Metal Gear Solid: Rising
Ne zaman Metal Gear serisinin yaratıcısı Hideo Kojima sahneye çıksa biliriz ki her an muazzam bir şey olabilir. Geçtiğimiz E3 fuarındaki Microsoft’un basın konferansında da aynı şey oldu, bizi yine şaşırttı ve sevindirdi. Seyircilerin önünde kısa süre kalsa da “Az sonra size yeni ve benzersiz bir şey göstereceğim” diyerek yine yapacağını yaptı. Bunun üzerine sahneye davet edilen Rising’in yapımcısı Matsuyama eşliğinde E3’ün en önemli tanıtım videolarından olan MGS’nin yeni videosunu izledik, parmaklarımızı ısırarak.
Zamanı gelmişti
Microsoft, yeni ürünlerini tanıtmakla o kadar çok meşguldü ki E3 fuarında, tüm ilgi bir anda Kojima Productions’ın yapımcılığını üstlendiği aksiyon oyunu MGS – Rising’in üzerine çevrildi. İnceleme olanağı bulabildiğimiz tek görsel kaynağın oyunun videosu ve oyun içi kısa bir görüntüsü olmasına rağmen, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki oyunda bayağı bir kesme-biçme-doğrama-kıyma olacağı. Kontrol edeceğimiz karakterin Raiden olduğu ve hikâyenin girdiği bu alternatif yol düşünülürse, “sessiz ve derinden” tarzı oynanışın yerini “Prince of Persia” stiline bırakması örtüşüyor birbiriyle. Peki kim dedi bizim bam güm ilerlemek istediğimizi? MGS deyince akla bu mu geliyor? Zamanında Thief, Raven Shield veya Splinter Cell gibi oyunlar neden tuttuysa bu serinin de olayı buydu bana kalırsa. Gizlilik. Ayrıca böylesine etkili oynanış öğeleri çok kaliteli bir senaryo işlenişiyle birleşince ortaya çıkan yapım tadından yenmiyordu. Akıllara gelen ilk soru: “O zaman bu değişiklik iyi mi oldu, kötü mü?”
Güzel olsun da oynayalım
İlk olarak oynanışa şöyle bir değinelim. Rising’in kesinlikle çaktırmadan ilerleme veya siper alıp rakibin boş anını kovalama tarzı taraklarda bezi yok. Bunun oluşturacağı boşluk flaş akrobasi yetenekleri ve hızlı saldırı metotlarıyla kapanıyor. Oyunun videosu bana Luke Skywalker’ın bir jenerasyon gelişmiş halini aklıma getirdi, tek fark dünyaları kesebilen kılıcımız ışın kılıcı değil. Zaten oyunun sloganının “Cut What You Will” (dilediğin gibi doğra) olduğunu hatırlatalım.
Yine de yapımcıların dediğine göre oyunda çok fazla da apaçi gibi dolanmayacağız, arada sırada da olsa saklanmamız gerekecek. Sonuçta Snake’ten çok daha çevik ve hızlı bir karakterden bahsediyoruz. Düşmanı görür görmez yukarı zıplayabilen ve normal insanların dengede duramayacağı tarzda yerlere sinip bekleyebilen bir kişilik Raiden. Mineshi Kimura bunu “koordinatsı gizlilik” diye açıklıyor. Görünen o ki saklanırken, yanımızdaki su borusunu kullanarak alttaki düşmanı öldürmek olası.
Şu anki bilgiler eşliğinde söylenebilecek en yerinde söz, Rising’in genel olarak her yerinden “sür’at” akması. Önceki MGS’lerin yavaş oyun yapısının günümüz oyunculuğuna pek uymadığına (her oyun Diablo 2 gibi olmak zorunda değil tabii ki) karar verilmiş yapımcı ekip tarafından. Önce öldür sonra soru sor tarzında bir oyun bu. Yine de bu kadar hızlılık ve çevikliğin dezavantajı da karakterin ağır gözükmemesi. MGS serisinin ölümcül Snake’inden sonra çok dikkat etmeliler. Eğer o havasını bir kaybederse, bir daha geri alamayabilir. Ne de olsa karaktere karpuz bile kestirdiler videoda. Daha da maymun olmasın, aman diyeyim.Nefes almadan çat çut ilerlemek oyunlarda yeni moda
Çok fazla kılıç dedik ama oyunun odak noktası ve videolarda gözümüze sokulan şey sürekli bu “süper kılıç”. Neymiş bu kılıç, biraz daha yakından inceleyelim. Her saldırının temel noktasını özel kılıcımız oluşturuyor. Oyuncular kontroller ile kılıcın ne kadar hızlı veya ne kadar derin kesebileceğini kendileri belirleyecekler. Bu da bir saldırıyı becerebilmekten çok, “ne kadar etkili” olacağını da etkileyecek. Bir tür Max Payne tarzı slow-motion efektinin eşliğinde ileri derecede nişan alma ve açısal yön verme kabiliyeti kazanıyoruz. Saldırılara stratejik bakış açısı katmak istendiği yapımcılar tarafından bize duyurulan ilk madde. Böylece ölüm kusan, keskin demir sopamızla insancıkları havada, bir kalp atımı kadar sürede, üçe dörde ayırarak koli şeklinde dikdörtgen et parçaları elde ediyoruz. Etkileyici gözüktüğü kadar da eğlenceli duruyor videolardan anladığımız kadarıyla. Eğer oyundaki tüm nesneler zarar verilebilir olursa –duvarlardan, bina kolonlarından bahsediyorum- oyunda yok etmek için kullanacağınız güzergâhların haddi hesabı yok. Yaratıcılığınıza kalmış.
Gidişine yollar, kılıcına kızlar hasta
Kalem kılıçtan keskin mi? Bu oyunda değil. Eğer siz 40 tane adamın karşısına kalemle çıkarsanız, o kalemi alırlar… Bir daha da vermezler. Lafı şuraya getirmek istiyorum ki, oyundaki en önemli öldürme gücümüz olmasına rağmen tek silahımız kılıç değil. İşte bu sözlerin ardından Devil May Cry’ın Dante’si gözümüzün önüne geliyor direkt. Bu düşüncemi desteklercesine, oyunun yapımcısı Shigenobu Matsuyama kısa namlulu makineliler ve tabancaların yan silahlar olarak kullanılabileceğini açıklıyor. Sonuçta Raiden doğma büyüme savaşçı, Türkiye’de “kadrolu” dediğimiz cinsten. 100 metrelik çayırda kendisine mermi yağdıran bir gruba da mal gibi kılıcıyla koşarak yaklaşacak değil, gerekince kullanıyor o da eline ne gelirse. Tanıtım videosundan hatırlayacağınız gibi Raiden, cyborg’un içinden güç kaynağını söküp alıyordu. Açıklanana göre bu da sadece işin şov kısmı değil. Bateriler sayesinde mühimmat, bilgi ve yeni eşyalar açılıyor. Kısacası baterileri toplamak oyunda hayati önem taşıyor.
Başkahramanlık meşalesini Raiden’a devrediyor yaşlı kurt Snake. İlk başta “taktiksel casusluk aksiyon” deniliyordu oyun için, ta ki Raiden gelene ve oyunun türünü “Lightning bolt action” (Elektrik akımlı aksiyon?) olarak değiştirene kadar. Biraz araştırmayla “Raiden”ın zaten Japoncada “şimşek ve yıldırım” anlamına geldiğini öğrenince, yerinde bir değişiklik olduğuna karar kıldık. MGS2: Sons of Liberty’nin kahramanı ve MGS4: Guns of the Patriots’un yardımcı karakteri Raiden, artık ana karakterimiz gibi gözüküyor bundan sonrası için. Eski gördüğümüz robotik iskeleti ve 4. oyunun videosundaki zırhı giyiyor. Yapay beyaz renkli kanı, kahverengiden maviye dönen göz rengi (sormayın, uzun hikâye) ve gri renge dönmüş saçlarıyla göze gayet akıcı ve güçlü görünüyor.
Mortal Kombat’taki kafasında tepsi olan adam değil mi bu?
Hikâyenin içeriği olarak ağızlar mühürlü Konami cephesinde. Tek bildiğimiz; Rising, MGS 2 ve MGS 4’ün arasındaki zamanda geçen bir yan hikâyeyi konu alıyor. Böylece Raiden’ın MGS4’ün videosunda gördüğümüz gibi o dev makineyi tek başına nasıl alaşağı edebildiğine ve nasıl çevik bir katile dönüştüğüne açıklık getirilmiş olunacak. Bir açıdan güzel çünkü bu kadar yeni şeyin yanında, alakasız özgün bir konu konsaydı olay MGS’nin yeni oyunu değil, başlı başına “herhangi” kaliteli bir yeni oyun olacaktı. Bu da PoP4’ün hatasını tekrarlamak olabilirdi.
Parmaklar çapraz
Henüz açıklanan kesin bir çıkış tarihi yok elimizde. İyi haber, herkes oyunu Xbox 360 oyunu olarak düşünürken –çünkü E32009’da böyle açıklanmıştı-, Konami oyunun üç ana platform için de çıkacağını doğruladı. İlginç bir not daha; serinin bundan önceki oyunlarındakine benzer “deneme” modu olacak ve transparan açık mavi bir uçak üzerinde kesme biçme ve şekillendirme çalışmaları yapılabilecek. Böylece bir objeyi keserken havada 2–3 defa arka arkaya farklı açılı saldırılar çalışılabilecek ve gerçek oyunda rakiplerin zırhlarının zayıf noktalarına saldırılar daha etkili hale gelebilecek. Sonuçta robotların farklı yerlerinden keserek etkisiz hale getirmek, farklı parçaların zarar görmeden alınabilmesi anlamına gelecek. Bu kadar yeniliğe ilaven, eski “öldürmeyen” vuruşlar ve hareketler yeni oyunda da korunacak.
Uzun lafın kısası, yeni bir oynanış ve benzersiz elementlerle geliyor MGS: Rising. Eğer söylenenler yalan çıkmazsa, böyle tecrübeli bir gruptan ve böylesine başarılı bir seriden ne kadar kötü oyun çıkabilir ki?