Cate Archer… Onu ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım. Ne kadar da tatlıydı. Bazılarının “Aptal kutusu” dediği televizyonun biraz daha gelişmiş hali olan monitörümün içinde bile olsa derinden etkilemişti beni. Bilgisayar karşısında geçirilen ve yanıma yaklaşan herkese “hıarggg hoarrr” tadında tepkiler verdiğim 1-2 günün sonunda ayrılık vakti gelmişti. Nasıl bırakabilirdim birick Cate’imi? Ben istemesem de o beni bırakıp gitmişti bile. Ama her bırakıp giden gibi acımasız değildi. Kulağıma, günün birinde tekrar buluşacağımızı fısıldamış, öyle gitmişti. Yapacak bir şey yoktu.. Bekledim, bekledim ve yine bekledim…
CATE, CANIM SEN MİSİN?
Bir akşam evde otururken kapı çalıverdi. “Kim o?” diye seslendim. Ses tanıdıktı ama tam olarak çıkartamıyordum. Düşündüm.. Annem “Yabancılara kapıyı açma!” demişti. Düşünürken birden kalbimde bir heyecan dalgası hissettim. Birden bire tüm tüylerim diken diken olmuştu. Olabilir miydi? Geri dönmüş olabilir miydi? Ellerim titreyerek kapıyı açtım. İşte orada, tam karşımda duruyordu. Cate Archer, daha da güzelleşmiş olarak karşımdaydı.
CATE IS BACK!
Evet.. Cate geri döndü. İlk oyunun bize yaşattığı heyecanın iki misliyle, muhteşem grafikler ve 5.1 hoparlörlerimizde yankılanan o güzel sesiyle geri döndü. Oyuna geçmeden önce Cate’in geri dönmesindeki nedeni anlatsam iyi olacak galiba.
Oyunumuz yine 1960’lı yıllarda geçiyor. Hepimizin artık yakından tanıdığı H.A.R.M dünyaya kıyameti getirecek “Project Omega” hakkında tam gaz çalışmaktadır. Her zamankinden kötü olarak bu sefer H.A.R.M. ın yanında Fransız pandomimcileri de yer almaktadır. Biliyorum şu anda hepiniz kötü=pandomimci ilişkisini kurmaya çalışıyorsunuz. Ancak oyunun ilerleyen bölümlerinde bu ilişkiyi çok yakında kurabileceğinize söz veriyorum. Neyse, görevimiz H.A.R.M.’ın şeytani planlarını suya düşürüp, Amerika ile Rusya arasında bir nükleer savaşa neden olmalarını önlemek.
İlk oyunda olduğu gibi NOLF2’de de görevinizi tamamlamak için Antartika, Hindistan gibi normal ve su altı istasyonu gibi anormal yerleri ziyaret etmeniz gerekecek. Bölüm aralarında izleyeceğiniz demolar salt bilgi vermek dışında zekice esprilerin ve dolayısıyla katılarak gülmenizin kaynağı olacak.
OYNANIŞA GEÇELİM
Gerçeği söylemek gerekirse çok uzun zamandır sıkılmadan bir first person shooter oynadığımı hatırlamıyorum. Diğer çoğu FPS’den farklı olarak No One Lives Forever 2 harika bir oynanış ile sağlam bir konuyu birleştirmeyi başarmış gözüküyor. Cate Archer’ın oyunun bu kadar eğlenceli olmasında katkısı şüphesiz inkar edilemez. Ancak, yüksek poligonlu seksi bayanların bir oyunun haklı bir beğeni kazanmasına tek başına yetmediği Tomb Raider’ın ilki dışındaki oyunlarına bakarak kolayca anlaşılabilir. Monolith’in Edios’un düştüğü hataya düşmemiş olması bile başlıca başına bir tebriği hak ediyor.
NOLF2’nin en çarpıcı özelliği oyuna hafif level atlama tadında bir şeylerin katılmış olması. Oyun içinde karşınıza çıkan görevleri yerine getirdikçe deneyim puanları kazanıyorsunuz. Bölümde size verilen zorunlu görevlerin dışındaki ekstra görevler de deneyim puanlarınızın artmasını önemli bir katkı sağlıyor. Bunlar dışında orada burada bulduğunuz tüm evrakları karıştırarak, tüm çekmecelere bakarak da puanlarınızı yükseltebilirsiniz. Kazanmış olduğunuz deneyim puanları oyunu çok daha çekici kılan ustalık alanlarına aktarılıyor. Oyunda nişancılık, gizlilik, korunma, dayanıklılık gibi birçok ustalık alanı mevcut. Tabii bir de bu alanların kendi içlerinde bölünmeleri var. Ama korkmayın. Ustalık alanları o kadar da karışık değil. Alt gruplar, tamamen ana alana bağlı ve alan yükseltildiğinde alt gruplarda ona bağlı olarak yükseliyor. Örneğin dayanıklılık alanını yükselttiğinizde sağlık, sabır, direnç, ilk yardım ve güç alt grupları bundan etkileniyor. Her alanda 5 seviye mevcut ve her seviyenin deneyim puanı farklı. Hemen belirteyim yolundaki tüm görevleri bitirip her yere baksanız bile bütün ustalıkları tamamlayamıyorsunuz. Sakın bu özelliklerin sadece teoride geçerliliği olduğunu düşünmeyin. Karakteriniz çeşitli ustalıklara sahip oldukça o alanda ne kadar başarılı işler çıkardığını rahatlıkla görebileceksiniz.
Oyunda arama veya kilitli kapıları açma durumlarında ekranın ortasında bir bar belirecek. Eğer bu bar dolmadan işlemi sonlandırırsanız kapının açılmadığını ya da kurcaladığınız şeyin tam olarak aranmamış olduğunu göreceksiniz. İlk başlarda oldukça uzun olan bu bar, konusunda ustalaştıkça kısalacak ve böylece ustalıkların oyuna etkisini daha iyi anlamış olacaksınız.
Bunların yanında bir de harita olayımız var. Hoş bu daha çok bir pusula. Önemli görevleriniz yerlerini pusula sayesinde bulmak oldukça iyi tasarlanmış geniş alanlı bölümlerde sizin için çok büyük önem kazanacak. Bölümlerden söz açılmışken Antartika bölümünde bir kar motoru kullanacağınızı belirtmek isterim. Her ne kadar hızlı bir alet olsa da çıkardığı inanılmaz ses direk hoparlörün ses düğmesine atlamanıza neden oluyor. Normalde oldukça basit olan kontroller iş kar motoruna gelince biraz sendeleyebiliyor. Cihazı düz götürmeyi becerdiğinizde geniş Antartika mekanlarında tam gaz motorunuzu sürüyor, her gördüğünüz rampadan atlamaya çalışıyorsunuz.
Oyunda 15 farklı bölüm ve bunların altında onlarca görev var. Bölümler lineer bir ilerleyişe sahip olsa da, daha önce belirttiğim gibi ek görevler sayesinde özenle hazırlanmış bölümlerin didik didik edilmemiş köşesini bırakmıyorsunuz.
CASUS EKİPMANLARI
No One Lives Forever 2, birçok şirin, şirin olduğu kadar da kullanışlı ekipmanı Cate Archer’ın emrine sunuyor. Özel casusluk ekipmanlarımızı kısaca bir anlatmak gerekirse, ceset yok edici, pudra şeklindeki kod kırıcı, saç spreyi biçimindeki kaynak cihazı ve anahtarlık şeklindeki ışık kaynağı. Hepsi de ilk oyundaki aletlerin orjinalliğini taşıyorlar. Tabii artık bombalarımızın ruj şeklinde olmadığını da belirtelim. Bence o daha güzeldi ama olsun. Bunlar dışında bir de çeşitli şeyler fırlatan bir tabancamsı aletimiz var. “Çeşitli şeyler” lafını biraz açmak gerekirse, bölge işaretleyici mermi, uyku getiren mermi, kameraları devre dışı bırakan mermi, elektronik cihazları devre dışı bırakan mermi olarak adlandırabiliriz bu şeyleri. Bir araçtan çok silaha benzese de sevgili Utility Launcher’ımız oyun boyunca elden bırakmayacağımız, her bölümde mutlaka işe yarayan tek oyuncağımız oluyor.
Bütün bu casus araçlarının yanında olmazsa olmaz silahlarımız da var. Bu silahları yazının sonunda ayrıca anlattığım için burada değinmeyeceğim. Bu konuda söyleyebileceğim tek şey silahların oldukça güzel modellenmiş olması. Hele hele oyunun başında Crossbow’u gördüğümde ağzım açık kalmıştı.
GRAFİKLER NE ALEMDE?
Kesinlikle grafik budur arkadaşlar. Kimi oyunların ki buna en büyük örnek Quake motoruyla yapılanlardır (Soldier Fortune 2) o kadar kötü bir renk paleti kullanırlar ki oyunu oynamaya başladığınız ilk on dakika içinde üzerinize bir ağırlık çöküverir, içiniz sıkılır. NOLF 2’nin bu konudaki başarısını anlatmaya açıkçası kelime bulamıyorum. Monolith’in geliştirdiği yeni LithTech Jupiter System, NOLF 2’nin önceki oyuna göre en büyük ilerlemeyi grafiklerinde kaydetmesini sağlamış. Yüksek polingonlu karakterler, ayrıntılı dış ve iç mekan çizimleri kendinizi sanal bir cennette hissetmenizi sağlıyor. Çoğu oyunda bulunan “İç mekanı güzel yaparsam, dış ortamları abuk subuk çizerim abi” tarzını NOLF 2, tek kelimeyle silip geçiyor. Antarika’nın buzullarla kaplı mekanlarından, Hindistan’ın egzotik ortamlarına, mağaraların basık ruhsuz odalarından, su altı istasyonunun benzersiz atmosferine kadar her yer özenle hazırlanmış ve biz Cate Archer hayranlarının emrine sunulmuş durumda. Hele bir de hortuma kapılma bölümü var ki ne siz sorun ne de ben anlatayım.
Tabii bu kadar güzel grafikleri ve atmosferi GeForce2 MX lerle yakalamaya çalışmak oyuna çok büyük haksızlık olur. Sanırım bir GeForce3 size çok iyi bir oyun keyfi yaşatabilir ama ben GeForce4 Ti ve P4 2.23 lük makinamdaki oyun zevkini hiçbir şeye değişmem.
Seslerden bahsetmek gerekirse tek kelimeyle harikalar diyebilirim. Silahların çıkardıkları sesler, çevresel sesler, gökyüzü efektleri oyunun atmosferini tamamlayacak kadar güzeller. Hele bir de 5.1 ses sisteminiz varsa herşey daha güzel oluyor sevgili okurlarım.
PEKİ YA MULTIPLAYER?
Şu anda oyundaki tek muliplay modu 3 arkadaşınızla birlikte yardımlaşarak oynayabileceğiniz özel bir senaryo. Bu senaryoda normöal oyundaki gibi kaldığınız yeri kaydetmeniz mümkün. 4 gizli ajanın beraber Cate’e yardım ettiği bu mod zevkli olabilecek gibi gözükse de oyunu oynayan herkesin Death Match eksikliği çektiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Şu anda edinilen net bir bilgi olmasa bile oyuna Death Match modunu getirecek bir patch’in çıkması kimseyi şaşırtmamalı.
SON SÖZLER
Açıkçası No One Lives Forever çok ama çok etkileyici bir oyun. Genellikle devam oyunlarında bu havayı bulamayız. Bir oyun para ediyorsa istista firmalar dışındakiler hemen ikincisini piyasaya sürüp parsayı toplama telaşına düşerler. Eğer bu oyunu 3,5-4 milyon yerine 40$ vererek alacağınızı bilsem bile NOLF2’yi sonuna kadar tavsiye ederdim. İlk oyunu beğenmiş olanlar eminim ikincisine bayılacaklardır. İlkini oynamamış olanlar da bayılacaklardır. Aslında ilkini beğenmeyenler de bayılacaklardır. Aynı kelimeyi 3 defa kullanmamdan dolayı sıkıntıdan bayılanlar (ehehe) içinse yapacak bir şeyim yok. Ne diyebilirim ki… Cate geldi ve gitti. Ama bu sefer geri döneceğinden eminim.