Playboy: The Mansion’ın duyurulmasından sonra, hakkında verilen bilgileri
derleyip bir ön inceleme hazırlamıştım. Yararlandığım kaynaklar içeriğinden öyle
bir bahsediyordu ki, kendimizi yakında bir gece kuşağını canlı yaşayacakmış gibi
hissetmeye başlamıştık. Zaten Hugh Hefner rolünde olacağımız söylendiğinde, akan
sular çoktan duruyordu. Şimdi bu yazıyı, Playboy’u oynamış şekilde hazırlıyorum
ve hakikaten bazı öğelerin beni gerçekten terlettiğini söyleyebilirim (!).
Tabiiki tutucu kesimlerin aşırı eleştirisinden biraz olsun sıyrılabilmek için,
çok da aşırıya kaçılmamış ama, yine de oynarken kendinizi bir Playboy
malikanesinde hissedeceksiniz. Şöyle özetleyeyim, yanınızda üstsüz gezen kızlar
var ve ter türlü teklifinizi onaylamaya hazırlar. Bilmem anlatabildim mi?
Kırmızı pencereli malikane
Bazı aşırı şiddet içeren aksiyon oyunlarının maruz kaldığı gibi, Playboy da
tutucu ve ahlak kurallarına aşırı değer veren ülkeler tarafından veto
edilebilir. Tabii ne kadar oyun da olsa, bazı ahlak değerlerine ters
düşebileceğinden, alırken iki defa düşünün. Çünkü gerçekten belirli bir yaşın
altında olan arkadaşlar için uygun olmayan çeşitli görüntülerle
karşılaşabilirsiniz. Zaten Playboy’la ilgili en büyük handikaplardan birisini de
bu. Aslında çok eğlenceli olmasına rağmen, üryan öğeleri yüzünden bu eğlencenin
kapsama alanı iyiden iyiye daralacaktır. Tüm oyunsever arkadaşlarım için bu
uyarıyı yapma gereği gördüm, artık alıp oynamak ya da uzak durmak tamamen size
kalmış, şimdi sıra teknik bilgilerde.
Playboy: The Mansion, Sims serisine oldukça benzer bir oynanışa sahip. Tür
olarak, Sims’in simülasyon kısmını ve ufaktan da strateji öğelerini içeriyor.
Genel olarak amacımız, Playboy malikanesinin sahibi Hugh Hefner’i bizzat kontrol
ederek, ünlü insanları malikanemizde toplamak. Onların en çarpıcı resimlerini
çekip, röportajlar yapmalı, partiler vererek hem kendi, hem de malikanemizin
şöhretini arttırmalıyız. Çektiğimiz tüm resimler, yapılan röportajlar ve
yazdırdığımız makaleler ile her ay düzenli olarak bir Playboy dergisi
çıkartmalı, giderek bu dergiyi daha da güzelleştirip bol para kazanmalıyız. Tüm
bunları başarı ile yerine getirebilmemiz için, malikanemizi ziyaret eden
insanlar, ünlüler ve hatta çalışanlarımız ile sağlam ilişkiler (!) kurmamız
gerekiyor.
Strateji türünden aşina olduğumuz, görev bazlı bir oynanış söz konusu. İki çeşit
görev modu var. Mission mod ile 12 bölüm boyunca müdadele ediyoruz. Her bölüm,
kendi içinde çeşitli görevlere ayrılıyor ama açıkçası bu görevlerde başarı
sağlamak çok da zor değil. Bir de Freeform modu var ki, burada malikanemizin
tasarımından da tamamen biz sorumlu oluyoruz. Genelde parti yapmamız, ünlülerin
en garip (!) fotoğraflarını çekmemiz ya da kiralayacağınız personel için uygun
ortamı sağlamanız isteniyor. Bunların sonunda yeni puanlar ya da eşyalar
kazanabiliyorsunuz. 3 boyutlu grafiklere sahip olan oyunda, Hugh Hefner’i bizzat
Sims serilerindeki kontrol sistemi ile yönetiyoruz. Kamerayı istediğimiz gibi
sağa sola çevirebiliyor, malikanemizin içine kadar zoom yapabiliyor, gerektiği
zaman da kuşbakışı görünümüne geçebiliyoruz. Renkli grafiklere sahip olmasına
rağmen, maalesef birçok grafiksel hata ile karşılaştım. Objeler genelde detaysız
tasarlanmışlar ve kupkuru duruyorlar. Daha kötü bir hata ise, karakterlerin sık
sık iç içe girmeleri. Konuşmalar ya da duruşlar esnasında duvarların içinde
kalıyor ya da kayarak hareket ediyorlar. Bu da hafiften rahatsızlık yaratıyor.Ateşinizi söndürün!
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, genel olarak amaç hem malikanede insanları
kaynaştırmak (!), bu sayede elde edebileceğimiz malzemeler ile her ay düzenli
olarak bir dergi yayınlamak. Malikanemizin içini istediğimiz gibi dizayn
edebiliyoruz. Özellikle ziyaretçiler ve çalışanlarımızın rahat hareket etmeleri
ve ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için, birçok objeyi uygun biçimde monte
etmeliyiz. Sims serisindeki kadar olmasa da, malikanemizi dekore edebileceğimiz
çeşitli objeler var. Görevlerimizde başarılı oldukça, yeni objeler de
kullanımımıza sunuluyor. Eşya koymanın yanında, malikanemizde istediğimiz
tadilat işlemlerini de gerçekleştirebiliyoruz. Yeni odalar ekleyebilir, kat
çıkabilir, bunun gibi şekil değişiklikleri yapabiliriz. Mission modu’na
girdiğimiz zaman, malikanemizin bir kısmı döşenmiş şekilde karşımıza çıkıyor,
zamanla çalışanlar ve ziyaretçilerimiz arttıkça, yeni eşyalar koymak zorunda
kalıyoruz. Önemli bir husus da, ünlü isimleri ağırlamak ve onların dikkatlerini,
sonra da resimlerini çekmek. Düzenleyeceğimiz partiler için ünlüler ile irtibata
geçmek çok önemli.
Yapmamız gerekenlerden birisi de, malikeneye gerekli personeli kiralamak.
Personel birkaç sınıfa ayrılıyor. Konuklarımıza hoşça vakit geçirtmek için
playmate’ler, hosteslik yapan bunny’lerimiz, dergimizi süsleyecek olan erotik
fotoğraflardan sorumlu fotoğrafçılarımız, makaleler yazacan olan gazetecilerimiz
gibi önemli çalışanlar kiralamamız gerekiyor. Bunların hepsi ilgilenmeli ve
gerekirse oldukça yakın ilişkiler kurmalısınız. Gerçi oyun bu konuda pek bir
zorluk çıkartmıyor. Bu çalışanlar içerisinde bayanlar varsa, isterseniz onların
hepsini rahatça elde edebiliyorsunuz ve belki de 10 tane bayanla aynı anda
ilişki yaşabiliyorsunuz. Ama personelin dışında önemli olan, ünlü bayanlar ile
özel ilişkiler yaşayabilmek. İnsanlar ile üç farklı ilişki kurabiliyorsunuz;
normal arkadaşlık, iş ilişkisi ve romantizm. Hepsini de aynı anda yükseltebilmek
mümkün ve oyunu renklendirmek adına hiç problem çıkmıyor, burada da maalesef bir
kopukluk söz konusu. Bir kişiye tıkladığımız zaman, sağ alt kısımda onunla
ilgili bilgileri, ihtiyaçlarını ve bizimle olan ilişkilerini görebiliyoruz.
Eşyalar ve objelerle iletişim kurmak için, etkileşime gireceğimiz öğeye sol
tıklamamız yeterli. Aynı Sims serisinde olduğu gibi bir dialog kutusu açılıyor.
Karakterin o anda bize karşı hissettiklerine ve görevlerine göre seçebileceğimiz
değişik opsiyonlar var. İlk başka normal bir muhabbete başlayabiliyor, daha
sonra ister aşk, istersek de iş muhabbetine girebiliyoruz. İş muhabbeti
ilerledikçe, bunun altında da değişik seçenekler çıkıyor ve derin iş mevzularına
giriyoruz. Bunları yapmak, görevlerde başarı sağlamak ve adamlarımıza
görevlerini verimli biçimde yaptırabilmek için çok önemli. Eğer bir gazeteci ile
iş ilişkimiz gelişmemişse, ondan makale istediğimizde bizi reddedebiliyor. Bu
kısımda en ilgi çekici kısım, muhtemelen romantizm olacaktır. Aramızdaki
romantik muhabbet arttıkça, fiziksel muhabbette de bir artış oluyor. Yani
anlayacağınız, bir süre sonra kırmızı noktalı yayın başlayabiliyor. Tabii yine
bununla ilgili görüntülerde çok fazla aşırıya kaçılmamaya özen gösterilmiş.
Başarılı olmak için bunları yapmamız gerekiyor.
En önemli görevlerimizden birisi, vermemiz gereken partiler. Malikanemiz
içerisinde çok çeşitli partiler verebiliyoruz. Gündüz ve gecenin yanında,
havuzda da verilebiliyor. Partileri vermemizdeki asıl amaç, ünlüleri
malikanemizde toplayabilmek ve onlarla muhabbeti ilerletmek. Karakterler, biz
onlarla ilgilenmediğimiz zamanlarda gerçek zamanlı olarak hayatlarına devam
ediyor, malikanede bulunan diğer karakterler ile etkileşimlerde bulunuyorlar ve
onlarla olan iletişim puanlarında artma ya da azalmalar oluyor. Aslında artış
olması çok daha iyi, çünkü samimiyet arttıkça, dergi için bize bol malzeme
çıkabilir. Parti konusuna geri dönersek, gelen ünlüler için iyi bir ortam
sağlamalıyız. Onlar memnun kaldıkları ve bizle de kanka oldukları zaman, bu
sefer çağırdığımız istediğimiz zamanlarda bizi ziyarete geleceklerdir.Her oda ayrı heyecan
Oyunun ana temalarından birisi de Playboy dergisi. Aslında malikanemiz de bunun
için var. Fotoğrafçılar kiralayıp, onların dergiye kapak ya da orta sayfa olacak
resimler bulmalarını sağlayabiliyoruz. Ayrıca kimi zamanlarda, makinayı biz
elimize alıyor ve ünlü ya da playmate’lerden birisine poz verdirerek sıcak
fotolar çekebiliyoruz. Playmate’lerimizin giyecekleri elbiseleri de biz
belirleyebiliyor, böylece keyfimize göre daha hoş fotoğraflar çıkartabilme
şansına sahip oluyoruz. Dergimiz için gereken diğer öğeler de, röportaj ve
makaleler. Her karakterin kendine has ilgilendiği ve ilgi alanın dışında bulunan
konular var. Gazetecilerimizden birisine, kendi ilgi alanında bir makale
yazdırdığımız zaman, daha doğru bir iş yapmış oluyoruz. Keza, ünlüler konusunda
da öyle. Onlarla yaptığımız röportajların yanında, onlardan da makale
yazmalarını isteyebiliyoruz. Eğer o an ilgilenmekte olduğumuz kişi bir rock
müzik sanatçısıysa, kendisi müzikle ilgili sağlam bir makale yazabilir ve
böylece dergimiz için daha hayırlı olur. Derginin kapak tasarımını da biz
ayarlıyor, çektiğimiz ya da çektirdiğimiz fotolar ile kapak resmini
hazırlayabiliyoruz. Herşey hazır olduktan sonra dergiyi baskıya veriyor ve o an
bulunduğumuz ayın dergisini yayınlamış oluyoruz. Eğer iyi bir iş çıkartmışsak,
buna paralel olarak kazandığımız para miktarı da artıyor, böylece yeni personel
ve eşyalar alabilmek için gereken finansmanı sağlamış oluyoruz.
Malikanemizin iyi olması ve misafirlerimizi memnun etmenin yanında, bir yandan
kendimizi de geliştirmemiz gerekiyor. Belirli konularda kendimizi eğitmeliyiz.
Böylece misafirlerimizle olan ilişkilerimizde, artışın daha hızlı ve verimli
biçimde gerçekleşmesini sağlayabiliriz. Tüm hepsiyle olmasa da, birçok eşya ile
etkileşime girebiliyoruz. Yine Sims’deki gibi üzerlerine tıkladığımızda, bir
dialog kutusu açılıyor ve burada istediğimiz aksiyon için gereken komutu
veriyoruz. Müzik setine tıklarsak, adamımız dans etmeye başlıyor ve böylece
müzik yeteneğini daha da geliştiriyor. Bu arada kısaca belirtelim, müzik
setinde çalabileceğimiz müzik türleri de farklılık gösteriyor. Rock, hip-hop,
tekno vs. birçok tür var. Zaman zaman kütüphanelerimizi kullanıp kitap okumalı,
böylece edebi bilgimizi de geliştirmeliyiz. Aslında güzel düşünülmüş ayrıntılar
olmasına rağmen, bu özellikler uygulama kısmında pek başarılı sayılmazlar, çünkü
genelde hep size artı olarak geri dönüyor. Ben şimdiye kadar geliştirmekte
olduğumuz özellikler ve kurmuş olduğumuz muhabbetlerle ilgili herhangi bir
yaramazlığa rastlamadım, hep kazanıyorsunuz nedense. Yapımcılar bizleri
düşünerek sanırım iyimser ve bunun yanında sıcak bir oyun çıkartmak istemişler.
Sıcak, çok sıcak…
Ses konusunda herhangi birşey vaadedilmiyor. Arada sırada gerçekleştirdiğimiz
aksiyonlarda (!) ufak tefek sesler gelebiliyor. Bunun dışında müzik setini
açtığınız zaman, karakterlerin sesi tamamen yok oluyor, müziksiz de oyunun pek
tadı çıkmıyor. Maalesef buradaki denge de tam olarak sağlanamamış. Playboy: The
Mansion, Playboy konseptini oyun ortamına taşıyor fakat bunu maksimum performans
ile yaptığını söylemek pek doğru olmaz. Yine de eğlenceli dakikalar ve sanal da
olsa biraz sıcak temas yaşamak isterseniz, Playboy: The Mansion’ı
deneyebilirsiniz ama yine de çok kaptırmayın derim. Oynayıp ilerledikçe nedenini
anlayacaksınız…