyük kralı Arthur olarak, bu topraklara tekrar barış ve refahı getirmek ise artık sadece sizin elinizdedir.

Merlin, Merlin diye nicesine sarıldım

Her
oyunun kompleks ve başarılı bir senaryoya ihtiyacı yoktur, ama kimileri
de buna sahiptir; oyuncuyu etkiler, içine çeker. İlk oyun bu konuda
başarılıydı, King Arthur 2 ise bayrağı devralıyor ve bu başarıyı devam
ettiriyor. Uther Pendragon’un oğlu Kral Arthur, bilindiği gibi temeli
fantaziye dayanan ve İngiliz edebiyatında çok önemli bir yeri olan
efsane karakterdir. Bilinen bir örnekle açıklamak gerekirse bizim Oğuz
Kağan’ımız, onların Kral Arthur’u diyelim. Merlin gibi, Camelot gibi
dizilere de konu olan bu hikayeye ilgiliyseniz veya önceki yapımı
oynadıysanız eminim zaten çıktığı gün severek oynayacağınıza.

King
Arthur 2 genel yapısıyla ilk oyuna benzerlik gösteriyor ve yine RPG
elementleriyle dolu bir savaş oyunu fakat bu sefer RPG yönü biraz daha
ağırlık kazanıyor, özellikle de campaign haritasında. Yapımcılar
görevler ve “morality chart” gibi ilk oyunda sevilen özellikleri
muhafaza edeceklerini söylerken, birçok da yeni materyal ekleyeceklerini
belirtiyor.

Hatırlarsanız önceki oyunda devasa savaşlar yaşanıyordu, büyük ordular karşı karşıya geliyordu. King Arthur 2’nin savaş sisteminde ise fazlasıyla yeni geliştirme bulunuyor. Yeni eklenen birçok özellik ve değiştirmelerle savaşlar daha zevkli hale gelecek. En başta oyun hala Coretech 2 grafik motorunu kullanıyor ve hiç de eskimiş gibi gözükmüyor. Zira, savaş alanında aynı anda binlerce askerin yer alması fikri kulağa hiç de kötü gelmiyor değil mi? Ünitelerin hareketleri, yol bulma ve animasyon sistemi ise baştan sona yenileniyor. Anlaşılan Coretech Engine hiç eskimiyor.

Koşan değil, uçan üniteler

En önemli yeniliklerden biri ise oyuna dahil edilen uçan yaratıklar olacak. Bu da doğal olarak demek oluyor ki savaşlar artık iki şekilde gerçekleşebilecek: hem karadan, hem havadan. Uçan üniteler çok daha hızlı olacak ve arazi engellerine takılmamak gibi bir avantaja sahipler. Nehirlerin ve binaları aşabilecek olan bu üniteler dolayısıyla oyunculara yeni taktiksel olanaklar sağlayacak. Diğer ünitelere baktığımızda ise King Arthur’da bu sefer daha fazla hayali yaratık görüyoruz: Fomorian’lar, dev ejderhalar, şekil değiştirenler ve Gargoyle’ler gibi…

Yapımda savaş haritaları da önemli bir yere sahip. Güçlü büyüleri
kullanabileceğimiz bu haritada artık belirli sabit bölgelere de bağlı
kalmak zorunda olmayacağız ve daha taktiksel bir savaş üzerine
yoğunlaşabileceğiz. King Arthur 2, “fantezi” türünde olacağından büyüler
de haliyle oyunun büyük bir kısmını kapsıyor. Geliştirilmiş bir büyü ve
büyüye karşı dayanıklılık sistemi bulunuyor. Önlemler alarak kendinizi
güçlü büyülere karşı koruma şansınız bulunacak. Her ordu, komuta
ettiğiniz “Hero”ların büyü dayanıklılığı skill’lerine bağlı olarak genel
bir korunmayla savaşa başlayacak. Hero’nun skill’leri arttıkça doğal
olarak ordular da bundan etkilenecek.

Tamamıyla
“epik” bir oyun olacak olan King Arthur 2’de boss savaşları da yer
alacak ve yapay zeka bu sefer eskiye göre daha çok daha “zeki”. Kısacası
kayıplarımızı minimuma indirmek için daha akıllı taktiklerle düşman
karşısına çıkmak zorundayız artık. Her seferinde farklı numaralar
deneyecek olan boss’lar ve düşmanlar ilgi çekici gözüküyor ve
düşündürüyor; “ilk oyunu en kolay derecede bile oynamak zorluyordu,
şimdi ne yapacağız?” diye.

Ordularım size emrediyorum!

Gelelim
özelleştirme kısmına. King Arthur, seviye atlayarak ordularınızı
güçlendirebileceğiniz, skill puanları seçebileceğiniz ve özel silahlar
kuşanabileceğiniz bir oyun ki bu da yapımımıza RPG faktörünü dahil
ediyor; üstelik bu sefer çok daha detaylı. Macera boyunca bize yardım
edecek hero’lar da bulunacak ayrıca. Onlar da kendi aralarında türlere
ayrılacak. Örneğin; daha güçlü Hero’lar normal olanlara göre çok daha
fazla avantajlı konumda.

King Arthur 2 ile ilgili bildiklerimiz
şimdilik bu kadarıyla sınırlı. Büyük ihtimalle 2011’in son aylarında
çıkacak olan yapımla ilgili zamanla yeni bilgi ve video’lar da elimize
geçecektir. Şahsım adına konuşmak gerekirse iki türü harmanlayan
oyunları daima sevmişimdir. Stratejinin üzerine bir tutam da RPG
elementleri serpen King Arthur ise bu türün en iyi örneklerinden biri.
Açıkçası oyunla ilgili endişelerim de yok değil; ilk oyunda bulunan
denge-zorluk sorunu, bug’lar gibi ama bir terslik çıkmazsa yine de güzel
bir iş olacağından eminim. Bekleyip görelim demekle yetiniyorum.

Exit mobile version