Oyun İncelemeleri

Pro Evolution Soccer 4

Yıl 1993. O efsane futbol oyunu Sensible Soccer PC’ye bomba gibi düşmüştü.
Çok değil, bundan bir yıl sonra FIFA piyasaya muhteşem grafikleriyle katılmıştı.
3 boyutlu bir rakibe karşı, Sensible 1998’e kadar dayanabilecekti. Sonrasında
firma kepenkleri kapatmıştı. Bilgisayar başındaki kullanıcılar, yıllarca futbol
oyunu oynamak için karşılarında tek bir alternatif buldu. Hal böyle olunca
FIFA’nın çıkan her yeni versiyonu futbolsever oyuncular tarafından iyi ya da
kötü de olsa alındı, oynandı. FIFA’nın rakipsiz olarak piyasaya çıkması, EA
Sports’un her dem satılan oyununun üzerine, fazla bir geliştirmeye gitmeden
sadece makyajlayıp önümüze sunmasına sebep oldu. Böylelikle FIFA, var olan
oyuncu kitlesinin olumsuz eleştirilerine maruz kaldı. Tam bu dönemde, Konami
konsollarda fırtına gibi esen futbol şöleni Pro Evolution Soccer’ı bilgisayar
ekranına taşımaya karar verdi ve PES 3 PC’ye muhteşem bir geçiş yaptı. Karşısına
bir rakip çıkmasına alışık olmayan EA Sports, FIFA 2004’ü geliştirmeye
çalışmasına karşın beklentilerin altında kalan bir oyun olarak piyasaya sürdü.
Böylelikle PES ve FIFA’nın bilgisayar ekranındaki ilk randevusunda galip PES 3
oldu. 2004 yılının sonbahar aylarına baktığımızda EA Sports, FIFA 2005’te
grafikleri zaten iyi olan oyunun oynanabilirliği üzerinde de düzeltmelere
gidince, var olan oyuncu kitlesinden olumlu eleştiriler aldı. Bakalım Konami’nin
bu duruma cevabı ne olmuş?

İçinizdeki futbol ateşine körükle geleceğini tahmin ettiğimiz yegane yapım
PES’dir. Japonlar, Pro Evolution Soccer serisinin 4. versiyonunu tamamlayıp
piyasaya sürdüler. Böylelikle rakiplerinin kan kaybetmeye devam ettiği futbol
piyasasında, PES muhteşem oynanabilirliği ile oyuncuları bir kez daha kendi
safına çekmeye devam ediyor.

Press Any Button

Beyaz zemin üzerine kırmızı harflerle “Konami” yazısı belirir. Hemen ardından
sahada kıran kırana bir mücadele yaşanmaktadır. Taraftar sahadaki oyundan
memnundur. Ellerindeki bayrakları sallıyorlar. Tam bu sırada 10 sırt numaralı
oyuncu çok şık bir şekilde topu ağlara gönderir… Şu ana kadar bir futbol
oyununda görebileceğiniz en şık giriş videosu bu görüntülerle başlıyor. Hemen
ardından adeta büyülenmiş olarak kendinizi menüde buluyorsunuz. PES 3’e göre
arayüzün hatlarında birçok değişiklik olan oyunda artık dikey bir menü değil,
yatay bir menüyle karşılıyor bizi Konami. Menüde ilk olarak “Options” ekranına
baktık. Bu noktada “Museum” başlığı dikkatimizi çekti. Kaydettiğiniz tekrar
görüntülerini izlemeniz için eklenmiş, fakat isminin asıl müze olmasının sebebi,
kazandığınız kupaların yine bu bölümde sergileniyor olması. Müze dışında ayarlar
ekranında kayda değer bir yenilik yok, fakat PES Shop’ta satın alınabilecek
yenilikler mevcut. Bunlardan bazıları; antrenman sahası, yeni stadyum, 2 kat
hız, yeni kamera tipleri (oyuncu ve kuş bakışı), arka plan müzikleri, Edit Mod
içerisine takım ve oyuncu ekleme, yeni gol sevinçleri ve 6. yıldız gibi bir çok
yenilik mevcut. Buradan çıkıp Edit Mod’a baktığımızda, PES 3’ten farklı olarak
stadyum ve lig isimlerinin değiştirilebildiğini görüyoruz. Ayrıca önceki oyunda
da bulunan takım ve oyuncu ayarları tabii ki mevcut.

My Best Eleven

PES 4’ün kupa, lig veya Master League bölümlerine girmeden önce antrenmanlara
göz atmanız, hem oyuna alışmanız hem de PES puanı kazanmanız açısından mutlak
suretle yararlı olacaktır. Özellikle, Uzak Doğu’dan esen bu futbol rüzgarıyla
daha tanışmadıysanız, kesinlikle göz gezdirin. Bu sezon Konami’nin biz
oyunculara lisanslar hakkında bazı güzel sürprizleri var. Hollanda, İspanya ve
İtalya Ligleri’nin lisanları alınmış. Bunlara ek olarak, 50 milli takım mevcut.
Kulüp takımlarına baktığımızda, lisanlı ve lisanssız liglerle (Fransa,
İngiltere, Almanya) beraber takımların sayısında epey bir artma mevcut. Fakat
Konami’nin şu lisans sorununu aşması gerek. Halen Fransa, İngiltere, Almanya ve
diğer bazı takımların isimleri farklı şekilde oyunda bulunuyor. Ayrıca buna
bağlı olarak birçok futbolcunun da durumu aynı. Özelikle Türk takımlarının
(Beşiktaş ve Galatasaray) ve futbolcuların durumu içler acısı. Çünkü bazen öyle
isimler yazılmış ki gerçek ismiyle tamamen alakasız. Kim olduğunu çözmek için
kılı kırk yarıyorsunuz. Üstüne üstlük Konami, sezon başındaki transferlerin
çoğunu es geçtiği için kadrolar eski. Örnek olarak Zlatan İbrahimovic halen
Ajax’ta, Rooney’i Man Utd.’de aramayın çünkü o da Everton (Merseyside Blue)’da
bulunuyor. Kupalara baktığımızda PES 3’ten farklı bir organizasyona rastlamadım.
Yine kulüpler ve ülkeler için birçok kupa mevcut. Bu durum hiç şüphesiz oynama
süresini arttıracaktır.

Şimdi bir Pro Evolution Soccer klasiği olan Master League’e geçtiğimizde ana
hatların dışında bazı yenilikler görüyoruz. PES 3’ten hatırlayın; seçtiğiniz
takım ne olursa olsun, oyuncuların hepsi gönderiliyor ve size yepyeni, yaşlı ve
kalitesiz oyunculardan kurulu bir takım veriliyordu. Konami isteğe bağlı olarak
buna artık son vermiş. İsterseniz PES 3’teki gibi sıfırdan bir takımla
isterseniz de kadrosunu koruduğunuz bir takımla oyuna başlıyorsunuz. Buna ek
olarak bir de 3. seçenek mevcut. Kendi yarattığınız tamamen hayal ürünü bir
takımla da başlayabiliyorsunuz Master League’e. Oyuna futbolcuların gelişim
tablosunu görebileceğiniz bir başlık eklenmiş. Karşılıklı olarak 2 tabloda
oyuncuların özelliklerinin ne kadar arttığını izleyebildiğimiz yararlı bir
yenilik olmuş. Yine daha önce var olmayan bir başka yenilikte takım sıralaması.
Gerçek futboldan bildiğimiz UEFA sıralamasıyla aynı mantıkla çalışan bu tabloda,
başlangıç olarak en altlardayken ligde ve turnuvalarda aldığınız iyi sonuçlarla,
yeriniz daha yukarılara yükselecek. Bildiğiniz üzere önceki oyunda da mevcut
olan maç sonunda oyunculara verilen puanlar, artık toplanıp bir başka tabloda
karşımıza çıkıyor. Records Room’da bulunan tablonun amacı sezonun en iyi
performans gösteren oyuncusunu seçmek. Ayrıca toplamda en çok gole ve asiste
sahip oyuncuyu görebileceğimiz bu bölümde kariyerimiz boyunca tutulmuş
istatistiklere de göz gezdirebiliyoruz. Records Room’daki yararlı ayrıntılar
bununla da kalmıyor. Master League’de transferler yapıp kupalar kaldırıyoruz.
Belki de her sezon kadroda 3-4 kişi değişiyor. Bir kaç sezon sonra bir
bakıyorsunuz daha önce büyük başarılar kazandığınız takımdan eser yok! Artık
yepyeni bir ekipsiniz. İşte My Best Eleven kurduğunuz kadroları dizilişleriyle
beraber kaydetmenize yarıyor. Böylelikle mazinize bakıp hayallere dalmanız
muhtemeldir. Oyunculardan söz etmişken tam bu noktada oyuncuların özelliklerinde
de bir kaç ekleme dikkatimizi çekti. Konami futbolculara biraz daha özellik
eklerse, PES’i menajerlik oyunları kıvamına getirecek.

Transfer ekranına girdiğimizde arama kısmında “Talent Search” yeni bir özellik
olmuş. Buradan aradığınız oyuncu tipini(Stoper, Oyun Kurucu, Frikikçiler, Hız
Şeytanı vb…) seçiyorsunuz. Böylelikle aradığınız özelliklere sahip oyuncular
önünüze seriliyor.

Pro Evolution Soccer’ın menüleri bize oyunu Playstation’da oynuyormuşuz hissi
veriyor. Mesela bir futbolcu ismi yazmak için tek tek harfleri bulup üzerine
gelip “Enter” e basmak gerekiyor. Açıkçası bu durum zaman kaybından başka bir
şey değil. Çünkü bir süre sonra çekilmez hale geliyor.

Artık sahaya çıkmanın vakti geldi

Pro Evolution Soccer 4, serinin eskilerinden de alıştığımız gibi, kaliteli
grafikleri ve animasyonları da beraberinde getiriyor. Grafiklerin yarattığı
atmosfer, daha maç başlamadan önce, oyuncuların sahaya çıkışları esnasında sizi
sarmaya başlıyor. Normalde, bu ekranları her seferinde bir tuşa basarak geçeriz,
ama bu sefer birçok kez izlemek isteyeceksiniz. Sahaya çıkarken, iki takım
oyuncularının birbirleri ile olan dialogları, başarı dilekleri ve hatta
şakalaşmaları, çok güzel görüntüler oluşturmakla kalmayıp, animasyonlardaki
kaliteyi de açıkça ortaya koyuyorlar. Her çıkış anında, değişik görüntülerle
karşılaşabilmek mümkün oluyor. Marş çalımı sırasında (milli marşlar değil de,
PES 4’e ait bir seremoni müziği), tek tek oyuncuların gösterimi ve tribünlerdeki
coşkulu sesin yavaş yavaş daha da artması, sizi maça başlamadan önce iyice moda
sokuyor. Bazısı tam olmamış olsa da, belli başlı futbolcuların yüzlerinin
oldukça benzer aktarılması ve üstelik eğer varsa çeşitli aksesuarlarının da
olması çok güzel ayrıntılar. Bazı oyuncular küpeli ya da saçlarına göre uygun
olan bantları kullanmışlar, bunları görmek çok hoş. Yalnız, forma tasarımına
biraz daha eğilseler daha iyi olurdu. Aslında güzel duruyorlar, bir problem yok,
ama örneğin bir milli takım forması üzerinde bulunan o ülkenin bayrağı, daha
sonradan oraya çizilmiş gibi duruyor ve bu da hoş bir görüntü oluşturmuyor.

PES 4’de takıntı yaratan noktalardan birisi, saha çimlerinin tasarlanma
şekli. Şöyle diyelim, çimler sanki tırtırlı biçimde kesilmiş ve tuhaf
gözüküyorlar. Hatta baklavalı kazağa benzeyenleri bile var içlerinde. Bazı
sahaların çimleri ise öyle dizayn edilmiş ki, göz bozmak için birebir. Çimleri
yuvarlak şeklinde tasarlanmış olan sahada maç yapmaya kalktığınız zaman, ne
demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Bu gibi hatalar görmezden
gelindiği zaman, PES 4’deki grafikler gayet kaliteli ve göze hoş geliyor. Maç
sırasında da, pas ve şut animasyonları, ikili mücadeleler, çalımlar ve hatta
kalecilerin kurtarışlar sırasında sergiledikleri animasyonlar çok güzel. Üstelik
bu animasyonlar kendilerini fazla tekrar etmiyorlar, devamlı yeni görüntüler ve
mimikler ile karşılaşmak olası. Eski PES oyunlarına göre, bol bol değişik gol
sevinçleri ile karşılaşacağız. Bu kadar bol animasyon olması, PES 4’ü görsel
olarak oldukça zengin kılıyor. Tabii, her futbol oyununda olan ortak sorun,
seyircilerin tasarımları, burada yine iyi oluşturulmamış. Saha kenarları,
seyircilere nazaran daha zengin, ama tribün kısımları sabit duran cisimlerden
meydana gelmiş gibi. İlk dikkatinizi çekecek olan ayrıntılardan birisi, artık
aktif saha içerisinde hakemi de görebilmek mümkün. Gerçi pozisyonlara göre bazen
alakasız yerlerde duruyor, ya da ataklar sırasında sanki defans oyuncusuymuş
gibi önümüze aniden çıkışlar yapabiliyor, yine de onu sahada görmek hoş. Yalnız
madalyonun öteki yüzüne bakınca, bunun aslında çok önemli bir hatayı da
beraberinde getirdiğini anlıyoruz; orta hakem olmasına rağmen, yan hakemlerden
eser yok, bu da garip olan bir başka unsur. Yere atlayıp duran oyuncularımızın
ve kalecimizin üstünün çamur olması ya da oyuncu değişikliklerinde değişen
oyuncuların da gözükmesi ve tribünleri selamlamaları güzel ayrıntıları
oluşturuyorlar.

PES 4’de oynanabilirlik daha da arttırılmış ve kontrollere esneklik
kazandırılmış. Bu oyunda adamlarımız, eskilerdekine göre bastığımız tuşu daha
kolay algılıyor ve ona göre gereken hareketi uyguluyorlar. Hareket tuşlarını
kullanabilmek, PES 4’de çok daha rahat oluyor. Oynanışı en güzel yapan
özelliklerden birisi, geliştirebildiğimiz değişik ataklar ve
gerçekleştirebileceğimiz paslaşmalar. Kanatlardan ya da göbekten geliştirdiğimiz
ataklarda, takım arkadaşlarımız kendilerine devamlı pozisyonlar arıyor ve boşa
kaçmaya çalışıyorlar. Onların bu çabası, güzel paslaşmaları ve gol
pozisyonlarını da doğuruyor. Yerleşmiş bir taktik bulup, devamlı onun üzerinden
gol aramaya çalışmak, PES 4’de çare olmuyor. Devamlı yeni birşeyler geliştirmek
gerekli.

PES 3’teki en önemli problemlerden birisi de yavaşlık konusundaydı. Yeni oyunda,
bu biraz olsun giderilmiş, normal maça başladığımız zaman herhangi bir takılma
söz konusu değil. İş kamerayı değiştirmeye gelince(Wide Camera), makinede çok
hafif bir yavaşlama oluyor, ama bu oynanışa direkt olarak etki etmiyor, yine de
böyle birşeyi sezmemiz hafiften rahatsız edebiliyor bizleri. Gol sevinçlerinde
de bu yavaşlığa rastlamak mümkün olabiliyor. Bunların dışında, Replay
kameralarında uygulayabileceğimiz özellikler son derece güzel. Önemli bir
pozisyonu ya da golü tekrar izlemek istediğimiz zaman, kamerayı istediğimiz gibi
hareket ettirebiliyor ve böylece pozisyonu birbirinden farklı açılardan
izleyerek daha güzel gözükmesini sağlayabiliyoruz.

Atmosfer müthiş

PES 4’e atmosfer katan en önemli öğelerden birisi de sesler. Sesler iyi
olmasaydı, PES 4’ten yüklü miktarda puan kırmamız gerekebilirdi ama inanın
atmosferi mükemmel tamamlıyorlar. Sahaya çıkış anında sahanın inlemesinden tutun
da, önemli ya da kritik bir pozisyon sırasında yükselmeye başlayan sesler, sizi
de gaza getiriyor ve kendinizi hakikaten bir gol pozisyonunda hissediyorsunuz.
Fauller sırasında da tepkiler vermekten geri kalmıyorlar, gol anlarında ise
stadyum daha beter coşuyor. Seslerin yanında, müzikler de kalite kokuyor. Giriş
demosundaki müzikten tutun da, menülerdeki ve hatta maça başlamadan önce çalan
seremoni marşları bile kulağa harika geliyor. PES 4, bir futbol oyununda
bulunabilecek güzel müziklere sahip.

PES 4’de dikkatimizi çeken şu artı ve eksilerden de bahsedelim. Eğer PES
puanları ile satın alıp açabilirseniz, maçtan önce topun modelini ve çeşitli
efektlerini de açabiliyorsunuz. En hoşumuza giden durumlardan birisi de, eldiven
olayı. Şöyle ki; eğer bir maç kışın ya da soğuk bir havada oynanıyorsa, bazı
futbolcular sahaya eldivenlerle çıkacaklardır. Maç sıcak bir havada ve yazın
oynanıyorsa, o zaman aynı futbolcuların eldivenleri olmayacak. Bu ayrıntı
gerçekten çok güzel. Devrelerin sonlarında uzatma dakikaları da bize bir tabela
şeklinde bildiriliyor. Dostluk mücadelelerinin sonunda; altın gol, gümüş gol ya
da iki devre haline olacağı da tamamen bizim seçimimize bağlı.

PES 4’de rastlayabileceğiniz, çok önemli ve hatta patch ile mutlaka düzeltilmesi
gereken bir hata mevcut; escape problemi. Diyelim ki bir sebepten dolayı maçı
dondurmak istediniz ve escape tuşuna bastınız. İşinizi halletikten sonra, maça
dönmek için tekrar escape tuşuna bastığınızda, adamınız otomatik olarak pas
atıyor ve bu da sizin çileden çıkmanıza neden oluyor. Bu olayın bir de kontra
atak sırasında olduğunu düşünün, kaleciyle karşı karşıya kalmaya yakın bir yerde
telefonunuz çalıyor, escape’e bastınız telefonunuza baktınız ve kapattınız.
Tekrar escape’e basınca, adamınız pas atacak ve kaleci de topa sahip olacak.
Sinirden ne yapacağınız şaşırabilirsiniz, bu yüzden kısa süre içinde bir patch
lazım. Bunların dışında, hakemimiz bazı avantaj kararlarını uygulamada hatalı
davranıyor. Sert bir kademeye rağmen, top sizde kalabiliyor ve üstelik çok net
bir fırsatınız var. Hakem düdüğünü çalıyor ve bir frikik vererek atağınızı
mahvetmiş oluyor.

Çıkış tüneli

Pro Evolution Soccer 4, eksiklerine rağmen, görevini başarıyla yapıyor ve bize
oldukça zevkli dakikalara yaşatacak bir futbol deneyimi sunuyor. Özellikler
stadyumun oluşturduğu atmosfer ve bu atmosferle birlikte geliştirdiğimiz
tehlikeli ataklar, futbolun aslında nasıl bir şova dönüşebileceğini bizlere
sunuyor. Bu şov da sizin de kısa zamanda yer almanızı tavsiye ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu