Post apokaliptik denildiği zaman belki de en çok heyecanlanan insanlardan birisiyim, bu sebeple Metro: Last Light’ı büyük bir heyecanla bekliyorum ve çıkacağı günü iple çekiyorum doğrusu.
Tabii Post apokaliptik denildiği zaman bu işin membağı Rusya, Ukrayna taraflarıdır. Metro hikayesi de yazar Dmitry Glukhovsky’nin ünlü Metro 2033 kitabının oyunlaştırılmış halidir. Peki bu kadar Metro dedik, nedir bu Metro 203X serisi?
Metro 2033 yukarıda belirttiğim gibi Dmitry Glukhovsky’nin aynı isimli kitabının bir uyarlaması. İlk oyun ana karakter Artyom’un perspektifinden post apokaliptik Moskova’nın metro sistemi içerisinde yaşananları konu alıyor (bazı görevler yer yüzünde geçse de) ve bunu oldukça karanlık-depresif bir atmosferde gerçekleştiriyor.
Adından anlaşılacağı üzere eksen olarak gerçek metro tünellerinin karanlık atmosferini alan bir oyun. Hayatta kalma savaşı ve paranormal olaylar ise bu havayı destekleyen en önemli unsurlardan. Peki ama bütün bu unsurların sebebi ne? Karanlık metro sistemleri ve uzaklardan gelen “garip” sesler diyoruz, kaynağı ne dersiniz?
2013 Yılında gerçekleşen nükleer savaşın sonucunda Rusya atom bombalarının hedefi olur ve bu atom bombaları Moskova’nın çevresinde bulunan bölgeleri sonsuza kadar değiştirir. Yükselen radyasyon seviyeleri yüzünden insanlar yer altında metro tünellerinde yaşamaya başlar, yukarıda kalan hayvanların ve insanların pek çoğu “Dark Ones” adını alarak garip mutasyonlara gebe kalırlar ve 20 yıl boyunca yer yüzünde yaşamaya zorlanırlar.
2033 Yılında 20 yaşında, Metro doğumlu Artyom isimli bir genç yaşadığı istasyonun bu yaratıklar tarafından tehdit altında olduğunu öğrenir. Polis’e gitmesi gerektiğini ve kendisine verilen künyeleri göstermesi gerektiği söylenen Artyom, istasyonunu kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa başlar.
Bu yolculuğun sonunda iki seçenekten birini seçen Artyom’un hikayesi biter ve Metro: Last Light başlar.
Metro: Last Light daha önce Metro 2034 olarak lanse edilmişti fakat adı değişti. Bu projeyle ilgili en çok heyecanlandığım kısım sanırım yazar Dmitry Glukhovsky’nin direkt olarak yapım ekibiyle birlikte çalışıyor oluşu, bunun sebebi ise Last Light’ın 2034’ü konu almayacak oluşu. Bu ne anlama geliyor peki? Şu anlama geliyor; Dmitry Glukhovsky’nin elinden yepyeni bir Metro hikayesi “oynayacağız.”
Geçtiğimiz aylarda hatırlayanlarınız olacaktır. THQ’nun iflası sebebiyle fikri mülklerini satması Last Light’ın durumunu sıkıntıya sokmuştu. Tam oyunun akibeti ne olacak diye oyun piyasası kara kara düşünürken Deep Silver ortaya atlayıp haklarını aldığını söylemişti.
Bu durum oyunun Wii U’ya çıkma durumunu da düşündürmüştü tabii ki çünkü 4A Games’in teknik ekibinin başında bulunan Oles Shishkovtsov Wii U’nun çok yavaş ve kötü bir işlemcisi olduğunu, Last Light’ın bu sebeple Nintendo platformuna gelemeyeceğini açık açık söylemişti. Deep Silver’ın yayın haklarını alması ile bu durum değişeceğe benzemiyor.
Peki Artyom’un hikayesi Metro 2033’te bitti mi? Tünellerden geçerek istasyonunu korumak için elinden geleni yapan yiğit genç Artyom’un acıları ne yazık ki sona ermemişe benziyor çünkü Last Light’ın ana karakteri de cefakar Artyom.
Moskova tünellerinin altında yaşamaya çalışan ve dışarıdaki tehditlerden kendilerini korumak için ellerinden geleni yapan insanoğlu, bir arada durup medeniyetlerini tekrar geri kazanacaklarına kalan kaynaklar için birbirleri ile savaşmaya başlamıştır. Artyom bu noktada insanlığın son umudu olarak elinden geleni yapmalı ve D6’nın derinliklerinde yatan cehennem silahını kapsayan oldukça tehlikeli bir maceraya atılmalıdır.
Şunu söyleyebilirim ki Metro 2033 benim şimdiye kadar oynadığım en atmosferik oyunlardan birisiydi. Kesinlikle çağının ilerisinde ve basmakalıp FPS’lerin izlediği tasarım ilkelerinin ötesinde bir yapımdı. Last Light ise bu atmosfer elementini bir adım daha öteye götürüp tamamen bambaşka bir deneyim yaşatmak istiyor bizlere, en azından tasarımcılarının söyledikleri bunlar etrafında şekilleniyor.
Artyom’un karşılaşacağı hayatta kalma mücadelesi ve bu mücadelenin yeni jenerasyon bir teknoloji ile bizlere sunulacak olması gerçekten heyecan verici. Yapımcıların dediğine göre Last Light şimdiye kadar yapılan, görüp görebileceğiniz en atmosferik oyun olması için tasarlanıyor. Oyunun bütün elementleri hayatta kalma üzerineyken silahlarınıza kurşun bulmak, kendinizi iyileştirmek başlı başına bir macera olacağa benziyor.
Last Light’ın en önemli özelliklerinden birisi bu atmosferin içinde sürekli olarak hayatta kalmayı düşünmek ve kendini kırılgan hissetmek olacak olsa gerek. En azından Metro 2033 için bu böyleydi ve 4A Games bu yapıyı bir adım ileri götürmeyi planlıyor.
Çok büyük beklentiler içerisindeyiz, oyunun Deep Silver tarafından yayın haklarının alınmasıyla çıkış tarihi Amerika için 14 Mayıs’a, Avrupa için ise 17 Mayıs’a ertelenmiş durumda, yani tam olarak bir ay kaldı, bekle bizi Artyom, geliyoruz!