Red Faction hakkında konuşulduğu zaman aklımıza ilk gelen konu, tabii ki yıkılabilir binalar ve hasar verilebilir çevre elementleri oluyor. Hatırlayacağınız gibi ilk iki Red Faction, FPS olarak karşımıza çıkmıştı. Daha sonra yapımcılar, bir taktik değişikliğine gitmişler ve Red Faction: Guerilla’yı 3. şahıs görünümünde tasarlamışlardı. Yapımın genel oynanış mantığı da tamamen değişmişti ve oyunculara serbestlik tanınmıştı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, fizik motoru daha da güçlenmiş ve değişik silahlar eklenmişti. Red Faction severlerin çok sevdiği balyozumuzla tüm binaları yerle bir etmek çok zevkliydi. Bunu yaparken, fizik kuralları da ön planda tutulmuştu, binaların temellerini ve kolonlarını yıktığınızda gerçekçi olarak çöküyorlardı. Şimdi, Mars’ta yepyeni bir perde açılıyor ve bu sefer işimiz hiç de kolay değil. Guerilla’daki hırpalanmış Mars gezegeni, intikamı için bizimle pek de dost olmayan birilerini yollamak üzere.
Kızıl gezegenden sevgilerle
Red Faction Guerilla’da, tüm Mars EDF kontrolündeydi. Direnişçilere yardımcı olarak bölge bölge kontrolü ele almaya çalışıyorduk ve sonunda bunu başarıyorduk. Bunu yapmamıza rağmen Mars yüzeyi çok fazla yıpranmıştı. Red Faction: Armageddon’la birlikte, yaşanamaz hale gelen bu yüzeyden tekrar yer altı sığınaklarına geçiyoruz, aynı ilk Red Faction’da öykümüze başladığımız gibi. Sene 2170, herkes yer altında yaşamını sürdürmeye devam ederken, nereden geldiği bilinmeyen bir düşman kuvvet, saldırıya geçiyor. Bu kuvvet, çok tehlikeli ve değişik güçlere sahip yaratıklardan oluşuyor. Hal böyle olunca, Mars’ın yüzeyi olduğu kadar, yer altı da güvenli olmayan bir yer haline geliyor.
Önceki oyundan hatırlayacağınız ana karakterimiz Alec Mason ve Marauder karışımı bayan Samanya’nın torunları Darius Mason ile tanışıyoruz. Kendisi, yer altında devam etmekte olan genel hayatın ve madenciliğin baş sorumlularından biri. Yaratıkların istilası ve bu topraklarda yaşayan eski koloninin tekrar canlanmasıyla birlikte, bunun sebebi olarak Darius’un bir tapınağı harekete geçirmesi gösteriliyor ve kendisinin sorumluluğu iki kat artıyor. Artık amacımız, hem yukarıda, hem de aşağıda hayatta kalabilmek ve kendimizi insanlara karşı aklayabilmek.
Guerilla’yı oynamış ve bitirmiş birisi olarak, ilk başta yayınlanmış olan videolarını inceleme şansına sahip oldum. Grafik anlamında Armageddon’un bayrağı ileriye taşıdığını söyleyebilirim. Hasar ve yıkılabilirlik modellemeleri zaten can damarını oluşturuyor. Bununla birlikte, ışıklandırma ve alev efektlerinin de son derece iyi durduğu açık. Guerilla’daki üçüncü şahıs görünümü aynen burada da devam ediyor. Kapalı alanlardaki kasvet, açık alanlardaki tedirginlik görselliğe yansıtılmış gibi ve gerilim unsurlarını da muhtemelen beraberinde getirecektir.
Bir Mars bir oyun
Kullanabileceğimiz değişik silahlar burada da aynen mevcut. Guerilla’da farklı silahların yanında, bunları puanlarımızı kullanarak geliştirebilme özelliği bulunuyordu. E3 2010’daki gösterimlere istinaden, bizi yine orijinal silahların beklediğini söyleyebiliriz. Yapımcıların en iddialı oldukları silahların başında Magna Gun geliyor. Şöyle ki; önce bir objeye, ardından da diğerine ateşliyoruz. Daha sonra ilk ateşlediğimiz obje gelip diğerine çarpıyor. Bu yöntemi stratejik kullanarak toplu katliam yaratabilir, çevredeki her şeyi cephane olarak kullanabiliriz. Önce bir yaratığı nişanladıktan sonra, bir duvarı onun üstüne yıkabilmek ya da yaratıkların üzerine topluca objeleri düşürebilmek mümkün. Bunlar olurken, binaların gerçekçi olarak yıkılacağını düşünmek, fizik teknolojilerinin geldiği son noktanın bir simgesi adeta.
Bir önceki oyundan da hatırlayabileceğimiz Nano Forge, Armageddon’da da değişik özellikleriyle karşımıza çıkacak. Bununla birlikte yıktığımız binaları tamir edebilecek, böylece istediğimiz zaman kendi siperlerimizi de oluşturabileceğiz. Ayrıca, yaratıklar kalabalık gruplar halinde geldikleri zaman, üstlerine shockwave atıp etkisiz hale getirip karşı saldırı düzenleyebileceğiz. Kullanabileceğimiz araçlar ve mech’ler aynen burada da olacak. Mech’lerin boyutlarının biraz daha düşürüldüğü belirtiliyor, ancak kendilerine has özellikleriyle birlikte ölüm kusmaya devam edecekler. Darius’un kullanabileceği özel mech’lerden birisi Exo ismini taşıyor. Bu mech, binalara çok kuvvetli bir şekilde hasar verme özelliğine sahip ve toplu katliam yaratmak için de ideal olacak.
Kaçış yok, savaşacağız
Red Faction’la ilgili enteresan haberlerden birisi de, televizyonlarda yayınlanmak üzere hazırlanan filmi. Red Faction: Origins ismini taşıyacak olan yaklaşık 2 saatlik film, 2011’in Mart ayında gösterilecek. PC’nin yanında; PS3 ve Xbox 360 için de hazırlanmakta olan Red Faction: Armageddon, filmin olduğu gibi 2011’in Mart ayında piyasalardaki yerini alacak.