Dünya olmasaydı, yapımcılar nereden ekmek yerdi bilemiyoruz. İkinci Dünya
Savaşı’na dayalı vampirli, iblisli aksiyon oyunları, envai çeşit aksiyon, FPS,
RTS ve daha nicesi… Tür tür yapımlar iyi olunca tadına doyum olmuyor, ama ardı
ardına piyasaya çıkan vasat oyunlar gına getiriyor.
Gına getirmekten söz edersek, Order of War’ı (OW) bu yapımların içine katmamız
büyük bir haksızlık olur. Basit oynanış tarzı, kamera açıları ve bir stratejiden
isteyen her şeyi sunması… Hayır, bir Europa Universalis’ten bahsetmiyoruz. Sakın
ola, o tür bir detay beklemeyin. Aslında derdimi tam anlatamadım. Detay bol, ama
bu detayları çözmesi çok kolay. Keyif faktörü de tam burada. Basit, yalın,
anlamsızlıklarla iç bunaltmıyor, çoğu strateji oyununun aksine alışması yarım
saatten fazla almıyor.
Neler sunuyor?
Order of War, İkinci Dünya Savaşı konulu bir RTS. Evet, her zamanki dünya savaşı
atmosferi, nostaljik savaş uçakları, ilginç mi ilginç otomatik tüfekler, pek
tabii ki Almanlar ve efsanevi Fransa işgalleri.
Yapımı, daha önceki satırlarımda da vurguladığım gibi öğrenmesi ve oynaması
kolay. Derin bir ekonomik sistemi, detaylı ünite işleyişi var ve bunlar insanı
hiç sıkmıyor. Üniteleri yönetirken ise sinematik kamera modu oldukça avantaj
sağlıyor. Order of War, İkinci Dünya Savaşı konulu RTS’lere yenilik getirmek
için çabalamıyor. Zaten bir firma dev bütçe ayırmadıysa ve sektörün en iyileri
ile anlaşmadıysa buna kalkışmamalı, çünkü o tür yapımlar devrim yerine, fiyasko
haline geliyorlar ve mizah konusu olmaktan öteye gitmiyorlar. Firma bunun yerine
en çok tutulan yerleri alarak eğlenceli ve tatmin edici bir oyun hazırlanmış.
“Yapım sinematik kamera açıları sunuyor.”
OW’nin basit yanlarından birisi de kontrol. Oyunda bir albayı kumanda
ediyorsunuz. Hayır, hayır bir Orgeneral’i değil. Tüm dünyanın kaderi de elinizde
değil. Yapmanız gereken tek şey var: İşiniz. Dev sorumlulukları ve kozmik
planları bir kenara bırakın. Tek tek birlikleri değil bütün bir orduyu
yönetiyorsunuz. Böylece askerlerin tek tek yaptıklarıyla ilgilenmek zorunda
kalmıyorsunuz. Aman moralleri iyi olsun, aman rütbe yükselsin, aman şu aman bu
yok! Bunun yerine; daha ziyade taktiklerle uğraşıyorsunuz. Çevreye uyum sağlayıp
kamufle olmak, yedek birlikleri ayarlamak ve bunları yerleştirmek gibi. Örneğin
tank savarları tepelik bir alana yerleştirirseniz çok etkili oluyorlar.
Bataklıklara da dikkat etmek gerekiyor, çünkü araçlar içine gömülebiliyor. Bubi
tuzağı kurmak müthiş eğlenceli. Bataklıklardan askerlerle geçmek daha mantıklı.
O askerlerden birkaçını yem yapın ve savaş araçlarını peşinizden koşturun.
Orman kaplı alanlar da yine dikkat edilmesi gereken yerlerden. Oyunda “Sis”
tekniği kullanılmadığı için gelen düşmanı net olarak görebiliyorsunuz. Bu
gerçekçiliği biraz azaltıyor maalesef. Sis arasında sürpriz saldırılar çok
keyifli olabilirdi. Ekstra yer ve hava birlikleri (Bombacı ve paraşüt birliği)
kontrol noktaları tarafından sağlanan puanlarla alınabiliyor. Dolayısıyla
harcamaları yerinde ve zamanında yapmak önemli.
Basit ve anlaşılır
Order Of War bir devrim değil, olması da gerekmiyor. Üzerine onlarca sayfa yazı
yazılacak bir yapım olduğu da söylenemez, ama keyif istiyorsanız, basitliği ve
zekayı harmanlayıp, elinizdeki en iyi şekilde değerlendirmek istiyorsanız doğru
yerdesiniz. Strateji oyunları arasında eriyip gitmeyecek ve belli bir isim
bırakacak; yapımı RTS severlere rahatça tavsiye ederim.