“Lolth’un ağlarına kadar yolun var!” dedi. Eğer senin için gerçekten önemli değilse rol yapmayı bırak!”
“Neden umursuyorsun!” diye bağırdı ona Drizzt, “Bir kişinin fark yaratabileceğine gerçekten inanıyor musun? Ne istiyorsun benden Baenre Evladı?”
“Sadece gerçekleri istiyorum, senin gerçeklerini. Gerçekten bir fark yaratamadığını mı düşünüyorsun?
“Belki de bu dünya da yaratılabilecek bir fark yoktur.” Dedi Drizzt.
“Sakın böyle söyleme” dedi Jarlaxle.
“Neden umursuyorsun?” diye sordu Drizzt.
“Çünkü tek kurtulan sensin, anlamıyor musun?” diye devam etti Jarlaxle “Seni yıllarca izledim, hepimiz seni yıllarca izledik. Ne zaman bir Matron ana veya herhangi bir dişi Menzoberranzan’lı yanımızda olsa senden bahsederken, ismini öfkeyle andık, Lolth adına seni öldüreceğimize yemin ettik. Fakat onlar yanımızda olmadığı zaman adını kıskanarak söyledik, saygıyla. Anlamıyorsun değil mi? Menzoberranzan’da bizim için ne kadar büyük bir fark yarattığını anlamıyorsun, çünkü sen kaçabildin!”
“Sen benimle buradasın!” diye karşı çıktı Drizzt. “Örümceklerin şehrine karşı kendi hırsların dışında bir bağın var mı? Bregan D’aerthe yüzünden mi?”
“Ben şehirle ilgili konuşmuyorum gerizekalı” dedi Jarlaxle sesini kısarak.
“Bıraktığın mirastan, değiştirdiğin kaderden bahsediyorum.”
Açık konuşayım, uzun süredir hem sistem olarak, hem de anlayış olarak Dungeons and Dragons yani namı diğer DnD’den bir süredir oldukça uzağım. Unutulmayan Diyarlar takipçileri benim daha çok World of Darkness sevdiğimi bilir. Buna rağmen Murat Halilbeyoğlu geçtiğimiz günler de ofiste; Neverwinter Online’ı kim oynayacak diye sorduğunda otomatikman ağzımdan “ben” çıktı.
Hikayenin en başına dönecek olursak ben Neverwinter’ın geçtiği Faerun dünyasının konu alındığı Unutulmuş Diyarlar’ı çok severdim (köşemin adı zaten buna bir saygı duruşu niteliğindedir) fakat yaklaşık 2 yıldır çok fazla ilgim alakam yok, Unutulmuş Diyarlar (Forgotten Realms) haberlerini meslektaşım ve dostum olan Can Arabacı’dan alıyordum, kendisi Drizzt Do’Urden konusunda master yapmıştır ve çevresinde Unutulmuş Diyarlar bilgisi ile tanınır.
Şimdi biraz karışık gelecek fakat açıklamaya çalışayım, Dungeons and Dragons’u sistem olarak baz alan oyun kurulumları zaman geçtikçe kendilerini yeni DnD güncellemelerine göre ayarlar. Her yeni DnD güncellemesi kendi içinde pek çok değişiklikle gelse bile şimdiye kadar Dungeons and Dragons asla 4. edisyonunda yaşadığı gibi bir değişiklik yaşamamıştı. 4. edisyon ile beraber oldukça radikal değişikliklere giden Wizards of The Coast, hayranları tarafından oldukça tepki çekmişti.
Size hem hikayesel, hem de sistemsel bütün değişiklikleri anlatmam oldukça uzun sürer, zaten Fantastik Rol Yapma Oyunları ile ilgiliyseniz yıllardır devam eden 4th Edition kavgalarına mutlaka bir yerlerde rastlamışsınızdır, bu yazıyı 4th Edition’ın gölgesinden elimden geldiğince uzakta tutmaya çalışacağım.
4.Edisyon yani 4th Edition şimdiye kadar gelmiş en “değişik” güncelleme olarak bilinirken, bu değişimin hikayesel bazda en kötü etkilediği yerin Faerun olduğunu söyleyebilirim.
Salvatore’un yazdığı Gauntlgyrm kitabında oldukça detaylı anlatılan olaylardan sonra mahfolan Neverwinter şehri, artık yeni bir hüküm altındadır ve yeniden yapılmaktadır. “Kuzey’in Cevheri” olarak bilinen bu şehir, Sword Coast’un büyük kısmı Spellplague yüzünden mahfolmuşken hayatta kalmasını bildi. Fakat bu Neverwinter için sadece sonun başlangıcı oldu.
Spellplague’den 75 yıl sonra kahraman dostlar Drizzt Do’Urden ve Kral Bruenor Battlehammer’ın çıktığı yolculuğun sonunda gerçekleşen ve Neverwinter’ın neredeyse tamamını yok eden Gauntlgyrm olayları şehrin bütün çehresini değiştirmiştir.
Neverwinter tam bu noktada başlıyor. Waterdeep’in lideri Lord Neverember, Neverwinter şehrini koruması altına alıp “Protector” ünvanını aldıktan sonra Sword Coast’ta yaşayan bütün maceracıları şehrin yeniden yapımı ve korunması için çağırmıştır, biz de bu çağrıya cevap veren ya da bir şekilde kendi amaçları için Neverwinter’a yolu düşmüş karakterleri canlandırmaktayız.
Şimdi öncelikle söyleyeyim, her zaman savunduğum bir şey vardı. 4th Edition masaüstü rol yapma oyunu olarak oynaması hiç zevkli değil, çünkü oyun sistemi video oyunlarında işe yarayacak şekilde tasarlanmış hissiyatı uyandırıyor, bunu zamanında çok eleştirmiştim. Fakat burada hiç bir şey diyemiyorum, çünkü gerçekten 4th Edition yerini bulmuş.
Daha fazla ilerlemeden hatırlatmada bulunayım, benim oynadığım basına özel bir beta idi, bu sebeple oyunun açık betasında pek çok şey düzeltilmiş ve değiştirilmiş olacaktır, iki gün boyunca oldukça geniş bir bug avcılığı da yaptık basın olarak, umarım bunların yansımasını göreceğiz yeni sürümlerde.
MMORPG oyunlarında en önemli şeylerden birisi karakter yaratım ekranıdır. Bu konuda çok az oyun gerçekten başarılı iş çıkartmasını bildi şimdiye kadar. Yeni jenerasyon karakter yaratım sistemlerinde oldukça güzel örnekler varken Neverwinter’ın bu konuda aşağı kalmadığını söylemek isterim. Beta’da Human, Elven, Half-Elven, Halfling, Dwarf ve Tiefling ırklarını seçebiliyoruz, ben hemen kendime bir Tiefling açtım. Her ırkın üç adet Racial gücü bulunmakta, bunlardan bir tanesi karakterinizin ana özelliklerini etkileyen statlarınıza artı verirken iki tanesi pasif olarak işe yaramakta.
Sıra geldi sınıf seçmeye, beta olması sebebiyle bu konuda da oldukça sınırlı olduğumuzu biliyordum, üç adet seçebileceğiniz sınıf var, bunlar Guardian Fighter, Devoted Cleric ve Trickster Rogue. Sınıf olayı gerçekten önemli çünkü diğer MMORPG’lerin aksine sadece “Healer” ve “DPS” olarak işlemiyor. Eğer bir zindana girerseniz, yanınızda Rogue sınıfından birisi yoksa, kurulan tuzakları göremiyorsunuz ve oldukça kolay ölebiliyorsunuz. Devoted Cleric grubunuzda eksikse ve Guardian Fighter yanınızda yoksa, bir Rogue olarak çok fazla ortalıkta dolaşmamanızı öneririm. Gerçek bir masaüstü DnD oyununda olduğu gibi, bütün sınıflar birbirini tamamlıyor. Guardian’ın “Dungeoneering” yani “Zindancılık” yetenekleri olmadan girdiğiniz yerlerde gizli kapıları ve hazineleri bulmanız oldukça zorken aynı şekilde bunun varyasyonlarını diğer sınıflarda görebiliyoruz.
Sınıf seçiminden sonra Ability Score hesaplama kısmına geliyorsunuz, bu basit bir zar atımı ile gerçekleşiyor masaüstü rol yapma oyunlarında olduğu gibi, Racial güçlerinizden gelen bonusları burada değiştirip farklı kombinasyonlar yapmanız mümkün. Altı adet yetenek skorumuz var, bunlar Strength, Constitution, Intelligence, Dexterity, Wisdom ve Charisma.
Her sınıf farklı bir yetenek skorundan güçlerini alıyor, Rogue için bu Dexterity iken Fighter için Constitution.
Bütün bu detayları hallettikten sonra karakter ekranına geliyorsunuz, şunu söylemeliyim ki karakter ekranı gerçekten oldukça doyurucu olmuş, oyun çıktığında kat ve kat daha doyurucu olacağını söyleyebilirim. Gerçekten uzun yıllardan sonra ilk defa içime sinen karakterler yaratabildim.
Her MMORPG çıkmadan önce “gerçekten maceranın içindesiniz, size özel bir hikayeniz olacak!” tadında sloganlar atar. Neverwinter’ın böyle bir iddiası oldu mu hatırlamıyorum fakat gerçekten kendi hikayenizi yaşamanızı yaratacak bir yöntem bulmuşlar. Karakterinize bir “Origin” hikayesi seçiyorsunuz. Origin hikayeleri üç dört satır halinde size nereden geldiğinize dair bir fikir veriyor ve neden Neverwinter’da olduğunuzu açıklıyor. Masaüstü rol yapma oyuncuları bu tarz detayları kendi kafalarında doldurup kendi maceralarını kafalarında yazan insanlar olduklarından, bence bu oldukça minimalist fakat önemli bir özellik, zaten Neverwinter’da ana akım MMO oyuncusu için değil bu insanlar için yapılmış.
Bir de Tanrı seçimi var tabii, origin hikayenizle birlikte seçtiğiniz inanç Neverwinter’da pek çok şeyi etkileyebiliyor, özellikle Cleric oynuyorsanız, farklı hikayeler, farklı karşılaşmalar yaşayabiliyorsunuz değişik inançlar sayesinde.
4th Edition’ı oldukça güzel uyarlamışlar savaş sistemine. Yapabileceğiniz büyüler/aksiyonlar Daily, Encounter, At Will gibi değişebiliyor. Bütün size sunulan kombinasyonları uygularken aynı tuşları tekrar etmek yerine gerçekten oldukça güzel bir aksiyon yaşatıyor. Sol fare tuşu ile rakibinize ana hasar verme yeteneğinizi kullanırken sağ ile genel olarak daha az hasar veren fakat CC olarak kullanılabilecek yetenekleriniz bulunmakta, bunun dışında oldukça zeki bir şekilde tasarlanmış ve tuş kombinasyonlarına açık yetenek arayüzü gerçekten oldukça kullanışlı.
Aksiyon Neverwinter’ın önemli bir parçası, savaşlar da gerçekten düşmana vuruş hissiyatı sağlaması dışında oyundan sıkılmanızı engelliyor, en azından benim için öyle oldu. Cleric ile bam güm diye büyü atarken Fighter’ın düşmanın üzerine atılmasını ve Rogue’un hızlı saldırılarla rakiplerini paramparça etmesini zevkle izliyorsunuz.
Neverwinter, Dungeons and Dragons hayranlarının anlayacağı gibi 100 kişilik büyük raidler için tasarlanmamış bir oyun. Genel olarak 5 kişilik maceracı gruplarının bir araya gelip zindanları bastığı, maceralar yaşadığı bir konsepte sahip bu sebeple biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz fakat zaten oyun duyurulduğundan beri bas bas bunu bağırıyorlardı, bu sebeple Cryptic’in nasıl bir şey üzerinde çalıştığını az çok biliyorduk.
Neverwinter şehri oyunun adından anlaşılacağı üzere konseptimizin ekseni. İtiraf etmeliyim, ben Neverwinter şehrini çok fazla seven birisi değilim, romanlardan, oyunlardan takip ettiğim kadarıyla beni hep iten bir yanı olmuştu, oyunlarını severim fakat şehrin kendisiyle ilgili sıkıntılarım vardı. Peki ama Cryptic bizim karşımıza nasıl bir Neverwinter çıkarttı? Özellikle oyunun ekseninin geçeceği, büyük bir kısmını kaplayacağı bu şehir nasıl olmuş?
Muazzam olmuş diyebilirim. İlk oyuna girdiğimde büyüklüğünü gerçekten kavrayamadım, hala da kavrayabilmiş veya her tarafını gezmiş değilim. Neverwinter pek çok farklı “bölgelerden” oluşmakta. Blacklake Districk bu bölgeler içinde Instance gibiyken şehrin gezebileceğiniz çok ciddi bir bölümü var. Gauntlgrym’de olan olaylardan sonra Lord Neverember’ın idaresinde kendini yeniden inşa eden Neverwinter, gerçekten çok büyük. Her köşede farklı bir macera, her karakterde farklı bir hikaye bulabiliyorsunuz, ben üç adet 10.seviye karakter yapmış olmama rağmen hala şehrin her tarafını gezemedim.
Peki şimdiye kadar iyi hoş, Neverwinter kaliteli bir MMORPG’nin tüm özelliklerini barındırıyor, fakat çoğu MMORPG’nin sonu olmuş bir soruna çözüm getirebiliyor mu? Tabii ki oyun sonu içeriğinden bahsetmekteyim, Cryptic bu soruya çok basit bir cevap veriyor; Foundry.
Foundry, diğer oyuncuların Foundry Toolkit ile birlikte yarattığı pek çok maceranın, içeriğin ve zindanın yer aldığı muhteşem bir sistem. İşleyişi bir o kadar dahiyane. Diyelim siz elinde vakti olan bir oyuncusunuz ve Foundry’de çok güzel bir hikaye dizisi yazdınız (merak etmeyin Foundry kullanımı oldukça kolay), öncelikle bu sizi DM (Dungeon Master) konumuna sokuyor, nasıl bir hikaye yazdıysanız, bunu oynayan maceracılar oyluyor ve oylamalar, yorumlara göre Neverwinter’ın ortasında bulunan Foundry duyuru panolarında sizin maceranız üst sıralarda görünüyor. Biz ofiste oynadığımız vakit “Rat in The Kitchen” macerası oldukça revaçtaydı. Ben oynamadım fakat Murat oldukça beğendiğini söylemişti.
Foundry sayesinde oyuncular tarafından oyuncular için hem içerik yaratılıyor, hem de oyunun ömrü sonsuz bir şekilde uzamış oluyor; gerçekten bu sistemin Neverwinter’ın en güçlü noktası olduğunu söyleyebilirim, diğer MMORPG’ler buna sahip değil ve aylık ücret gerektirmeyen, herkese açık Neverwinter Online, Foundry’den çok ciddi yararlanacak gibi görünüyor.
Ufak tefek sıkıntılara rağmen oldukça keyifli bir basın betası geçirdik fakat Cryptic için asıl sınav şimdi başlıyor, bu yazıyı yazarken açık beta başladı ve binlerce oyuncu şu anda Neverwinter’a girmekte, ben de yazıyı yazarken biraz ara verip oyuna göz attım, basın betası boyunca üç dört kişinin gezdiği Neverwinter meydanı oldukça kalabalıktı…
Son tahlilde Neverwinter, Dungeons and Dragons seven, Kılıç ve Büyü hikayelerini sıkı takip eden pek çok fantastik bünyenin beklediği oyun olmuş, World of Warcraft’ın tahtını elinden almasına gerek yok, çünkü tamamen başka kulvarda, gerçek anlamda bir “rol yapma oyunu” Şimdi izninizle, açık betaya geri dönüyorum.