Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin yüzyılımızdaki etkisi kesinlikle tartışılamazdır. Peter Jackson‘ın Yüzüklerin Efendisi’ni beyaz perdeye taşıması ile birlikte bir kültür haline gelen seri için birden çok da video oyunu yapılmıştır. Bu yapımların her biri için başarılı diyemeyiz ancak, The Battle for Middle-earth, Return of the King ve Conquest gibi başarılı oyunları bulunuyor. Oyuncuların ve Yüzüklerin Efendisi hayranlarının uzun süredir beklediği türde bir LOTR oyunu ise 2014 yılında Monolith ve Warner Bros.’dan gelmişti. Middle-earth: Shadow of Mordor isimli bu oyun ne kadar oynanış bakımından Assassin’s Creed ve Batman Arkham serisine benzetilse de kendisini kanıtlamış ve en başarılı oyunlar arasında girmeyi başarmıştır. Bildiğimiz ve sevdiğimiz Orta Dünya‘da Talion isimli bir Ranger‘ın hikayesini bize anlatıyordu. Gondor‘un elinde bulundurduğu Mordor‘u tekrar ele geçiren Sauron, Talion ve ailesini oracıkta öldürtüyordu. İntikam ateşi ile yanıp tutuşan Talion, Wrath dediğimiz araf tarzı bir yerde eski bir Elf demircisi olan Celebrimbor ile bir olup. Sauron’u Mordor’da aramaya başlıyordu.
Middle-Earth: Shadow of War incelemesi
Aradan üç yıl geçti ve Talion’un hikayesi Shadow of War ile devam ediyor. İlk oyunun sonunda hikaye yeni bir yüzük yapılması gerektiğini söyleyerek bizi oracıkta bırakmıştı. Tam olarak kaldığı yerden devam eden Shadow of War, Celebrimbor ve Talion’u Mount Doom‘un ortasında yeni bir yüzük döverken gösteriyor. Buradan sonra ise maceramız tekrar başlıyor. Shadow of Mordor’da olduğu gibi boş bir arazi yerine, Mordor’da bulunan kale şehirlerde Orc’ların canını yakıyoruz. Bu mekanlar arasında Yüzüklerin Efendisi hayranlarına tanıdık gelecek olan Minas Morgul ve Cirith Ungol gibi yerler bulunmakta. Sauron‘un tekrar yükselişe geçtiği dönemde geçen oyun, Orc’ların benimsediği Mordor’un tekrar nasıl Sauron’a geçtiğini de gösteriyor.
Detaya girmeden önce, Shelob karakterinden bahsedelim. Yüzüklerin Efendisi‘nden tanıdığımız örümcek ablamız Shelob, Shadow of War’da çekici mi çekici bir ablamız ve hikayede yeri büyük. Monolith, Shelob’un neden kadın karakter olduğu hakkında epey eleştiri almıştı. Ancak, işin doğrusu Shelob aslında bir örümcek değildir. Kendisi, annesi Ungoliat gibi örümcek formunu kullanan şeytani bir ruhtur. Tolkien’in eserlerine alışkın biriyseniz, karakteri benimsemeniz biraz uzun sürebilir. Tolkien’in dünyasından Shelob dışında, Gollum ve Witch-King ile de hikayemiz sırasında karşılaşıyoruz. Bu karakterler küçük küçük rollere sahip değil, aksine oyunda büyük bir etkisi bulunmakta.
Kendi adıma konuşmak gerekirse, Shadow of War’un hikayesini önceki oyun olan Shadow of Mordor‘dan daha ilgi çekici buldum. Ama, oyunun hikayesinin oyunun temeli olduğunu söyleyemem. Celebrimbor ve Talion‘a eşlik eden yan karakterler hemen unutulup gidiyor ve Shelob gibi bir ana yan karakterin tanıştırılması bir anda gerçekleşiyor. Sauron ve Ringwraiths‘ler için harika flashbackler mevcut. Ama bu kesitler yerine daha çok oyuna dönüp koşturmayı tercih ettim. Tabi ki, Orta Dünya sevdalıları bu oyunu oynarken bazı yerlerinde sinirlenebilir, bazı yerlerinde aşık olabilir. Bu tamamen kişinin ne kadar açık fikirli olduğuna bağlı. Sonuçta Monolith‘in Tolkien evrenine pek de sadık olduğu söylenemez. Eğer bu oyunun, kitaplardan alternatif bir hikaye olduğunu benimserseniz, iyi bir zaman geçireceğinize eminim.
Witch-king ve Ringwraith’lerin dönüşü
Oyunu oynamamın temel sebeplerinden biri, Shadow of War’un oynanış mekanikleri. Dövüş mekanikleri, Shadow of Mordor’un üzerine tuz ve biber katılmış hali diyebiliriz. Eğer ilk oyunu oynadıysanız, evinizde gibi hissedeceksiniz. Bir grup orc’un arasında atlayıp doğduklarına pişman etmek, hem eğlenceli hem de zor. (Tabi kolayda oynamıyorsanız) Shadow of War’un dövüş mekaniklerinin ilk oyuna bu kadar benzemesi tabi ki biraz hayal kırıklığı oldu. Oyunda Batman: Arkham serisinin ve Mad Max’in dövüş mekaniklerinin harmanlanmış hali gibi bir his var. Dövüş mekanikleri değil de Talion’un hareket kabiliyeti geliştirilmiş ve Celebrimbor’u kullanarak sanki iki kişi dövüşüyormuşsunuz hissi verilmiş. Özellikle Elf Rage modu en eğlenceli mekanik olmuş diyebilirim.
Bir önceki oyuna göre değişim gösteren çok mekanik var. Bu değişimler arasından en çok öne çıkan Nemesis System olmuş. Shadow of Mordor’da takip sisteminin dışına çıkamayan bu sistem, kendi ordunuzu kurmanızı sağlayan bir sistem haline gelmiş. Yüzük sayesinde Talion ve Celebrimbor, düşman kaptanlarını, warchief’leri ve overlord’ları kendi tarafımıza çekerek bizim için savaşmalarını sağlayabiliyor. Onların takipçisi olan Orclar’da doğal olarak bize katılmış oluyor. Emrimiz altına aldığımız bu Orc’ları ise diğer Orc liderlerini sırtından bıçaklamak için yollayabilirsiniz veya savaş sırasında yanınızda bulundurup seviyesini yükseltebilirsiniz.
Orc’ları ordunuza katın!
Ordunuza kattığınız bu özel Orc’lar ile kaleleri kuşatıp fethedebilirsiniz. Belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra gerçekleştire bildiğiniz bu saldırılarda düşman kalesini parça parça ele geçirerek ve sonunda liderini yenerek kazanıyorsunuz. Ele geçirdiğiniz bu kalelerin başına ordunuzdaki Orc’lardan birini yerleştirebilir ve burayı kendiniz için alabilirsiniz. Oyunda bulunan eğlenceli detaylardan biri ise bu kalelerin başına getirdiğiniz Orc’ların bağlı olduğu kabileye göre şekillenmesi. Yani kaleniz bir anda altın kaplama olabilir ya da kanlar içinde kalabilir. Mordor’u devasa bir açık dünyaya çeviren Monolith, Orc’ları yedi kabileye ayırdı.
İlk kabile Terror Tribe‘dı. Aşırı şiddet yanlısı olan ve düşmanlarının kalbine korku salan Terror Tribe, Mordor‘da bulunan en güçlü kabilelerden. Düşmanlarına işkence edip sonrasında surların duvarlarına asan Terror Tribe, Cirith Ungol bölgesini kendisine yuva olarak seçmiş. Machine Tribe ise isminden de hemen hemen anlayabileceğiniz gibi kafayı teknolojiyle bozmuşlar. Mordor’un teknoloji ile daha da güçlü olabileceğine inanan ve bunu kanıtlamaya çalışan bir kabile olan Machine Tribe, yarattıkları enteresan silahlar ile bize zor zamanlar yaşatacak. Benim “Havalı Orc’lar” olarak adlandırdığım Marauder Tribe ise diğer kabilelerden farklı, altına ve içkiye fazlasıyla düşkün. Hatta savaşmalarının tek sebebi, savaş ganimeti ve sonrasında yapılan zafer kutlamaları diyebiliriz. Bu önemli kabileler dışında oyunda, Dark, Mystic, Feral ve Warmonger kabileleri de yer almakta. Monolith‘in orcları bölerek özelleştirmesi oyunun oynanabilirliğini gerçekten yükseltmiş. Çünkü rakip ne kadar güçlü olursa karşı koymak da o kadar eğlenceli.
Oyunda harika bir atmosfer mevcut. Özel tasarlanan Orc‘lar ve Uruk‘lar birbiriyle benzerlik göstermeyen ve farklı kişiliklere sahip bir halk gibi görünüyor. Shadow of Mordor‘da hatırlarsanız iki çeşit yaratık bulunmaktaydı. Grauglar ve Caragors isimli bu yaratıkların yanına yeni oyunda bir de Drake‘ler geliyor. Eğer oyunu oynayacaksanız, Drake’e bindiğiniz zaman oyunun bambaşka bir seviyeye geldiğini anlayacaksınız. Çünkü, Drake’in size verdiği güç ve hareket kabiliyeti gerçekten harika.
Gelelim oyundaki RPG öğelerine. Oyunda bulunan yetenek ağacı, Shadow of Mordor’a göre çok daha detaylı ve özel. Oyunda kullandığımız temel yeteneklere farklı geliştirmeler uygulayan bir sistem getiren Monolith, mekanikleri daha eğlenceli hale getirmeyi başarmış. Shadow of Mordor’da en çok eleştiri alan öğelerden biri Talion’un görünüşüydü. Bunun için de ekipman sistemi geliştiren stüdyo, kutulardan düşen veya warchiefleri öldürdüğünüz zaman düşen ekipmanları giyebilmemizi sağlıyor. Efsanevi, Nadir, Epik gibi ayrılan bu ekipmanların özel güçleri de bulunmakta. Bu güçleri açmak için de ekipmanlarda bulunan görevi yerine getirmeniz gerekmekte.
Shadow of War grafikleri
Oyun grafik olarak son zamanların en başarılı isimlerinden olabilir. Oyunun en beklenmedik yerlerinde bile detaylar bulmak mümkün. Zaten heybetli kaleleri görünce bana hak vereceksiniz.Celebrimbor ve Talion‘un ortak kullandığı özellikler için de güzel efektler hazırlanmış. Şikayet etmem gerekirse oyunda haritaya girmek, yetenek açmak ve ekipmanlarınızı değiştirmek biraz uzun sürüyor. Çünkü, oyunda bu geçişler yavaş yapılmış. Bu da bir süre sonra göze batıyor. Oyunda mikro ödeme sistemi bulunmakta. İnternette bu sistem hakkında kötü eleştiriler bulunmakta. Ancak, oyunun sizi bu sisteme zorladığını söyleyemem. Tekrara bağlamadan, karakterinizi ve ordunuzu kazandığınız paralar ile rahatlıkla geliştirebilirsiniz.
Sonuç olarak Shadow of War, önceki oyunu olan Shadow of Mordor‘u başarılı yapan öğeleri geliştirerek karşımıza çıkıyor. Oyunun yavaş başlaması dışında, belirli bir süre sonra sizi alıp götürüyor ve kendine bağlayan oynanış mekanikleri ile saatlerin nasıl geçtiğini fark edemiyorsunuz. Devasa Mordor haritası ve oynanışı ile Shadow of War, bir önceki oyununu geride bırakarak bize güzel bir oyun deneyimi hazırlıyor.