Oyun İncelemeleri

Liquidator

Birinci şahıs görünümlü aksiyon oyunlarının (FPS) müdavimleri, muhtemelen bu aralar Half-Life 2: Episode One ile meşguller. Zaten yıllardır oynanan, ek paketleri beklenen yapımlardan sıkılanlar ise, alternatif FPS’lerin peşinde. Bundan birkaç ay önce Parallax Art Studio tarafından geliştirilen Liquidator da bu tür yapıtlardan biri…

İncelemeye geçmeden önce Liquidator’un aslen karışık ve bir hayli uzun olan hikâyesinden kısaca bahsedelim. Yaşadığımız gezegen ile 3 farklı dünya (The Lost Lands, The Lands of Hell, The Swamp) arasında köprü kurulmuştur. Böylelikle halklar, birbirleriyle dostane ilişkiler kurup, deneyimlerini paylaşmaya başlarlar. Ancak her düzen gibi onların da sonu gelir. Yabancı yaratıklar gezegenler arası iletişimi çökertip, The Lost Lands, The Lands of Hell ve The Swamp’ı ele geçirirler. Bu kargaşa ortamından kurtulan bir kişi, dünya ile haberleşir ve olanları anlatır. Bunun üzerine özel bir birlik kurulur. Birliğin amacı, kaosun Dünya’ya sıçramasını önlemek için transport cihazlarının yakıt tanklarını yok etmektir. Böylelikle yaratıkların olası bir saldırısı önlenecektir.

Tahmin edeceğiniz gibi görevi alıp yollanan birlikte biz de varız. Yapımın New Game kısmına tıkladığınızda, sizden gezegen seçmeniz isteniyor. Hikâyede de adı geçen 3 gezegen olan The Lost Lands, The Lands of Hell ve The Swamp’tan birini seçip oyuna başlıyorsunuz.

Yapım ilk bakışta gözünüze hoş gelebilir. DX9’un nimetleri etkili bir biçimde kullanılmış fakat düşmanlar ile karşılaştığınızda, tüm o etkileyici atmosfer bir bulut gibi dağılıyor. Modellemeler başarısız, düşman animasyonları çok eksik. Oynarken yıllar öncesinin FPS oyunlarına döndüğümü söyleyebilirim. Ateş ediyorsunuz ama darbe aldıkları belli olmuyor. Ölüm animasyonları ise oyunun bir diğer zayıf halkası. Az önce ayakta randımanlı bir biçimde size saldıran yaratık, birden yer ile yeksan oluveriyor! Aradaki animasyonlar çok yetersiz. Bir de düşmanların özellikleri gereği, yeniden canlanmaları söz konusu. Dikkatle izleyin, görüntü akışı çok başarısız hazırlanmış.

İskeletler, şamanlar, cinler ve çeşitli yaratıklar oyun boyunca karşımıza çıkıyorlar. Onların doğaüstü güçlerine ve ilkel arbede silahlarına karşı biz, teknolojinin son nimetlerinden yararlanan ateşli silahlar kullanıyoruz. Kurşunumuzun bitebileceğini hesap eden yapımcılar, bize de bir balta vermişler. Kanaatimce yakın dövüşe girmemeye özen gösterin. Aksi halde ne olduğunu anlamadan oyuna veda ediyorsunuz. Baltanın en önemli yararı, yüzerken ortaya çıkıyor. Su altında geçen bölümler bana, ta yıllar öncesinin Hexen oyununu hatırlattı. Öyle ki, suda yüzerken yalnız olmadığınızı belirtmek isterim. Her an size zarar verebilecek bir canlı ile karşılaşabilirsiniz.

Grafiksel olarak Liquidator, güzel atmosferine rağmen ortalamayı aşamıyor. Görsel bakımdan tek artı yönü, DX9’un içinde bulunan efektleri kullanıyor olması. Sesler ve müziklere gelince, daha giriş videosundan başlayarak Liquidator’un, çok kötü ses efektlerine sahip olduğunu belirtmek gerek. Açıkçası hiç gerçekçi değiller. Müzikler de atmosfere artı değer kazandıracak kadar öne çıkamıyorlar. Yapay zekâ için de, olumlu bir şey söyleyemiyoruz. Sadece yaklaşıp saldırmaya programlı düşmanlardan ne beklersiniz ki? Yeni nesil FPS’lere geçiş dönemini yaşadığımız şu aylarda, Liquidator’ın adını bile anmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Eğer ortalama bir sisteminiz varsa, atmosfer arıyorsanız, Call of Cthulhu’yu tercih edin derim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu