Büyük oyun firmaları, genellikle başarılı olan bir yapımı devam ettirme
düşüncesiyle hareket ederek, kâr getiren seriler oluşturmak ister. Fakat sürekli
aynı çizgi üzerinde yürümek, bazen oyuncuları sıkabilir ve böylece seriye
duyulan ilgi de düşmüş olur. Bu nedenle değişiklikler her zaman önemlidir.
Bazıları hayat kurtarabildiği gibi, bazıları ise ölüm fermanına atılan imzadan
farksızdır. Belki de en kötüsü, yeni bir ürün üzerinde yol almışken, işi
tamamlamadan onu yok etmek, yani iptal etmektir. Bunun firma için getirileri ise
zaman ve para kaybı olurken, oyuncular için ise güven kaybı ve hayal
kırıklığıdır…
Görevin bakış açısı değişirse…
Son yılların en başarılı FPS serisi Call of Duty (COD), bir süre önce sadece FPS
olarak kalmaya niyetli değildi. Elde kâr getiren bir isim olduktan sonra
Activision, yapımın kart oyununu bile hazırladı. Bir süredir de Call of Duty’nin
MMO olarak karşımıza gelebileceği söyleniyor. Şimdiki konumuz ise, “Üçüncü Şahıs
Bakış Açısı” ile oynanabilen bir COD. Activision açıklamasa da, firma
çalışanlarından birisi, Infinity Ward dışında bir stüdyo tarafından TPS türünde
bir Call of Duty oyununun geliştirildiğini, ama daha sonra iptal edildiğini
söyledi. Özel bir timi konu alan bu oyun, çok farklı yapısı ve kötü hikâyesi
gibi başlıca nedenlerle iptal edilmiş bir proje. Tabii ki hemen ardından stüdyo
da kapatılmış. Bizce Call of Duty, FPS olarak kalmalı.
id Software’ın Doom 3’ten sonraki en ciddi projesi olan, hayatta kalma türündeki
yapımı Darkness, iptal edilene kadar kimse tarafından bilinmiyordu. id, Rage’i
duyurarak farklı tarzda oyunlar yapmak istediğini göstermişti, ama görünüşe göre
ilk deneme, Rage değil, Darkness’tı. Fakat bu oldukça pahalı bir deneme oldu.
Zira Darkness’ın maliyeti, yaklaşık 20 milyon dolara mal oldu. “Peki neden iptal
edildi?” derseniz cevap, oyunun fazlasıyla Doom 3’e benzemesini gösterebilirim.
Doom 3’te en çok eleştirilen yönlerden bir tanesi de, karanlık ve boğucu bir
yapıya sahip olmasıydı. Böylece birçok görsel detay, ekranda görünmüyor ve bir
nevi performans artışı sağlanıyordu. Quake 4’te de benzer bir yapı görününce,
artık değişim zamanı gelmişti; fakat bir süre geliştirilene kadar Darkness’ın da
onlara benzediğini fark etmek mümkün olmadı ve anlaşılmasıyla birlikte iptal
edilmesi de kaçınılmaz oldu. Acaba nasıl bir oyun olacaktı? Bu sorunun yanıtını
asla öğrenemeyeceğiz.
Bilim kurgu tarihinin en önemli şaheserlerinden biri olarak gösterilen Alien
serisi, Riddley Scott ve James Cameron gibi önemli yönetmenlerin ürünü olarak
seyirciyi koltuklarına çivilemeyi bilmişti. Çoğu filmin olduğu gibi, Alien’ların
da oyun olarak ürünleri hazırlandı. Belki de en ciddi proje ise, Colonial
Marines olacaktı. Şu an Gearbox tarafından geliştirilen bu yapım, aslında EA
Games’in elindeydi. 2001 yılına gelindiğinde EA, PS2 için Aliens: Colonial
Marines isimli oyunu duyurmuş ve geliştirmesine başlanmıştı. Fakat bir süre
sonra firma, projeyi iptal ettiklerini açıkladı ve o gün ki oyunun yeni
yapımcısı, yıllar sonra Gearbox oldu. Bakalım ne zaman çıkacak?
Dark Messiah ile boy gösteren Arkane stüdyosu, bu projenin ardından Valve ile
birlikte, şimdiye kadar denenmemiş bir oyun üzerinde çalışmaya başlamıştı. The
Crossing ismi verilen bu proje, Source motoru kullanıyor ve görsel olarak bayağı
iyi görünüyordu. Ancak yapımın en iyi yönü, aynı anda hem tek, hem de çoklu
oyuncu özelliğini barındırıyor olmasıydı. Şöyle ki; yapmanız gereken bir görev
var ve ona doğru yola koyuldunuz. İnternet’e bağlısınız, ama oyunun tek kişilik
senaryosunu oynuyorsunuz. Fakat dünyanın farklı bir noktasında, oyunun tek
kişilik senaryosundaki aynı görevi yapmak isteyen oyuncu, sizin yapımdaki
rakibiniz oluyordu. Yani yapay zekâ kontrolü düşmanlara karşı değil, gerçek
oyunculara karşı mücadele veriyor ve bunun sonucunda senaryoyu tamamlıyordunuz.
Daha doğrusu tamamlayabilecektiniz. Bir süre önce iki firma, yeni projeler için
finansman gereksinimini de göz önünde bulundurarak, The Crossing’i rafa
kaldırdıklarını duyurdu. Umarız iptal edilmez.
6 Yıllık bir gelişim sürecinin ardından oyuncularla buluşan Half-Life 2, tüm
zamanların en iyi FPS oyunlarından bir tanesi olmayı başarabilmişti. Tabii ki
yapımın barındırdığı hikâyesi, Source ve Havok motoru gibi unsurlarının
bulunuyor olması, onu diğer rakiplerinden kolayca ayırabiliyordu. Valve, bu
oyunun ardından Source teknolojisini tanıtan Lost Coast isimli bir demo
hazırlamış, hemen ardından da serinin yeni oyununu, yani The Aftermath’i
duyurmuştu. Yine Source motoru kullanarak geliştirilecek yapım, Half Life 2’nin
sonrasındaki olayları ekranlarımıza taşıyacaktı, ama olmadı. Valve, bu
kararından vazgeçti ve Half-Life 2’nin yeni oyunlarının, bölümler (Episode)
olarak hazırlanacağını açıkladı. Şimdiye kadar 2 bölüm hazırlandı. Uzun bir
süredir de Episode Three’nin gün yüzüne çıkması bekleniyor. Daha fazla bizi
bekletme Valve.
Gizlilik teması üzerine kurulu oyun denilince Splinter Cell’in yeri ayrıdır.
Ajan Sam Fisher ve birbirinden gelişmiş ekipmanları, her önemli operasyonda
oyunculara heyecanlı dakikalar sunmayı vadeder. Double Agent ile serinin
çizgisini biraz aksiyona kaydıran Ubisoft, Conviction ile daha iyi bir izlenim
bırakma düşüncesindeydi. Fakat ilk yayımlanan görüntüler, büyük bir şok etkisi
yarattı desek yeridir. Saçı sakalına karışmış bir şarapçıyı andıran Sam, “Bu
kadar da olamaz” dedirtiyordu ve öyle olmadı da. Yanlış bir karar verdiğini
anlayan Ubisoft Montreal, bu düşünceden vazgeçti ve Conviction’ın yeniden
geliştirilmesine karar verdi. Şu anki yeni oyun oldukça hoş görünüyor. Peki
Conviction’ı beklerken geçen zamana ne demeli? Bunun hoş olduğunu söylemek güç.