Bugün sizlerin karşısına farklı bir türe ait olan bir oyunla çıkmak istiyorum. Uzun zamandır oynamayı, bitirmeyi beklediğim ve anca fırsatını yakaladığım bu oyunu sizlere tanıtmak, evreninden bahsetmek, biraz da bilgimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yazımda sizlere hem ritim türündeki oyunlardan bahsedip hem de Atlus’un geliştirip biz oyunculara sunduğu Persona serisini de tanıtacağım.
Ritim oyunları ilk olarak bizlerin karşısına Magnavox Odyssey’in yaratcısı olan Ralph Baer ve Howard Morrison tarafından 1978 yılında çıktı. Call and Response olarak adlandırılan bu oyun bizden karışık sırada tuşlara basmamızı istiyordu. Birden fazla oyuncuyla oynayabileceğimiz Call and Response’dan ilham alan oyun şirketleri bu fikre tutundu ve ritim oyunlarını geliştirerek insanları eğlendirmeyi hedefledi. Human Entertainment’ın geliştirdiği Dance Aerobics 1987’de bizlerin karşısına geldiğinde NES konsolu için geliştirilmiş olan Nintendo’nun Power Pad’i ile müzik yaratmamızı, bestelememizi sağlıyordu. Yıllar geçti, ritim oyunları ufak ufak geliştirilmeye ve benimsenmeye başlandı. Belki ritim oyunların en başarılılarından biri olarak isimlendirebileceğimiz PaRappa The Rapper 1996’da NanaOn-Sha tarafından geliştirilip, Sony Computer Entertainment tarafından piyasaya sürüldüğünde bir çok oyuncu kendini ritim oyunu oynarken, hatta ritim oyunlarının bağımlısı olurken kendilerini buldu. Aslında PaRappa’nın bizlere sunduğu oynanış gayet basit ve eğlenceliydi. Akılda kalıcı müzik ve sözleriyle hemen sevebileceğiniz PaRappa’da ekrana gelen tuşlara doğru anda basarak karakterimiz PaRappa’nın başarılı bir şekilde rap yapmasını sağlıyorduk.
Yıllar geçti, Bust A Groove’lar, Konami’nin piyasaya sürdüğü Beatmania’lar, Dance Dance Revolution’lar, Guitar Hero’lar, Rock Band’ler geldi ve geçti. Her ne kadar fark etmesek de aslında, çoğu oyuncu ritim oyunlarına adım atıp, bu renkli dünyada kendini kaybetmiştir. Çoğu oyuncunun ön yargı ile yaklaştığı ancak fark etmeden oynadığı bu türün en son ürünü olan Persona 4 Dancing All Night ise adını bu türe altın harflerle yazan bir oyun olmayı başarabilmiş.
Atlus Persona 4 Dancing All Night’ı duyurduğunda birçok Persona ve Shin Megami Tensei hayranının nefretle bu oyunu eleştirdiğini, oynamadan yerden yere vurduğunu hatırlıyorum. Bunun sebebi ise, Shin Megami Tensei serisinin, hatta SMT serisinin bir ürünü olan Persona oyunlarının da aslen karanlık bir havaya, kurguya sahip olmasından dolayıydı. Melekler ve şeytanların birbirleri ile çarpıştığı ve insanlığın çoğu zaman yok olduğu SMT evreni, Persona serisinde kurgusunu liseli gençlerin etrafında kurarken, karanlık havasını da korumaya çalışmıştı. Her ne kadar Persona serisi 1996’da piyasaya sürüldüğünde Japonya dışında pek çıkamasa da, serinin üçüncü oyunu olan Shin Megami Tensei: Persona 3 ile dünya çapında yankı uyandırarak oyuncuların dikkatini çekmişti. Bunun sebebi ise oynadığımız karakterin diğer karakterlerle boş zamanında sosyalleşerek arkadaşlık bağlarını güçlendirmesinden tutun, oyunun gelişen oynanış ve görsellerine kadar olan bir gelişimden dolayı olduğunu belirtebilirim. Ancak Persona serisi dördüncü oyunu ile çok daha renkli, çok daha ‘tatlı’ bir havaya bürünerek serinin çoğu hayranını hayal kırıklığına uğratmıştı. Peki Atlus bu seriyi daha da renklendirmişti? Diye soracak olursanız, seriyi daha geniş kitlelere yaymak istediklerinden dolayı olduğunu söyleyebilirim. Lafı daha da uzatmadan, sizlere Persona ve Shin Megami Tensei hakkında makale yazacağımın da sözünü vererek incelememe geçmek istiyorum sevgili okurlar. Kafanızda bütün soru işaretleri silindiyse, dans başlasın!
Persona 4 Dancing All Night, Atlus’un geliştirip 2015 yılında PS Vita için piyasaya sürdüğü Persona 4’ün ritim ve dans oyunudur. Birçok oyun sitesinden ve oyun dergilerinden yılın en iyi PS Vita oyunu seçilen Persona 4 Dancing All Night, görsel açısından da PS Vita’nın en iyi oyunlarından biri olarak rahatça gösterilebilir.
Persona 4 Golden’ın devamı niteliğinde olan Persona 4 Dancing All Night, P4G’nin yaklaşık olarak 1 ay sonrasını ele alıyor. Rise Kujikawa’nın tekrardan eğlence sektörüne dönmesi ile başlayan hikayemizde, Inaba’dan gelen arkadaşlarına gerçekleşecek olan Love Meets Bonds festivali için dans etmeyi öğretir. P4G’deki karakterleri yanına figüran olarak yanına alan Rise, eski şöhretine kavuşmak ve hayranlarına kendi yeniden sevdirmek için bu festivalde iyi bir performans sergilemek zorundadır. Persona 4’ün ana karakteri olan Yu Narukami ve diğer karakterler Rise’ye yardımcı olmak amacıyla çalışırlar, ancak etrafta dolaşan bir söylenti karakterlerimizin dikkatini çeken. Eğer gece yarısında LMB’nin internet sitesinde daha önce intihar etmiş olan bir şarkıcının videosunu izlerseniz, öbür tarafa geçerek bir daha asla uyanamazsınız. Persona 4 Golden’da gerçekleşen, ‘Gece Yarısı Kanalı’ kurgusuna benzer bir kurguya sahip olan Persona 4 Dancing All Night’ta karakterlerimiz bu olayı araştırmak ve kayıp şarkıcıları kurtarmak amacıyla ‘öbür tarafa’ geçerler. Birçok ‘Shadow’ ile karşılaşan ekibimiz, Persona isimli doğa üstü güçlerini çağırsalar da saldıramıyorlardır, çünkü bu dünya ‘Gece Yarısı Kanalı’ndan daha farklıdır ve oluşacak herhangi bir şiddete izin vermiyordur. Bunun üzerine, hislerini yaptıkları koreografi ile ortaya çıkaran ve Persona’larını dans ederek çağıran karakterlerimiz bu bilinmeyen tehdidi durdurmak için yola çıkarlar.
Hikayenin ‘visual novel’ yani ‘görsel roman’ şeklinde anlatıldığı Persona 4: Dancing All Night, bizlere hikayeyi oyun içi konuşmalarla sunuyor. Oyun içi sahnelerin anime tadında olduğu Dancing All Night’ın hikaye anlatımı her ne kadar arada sıkıcılaşsa da, karşımıza çıkan dans karşılaşmaları ile tempoyu yükseltmeyi başarıyor.
Persona 4 Dancing All Night bizlere tüm Persona 4 ekibi ile oynama imkanını sunuyor. Yu Narukami’den tutun Yosuke Hanamura’ya, hatta Rise ve Nanako’ya kadar birçok karakteri oynayabileceğimiz Persona 4 Dancing All Night’ta, Velvet Room’un sevilen yüzü Margaret ile dahi oynayabiliyoruz. Öte yandan, Tohru Adachi ve Marie ile de indirilebilir içerik satın alarak oynayabilirken, Vocaloid’den Hatsune Miku ile dahi oynama imkanına sahibiz.
Peki Persona 4 Dancing All Night neden başarılı bir ritim oyunu? Bunun sebebi ise çok basit. Oyun şarkıların zorluk seviyelerine göre bizlere farklı enstrümanları çalma imkanını sunarak, ritim tutmamızı sağlıyor. PS Vita’nın D-Pad’inde yukarı, aşağı ve sol tuşlarını kullanırken, üçgen, yuvarlak ve çarpı ile de gelen ritimlere basabiliyoruz. Oyun her ne kadar ilk başta zor gibi gelse de, kısa zamanda alışarak kendinizi de ritim tutarken bulmanızı sağlıyor.
Oyunun bir diğer özelliği ise ‘scratch’ mekaniği. Oyunu oynarken tuşların üzerlerine gelen yıldız işaretleri ile ritim tutabiliyoruz. Bu ritimler bastığınız doğru ana göre ‘kusursuz, harika, iyi’ gibi derecelendirilirken, ‘combo’ yapmanızı da sağlıyor. Her ne kadar kaçırdığınız ritim tuşları ve ‘iyi’ dereceli notalar ile combolarınız sıfırlansa da, bastığınız başarılı ritimler ile dansınızın başarısını kısa sürede toparlayabiliyorsunuz. Scratch ise öte yandan isteğe bağlı basabileceğiniz bir ritim türü. PS Vita’nızın sağ veya sol analoğu ile yapabileceğiniz bu ritim ise sizin tam not almanızı sağlıyor. Eğer bir dansta her ritmi ve scratch’i yapabilirseniz ‘King Crazy’ isimli en başarılı puana ulaşabiliyorsunuz ve şarkı sonunda elde edeceğiniz para da puanınıza bağlı olarak artıyor.
Oyunu bir eğlenceli kılan bir diğer unsur ise, Bond Fever isimli scratch türü diyebilirim. 3 adet Bond Fever ritmini yakaladığınız zaman, şarkının başında seçtiğiniz partneriniz sizinle uyumlu bir şekilde dans etmeye başlıyor. Elde edeceğiniz yüksek skoru da bir hayli arttıran Bond Fever, görsel açıdan da bizleri memnun kılan bir içerik olmuş.
DJ Hero gibi oyunlarda karşımıza çıkan mekaniğe benzer bir oynanışa sahip olan scratch, şarkılarda hızlıca ritim tutarak yüksek not almamızı sağlayan bir özellik olmuş. Her ne kadar ‘All Night’ zorluğunda zulüm gibi olsalar da, ritim tuşlarına basarken analog ile scratch yapmak gerçekten eğlenceli bir oynanışı bizlere sunmuş.
Atlus her ne kadar Bond Fever gibi bir içeriği eklemiş olsa da, oyuna herhangi bir çoklu oyuncu modunu eklememiş ve bana kalırsa oyunun en büyük eksiği de bu. Ne diğer oyuncuların yüksek skorlarına bakabiliyor, ne de onlara karşı veya onlarla birlikte dans edemiyoruz ki oyunun oynanabilirliğini kısıtlayan en büyük eksiklik de çoklu oyuncu desteğinin olmaması olmuş.
Oyunun en önemli özelliği, şarkıları ise gerçekten başarılı. Shoji Meguro’nun bestelediği ve Lotus Juice, Tetsuya Komuro, Daisuke Asakura, Shinichi Osawa, Towa Tei, DE DE MOUSE, NARASAKI, Banvox, Norihiko Hibino, Yuu Miyake gibi isimlerin şarkıları remixlediği ve kendi yorumlarını kattığı 30 adet parça bizleri fazlasıyla eğlendirerek, hoş bir deneyim sunuyor. Persona 4 Golden’daki ‘Heartbeat, Heartbreak’, ‘Signs of Love’ ve ‘Your Affection’ gibi parçaların remixlerine dans ederken, şarkı listesinde göreceğiniz bir sanatçı ismi ise sizin ağzınızı açık bırakacak. Silent Hill’in efsanevi şarkılarını besteleyen Akira Yamaoka dahi, Persona 4 Dancing All Night’ta hünerleri göstermiş ve bizlere harika bir parça sunmuş. Hal böyle olunca bizlere de parçaları ardı ardına dinlemek, ritim tutmak ve evde dans etmek düşüyor.
Yaklaşık olarak 7 – 8 saat bir hikaye süresine sahip olan Persona 4 Dancing All Night, bizlere Free Dance isimli oyun modunu da sunuyor. Bu modda, istediğiniz zorlukta istediğiniz şarkıda dans edebilir, kupalar elde eldebilir ve para kazanabilirsiniz. Eğer oyunun şarkılarını, oynanışını gerçekten severseniz, hikayeyi oynamadan önce siz de benim gibi Free Dance modunu bitirmiş olarak bulacak ve ardından da oyunun hikayesine başlayacaksınız.
Eğer oyunun bütün kupalarını açıp, 100% bitirmek isterseniz de Persona 4 Dancing All Night’ın oynanış süresi 16 ile 18 arası değişebiliyor. Platinum kupaya ulaşmanız için oyunun hikayesini bitirmeli, Free Dance modunda herhangi bir zorluk seviyesinde 30 adet şarkıyı başarılı olarak bitirmeli ve tüm kostüm ve aksesuarları satın almanız gerekiyor.
Şarkıların zorluk ve başarı seviyesine göre elde ettiğiniz paraları ‘Alışveriş’ modunda harcayabiliyorsunuz. Bu modda karakterlerimize hem kostüm hem de aksesuar satın alabilirken, hem de şarkıları kolaylaştıran veya zorlaştıran eşyaları da satın alabiliyorsunuz. Yu Narukami’yi isterseniz Nanako’nun babası ve Yu’nun amcası Ryotaro Dojima’ya benzetebilir, Rise Kujikawa’yı da arap havasına sokarak, dansöz yapabilirsiniz. Tamamen sizin isteğinize kalmış.
Oyunu kolaylaştıran ve zorlaştıran eşyalardan bahsetmem gerekirse, eklediğiniz herhangi bir zorluk etkeni ile elde ettiğiniz para da artabiliyor. Örneğin, ritimlerin belli bir süre sonra kendini belli etmemesini aktif ederseniz, fazladan 20% oranında bir para kazanarak dansı bitirebiliyorsunuz, ki bu özellik bütün kostümleri açmak isteyen oyuncular için de etkili bir yöntem olmuş. Aynı şekilde de eğer şarkıları kolaylaştırırsanız da elde ettiğiniz para 5% ile – 25% arasında azalabiliyor.
İndirilebilir içerik dışında ‘Kolesiyon’ isimli oyunun son modunda ise karakterler, şarkılar ve hikaye hakkında daha fazla bilgi edinebilir ve Persona 4’ün evrenine daha derinden bir giriş yapabilirsiniz. Öte yandan, önceki danslarınızın da kayıtlarını buralardan izleyebilirsiniz. Aynı benim bu yazıyı yazarken eski kayıtları açıp, Akira Yamaoka’nın bestesini dinlemem gibi.
Persona 4 Dancing All Night, karanlık Persona havasını her ne kadar yok edip, ortaya bir disko topu yerleştirse de oynadığım en başarılı ritim oyunlarından biri olmuş diyebilirim. Hem kendine özgü oynanış tarzı, hem de başarılı parçaları ve hikayesi ile dikkat çeken Dancing All Night, kesinlikle PS Vita’nın en iyi oyunlarından biri olarak adını oyun sektörüne yazdırdı. Hem Persona evrenine adım atmak, hem de ritim oyunlarına başlamak istiyorsanız Persona 4 Dancing All Night sizin en doğru seçim diyebilirim. PaRappa the Rapper, Gitaroo-Man gibi oyunların varisi olabilecek Dancing All Night içerdiği şarkıları ile de uzun süre aklınızdan gitmeyecek ve PS Vita’yı elinizden düşürmemenize sebep olacak.