Nina: Agent Chrocicles
Yıllar geçtikçe oyun yapımcıları, yeni ve güçlü donanımların da üretilmesiyle hayallerindeki ve hayallerimizdeki oyunları gerçekleştirmeyi sürdürüyorlar. Her geçen sene yeni bir teknolojiyle daha gerçek ve daha eğlenceliye doğru ilerliyor oyunlar. Bu donanımlar piyasada yokken oyun yapımcıları ya güne uygun oyunlar üzerinde çalışıyor ya da planlarını geleceğe erteliyor, veya çalışmalara o zamandan başlıyorlardı. Yapım süreci böyle yıllara yayılmış en mükemmeli yapılmak için uğraşılmış iki oyunu hemen hatırlatayım; birisi Heart of Darkness, yapımı 4 yıl sürmüş bir oyundu ve piyasaya çıktığı zamanın gerisinde kalmış buna rağmen üzerine uğraşıldığına deymiş mükemmel bir oyun olmuştu, diğer oyunsa piyasaya çıkmasından 4-5 sene öncesinden duyurulmaya başlamış, herkes Tomb Raider ilk versiyonlarını oynarken, oyun takipçilerinin dibini düşürmüş, ve çıktığında bombayı patlatmış olan Max Payne’di. Max Payne yapımcıları zamanın donanımı yeterli olmadığı için bunca sene uzatmışlardı oyunun yapım sürecini.
Peki ya Lemon Interactive ne yapmış 2003 yılının 2. çeyreği başlarken? 3-4 sene öncenin teknolojisi ve 5-6 sene öncenin mantığıyla bir oyun yapmış. O yıllarda 3D hızlandırıcı bir ekran kartından bile haberi olmayan biz kullanıcılar Doom II, daha sonra Duke Nukem 3D ile ne kadar eğleniyorduk değil mi? Bugün oynasanız o oyunlar sizi hâla eğlendirirler. Ancak bu oyun, “NINA: Agent Chronicales” bugün bunu başaramıyor.
Oyun tamamen uyduruk bir konuya sahip. James Bond heveslerinde bir ajan dünyayı gezip terörist faaliyetleri engellemeye çalışıyor. İşin en güzel(!) yanı da bu ajanın psişik yeteneği sayesinde (konu gereği mecburen) bazı düşmanların zihinlerini kontrol altına alıp, görevdeki önemli(!) noktaların bilgilerini öğrenebiliyor olması. Bu belirli düşmanların öldürülmesi, oyun onlara hiç ihtiyacınız kalmayacak derecede basit bulmacalar içerse dahi, yasak. Öldürürseniz oyunu kaybediyorsunuz.
Ekran motorunda Lithtech’in sistemi kullanılmış bir oyun NINA: Agent Chronicales. Nedense Lithtech denince benim midem azıcık bulanıyor. Sanırım bunun nedeni, bir vakitler çok keyifle oynadığım Might and Magic serisinin sonuncusu, IX versiyonun motorunun da Lithtech olması ve oyunun tadının tamamen kaçırılmasıydı. Oyun motoru kaplamalarda başarılı sayılabilecekken, 3D şekillerde kesinlikle çok başarısız. 3D şekillerin iki boyuttan pek farkı kalmıyor ne yazık ki ve motorun eksikliğinden olsa gerek asla çok fazla hareketli nesne aynı anda sahnede olamıyor. 3DO M&M IX’da bu motoru kullandığı için önceki oyunlardaki o meydan savaşı ruhunu, son versiyonda kaybetmiş maksimum 4-5 yaratıkla savaşa zorlamıştı bizi. Bu oyun da zira görsel açıdan hiç iyi olmamış. Bir de kan efekti var ki evlere şenlik: Vurulan kişilerden havaya sprey şeklinde kan çıkıyor, evet fışkırmıyor, “kan çıkıyor”. Oyun yapımcıları gayet değişik bir kanama anlayışına sahipler.
Görselliği biraz olsun arttırmak, belki tanıyanların oyuna olan ilgisini arttırmak için Pollandalı Model Iza Czarnecka modellenip oyuna katılmış. Oyun arası yüklemelerde bu bayanın birbirinden yakışıksız, kamuflajlı ve silahlı fotoğraflarını görüyoruz.
Oyunda seslendirme kesinlikle iğrenç derecede başarısız, ayrıca saygısızca hazırlanmış kanımca. Bir tek radyodan görevleri anlatıp, olaya heyecan katmaya çalışan üs görevlisinin seslendirmesi iyi sayılabilir. Bunun dışında Nina’nın seslendirmesi oldukça kötü. Belki soğuk ve acımasız bir bayan sesi verilmeye çalışmış ama güzel olmamış sonuç olarak. İğrenç ve saygısızca hazırlanan, hiç özenilmemiş konu şu ki, düşman olarak nitelendirilen her kişi “böğürüyor”. Örneğin ilk görevlerde karşınıza çıkan Arap tipler, sizi gördüklerinde bir böğürtü çıkartıyorlar, arada “hey” der gibi oluyorlar ama bu da böğürtüden pek ayırtedilmiyor. Müzik? Oyundan aklımda kalan veya kalmaya değecek hiç müzik yok.
Bir FPS olduğu için, yanımızda bölüme göre değişebilen bir otomatik silah ve bir tabanca taşıyoruz. Silah tasarımları kesinlikle çok başarısız. Sesleriyse insanlar ağızlarıyla çıkartıp, kaydetmişçesine kalitesiz.
Oyunda fare ve klavyeyi kullanarak kimi yerde marioculuk oynayarak, “asla eğilemeyerek” ileriyor ve çatışıyoruz.
Velhasıl-ı kelam kesinlikle alınmaması gereken oyun NINA: Agent Chronicales. Onun yerine arşivinizden Duke Nukem 3D’yi bulup oynayın. Hem akıl sağlığınıza hem de cebinize daha hayırlı olur.